MATERIALS & METHODS: Twenty-two patients (14 female, 8 male) with recurrent or residual neurocytomas
who underwent gamma-knife radiosurgery (GKS) were included. The diagnosis was based on histological
findings. The proliferative potential of the tumours was examined by immunostaining with MIB-1 antibody,
which is specific for detecting Ki-67 antigen. Tumour volume was determined by using post-gadolinium
magnetic resonance images. Following GKS treatment, MR imaging was scheduled at three-month intervals in
the first year, at six-months intervals in the second year and yearly thereafter.
RESULTS: Histopathological diagnoses were as follows: 18 cases of central neurocytomas, two
liponeurocytomas, one cerebral neurocytoma and one cerebellar neurocytoma. The MIB1 labeling index (LI)
varied from 0% to 5.7%. Marked reduction in tumour volume was seen in 15 patients. In six patients, the
tumour volume remained unchanged and one patient showed progression. No complications due to GKS were
noted. Shrinking effect on tumour volume increased with increasing duration of follow-up. On the other hand,
high MIB labeling index did not seem to have an effect on the tumour response to GKS treatment.
CONCLUSION: Findings of this study suggest that GKS is an effective and safe treatment alternative for
residual or recurrent neurocytomas. However, its effectiveness needs to be confirmed in larger studies.
Keywords: Central neurocytoma, Gamma-knife surgery, MIB-1 labeling index, Liponeurocytoma
Poster Bildiriler / Poster Presentations
199
P106
Vestibüler schwannom tümörleri üzerinde imatinib’in anti-anjiojenik etkilerinin
in vivo korneal anjiojenez modeli ile gösterilmesi
Ulaş Yener
1,3
, Timuçin Avşar
1
, Süheyla Uyar-Bozkurt
2
, Aşkın Şeker
1,3
, Yaşar Bayri
1,3
, Deniz
Konya
1,3
, Türker Kılıç
1,3
1
Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Nöroşirurji Bölümü, İstanbul
2
Marmara Üniversitesi, Nörolojik Bilimler Enstitüsü, Patoloji Laboratuvarı, İstanbul
3
Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Nöroşirürji Anabilim Dalı, İstanbul
1
Marmara University, Faculty of Medicine, Department of Neurosurgery, Istanbul, Turkey
2
Marmara University, Institute of Neurological Sciences, Pathology Laboratory, Istanbul, Turkey
3
Marmara University, Faculty of Medicine, Department of Neurosurgery, Istanbul, Turkey
AMAÇ: Vestibüler schwannoma’lar tüm intrakranial tümörlerin %8-10 unun oluşturmaktadır ve serebellopontin
köşeye lokalize, histopatolojik olarak iyi huylu, yavaş büyüyen Obersteiner-Redlich zonunundaki neoplazik
transformasyondan köken alan tümörlerdir. Vestibüler schwannoma hastalarında tedavinin amacı, tümörün
büyüklüğüne bağlı olarak total eksizyon veya radyocerrahi ile tümör kontrolünün sağlanmasıdır. Ancak cerrahi
olarak total eksizyon uygulandığında tümörün büyüklüğü ile orantılı olarak hastada morbidite oranı artmaktadır.
Bu çalışmanın amacı bir anti-anjiojenik ajan olan imatinibin, sporadik vestibüler schwannoma ve
Nörofibromatozis tip-II (NF-II) vestibüler schwannoma hastalarındaki etkilerinin in vivo korneal anjiojenez
modeli kullanılarak anjiojenez üzerine etkinliğinin incelemesidir
GEREÇ ve YÖNTEM: Çalışmada Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve Marmara Üniversitesi Nörolojik
Bilimler Enstitüsünde 1991-2010 tarihleri arasında opere edilmiş sporadik vestibüler schwannoma ve NF-II
vestibüler schwannoma hastaları retrospektif olarak incelenmiştir. Deneysel çalışmada tümör bankasından
alınan uygun nitelikteki 6 sporadik vestibüler schwannoma dokusu ile 4 NF-II vestibüler schwannoma dokusu
kullanılmıştır. Çalışmada, kullanılan dokuların immünohistokimyasal, western blot ve in vivo korneal anjiojenez
modellemeleri ile imatinib kullanılarak ve kullanılmadan anjiojenik kapasiteleri karşılaştırılmıştır.
BULGULAR: Sporadik vestibüler schwannoma ve NF-II vestibüler schwannoma dokularının in vivo korneal
anjiojenezde normal dokulara oranla anjiojenez yeteneklerinin daha fazla olduğu görülmüştür. Ayrıca sporadik
vestibüler schwannoma dokusunun NF-II vestibüler schwannoma dokusuna göre anjiojenik potansiyelinin daha
fazla olduğu izlenmiştir. İmmünohistokimyasal olarak her iki doku grubunda da anjiojenezin yol ağı olan PDGF
ligand ve reseptörlerinde ekspresyon artışı görülmüştür ve bu bulgu western blot tekniği ile doğrulanmıştır.
İmatinib‘in
etki
gösterdiği
PDGFR-B
ekspresyonunun,
sporadik
vestibüler
schwannoma’larda
immunohistokimyasal olarak anlamlı derece arttığı görülmüştür. Buna paralel olarak korneal anjiojenez
modelinde sporadik vestibüler schwannoma’ların anjiojenezinin imatinib tarafından anlamlı derecede azaltıldığı
izlenmiştir.
SONUÇ: Elde ettiğimiz bulgular sporadik vestibüler schwannoma tümörlerinin tedavisinde, cerrahi ve
radyocerrahi tedaviye ek olarak, antianjiojenik moleküller ile medikal tedavinin uygulanabileceğini
düşündürmektedir. PDGF yol ağının etkinliğinin gösterilmesi ve bu yolun anjiojenezinin antianjiojenik moleküller
ile inhibe edilmesi sonucunda tümörün büyümesinin önüne geçilebileceğini düşünmekteyiz.
Anahtar Kelimeler: Vestibüler Schwannoma, NF-II, Anjiojenez, İmatinib, Kornea modeli
Investigation of imatinib mesylate effect on vestibular schwannoma tumor by
using in vivo corneal angiogenesis model
OBJECTIVES: Vestibular schwannomas (VSs) are histologically benign, encapsulated, and slow growing tumors
that arise from Schwann cells of the vestibular branch of eighth of twelve cranial nerves (Vestibulo-cochlear
nerve) that is located next to porus acusticus internus. The tested hypothesis was that gleevec reduces
angiogenic capacity in patients with VSs and NF-2 associated schwannomas by using corneal angiogenesis
assay. This in vivo therapeutic efficacy might induce new clinical trials in the treatment of VSs and add a
medical treatment option in the armamentarium.
MATERIALS & METHODS: A total of 121 patients were treated by microsurgical VS resection at the School of
Medicine, Neurosurgery Department and Institute of Neurological Sciences of Marmara University, Istanbul,
Turkey between 1988-2009. Randomly selected 10 (6 sporadic VS, 4 NF-2 associated VS) samples were used.
Angiogenic potential of VS and NF-2 associated VSs tumors in response to imatinib were compared with the
healthy subjects by using immunohistochemistry, western blot and corneal angiogenesis assay.
RESULTS: Positive and negative control tissues showed significantly higher and lower angiogenic potential
(p<0.05), compared with both sporadic and NF-2 associated VS tumor groups. Imatinib activity significantly
reduced angiogenic potential, in both sporadic VS and NF-2 associated VS tumour groups. PDGF-A and PDGFR-
alpha as well as PDGF-B and PDGFR-beta expression in sporadic VS and NF-2 associated VS were higher than
the control groups (p<0.05).
CONCLUSION: The results of the present study indicate that NF-2 associated VSs showed significantly higher
angiogenic potential than sporadic VSs. Moreoever, both sporadic and NF-2 associated VSs had significantly
higher angiogenic potential compared with normal brain tissue. We conclude that, in the treatment of VS and
NF-2 tumors, imatinib is an alternative approach to surgical resection and radiosurgery.
Keywords: Angiogenesis, Cornea angiogenesis model, Vestibular Schwannoma, NF-II tumors
Poster Bildiriler / Poster Presentations
200
P107
Dışarıdan verilen üridinin sıçan striatumunda ekstrasellüler üridin nükleotid
düzeylerine etkisi
Esra Örenlili
1
, Fulya Kanar
2
, Esra Işık
3
, Mehmet Cansev
2
1
Uludağ Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Bursa
2
Uludağ Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı, Bursa
3
Uludağ Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Bursa
1
Uludağ University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Biology, Bursa, Turkey
2
Uludağ University, Faculty of Medicine, Department of Pharmacology, Bursa, Turkey
3
Uludağ University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Chemistry, Bursa, Turkey
AMAÇ: Yakın zamanda üridin nükleotidleri (üridin-5-difosfat [UDP] ve üridin-5-trifosfat [UTP] gibi) tarafından
uyarılan reseptörlerin keşfi, bu nükleotidlerin hücre dışına salıverildiğini düşündürmektedir. Ancak ekstrasellüler
UDP ve UTP varlığı sadece in vitro hücre kültürlerinde gösterilebilmiştir. Çalışmamızın amacı beyin ekstrasellüler
sıvısında üridin nükleotidlerinin varlığını ve üridin enjeksiyonu sonrası UDP ve UTP düzey değişimlerini in vivo
şartlarda gösterebilmektir.
GEREÇ ve YÖNTEM: Çalışmamızda in vivo mikrodiyaliz metodu kullanılmıştır. Sıçanların sol striatum bölgesine
(Ön-arka: 1 mm, Lateral: 2.8 mm, Vertikal: 6 mm) anestezi altında mikrodiyaliz probu takılmıştır. Ertesi gün
sıçanların probları Krebs solüsyonu (NaCl: 147 mM, KCl: 3.5 mM, CaCl2: 1.3 mM, MgSO4: 1.2 mM, NaH2PO4:
1.2 mM) ile 2 uL/dk hızında perfüze edilerek birbirini takip eden 3 bazal örnek toplanmış ve ardından sıçanlara
intraperitoneal yolla üridin (0.25, 0.5 ve 1 mmol/kg) enjekte edilmiştir. Örneklerdeki UDP ve UTP düzeyleri
Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi (HPLC) ile analiz edilmiştir.
BULGULAR: Beyin ekstrasellüler sıvısında UDP ve UTP’nin bazal düzeyleri sırasıyla 12 ve 80 pmol/30 dk olarak
tespit edilmiştir. Farklı dozlarda Üridin’in intraperitoneal enjeksiyonu sonrasında beyin ekstrasellüler UDP (2-4
kat; p<0.05) ve UTP (%40-60; p<0.05) düzeyleri artmıştır.
SONUÇ: Çalışmamız, üridin nükleotidleri UDP ve UTP’nin in vivo şartlarda serbestçe dolaşan sıçanların beyin
ekstrasellüler sıvısındaki bazal düzeylerini literatürde ilk olarak bildirmesi bakımından önemlidir. Ayrıca,
çalışmamızda yine literatürde ilk olarak üridin enjeksiyonu sonrası UDP ve UTP’nin beyin ekstrasellüler
sıvısındaki miktarlarının arttığı bildirilmektedir. Bulgularımız beyinde bir pirimidinerjik transmisyonun varlığına
ve bu transmisyonun dışarıdan üridin verilmesiyle artırılabileceğine dair kanıtlar sunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Üridin, UDP, UTP, İn vivo mikrodiyaliz, Striatum
Effects of exogenously administered uridine on striatal extracellular uridine
nucleotide levels
OBJECTIVES: Recent discovery of uridine nucleotide (uridine-5-diphosphate [UDP] and uridine-5-triphosphate
[UTP])-stimulated receptors suggests that these nucleotides are released from cells. However, existences of
extracellular UDP and UTP have only been demonstrated in vitro cell cultures. The objectives of our study were
to demonstrate existences of uridine nucleotides in brain extracellular fluid and to investigate the changes in
levels of extracellular UDP and UTP following exogenous uridine under in vivo conditions.
MATERIALS & METHODS: We used in vivo microdialysis method in our study. A microdialysis probe was
inserted into the left striata (Antero-posterior: 1 mm, Lateral: 2.8 mm, Vertical: 6 mm) of rats under general
anesthesia. Next day, 3 consecutive basal samples were collected by perfusing the probe with Krebs solution
(NaCl: 147 mM, KCl: 3.5 mM, CaCl2: 1.3 mM, MgSO4: 1.2 mM, NaH2PO4: 1.2 mM) at a rate of 2 uL/min and
then rats were injected with intraperitoneal uridine (0.25, 0.5 and 1 mmol/kg). Levels of UDP and UTP were
analyzed using High Performance Liquid Chromatography (HPLC).
RESULTS: Basal levels of UDP and UTP in brain extracellular fluid were 12 and 80 pmol/30 min, respectively.
Brain extracellular UDP and UTP levels were increased by 2-4 fold (p<0.05) and 40-60% (p<0.05) following
different doses of uridine injection, respectively.
CONCLUSION: Our study is the first in the literature reporting basal brain extracellular levels of UDP and UTP
in vivo. Additionally, our study is the first to report the increases in extracellular UDP and UTP levels following
peripheral uridine injection. Our findings present the evidence that a pyrimidinergic transmission exists in brain
and that it could be enhanced by exogenous uridine administration.
Keywords: Uridine, UDP, UTP, In vivo microdialysis, Striatum
Poster Bildiriler / Poster Presentations
201
P108
Dışarıdan verilen üridinin sıçan striatumunda ekstrasellüler asetilkolin ve kolin
düzeylerine etkisi
Fulya Kanar
1
, Esra Örenlili
2
, Sami Aydın
1
, Mehmet Cansev
1
1
Uludağ Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı, Bursa
2
Uludağ Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Bursa
1
Uludağ University, Faculty of Medicine, Department of Pharmacology, Bursa, Turkey
2
Uludağ University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Biology, Bursa, Turkey
AMAÇ: Üridin hücrelerde çeşitli rolleri olan endojen bir nükleoziddir. Yakın zamanda üridin nükleotidleri
tarafından uyarılan reseptörlerin keşfi, üridin nükleotidlerinin hücre dışına salıverilebileceğini ve reseptörlerini
uyararak beyinde nörotransmisyona etkisi olabileceğini düşündürmektedir. Çalışmamızın amacı sıçanlara üridin
enjeksiyonu sonrası beyin ekstrasellüler sıvısında Asetilkolin ve kolin düzey değişimlerini in vivo şartlarda
incelemektir.
GEREÇ ve YÖNTEM: Çalışmamızda in vivo mikrodiyaliz metodu kullanılmıştır. Sıçanların sol striatum bölgesine
(Ön-arka: 1 mm, Lateral: 2.8 mm, Vertikal: 6 mm) anestezi altında mikrodiyaliz probu takılmıştır. Ertesi gün
sıçanların probları eserin (10 uM) içeren Krebs solüsyonu (NaCl: 147 mM, KCl: 3.5 mM, CaCl2: 1.3 mM, MgSO4:
1.2 mM, NaH2PO4: 1.2 mM) ile 2 uL/dk hızında perfüze edilerek birbirini takip eden 3 bazal örnek toplanmış ve
ardından sıçanlara intraperitoneal yolla üridin (1 mmol/kg) enjekte edilmiştir. Örneklerdeki Asetilkolin ve kolin
düzeyleri Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi (HPLC) ile analiz edilmiştir.
BULGULAR: Üridin enjeksiyonu sonrası beyin ekstrasellüler sıvısında Asetilkolin düzeyleri 2-2.5 kat (p<0.05)
artarken, kolin düzeyleri ise %50 oranında (p<0.05) azalmıştır.
SONUÇ: Çalışmamız periferik üridin uygulaması sonrası sıçanların beyin ekstrasellüler sıvısında Asetilkolin
düzeylerinin arttığını ve buna paralel olarak kolin düzeylerinin azaldığını bildiren literatürdeki ilk çalışmadır.
Bulgularımız beyinde bir pirimidinerjik transmisyonun varlığına ve bu transmisyonun kolinerjik sistemle
etkileştiğine dair kanıtlar sunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Üridin, Asetilkolin, Kolin, In vivo mikrodiyaliz, Striatum
Effects of exogenously administered uridine on striatal extracellular
acetylcholine and choline levels
OBJECTIVES: Uridine is an endogenous nucleoside which has various roles in cells. Recent discovery of uridine
nucleotide-stimulated receptors suggests that uridine nucleotides could affect neurotransmission by stimulating
their receptors after being released from brain cells. The objective of our study is to investigate the changes in
levels of acetylcholine and choline in brain extracellular fluid after peripheral uridine injection to rats.
MATERIALS & METHODS: We used in vivo microdialysis method in our study. A microdialysis probe was
inserted into the left striata (Antero-posterior: 1 mm, Lateral: 2.8 mm, Vertical: 6 mm) of rats under general
anesthesia. Next day, 3 consecutive basal samples were collected by perfusing the probe with serine-containing
(10 uM) Krebs solution (NaCl: 147 mM, KCl: 3.5 mM, CaCl2: 1.3 mM, MgSO4: 1.2 mM, NaH2PO4: 1.2 mM) at a
rate of 2 uL/min and then rats were injected with intraperitoneal uridine (1 mmol/kg). Levels of acetylcholine
and choline were analyzed using High Performance Liquid Chromatography (HPLC).
RESULTS: Intraperitoneal uridine injection to rats enhanced brain extracellular acetylcholine levels by 2-2.5
fold (p<0.05) while it decreased choline levels by 50% (p<0.05).
CONCLUSION: Our study is the first in the literature which shows that peripheral injection of uridine enhances
brain extracellular acetylcholine levels while decreasing those of choline. Our findings present evidence that a
pyrimidinergic transmission exists in the brain which interacts with cholinergic neurotransmission.
Keywords: Uridine, Acetylcholine, Choline, In vivo microdialysis, Striatum
Poster Bildiriler / Poster Presentations
202
P109
Deneysel nöropatide agmatinin antiallodinik etkisi ve bu etkide nitrerjik
sistemin rolü
Soner Mete, Fazilet Aksu
Çukurova Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Farmakoloji Anabilim Dalı, Adana
Çukurova University, Faculty of Medicine, Department of Pharmacology, Adana, Turkey
AMAÇ: Çalışma, nöropati oluşturulmuş farelerde agmatin’in antiallodinik etkisini ve bu etkide nitrerjik sistemin
rolünün olup olmadığını incelemek amacıyla geliştirilmiştir.
GEREÇ ve YÖNTEM: Deneylerde erkek balb/c fareler kullanıldı. Çalışmalar Çukurova Üniversitesi Tıbbi Bilimler
Deneysel Araştırma ve Uygulama Merkezi (TIBDAM) yönergesine göre etik kurul onayı alınarak yapıldı.
Nöropatik ağrı, cold-plate sistemi kullanılarak soğuk allodini testi ile değerlendirildi. Cold Plate Latansı (CPL),
saniye olarak ölçüldü, sonuçların istatistiksel analizi tek yönlü ANOVA, post-hoc Student Newman Keuls testi ile
yapıldı. Fareler naive, sham, nöropati (NP) ve agmatin+NP gruplarına ayrıldı. Ayrıca, agmatinin antiallodinik
etkisinde nitrerjik sistemin rolünü araştırmak için nitrik oksid prekürsörü L-arjinin (L-Arg) ve nitrik oksit sentez
inhibitörü L-NAME ile gruplar oluşturuldu.
BULGULAR: Cold plate testinde sham ve NP gruplarında CPL naive grubuna göre belirgin olarak azaldı
(allodinik etki). Ayrıca sham ve NP grupları arasında da anlamlı farklılık vardı. Bu nedenle deneylerin bundan
sonraki kısmında kontrol grubu olarak sham grubu kullanıldı. Agmatin NP grubunda görülen soğuk allodiniyi
azalttı (antiallodinik etki). L-arjinin tek başına kullanıldığında antiallodinik etki göstermedi, tersine nöropatik
ağrıyı arttırdı. Agmatin ise L-arjinin’in bu etkisini önledi. L-NAME tek başına kullanıldığında antiallodinik etki
gösterirken agmatinle birlikte kullanıldığında bu maddenin etkisini arttırdı.
SONUÇ: Bu çalışmanın sonuçlarına göre santral sinir sisteminde yeni bir nörotransmiter olan agmatinin fare
nöropatik ağrı modelinde antiallodinik etkisi olduğu ve bu etkide nitrik oksid inhibisyonunun rolü olduğu
söylenebilir. Bu sonuçları daha ileri çalışmalarla desteklemek üzere spesifik maddelerle deneylerimiz devam
etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Agmatin, Soğuk allodini, Nöropatik ağrı, Nitrik oksid, Fare
Antiallodynic effect of agmatine in experimental neuropathy and the role of
nitrergic system in this effect
OBJECTIVES: The aim of the present study was to investigate the possible effect of agmatine in experimental
neuropathic pain and whether nitrergic system mediates this effect or not.
MATERIALS & METHODS: Male balb/c mice were used in all experiments. Experiments had been carried out
after obtaining approval of Cukurova University Medical Sciences Research Center (TIBDAM). Experimental
neuropathy was developed by ligation sciatic nerve of mice. Neuropathic pain was tested by cold allodynia using
cold-plate test. Mice were divided into naive, sham, neuropathy (NP), agmatine+NP groups. Also the effect of
nitric oxide modulators such as L-arginine, a nitric oxide precursor, and L-NAME, a nitric oxide synthase
inhibitor were evaluated for the role of nitric oxide on the antiallodynic effect of agmatine. Cold plate latency
(CPL) were recorded in second. One-way analysis of variance followed by post-hoc Student Newman-Keuls test
was used for the statistical analysis.
RESULTS: CPL was decreased significantly in sham-operated and NP groups compared to naive group. CPL of
sham-operated group was also different from naive group, so sham group was used as control afterwards.
Agmatine decreased cold allodynia in neuropathic mice. L-arginine did not show any antiallodynic effect,
contraversely enhanced neuropathic pain. Agmatine reversed this effect of L-arginine. L-NAME induced
antiallodynia when used alone and also increased antiallodynic effect of agmatine.
CONCLUSION: Our results demonstrated that agmatine which is a new transmitter in the central nervous
system has antiallodynic effect in experimental neuropathic pain. The other results obtained by using nitric
oxide modulators indicate that inhibition of NOS may mediate this effect. Our studies are going on with spesific
agents to obtain supporting evidence of these results.
Keywords: Agmatine, Cold allodynia, Neurophatic pain, Nitric oxide, Mice
Poster Bildiriler / Poster Presentations
203
P110
Dostları ilə paylaş: |