Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları



Yüklə 1,73 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə53/78
tarix02.01.2022
ölçüsü1,73 Mb.
#44723
1   ...   49   50   51   52   53   54   55   56   ...   78
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları - John Perkins ( PDFDrive.com )

Vicdanını, yazmanın  zamanı  geldiğine  karar

verdim. Ama  bunu  gizli  tutmak  için  bir  çaba  da

harcamadım.

Bugün


bile,

yalnız


başına

yazabilen  bir  yazar  değilim.  Yaptığım  işi

tartışma  gereği  duyuyorum.  Diğer  insanlardan

esinlenirim  ve  onlardan  geçmişteki  olayları

hatırlayıp,  bunları  bir  perspektif  içine  koymak

konusunda  yardım  isterim.  Tepkilerini  almak

için, üzerinde çalıştığım bölümleri arkadaşlarıma

okumak  isterim.  Bunun  risklerinin  farkındayım

ama  yine  de  yazmak  için  başka  bir  yol

bilmiyorum.  Dolayısıyla,  MAIN’de  geçirdiğim

süre  ile  ilgili  bir  kitap  yazmakta  olduğum  bir  sır

değildi.


1987’de  bir  öğleden  sonra,  eski  MAIN

ortaklarından  biri  beni  arayıp,  Stone&Webster

Mühendislik  Şirketi’nde  (SWEC)  çok  kazançlı



bir  danışmanlık  işi  teklif  etti.  SWEC  o  zamanlar

dünyanın  ileri  gelen  mühendislik  ve  inşaat

firmalarından  biri  olup,  enerji  sektörünün

değişen  ortamında  kendine  bir  yer  edinmeye

çalışıyordu.  Kontratımda  benim,  IPS’de  olduğu

gibi enerji geliştirme dalında, şirketin yeni bir alt

kuruluşuna

rapor


vereceğim

belirtiliyordu.

Herhangi  bir  uluslararası  veya  ET  tipi  projede

yer  almamın  istenilmeyeceğini  öğrenmek  beni

rahatlattı.

Aslında  pek  fazla  bir  şey  yapmam  da

beklenmiyordu.  Başarılı  olmuş  bir  bağımsız

enerji firması kurup yönetmiş az sayıda insandan

biriydim  ve  sektörde  çok  iyi  bir  ünüm  vardı.

SWEC’in  birincil  olarak  istediği,  özgeçmişimi

kullanıp,  adımı  danışmanları  listesine  yazmaktı

ki  bunda  yasa  dışı  herhangi  bir  taraf  olmayıp,

standart  endüstri  yöntemleriyle  de  uyumlu  idi.

Teklif  bana  özellikle  çekici  gelmişti;  çünkü  bazı

nedenlerden

dolayı,


IPS’yi

satmayı


düşünüyordum.  SWEC  saflarına  katılıp  şahane

bir ücret alma fikri gayet iyi görünüyordu.




İşe  alındığım  gün,  SWEC’in  CEO’su  beni

yemeğe  davet  etti.  Şundan  bundan  konuşurken,

bir  tarafımın,  karmaşık  bir  enerji  firmasını

yönetme  sorumluluğunu,  bir  tesisin  yapımı

sırasında  yüzden  fazla  insanın  sorumluluğunu

taşımayı  ve  elektrik  santralleri  inşa  edip

işletmekle  ilgili  tüm  risklerle  uğraşmayı  geride

bırakıp,  danışmanlık  işine  geri  dönmeye  hevesli

olduğunu  fark  ettim.  Bana  teklif  edeceğini

bildiğim  hatırı  sayılır  ücreti  nasıl  harcayacağımı

düşünmüştüm  bile.  Diğer  yandan,  onu,  kâr

amacı  olmayan  bir  kuruluş  yaratmak  için

kullanmaya karar vermiştim.

Tatlılarımızı  yerken  CEO,  yayınlanmış  tek

kitabım  olan



Stresten  Arınmış  Alışkanlık,

konusunu  açtı.  Hakkında  çok  iyi  şeyler

duyduğunu  söyledi.  Sonra  da,  gözlerimin  içine

bakarak,  “Başka  kitap  yazmaya  niyetiniz  var

mı?” diye sordu.

Midemde  bir  düğüm  hissettim.  Birdenbire,

tüm  bunların  ne  anlama  geldiğini  anlamıştım.

Hiç  tereddütsüz,  “Hayır,”  dedim.  “Şu  anda




başka bir kitap yayınlamayı düşünmüyorum.”

“Bunu  duyduğuma  sevindim,”  dedi.  “Bu

şirkette

gizliliğe

önem

veririz.



Aynen

MAIN’deki gibi.”

“Bunu anlıyorum.”

Gülerek


sandalyesinde

geriye


yaslandı,

rahatlamış  görünüyordu.  “Tabii,  son  kitabınız

gibi  stresle  baş  etme  ve  onun  gibi  şeylerden

bahseden  kitaplar,  son  derece  uygun.  Bazen  bir

adamın

kariyerine

yardımcı

bile


olurlar.

SWEC’in  bir  danışmanı  olarak,  bu  tip  şeyleri

yayınlamakta

serbestsiniz.”

Bir

tepki


beklercesine bana baktı.

“Bunu bilmek iyi.”

“Evet,  son  derece  uygun. Ancak,  söylemeye

gerek


yok

ama


bu

şirketin

isminden

kitaplarınızda

asla

bahsetmeyeceksiniz



ve

buradaki  işimizin  doğası  ile  veya  MAIN’de

yapmış

olduklarınızla

ilgili

hiçbir


şey

yazmayacaksınız.

Politik

konulardan

veya

uluslararası  bankalarla  olan  ilişkilerimiz  ve




kalkınma  projeleri  ile  ilgili  hiçbir  şeyden  söz

etmeyeceksiniz.”  Bana  baktı.  “Basit  bir  gizlilik

meselesi.”

“Söylemeye gerek yok,” diye onu rahatlattım.

Bir  an  için,  kalbimin  durduğunu  sandım.

Endonezya’da Howard Parker’in  yanında,  Fidel

ile  birlikte  arabayla  Panama  Şehri’nin  içinden

geçerken ve Paula ile Kolombiya’da bir kahvede

otururken hissetmiş olduklarıma benzer, eski bir

his  geri  geldi.  Kendimi  -yine-  satıyordum.  Bu

yasal açıdan bir rüşvet değildi; bu şirketin adımı

bordrosunda  göstermek,  önerilerim  için  bana

başvurmak  ve  zaman  zaman  bir  toplantıda  boy

göstermem  için  bana  para  ödemesi  son  derece

olağan  ve  yasaldı,  ama  işe  alınmamın  ardındaki

gerçek nedeni anlamıştım.

Bana,  üst  düzey  bir  yöneticinin  maaşına

eşdeğer bir yıllık ücret teklif etti.

O  gün,  daha  sonra,  şaşkın  bir  vaziyette  bir

havaalanında  oturmuş,  beni  Florida’ya  geri

götürecek  uçağı  bekliyordum.  Kendimi  bir

fahişe  gibi  hissediyordum.  Daha  da  kötüsü,




kızıma,  aileme  ve  ülkeme  ihanet  ettiğimi

düşünüyordum.  Ama



‘'Zaten  başka  çarem

yoktu,' dedim  kendime.  Rüşveti  kabul  etmesem,

ardından tehditlerin geleceğini biliyordum.





Yüklə 1,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   49   50   51   52   53   54   55   56   ...   78




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin