Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları



Yüklə 1,73 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/78
tarix02.01.2022
ölçüsü1,73 Mb.
#44723
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   78
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları - John Perkins ( PDFDrive.com )

inatçı,  huysuz

ve

kindar

gibi  sözcükler



kullanmışlardı.

Oysa o zamanlar kabul etmeye hazır olmasam

da, Howard benim  en  akıllı  hocalarımdan  biri

olacaktı. Hiçbir zaman Claudine’nin bana vermiş

olduğu  gibi  bir  eğitim  almamıştı.  Sanırım  onu

çok  yaşlı,  belki  de  fazla  inatçı  bulmuşlardı.  Ya

da  belki  benim  gibi  daha  uysal,  esnek  ve  uzun

vadeli  birini  ayartana  kadar,  onu  sadece  kısa

vadeli bir çalışan olarak görmüşlerdi. Öyle ya da

böyle, Howard onlar  açısından  bir  sorun  oldu.

Durumu ve kendisinden oynamasını istenen rolü

açıkça  görmüştü  ve  o  bu  oyunda  bir  piyon

olmamaya  niyetliydi.  Einar  ile  Charlie’nin  onu

tanımlamak için kullandığı tüm sıfatlar uygundu

ama  inatçılığının  hiç  olmazsa  bir  kısmı  onların

uşağı  olmamak  konusundaki  kararlılığından

kaynaklanıyordu.  Ekonomik  Tetikçi  deyimini

duymuş  olduğunu  sanmıyorum  ama  kendisini

kabul

edemeyeceği



bir

tür


emperyalizmi

desteklemek  için  kullanmayı  düşündüklerini

biliyordu.

Bir  gün Howard,  Charlie ile  yaptığımız  bir




toplantıdan  sonra  beni  kenara  çekti.  Kullandığı

işitme cihazının sesini ayarlayan küçük kutunun

ayarlarıyla

oynadı


ve

“Konuşacaklarımız

aramızda  kalacak,”  dedi  alçak  bir  sesle.

Paylaştığımız

ofisin

penceresinin

önünde

durmuş,  PLN  binasının  yanından  geçen  durgun



kanala  bakıyorduk.  Genç  bir  kadın  kanalın  pis

sularında  yıkanırken,  bir  yandan  da  çıplak

vücuduna  gevşekçe  sardığı  sarong  ile  elinden

geldiğince

örtünmeye

çalışıyordu.

“Bu

ekonominin  patlayacağı  konusunda  seni  ikna



etmeye çalışacaklar,” dedi. “Charlie acımasızdır.

Seni etkilemesine izin verme.”

Sözleri  bende  sanki  batıyormuşum  hissini

yarattı.  Ama  bir  yandan  da  Charlie’nin  haklı

olduğu  konusunda  onu  ikna  etmek  istiyordum;

ne  de  olsa  kariyerim  MAIN’deki  patronlarımı

memnun etmeme bağlıydı.

“Bu  ekonomi  tabii  ki  patlayacak,”  dedim,

gözlerimi  kanaldaki  kadından  alamadan.  “Şu

olanlara bir baksana!”

“İşte,” diye mırıldandı, karşımızdaki sahnenin



farkında

bile


olmadan.

“Seni


şimdiden

kandırmışlar bile, değil mi?”

Kanalın  biraz  yukarısındaki  bir  hareket

dikkatimi  çekti.  Yaşlıca  bir  adam  kanalın

yanından  aşağıya  inmiş,  pantolonunu  indirmiş

ve  suyun  kenarında  çömelerek  tuvaletini

yapmaya başlamıştı. Genç kadın onu gördü ama

yıkanmaya da devam etti.

Dönüp  Howard’a  baktım.  “Dünkü  çaylak

değilim,”  dedim.  “Genç  olabilirim  ama  Güney

Amerika’da  üç  yıl  geçirdim.  Petrol  bulunduğu

zaman  neler  olabileceğini  gördüm.  Her  şey  çok

çabuk değişir.”

“Ben  de  çaylak  değilim,”  dedi  alaycı  bir

şekilde.  “Hem  de  hayli  zamandan  beri.  Sana  bir

şey  söyleyeceğim  genç  adam.  Sizin  şu  petrol

bulunması  hikâyeleriniz  falan  umurumda  değil.

Ben  tüm  hayatım  boyunca  enerji  yükü

tahminlerinde  bulundum.  Büyük  Bunalım’da,

İkinci Dünya Savaşı sırasında, ekonomik kriz ve

yükseliş  zamanlarında...  Route  128’in,  sözde

Massachusetts  Mucizesi’nin  Boston  için  ne




[23]

yaptığını  gördüm.

Ve  şunu  da  kesinlikle

söyleyebilirim  ki,  enerji  yükü  hiçbir  zaman

sürekli  olarak  yılda  %  7  ila  9’dan  fazla  artmadı.

O  da  en  iyi  zamanlarda.  %6  çok  daha

mantıklıdır.”

Ona  bakakaldım.  Bir  yanım  doğru  olduğunu

biliyordu

ama


kendimi

savunmada

hissediyordum.  Vicdanımı  rahatlatmak  için  de

olsa,  onu  ikna  etmek  zorunda  olduğumu

biliyordum.

“Burası  Boston  değil, Howard,” dedim.  “Şu

ana  kadar  kimsenin  elektrik  bile  bulamadığı  bir

ülkedeyiz. Burada işler değişik.”

Topuklarının

üzerinde

döndü

ve


beni

uzaklaştırmak  istercesine  elini  salladı.  “İyi

öyleyse,”  diye  homurdandı.  “Sat  kendini.

Sonunda  ne  bulacağın  umurumda  bile  değil.”

Sandalyesini  çekip  masasının  arkasına  çöktü.

“Ben  tahminlerimi  inandığım  şeylere  göre

yapacağım;  boş  vaatlerde  bulunan  ekonomik

raporlara göre değil.” Kalemini aldı ve bir şeyler




karalamaya başladı.

Bu  görmezden  gelemeyeceğim  bir  meydan

okumaydı.  Gidip  masasının  önüne  dikildim.

“Ben  herkesin  beklediği  gibi  Kaliforniya’daki

altına

hücumu


anımsatacak

bir


patlama

öngörürken,  sen  1960’ların  Boston’unu  andıran

bir  yük  büyümesi  tahmininde  bulunursan,

oldukça aptal görüneceksin.”

Kalemi  masanın  üstüne  atıp  dik  dik  bana

baktı.


“Vicdansızlık

bu


yaptığınız!

Sen!


Hepiniz!”  Kollarını  açarak  ofisi  gösterdi,  “Siz

ruhunuzu  şeytana  satmışsınız.  Sadece  para  için

bu  iştesiniz.  Şimdi...”  Sahte  bir  sırıtışla  elini

gömleğinin  altına  attı.  “İşitme  cihazımı  kapatıp

işime bakıyorum.”

Altüst  olmuştum.  Odadan  hışımla  çıkarak

Charlie’nin  ofisine  yöneldim.  Ama  yarı  yolda

durdum.  Ne  elde  etmeye  çalışıyordum?  Dönüp

merdivenlerden  indim  ve  dışarı,  akşamüstü

güneşine  çıktım.  Az  önceki  genç  kadın

vücuduna  sıkıca  sardığı sarongu ile  kanaldan

çıkıyordu.  Yaşlı  adam  ortadan  yok  olmuştu.




Birkaç  oğlan  çocuğu  birbirlerine  su  atarak  ve

bağrışarak,  kanalda  oynuyordu.  Yaşlı  bir  kadın

dizine  kadar  suyun  içinde  durmuş,  dişlerini

fırçalıyor, bir diğeri çamaşır çitiliyordu.

Boğazımda

kocaman

bir


yumrunun

büyüdüğünü  hissettim.  Kanaldan  gelen  keskin

kokuyu  duymamaya  çalışarak  kırık  bir  beton

bloğun


üstüne

oturdum.

Gözyaşlarımı

engellemek  için  mücadele  ederken,  bir  yandan

da  kendimi  neden  öyle  berbat  hissettiğimi

anlamaya çalışıyordum.




Yüklə 1,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   78




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin