BULGULAR: Çalışmamızda beta amiloidin, LVSCC A1C ekspresyonu ve NGF seviyelerini arttırdığı VDR
ekspresyonunu azalttığı, nöron hasarına sebep olduğu saptandı. Diğer taraftan beta amiloid uygulamasından
önce vitamin D verilmesinin, beta amiloidin bu etkileri göstermesini ve oluşturduğu nöron hasarını engellediği
gözlendi. Beta amiloid uygulamasından sonra vitamin D verildiğinde ise LVSCC A1C ekspresyonunun ve NGF
seviyelerinin artmadığı ancak oluşan nöron hasarının geriye döndürülemediği saptandı.
SONUÇ: Sonuç olarak, beta amiloid uygulamasıyla VDR, LVSCC A1C ve NGF’de görülen değişiklikler vitamin D
uygulamasıyla geri döndürülebilmekte, oluşan nöron hasarının engellenmesi ise ancak önceden vitamin D
verilmesiyle mümkün olmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Alzheimer hastalığı, Vitamin D, VDR, Kalsiyum kanalları, NGF
İ.Ü. Etik Komitesi tarafından onaylanmıştır (23797/20.09.2006). TUBİTAK (107S041), İ.Ü. BAP Birimi (548)
tarafından desteklenmiştir.
The suppression of vitamin D receptor by Aβ and the effects of vitamin D on the
Aβ induced alterations of the LVSCC-A1C expression and NGF release
OBJECTIVES: Amyloid-β (Aβ) is the core component of amyloid plaques of Alzheimer’s disease (AD). The
effects of Aβ include damage to neuronal plasma membrane, disruption of Ca2+ homeostasis, and alterations of
neurotrophic factor levels. The aim of this study was to determine the effects of Aβ treatment on vitamin D
receptor (VDR), L-type voltage sensitive calcium channels A1C (LVSCC-A1C), NGF, and observing the effects of
vitamin D treatment on Aβ induced alterations in primary cortical neurons. As to the latter, we aimed to test
the suggested neuroprotective role of vitamin D as a neglected neurosteroid.
MATERIALS & METHODS: The expressions of VDR and LVSCC A1C were studied with qRT-PCR and Western
blotting. NGF and cytotoxicity levels were determined by ELISA. Apoptotic cell death was investigated with
caspase-3 protein expression by Western blotting.
RESULTS: Our results showed that the Aβ triggers neurodegeneration not only by inducing LVSCC A1C
expression and NGF levels and but also by dramatically suppressing VDR expression. Administration of vitamin
D to this model protected neurons by preventing cytotoxicity and apoptosis, and also by downregulating LVSCC
A1C and upregulating VDR. Additionally, vitamin D brought NGF expression to a state of equilibrium and did not
show its apoptosis inducing effects.
CONCLUSION: Consequently, prevention of Aβ toxicity which was one of the major component of AD type
pathology by vitamin D treatment and understanding how Aβ affects vitamin D related pathways, might open
up new frontiers in clarifying molecular mechanisms of neurodegeneration and provide basis for novel
perspectives in both preventing and treating AD.
Keywords: Alzheimer’s disease, Vitamin D, VDR, Calcium channels, NGF
Approved by Ethics Comittee of Istanbul University (23797/20.09.2006). Supported by TUBITAK (107S041) and
Istanbul University BAP (548).
Sözel Bildiriler / Oral Presentations
76
S20
Primer kortikal nöronlarda vitamin D reseptör geni susturulmasının kalsiyum
kanalları LVSCC-A1C ve LVSCC-A1D ve NGF üzerine etkisi
Duygu Gezen-Ak, Erdinç Dursun, Selma Yılmazer
İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı, İstanbul
Istanbul University, Cerrahpasa Faculty of Medicine, Department of Medical Biology, Istanbul, Turkey
AMAÇ: Tüm vücutta steroid benzeri etkileri olan vitamin D, nüklear bir steroid reseptörü olan vitamin D
reseptörü (VDR) ile 1.000’in üzerinde genin anlatımını düzenler. Beyinde vitamin D biyosentez ve yıkımının
gerçekleştiği ve vitamin D’nin etkisini gösterebilmesi için gerekli olan VDR ekspresyonunun beynin çeşitli
bölgelerinde bulunduğu saptanmıştır. Çalışmamızda, vitamin D ve vitamin D tarafından tetiklenen hücre içi
yolaklarda görev alan ve nöronun sağkalımında rol oynayan anahtar proteinlerdeki değişiklikleri saptamayı ve
vitamin D eksikliğinin nöron yaşamı ve nörodejenerasyon üzerindeki etkisini araştırmayı amaçladık.
GEREÇ ve YÖNTEM: Bu amaçla serebral korteksden hazırlanan primer nöron kültürlerinde VDR siRNA
uygulaması ile VDR geni susturuldu. Daha sonra qRT-PCR yöntemi ile VDR, LVSCC-A1C ve LVSCC-A1D
genlerinin mRNA ve Western blot tekniğiyle protein seviyelerindeki değişiklikler saptandı. Ayrıca primer kortikal
nöron kültüründe NGF proteinindeki değişimler ELISA yöntemi ile belirlendi. Tüm gruplara sitotoksisite testi
uygulandı.
BULGULAR: Primer kortikal nöronlarda LVSCC A1C mRNA ve protein miktarlarının VDR baskılanmasına ve kısa
süreli vitamin D eksikliğine cevaben oldukça hızlı bir şekilde yükseldiği ve kortikal nöronlarda NGF miktarlarının
azaldığı saptandı. LVSCC-A1D mRNA ve protein seviyelerinin ise VDR baskılanmasından etkilenmediği, ancak
vitamin D uygulaması ile baskılandığı belirlendi.
SONUÇ: Bu sonuçlar serebral kortekse ait nöronlarda oluşturulan vitamin D eksikliği modelinin, yaşlanmanın ve
nörodejenerasyonun oluşum mekanizmaları için in vitro deneysel bir model oluşturabileceğini ve sürekli vitamin
D eksikliği durumunda nöronların yaşlanmaya ve nörodejenerasyona karşı korumasız hale gelebileceğini
düşündürmektedir. Sonuçlarımız vitamin D’nin beyin için vazgeçilmez bir molekül olabileceğini göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Vitamin D, VDR, siRNA, nörodejenerasyon, Kalsiyum kanalları
İ.Ü. Etik Komitesi tarafından onaylanmıştır (23797/20.09.2006). TUBİTAK (107S041), İ.Ü. BAP Birimi (548)
tarafından desteklenmiştir.
The expression levels of calcium channels LVSCC-A1C and LVSCC-A1D and the
release of NGF in VDR silenced cortical neurons
OBJECTIVES: Recent studies have indicated some clues on that vitamin D can act on cells of the nervous
system. Our previous study has shown that amyloid β (Aβ) treatment eliminated VDR protein in cortical
neurons. These results might indicate the potential role of vitamin D and vitamin D mediated mechanisms in
neurodegeneration. However there was no data about the regulation of these proteins under the condition of
VDR repression. The aim of this study was to investigate the expression levels of L-type voltage sensitive
calcium channels LVSCC-A1C, LVSCC -A1D and NGF in VDR silenced primary cortical neurons.
MATERIALS & METHODS: qRT-PCR and Western blotting methods were performed for determining the
expressions of VDR and LVSCC-A1C and A1D. NGF and cytotoxicity levels were determined by ELISA. Apoptotic
cell death was investigated with TUNEL method.
RESULTS: Our findings showed that the mRNA and protein levels of LVSCC A1C increased rapidly in cortical
neurons whereas LVSCC A1D mRNA and protein levels did not change and NGF release decreased in response
to VDR down-regulation. Also vitamin D regulated the LVSCC-A1C via VDR but may not LVSCC-A1D.
CONCLUSION: Our results indicated that the absence of VDR could disrupt LVSCC-A1C and NGF production
and the neurons could be vulnerable against aging and neurodegeneration and, if combined with Aβ toxicity, it
is possible to explain some of the events that are already seen in neurodegeneration.
Keywords : Vitamin D, VDR, siRNA, Neurodegeneration, Calcium channels.
Approved by Ethics Comittee of Istanbul University (23797/20.09.2006). Supported by TUBITAK (107S041) and
Istanbul University BAP (548).
Sözel Bildiriler / Oral Presentations
77
S21
Identification of PSEN1 and PSEN2 gene mutations in Turkish patients
Ebba Lohmann
1*
, Rita J. Guerreiro
2,3,4*
, N. Luu
4
, B. Dursun
5
, N. Gurulian
3
, Başar Bilgiç
1
, Hakan
Gürvit
1
, Murat Emre
1
, Haşmet Hanağası
1
, John Hardy
3
, Andrew Singleton
4
1
Department of Neurology, Istanbul Medical School, Istanbul University, Istanbul, Turkey
2
Center for Neuroscience and Cell Biology, University of Coimbra, Coimbra, Portugal
3
Department of Molecular Neuroscience, Institute of Neurology, London, United Kingdom
4
Laboratory of Neurogenetics, National Institute on Aging, National Institutes of Health, Bethesda, Maryland, United States of
America
5
Istanbul University, Institute for Experimental Medicine, Istanbul, Turkey
*These authors contributed equally to this work.
OBJECTIVES: Although mutations in three genes, amyloid precursor protein (APP), presenilin 1 (PSEN1), and
presenilin 2 (PSEN2), have been identified as genetic causes of early onset Alzheimer s disease (AD), there has
been no report on a mutation of one of these genes in Turkey.
MATERIALS & METHODS: In order to assess the frequency of mutations in PSEN1, PSEN2 and APP in a
Turkish cohort of familial dementia, exons 3-12 of PSEN1 and PSEN2 and exons 16 and 17 of APP were PCR
amplified and sequenced in 100 families originating from Turkey (n=92), Bulgaria (n=3), Greece (n=3),
Macedonia (n=1) and Iran (n=1) with different types of dementia such as AD, fronto-temporal dementia (FTD),
Lewy body dementia and also atypical cases. Age at onset ranged from 41 to 84 years (mean age at onset:
66±9,8 years).
RESULTS: Three Turkish families and 1 family from Iran were found to have PSEN1 gene mutation carriers
(H163R, L134R, L262V, H214Y, age at onset: 41, 50, 64 and 52 years). In the index case from one family from
Macedonia the R71W mutation of PSEN2 gene was found (age of onset: 65 years). The phenotype of the
carriers varied from rapid progressing AD to FTD phenotype, but also spasticity and seizures have been
observed.
CONCLUSION: These findings suggest that PSEN gene mutations might not be uncommon in Turkey in various
phenotypes of dementia. For this, genetic analysis should become a common diagnostic implement, not only for
the identification of the genetic disease but also for the appropriate genetic counselling.
Keywords: Alzheimer disease, PSEN1, PSEN2, APP, Turkey
Sözel Bildiriler / Oral Presentations
78
S22
İskemik strokda kemokin SDF1 3A’nın rolü
Makbule Aydın
1
, Cem İsmail Küçükali
1
, Elif Özkök
1
, Selçuk Daşdemir
2
, Hümeyra Gökçe
2
, Bedia
Çakmakoğlu
2
1
İstanbul Üniversitesi, Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü, Sinirbilim Anabilim Dalı, İstanbul
2
İstanbul Üniversitesi, Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü, Moleküler Tıp Anabilim Dalı, İstanbul
1
Istanbul University, Institute of Experimental Medicine, Department of Neuroscience, Istanbul, Turkey
2
Istanbul University, Institute of Experimental Medicine, Department of Molecular Medicine, Istanbul, Turkey
AMAÇ: Çok sayıda çalışma inflamasyonun iskemik beyin hasarında anahtar rolü oynadığını göstermektedir.
Beyin iskemi-refüzyonla indüklenen inflamatuar yanıtlar artmış mikroglia ve astrosit aktivasyonu, artmış sitokin,
kemokin, adezyon molekülleri ve metalloproteinazlar, hasarlanmış beyin bölgesine monosit ve lökositlerin
infiltrasyonundan oluşmaktadır. Kemokinler, kemokinin kaynağına doğru nötrofil ve makrofaj gibi kandan
türeyen inflamatuar hücrelerin göçüne rehberlik eden bir sitokin sınıfıdır. Stromal hücreden türeyen faktör-1
(SDF-1)/CXC kemokin reseptör-4 sinyal iletisi kök hücrelerin iskeminin hasarladığı konak hücreler ile etkileşimi
için gereklidir. Yaygın olarak bulunan SDF1 –801A (SDF1-3’A) varyantı 3’nın oldukça korunmuş translasyona
uğramayan (3’ untranslated region) bölgesinde bulunmaktadır. Onun SDF1 proteini miktarını upregule ettiği
tahmin edilmektedir. SDF-1’nın kendi CXC reseptör 4 (CXCR4) ile etkileşimi nörogenez, nöral göç ve nöral
aktivitede önemli rol oynamaktadır. Çalışmamızda SDF1 3A varyantının iskemik strokda herhangi bir rolü olup
olmadığını araştırmayı amaçladık.
GEREÇ ve YÖNTEM: Çalışmamıza 113 iskemik strok hastası ve 101 sağlıklı kişi alınmıştır. Periferik kandan
DNA standart metodlar ile izole edildikten sonra, polimeraz zincir reaksiyonuyla (PCR) ile amplifiye edildi. PCR
ürünleri uygun restriksiyon endonükleaz enzimleriyle kesildi.
BULGULAR: Kontrol grubu genotipleriyle karşılaştırıldığı zaman, hasta grubunda SDF1 3A GG genotipi anlamlı
olarak artarken (p<0.05), GA genotipinin anlamlı olarak azaldığı bulundu (p<0.01).
SONUÇ: Özet olarak, SDF-1 3A GG genotipi iskemik strok için bir risk faktörü olabilir.
Anahtar Kelimeler: İskemik inme, Kemokin, SDF1 3A, Enflamasyon
Role of chemokine SDF1 3A in ischemic stroke
OBJECTIVES: Numerous studies have indicated that inflammation plays a key role in ischemic brain injury.
Brain ischemia-reperfusion-induced inflammatory responses include increased microglial and astrocyte activity,
increased production of cytokines, chemokines, adhesion molecules and metalloproteinases and the infiltration
of monocytes and leucocytes into injured brain regions. Chemokines are a class of cytokines that guide the
migration of blood borne inflammatory cells, such as neutrophils and macrophages, towards the source of the
chemokine. Stromal cell-derived factor-1 (SDF-1)/CXC chemokine receptor-4 (CXCR4) signaling is required for
the interaction of stem cells and ischemia-damaged host tissues. The common SDF1 −801A (SDF1-3′A) variant
is located in a highly conserved 3′ untranslated region and it is assumed that it upregulates the quantity of
SDF1 protein. SDF-1α interacting with its chemokine receptor, CXC receptor 4 (CXCR4), plays an important role
in neurogenesis, neuronal migration, and neuronal activity. In our study, we aimed to investigate whether SDF1
A variant has any role in ischemic stroke.
MATERIALS
&
&
&
&
METHODS: A number of 113 ischemic stroke patients and 101 healthy controls were included
in the study. After DNA samples were isolated with standard method from peripheral blood, DNA was amplified
by polymerase chain reaction (PCR). PCR products were digested with proper restriction endonuclease enzyme.
RESULTS: While GG genotype of SDF1 3A was significantly increased (p<0.05), GA genotype was significantly
lower in ischemic patients as compared with that of controls (p<0.01).
CONCLUSION: In summary, GG genotype of SDF1 3A may be risk factor for ischemic stroke.
Keywords: Ischemic stroke, Chemokine, SDF1 3A, Inflammation
Sözel Bildiriler / Oral Presentations
79
S23
Mikroglial aktivasyonda endotoksin uyarımıyla ekspresyonu değişen
mikroRNA’ların belirlenmesi ve fonksiyonel analizleri
Kemal Uğur Tüfekçi, Serpen Durnaoğlu, Şermin Genç, Kemal Kürşad Genç
Dokuz Eylül Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Sinirbilimleri Anabilim Dalı, İzmir
Dokuz Eylul University, Health Sciences Institute, Department of Neuroscience, Izmir, Turkey
AMAÇ: Mikroglial hücreler Merkezi sinir sisteminin (MSS) hematopoetik kökenli yerel makrofajları olarak görev
yapmaktadırlar. MSS'nde, pek çok nörodejeneratif hastalığın patogenezinde inflamasyon yer almaktadırlar.
MikroRNAlar (miRNA) post-transkripsiyonel regülasyon mekanizmalarında rol alan kodlanmayan küçük
RNA'lardır. Bu çalışmamızda, MSS'nde inflamasyon ilişkili miRNA'ların rolünün belirlenmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ ve YÖNTEM: Bu çalışmada, N9 fare mikroglia hücre hattı kullanılmıştır. Deneylerde 100 ng/ml ve 1000
ng/ml Lipopolisakkarid (LPS) dozunda hücreler inkübe edilerek mikroarray yöntemiyle belirlendi. Mikroarrayde
ekspresyonu değişen mikroRNA’lar kantitatif PCR (qPCR) yöntemiyle doğrulandı. Fonksiyonel deneyle miR-
125b’nin hedefi incelendi.
BULGULAR: Yapılan mikroarray sonucuna göre 30 tane miRNA’nın ekspresyonunun anlamlı değiştiği saptandı.
qPCR analizinde 30 miRNA içinden 9 tanesinin ekspresyon değişimi gösterilmiştir. miR-125b için yapılan
fonksiyonel deney TNF-α’nın hedef olduğunu göstermemiştir.
SONUÇ: Bu çalışmanın sonucunda mikroglial aktivasyonla ilişkili miRNA'lar karakterize edilmiştir. Bu miRNA’lar
içinden LPS uyarımıyla ekspresyonu azalan miR-125b’nin fonksiyonel analizine göre proinflamatuar sitokin olan
TNF-α, miR-125b tarafından hedeflenmemektedir. Ekspresyonu anlamlı olarak değişen miRNA’ların da
fonksiyonel deneyleri ve hedef doğrulama analizlerinin yapılması gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Mikroglia, İnflamasyon, mikroRNA, miR-125b, TNF-α
TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir (Proje numarası: 109S421).
Characterization and functional analysis of deregulated miRNAs in microglial
activation by endotoxin stimulation
OBJECTIVES: Microglial cells are the hematopoietic originated immune cells of the central nervous system
(CNS). They are resident macrophages of CNS. In CNS, they play a role in inflammation mechanism of most
neurodegenerative diseases. MicroRNAs (miRNAs) are the non-coding small regulatory RNAs playing role in
post-transcriptional regulation. In this study, roles of inflammation related miRNAs were aimed to be
determined in CNS.
MATERIALS & METHODS: In this study, N9 murine microglial cell line was used. In the experiment, miRNAs
were characterized after treating cells with 100 ng/ml and 1000ng/ml doses of Lipopolysaccharide (LPS). Then
the microarray-characterized miRNAs were further analyzed by quantitative PCR (qPCR). Of characterized
miRNAs, miR-125b targets were examined.
RESULTS: According to miRNA array analysis, 30 significantly changed miRNAs are detected. As a result of
qPCR analyses, 9 miRNAs were shown to be significantly deregulated among 30 miRNAs. Functional analysis of
miR-125b revealed that TNF-α was determined not to be as a target for miR-125b.
CONCLUSION: This study helped characterization of the miRNAs related to microglial activation. As a result of
functional analysis of miR-125b, TNF-α is not validated as a target of miR-125b. For further experiments,
functional and target validation studies of significantly deregulated miRNAs should be performed.
Keywords: Microglia, Inflammation, microRNA, miR-125b, TNF-α
Supported by TUBITAK (Project number: 109S421).
Sözel Bildiriler / Oral Presentations
80
S24
Akson dejenerasyonunda kaspaz aktivitesinin rolü
Gürkan Öztürk
1
, Nurettin Cengiz
2
, Aydın Him
3
, Elif Kaval-Oğuz
4
, Elçin Yenidünya-Yardım
4
1
İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı, İstanbul
2
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı, Van
3
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı, Van
4
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi, Sinirbilim Araştırma Birimi, Van
1
İstanbul Medipol University, Faculty of Medicine, Department of Physiology, Istanbul, Turkey
2
Yüzüncü Yıl University, Faculty of Medicine, Department of Histology and Embryology, Van, Turkey
3
Yüzüncü Yıl University, Faculty of Medicine, Department of Physiology, Van, Turkey
4
Yüzüncü Yıl University, Faculty of Medicine, Neuroscience Research Unit, Van, Turkey
AMAÇ: Kaspaz grubu enzimlerin akson dejenerasyonunda bir rolünün olup olmadığının araştırılması.
GEREÇ ve YÖNTEM: Hayvan deneyleri için yerel etik kurul izni alındı. Ayrıştırılarak kültürü yapılan fare arka
kök ganliyon nöronlarının uzattıkları aksonlar inkübasyonun 48. saatinde lazer ışını ile kesildi ve hücreler 24
saat boyunca sürekli olarak görüntülendi. Bazı kültürlere kaspaz 3 ya da kaspaz 6 inhibitörlerinden biri kondu.
Bu süre sonunda tesbit edilen preparatlar bu iki kaspazın varlığını göstermek amacıyla immünositokimyasal
işlemlere tabi tutuldu. Bir başka grup nöron tubulin-GFP ile transfekte edildi ve aksotomi sonrası değişiklikler
konfokal mikroskop ile görüntülendi. Her deney grubu için yaklaşık 50 hücre kullanıldı.
BULGULAR: Aksotomi sonrası proksimal parçada morfolojik ve kantitatif olarak birbirinden farklı parçalanma ve
geriye çekilme tarzında iki ayrı tip dejenerasyon gözlendi. Kaspaz 3 ve 6’nın inhibisyonu geri çekilme oranını
yaklaşık %80’den %30 seviyelerine düşürken (p<0.05) parçalanma tarzındaki dejenerasyona etkisi olmadı.
İmmünositokimya görüntüleri bu sonuçları destekledi.
SONUÇ: Temel olarak apoptotik süreçlerle ilişkilendirilen kaspazlar aynı zamanda aksotomi sonrası meydana
gelen akson dejenerasyonunda da rol oynamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Aksotomi, Dejenerasyon, Kaspaz
Dostları ilə paylaş: |