Maden Terimleri Sözlüğü -a abataj



Yüklə 5,49 Mb.
səhifə50/55
tarix23.02.2017
ölçüsü5,49 Mb.
#9294
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   55

TASMANDA TESİR AÇISI, Dik bir düzlemin imalat hududunu kestiği noktadan geçen dikey doğru ve bu düzlem üzerinde yeryüzünde tasman etkisinin sınır noktasını birleştiren meyilli doğru arasındaki açı (sınır veya limit açısı). Yeryüzünde tesir açısının etki alanı içinde ekstansiyon (çekme), tesir açısının simetriği olan kısmında da kompresyon (basınç) etkisi görülür. —> Kırılma açısı.

TASMANDA ZAMAN FAKTÖRÜ, Tasman nedeniyle meydana gelecek çökmeyi hesaplamak için örtü tabakalarını teşkil eden katmanların cinsine göre alınan faktör.

Bu faktör tecrübeye dayanarak elde edilir.  Genellikle tam çökme 5-10 yıl sonra gerçekleşmiş olacağından, işletme yapıldıktan sonra geçecek 5-10 yıl için yapılacak tasman hesabında z = 1 alınır. —>Tasman hesabı.



TASMAN HESABI, Tasman tesiri, yeryüzünde meydana gelen çökme (s), damar kalınlığı (m), çökme faktörü (a), zaman faktörü (z) ve üretim yapılan alanın imalatın tesir ettiği alana bölümü ile elde edilen (e) faktörlerine bağlı olarak yapılan hesap. Bu hesaplamada (s = e.m.a.z) formülü kullanılır. —> Tasmanda çökme fak-törü. Tasmanda zaman faktörü. Tasman. —> Şekil-Sayfa 380.

TASMAN ZARARI, —> Tasman.

TASNİF, 1) Sınıflandırma. 2) Klasifikasyon.

TASNİF ELEĞİ, Cevher ve kömür veya kazılmış malzemeyi tane büyüklüklerine göre (sınıflama) ayırma için kullanılan elek.

TAŞ, —> Kayaç.

TAŞBAŞYUKARI, —> Başyukarı.

TAŞBİLİM, —> Jeoloji.

TAŞ BLOK, Mermer işletmeciliğinde, moloz taşlardan daha büyük ebatta tabiî taşların ocaktan çıktığı hâli.

TAŞ DOLGU, Kömürün  istihsal edilmesi nedeniyle boşalan hacmin aynı yer veya yakından getirilen malzeme ile doldurulması. —> Kısmi ramble.

TAŞ GALERİ, —> Lağım.

TAŞ KENET, İki taşın bitiminde taşlardan birinin diğerine nazaran hareketini, yabancı madde kullanmaksızın, önlemek amacıyla taşlara verilen şekil.

TAŞ NOHUDU, Mermer işletmeciliğinde, 0,3-0,7 cm arasında kırılmış taş.

TAŞ PLAK, Mermer işletmeciliğinde kalınlığı genişliğine nazaran çok ince olan taş levha .

TAŞ PİRİNCİ, Mermer işletmeciliğinde, 0,1-0,3 cm arasında kırılmış taş.

TAŞIMA HIZI, Taşıma aracının malzemeyi belirli bir yerden, diğer bir yere götürme hızı. Taşıma hızı genellikle m/saniye birimiyle ifade edilir. Bu hız zincirli koveyörlerde (panzer) 0,4-1,4 m/s, bandlarda0,9-6 m/s arasında değişir. Taşıma hızının 2,5 m/s’yi geçmesi durumunda insan taşımasının yapılması büyük tehlike arz eder.

TAŞKÖMÜRÜ, Organik bir oluşum olup, kompakt, masif, kırıklı, düzensiz, nadiren bankoidal, ekseriyette parlak ve mat halde bulunan siyah renkli kömür.

Taşkömürlerinin porselen üzerinde çizgileri daima siyahtır.



TAŞKÖMÜR EŞDEĞER TONU, —> (TET) —> Ton eşdeğer taşkömürü.

TAŞ KÖMÜRLERİNİN SINIFLANDIRILMA-SI, —> Maden kömürlerinin uluslararası klasifikasyon sistemi.

TAŞ MATKABI, 1) Kesici yüzeyi keseceği formasyona göre değişik imal edilmiş konik iki, üç veya dört çarkla donatılmış karot almadan ilerleme yapılmasına yarayan sondaj matkabı. 2) Rokbit.

TAŞOCAĞI, Bina, yol vb. diğer yapı işlerinde kullanılan malzemelerin ve endüstriyel hammaddelerin çıkarıldığı, nizamnameye tabi küçük çaptaki açık işletme.

TAŞ TOMRUK, Mermer işletmeciliğinde taş blokların, kullanılacağı maksada göre varyoz, çekiç ve kama ile kabaca yonularak az çok geometrik şekil verilmiş hâli.

TAŞ TOPUK, Tavanı tutabilmek için iri taşlardan tavan ile taban arasına kuru olarak örülmüş ve içi molozla doldurulmuş —> Sun’i topuk.

TAŞTOZU, 1) Madencilikte arzu edilmeyen ve silis vb. sağlık için zararlı (partiküllerden) taneciklerden oluşan toz. Bu toz delme, ateşleme, dolgu ve göçük sonucu ortaya çıkar. 2) Özel olarak hazırlanmış kalker tozları. Kalker tozları infilaklerde koruyucu malzeme olarak veya infilak sonrası yangınlarda alevi boğmak için belirli mesafelerde özel olarak yapılan sehpalar üzerinde veya toz sandıklarında (taştozukasaları) muhafaza edilir. İnfilakın basıncı ile bu tozlar dağılarak bir toz perdesi meydana getirmek suretiyle alevin boğulmasını sağlayarak daha ileriye sirayetini önler. Taş tozu, olabildiğince nem tutmayacak, silis içermeyecek, içinde % 1,5’dan çok organik madde bulunmayacak ve sağlığa zararlı etki yapmayacak nitelikte olmalıdır. 3) Mermer işletmeciliğinde 0,1 cm’den ince kırılmış taş. ––> Toz kasası.

TAŞTOZU SERPME, Bu iş için özel olarak yetiştirilmiş ve görevlendirilmiş bir nezaretçinin gözetiminde yapılan serpme işlemi. Patlamaya elverişli kömür tozu varsa, bütün vardiya süresince taş tozu serpilir. Ayak alınlarındaki taş tozu serpme işleri dışında, bütün şistlemeler, en az sayıda işçi çalıştırılan vardiyada, makinelerle şistleme ise, çevrede kimsenin bulunmadığı zamanlarda ve havanın gidiş yönünde yapılır. Serpme işinde çalışanlar kişisel koruyucularla teçhiz edilir.

TAŞTOZU TUTUCU, Delik delme sırasında meydana gelen taş tozlarının zarasız hale getirilmesi için kullanılan toz tutucu cihaz.

TAŞYAPICI KAYNAKLAR, —> Kalker tüfü.

TAVAN, 1) Üretim yapılan yerin dikey olarak üzerinde bulunan stabil veya akıcı kitle. Üretim yapılan yerin tavanı, az meyilli maden yataklarında ya damarın tavan taşı veya eskiden alınmış damar diliminin göçüğü (eski), dik maden yataklarında eski imalat, cevher veya kömür olabilir. 2) Bir maden ocağı içerisinde çalışılan yerin, üstündeki yatay veya meyilli olabilen ayırım düzlemleri. 3) Tabaka halinde maden yatakları düşünüldüğünde, madenin üst sınırını teşkil eden düzlem. 4) Galerinin üst kısmı (galeri tavanı).

TAVANA ATIM, Damar içinde sürülen bir taban veya kılavuzda rastlanan fayın geçilmesinde, damarın diğer parçasının tavan tarafına atılmış olması hali.

TAVAN BASMASI, Tavan basınçlarının tahkimatı deforme etmesi. Basınç yandan geldiği takdirde meydana gelen etkiye de yan basıncı denir ve tahkimat deformasyona uğrayabilir.

TAVAN BOŞLUĞU, Galerilerde ve ayaklarda tahkimatın üstünde bulunan boşluk.

TAVAN CIVATASI, 1) Tavan katmanlarını tutabilmek için tavanda açılan deliklere yerleştirilen özel saplama. Bu saplamalar imalat şekline göre çıkarma-, çekme kamalı, konik gerdirmeli vb. şekillerde imal edilir. —> Ankeraj tahkimatı. 2) Rufbolt. 3) Tavan saplaması.

TAVAN FIRÇASI, Galeri tahkimatında boyunduruğu desteklemek için iki yandirek veya iki sarma arasında vurulan ve tahkimat direklerine nazaran daha ince olan iki ucu kurtağzı olarak hazırlanmış takviye direk. —> Fırça vurmak.

TAVAN KILAVUZU, —> Kılavuz.

TAVAN LAĞIMI, —> Kılavuz. Taban-Tavan galerileri.

TAVAN OTURMASI, Tavanın tahmin edilen süreden önce, ani olarak göçmesi, yerleşmesi.

TAVANTAŞI, 1) Damarın tavanını teşkil eden kayaç. 2) Belli bir madeni içeren formasyonun üstünü örten kayaçlar.

TAVAN TOPUĞU, Askıda bırakılan emniyet topuğu. —> Emniyet topuğu.

TAVİKLİ KAPSÜL, —> Kapsül.

TAVLAMA, 1) İç dengesini kaybeden bir metalin eski haline gelmesini sağlayan işlem. 2) —> Isıl işlem.

TAVLANMIŞ CAM, Yaklaşık olarak 750° C sıcaklıktan sonra hava etkisiyle aniden soğutulmuş cam çeşidi.

TAVLI TELLER, —> Uzun hadde ürünleri.

TAYRABATAN, —> Uzun ayak.

TAYSAŞAN, —> Uzun ayak.

TAVUKLAMA, 1) Cevher veya kömürün dış görünüşüne göre elle seçilerek veya küçük çekiçler kullanılarak ayrılması işlemi. 2) Elle ayıklama. 3) Triyaj.

TAZYİK ÇATLAKLARI, Tavan basıncı nedeni ile ayak alnında alına paralel bir şekilde oluşan çatlaklar.

TAZYİKLİ HAVA, —> Basınçlı hava.

TBRC (Top blown rotary converter) SİSTEMİ, Değerli metallerin izabe ve rafinasyonunda kullanılan pirometalurjik prensiplere dayalı, değerli kompleks hammaddeleri işleyen konverter. Bu sistemde sabit eksenli bir döner fırın ve bu fırında oksi-gaz yakma ve metalurjik işler için geliştirilmiş lans (brülör) sistemi bulunur. Sistem yüksek sıcaklıkta ve yüksek dönme hızlarında işletilebilir (0-60 rpm arasında). Fırınlar hem eğilebilir, hem de dönebilir niteliktedir. Brülör sistemi, fırının yüksek redüktif, nötral, yüksek oksidan şartlarını sağlamada ve birbirine dönüştürmede çok iyi bir atmosfer kontrolü sağlar. TBRC sistemi, genelde hem primer, hem de sekunder endüstrilerde kompleks değerli metal hammaddelerini işlemede tercih edilmektedir.

TEBEŞİR, Rengi ve çizgisi beyaz, yumuşak ve kolaylıkla toz haline gelebilen, bileşiminde % 98 oranında kalsiyum karbonat bulunan saf kalker. Tebeşir tozunun mikroskopla incelenmesinde şekilsiz ve kalkerli bir çimento ile birçok foraminifer kabukları görülür.

TECRİT, —> İzolasyon.

TECRÜBE GALERİSİ, Madencilikte kullanılan veya kullanılacak patlayıcı maddelerin kullanma tecrübelerinin yapılması veya patlayıcı ortamda çalıştırılacak antigrizu cihazlarının tecrübe edilmesi için özel olarak yerüstünde veya yer altında hazırlanmış galeri.

TEFESSÜH, Fizik ve kimyada radyoaktif artı yüklü bir çekirdeğin bazı ışın ya da tanecikler salmasıyla başka çekirdeklere dönüşmesi, yani çürümesi. 2) Alterasyon. 3) Bozulma.

TEFLİK, —> Dilinim.

TEHLİKELİ GERİLİM, Etkin değeri 65 voltun üstünde olan gerilim.

TEHLİKELİ MADDELER, Bayındırlık Bakanlığınca “ Tehlikeli maddelerin taşınması” hk. çıkardığı, 22.10.76 tarih ve 15742 sayılı resmi gazetede yayınlanan yönetmeliğe göre: Patlayıcı, yakıcı, zehirli, radyoaktif, kendi kendine tutuşan maddelerle, yanıcı sıvılar ve kolay ateş alabilen yanıcı maddeler ve fiziksel veya kimyasal evsafı bakımından bunlara benzeyen diğer maddeler.

TEHLİKE SINIRI, Deniz göl veya nehir altında bulunan madenlerde yapılan çalışmalarda su seviyelerinin en yüksek sınırda oluşan kenar çizgisine çalışılan yerin derinliğinin yarısı kadar bir mesafenin kara tarafına doğru ilave edilmesi ile bulunan hat.

TEKATU NOKTASI, Ruhsat sahasını saptamak için kullanılan bazı sabit-belirli noktaları (minare, çeşme vb.) birleştiren doğruların kesiştiği nokta.

TEKNİK, 1) Temel olarak alet yapımı ve alet kullanarak sonuç alma yöntemleri. 2) Fizik, kimya, matematik gibi bilimlerden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama. 3) Yol, beceri, yöntem.

TEKNİK AMONYUM NİTRAT, İçinde katkı maddesi bulunmayan, % 35 azot ihtiva eden saf amonyum nitrat. Saf amonyum nitrat çözeltilerinde dolomit, kireçtaşı, manyezit vb. dolgu maddeleri ilave edilerek, ihtiva ettiği azot yüzdesinin, % 35’den aşağıya çekilmesi durumunda elde edilen mâmul amonyum nitrat gübresi olur. Kısaca TAN simgesi ile gösterilen teknik amonyum nitrat, patlayıcı madde olarak depolanır ve kullanılır.

TEKNOPARK, Bilimsel ve teknik araştırmaların ya da genel bir deyimle yeni teknolojilere ait fikirlerin düşünce safhasından çıkarılarak ticari bir değer kazanmasını sağlayan merkez. Burada bilim, teknoloji ve Ar-Ge kuruluşlarının faaliyet gösterdiği binalar bulunur. Teknoparkların kurulmasıyla, yeni teknolojik fikirlerin ticari alana aktarılamayan ve bu nedenle tam yararlanılamayan bilim ve teknolojiyi değerlendirme amacı güdülür.

Kurulmuş olan teknoparklarda görülmüştür ki teknoparktaki sanayi firmaları , bir veya daha fazla üniversitenin bilgi ve teknoloji birikiminden yararlanma imkânına sahip olabilmekte; üniversiteler ve araştırma laboratuvarı ile endüstri arasında teknoloji transferi sağlanabilmektedir. Teknopark alanında yer alan kiracı ve katılımcı firmalara, teknoloji transferi ve iş idaresi konularında destek sağlayacak, modern büro hizmetleri ve her türlü danışmanlık hizmetleri verecek bir yönetim anlayışı oluştuğu da görülmüştür.

Ayrıca risk sermaye kuruluşları, teknoparkta ortaya çıkan yüksek teknoloji ürünlerinin, sanayiye kazandırılması için finansal destek de vermektedir.

Teknopark; teknoloji parkı, araştırma parkı, ileri teknoloji merkezi, teknopol, teknopolis, bilim parkı (science park/ innovation center), kuluçka merkezi gibi terimler ile eş anlamlıdır.



Yukarıda dünyadaki teknoparklar hk. bazı bilgiler verilmişt

TEKNOLOJİ PARKI, —> Teknopark.

TEKNOPOL, —> Teknopark.

TEKNOPOLİS, —> Teknopark.

TEKRAR KAZI (Re handel) HESABI, Dragline örtükazı uygulamasında, aktarılan malzemenin alınarak tekrar atılması işlemi. Uygulamada dilim kazı miktarına göre ve dragline kapasitesine göre olmak üzere iki ifade kullanılır. —> Şekil.

TEKSTİL BANTLAR, —> Bant.

TEKSTÜR, 1) Bir kayacı teşkil eden parçalar veya kristallerin kompozisyonu, fiziksel yapısı ve görünüşü. 2) Betonda agregayı teşkil eden (çakıllı kum, taş kırığı vb.) parçacıkların karakteri, düzeni ve dokusu. 3) —> Doku. Tekstür (doku) ve strüktür (yapı) kelimeleri az veya çok değişik anlamda kullanılmakla beraber, esas olarak “Strüktür” kelimesi yeryüzünde bir kayaç kitlesini nitelendirmek, “Tekstür” kelimesi de bir parça kayaç numunesini karakterize etmek için kullanılmaktadır. Bir kayacın strüktürü onun tabakalaşmış, kayganlaşmış, şistleşmiş veya breşleşmiş olduğunu, tekstürü ise onun kırıntılı, tortul veya kristalli veya camsı olduğunu ifade eder.

TEKTONİK, 1) Yerkabuğunun yapısı ile bu yapının oluşumunu sağlayan hareketlerin öğretimi, aynı zamanda bütün bu hareketlerin yarattığı görüntünün müşterek adı. Jeotekniğin görevi; iç yapıları, arızaları, deformasyonları yaratan hareketlerin güzergah, istikamet, zaman, süre ve sebeplerini saptamaktadır. Tektoniğin müstakil büyük bölümleri: (1) Yerkabuğunun kırılma zonlarıyla (çatlaklar, kırıklar, faylar vb.) uğraşan kırılma tektoniği; (2) Her çeşit kıvrılma tipleri konusuyla uğraşan kıvrılma tektoniği. Bu bölüme Alpler, Apeninler, Karpatlar, Toroslar, Himalayalar gibi çok sayıda büyük bindirmelerden oluşmuş dağ silsilelerinin öğretisi de girer. 2) Mikroskop altında incelenen ince kesitlere kadar gözlemlenmesi yapılan en küçük tektonik deformasyon görüntüsüyle uğraşan küçük veya ince tektonik.İstatiksel bir karakter gösteren ince tektonik araştırmaları büyük tektonik yapının oluşum değerlendirmesinde çok önemli tamamlayıcı bilgiler verir.

TEKTONİK BREŞ, —> Breş.

TEK ZİNCİRLİ KONVEYÖR,—> Zincirli konveyör, Konveyör.

TELEFERİK, —> Havai hat.

TELEMETRE, Baz’ı durulan noktada ve kendi üzerinde olan uzunluk ölçme aleti. Değişmez bazlı ve değişken açılı veya değişken bazlı tipleri mevcuttur. Ölçme için düz kenarlı bir hedefe bakılması yeterlidir. En çok kullanılan tipleri Todis ve Teletop telemetreleridir.

TELESKOPİK BUMLU KAZICI, Boyu belli bir ölçüde uzayıp kısalabilen dönerkepçeli kazıcı. Bu sayede kazıcı, çalışma konumunu değiştirmeden kademe şev düzlemi üzerinde, paralel ve dikey dilimler halinde kazı yapabilir. Üst dilimler daha ilerde alt dilimler daha önde olduğu halde, bumun boyu dilimlere teleskopik hareketle uyum sağlar.—> Şekil.

Sabit bumlu kazıcıda ise; kademe şevinin üst dilimlerinde kazı yapabilmesi için bum uzunluğu değişmeyen kazıcının bir miktar öne alt dilimlerde ise; bir miktar geriye doğru yürümesi gerekir.



TELETERMAL, Epitermal zonu takip edip yeryüzüne yakın ve daha düşük sıcaklıklardaki muayyen mineralleşmeyi içeren zon. —> Hidrotermal maden yatakları.

TEL DAMAR, Mermer madenciliğinde iki yatak yüzeyi arasındaki taş (Bank) içinde, genellikle yatak yüzeyine paralel olan, değişen şekil ve kalınlıktaki ve yapıştırıcı kabiliyeti az olan killi damar.

TEL HALAT, —> Çelik halat.

TEL ÖRGÜLÜ ELEK, Daire, üçgen, trapez kesitli, çelik, pirinç, fosfor bronzu, özel paslanmaz çelik teller, plastik ve suni elyaf malzeme kullanılarak imâl edilen ve eleme işlemi yapacak ünitelerin imâlinde kullanılan eleman.—> Elek örgülü eleklerde etken eleme alanı, diğer elek türlerine göre daha fazladır. Bu nedenle bunların eleme randımanı eşit koşullarda diğer eleklere nazaran daha yüksektir. Elek yüzeylerinin seçiminde elenecek malzeme türü, boyutu, elek aralığı ve tel kesit biçimi dikkate alınır. Bunlarda tel kalınlıkları inceldikçe eleme randımanı artar; fakat buna karşılık eleğin dayanma ömrü azalır. Bu nedenle kömür yıkama tesislerinde 0,5mm den daha ince boyutlu malzemeyi süzme ve eleme işleminde özellikle trapez kesitli barlardan yapılmış (Elek) “ Rima elek “ yüzeyleri kullanılır.—> Delikli saç elek, Elek altı, Elek üstü , Elek açık alanı, Elek anma alanı.

TEL TESTERE, Bir güç kaynağı vasıtasıyla çevrilen bir tambura sarılı uzun bir çelik tel halatın, birbiri arkasına mesnetler teşkil eden makaralarla kesilecek mermer kitlesine ayarlanarak tepeden başlamak üzere mermer bloku üzerinde süratle hareket etmesi neticesi mermer blokunu kitleden biçip ayırma esasına göre yapılmış basit bir mermer istihsal ekipmanı. Testerenin teli 3 adet telin özel şekilde birbiri ile örülmesi suretiyle meydana getirilen takriben 6 mm çapında yüksek karbonlu çelik teldir. Tel halatlara verilen sürat 100 ila 500 m/dk, biçme randımanı 1,20 ila 2,5 m2/saat’tir.

TEMEL CIVATASI, Makine temellerine yerleştirilen, makine şaselerinin veya kızaklarının temele bağlanmasını sağlayan ve betonda kalan kısmı betonla teması ve birlikte çalışmayı sağlayacak şekilde hazırlanan cıvata. 2) Bulon.

TEMEL SONDAJI, Üzerine büyük inşaat yapılacak arazilerin yapısını, rutubetini, mekanik özelliklerini saptamak amacıyla inşaatın temelini etkileyebilecek, genellimle 20 m, özellikle 50-150 m derinliğe kadar indirilebilen ve özel teçhizatla yapılan sondaj.

TEMİNAT, 1) “3213 sayılı Maden Kanunu”nda kullanılan bir terim olup, madencilik faaliyetlerinde kanun hükümlerine ve tekniğe uygun çalışmayı temin amacıyla alınan ve nakit karşılığı yapılan geçiçiödeme. 2) Genel anlamda bir kanının, bir düşüncenin bir sözün veya bir iş yapmanın inandırıclılığını sağlamak amacıyla söylenen söz, verilen belge, teslim edilen para veya bir bankadan alınan garanti mektubu.

TEMİZLEME KOVASI, Su geçiren, kumlu ve çakıllı formasyonlardan numune almak için kullanılan, içinde dip kapağı (klepe) bulunan, alt tarafında bıçağı olan, silindir biçiminde kova. Bir halata asılı kova, kuyuda sıvı üzerine çarptığı zaman kapak açılır, kovaya sıvı dolar; kova yukarı çekildiği zaman kapak sıvı hareketi ile kapanır. Kova yukarı çıkınca dipteki klepe açılarak boşaltılır. Bunların uzunluğu 3 m’yibulabilir. 2) —> Beyler (Bailer).

TENEFFÜS CİHAZI, 1) Zehirli gazlarla zehirlenmiş veya oksijen yetersizliği nedeniyle boğulmuş kazazedeleri tekrar hayata döndürmek için kullanılan solunum cihazı. 2) Pulmotor.

TENEKAR, —> Borat.

TENEKE, Üzeri elektrolitik usülle kalaylanmış ince sac. Konserve sanayiinde ambalaj maddesi olarak önemli bir girdidir.

TENKİSİ BEDEL DAVASI, Kamulaştırma bedelini yüksek bularak, bu bedelin indirilmesine yönelik dava. —> Tezyidi bedel davası.

TENÖR, Cevherde bulunan veya cevherin zenginleştirilmesi veya işlenmesi sonucunda elde edilen ürün içerisindeki kıymetli elementin yüzdesel bir oran olarak ifadesi. Yani belirli bir cevher numunesinin belirli bir element veya bileşik bakımından, bu element veya bileşiğin numune içindeki ağırlığının, numuneyi meydana getiren tüm maddenin kuru haldeki ağırlığına oranı.

TEODOLİT, Yatay ve düşey açıları ölçmeye yarayan alet. Bu alet üç ayaklı bir sehpa üzerine monte edilip, gerekli ayarlar yapıldıktan sonra tesbit edilmiş noktalara gözlemler yapılarak yatay ve düşey açılar okunur. —> Takeometre.

TEODOLİT DÜRBÜNÜ, Teodolitin hedefe çevrilmesini sağlayan düzen. Yeni tip dürbünlerde bir mercek sistemi ilâvesiyle ters olan görüntü reel görüntü haline getirilmiştir. Netleştirme vidası dürbünün boru üstünde olabildiği gibi oküler tarafında borunun çevresini saran bir silindirik boru şeklinde de olabilir. Objektif ile gözleme çizgileri arasındaki uzaklık değişmez. Oküler başındaki diyafram oküler merceğinin kenarlarını örter ve mercek kusurlarını önler.

TEODOLİT DÜRBÜNÜ GÖZLEME ÇİZ-GİLERİ, Dürbünü hedefe yöneltmeyi, hedefe uygulamanın tam olarak yapılabilmesini sağlıyan düzen. Takeometrik ölçmelerde mira üzerinden mesafe ve kot farkının ölçülmesi de gözleme çizgileriyle mümkün olur. —> Şekil.

TEODOLİT DÜZECİ, Teodolit, takeometre ve nivo gibi topoğrafya aletlerini ölçme konumuna getirmede kullanılan düzen. Küresel ve silindirik olmak üzere iki tipte yapılır. Küresel düzeç, aleti kabaca düzeçlemeye yarar. İçi eter ile doldurulup bir hava kabarcığı kadar boşluk bırakılmış ve üzeri bir cam ile kapatılmıştır. —> Şekil.

TEODOLİTLİ PUSULA, —> Pusula.

TERK, Maden hakkına sahip özel veya tüzel kişilerin her türlü emniyet tedbirlerini almak ve haklarından vazgeçmek suretiyle madeni bırakması.

TERKİN, Resmi sicil, defter ve kütüklerdeki kayıt ve şerhlerin silinmesi, çizilmesi yani o şerhlerle iktisap edilen hükümlerin kaldırılması.

TERMİK DİSSOSİYASYON, Karbonatların ve sülfatların ısıtılması sonucu metaloksit ve gaz olarak ayrışması.

TERMİK SANTRAL, —> Elektrik enerjisi üretim tesisleri.

TERMOKUPL, İki ayrı telin birer uçları kaynak yapılıp bu kaynaklı noktayı ısısı ölçülecek yere yerleştirerek ve bu tellerin diğer ucuna da bir galvonemetre bağlanmak suretiyle meydana gelen elektrik akımını ve bununla ilintili sıcaklığı ölçme esasına dayanan (termometre) cihaz.

TERMOMETAMORFOZ, Özellikle kontak zonunda erimiş kitle ile temasta sıcaklığın yükselmesi sonucu meydana gelen başkalaşım. —> Metamorfoz.

TERMOLUMINESAN, —> Ultraviyole ışın.

TERMOLÜMİNESENS , Mineralin içine nüfuz eden ısıtılma sonucunda ışık yayma özelliği.

TERMOSTAT, Isı denetir. Kapalı bir yerin sıcaklığının sabit kalmasını sağlayan, ısıyı istenilen seviyede düzenlemeye yarayan kumanda cihazı.

TERRA ALBA, Beyaz boya olarak kullanılan ham jips.

TERS BASAMAKLI TAVAN ÇALIŞMA YÖNTEMİ, Metal madenciliğinde uygulanan bir  —> İşletme metodu. Bu metodu uygulamada alın ters basamak şeklinde düzenlenir. Her defasında kazıya rambleüzerinden başlanır. Basamaklar (kademeler) arası 5-10m olup kazılan cevherin pano içi nakliyatı ramble içinde oluşturulan kelebelerden yapılır.  —> Şekil.

TERS DAMAR TAŞI, Mermer madenciliğinde tortulun yüzeyleri bir doğrultada devam etmeyip karışık doğrutullarda olan taş.

TERS HAVALANDIRMA, Üretilen madenin nakliyesi istikametinde yapılan havalandırma. —> Desandan havalandırma.

TERS FAY, Tabakaların normal gidişine ters olarak teşekkül etmiş fay. —> Fay.

Yüklə 5,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   55




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin