Maden Terimleri Sözlüğü -a abataj



Yüklə 5,49 Mb.
səhifə54/55
tarix23.02.2017
ölçüsü5,49 Mb.
#9294
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   55

VOLFRAM ÇELİGİ, % 14-18 wolfram ihtiva eden çelik. Bunlar yüksek devirli kesici cihazlarda kullanılır. Kızıl derecede dahi keskinligini ve deliciligini muhafaza eder.

VOLKAN, Yanardag. Magmanın yeryüzüne çıkan sivri veya yatık koni biçiminde, tepesinde bir püskürme agzı (krater) bulunacak şekilde oluşturdugu dag. ––> Yanardag.

VOLKAN BOMBASI, Büyük lav parçalarının kraterden fırlarken havada eksenleri etrafında dönerek katılaşmasından meydana gelen kayaç parçaları.

Volkan bombalarının fındık büyüklügünde olanlarına lapilli denir.



VOLKAN CAMI, Volkanik kökenli, camsı ve genellikle siyah renkli olan ve perlit grubuna giren bir mineral. Minerolojide obsidiyen olarak bilinir. Demir oksit içermesi durumunda rengi kırmızı veya kahverengi, içinde gaz kabarcıkları bulunanı ise açık gri olur. Nadiren de olsa siyah-kırmızı veya siyah-gri şeritli türlerine de rastlanır. Obsidyenlerdeki bünye suyu pekştayn ve perlitlerden daha azdır.

VOLKANİK KAYAÇ, 1) Volkan bacası adı verilen yerkabugu çatlaklarından erimiş magmanın yeryüzüne çıkarak akması veya kubbe şeklinde yıgılarak soguması sonucu meydana gelen magmatik kayaç. 2) Püskürük (ekstrüsif) kayaç.

VOLKANİK TÜF, Volkan küllerinin tabakalar halinde birikmesi ile meydana gelen kayaç.

VOLLASTONİT , Asit intrusiflerin kalkerlerle kontagında oluşan bir kalsiyumsilikat minerali (Ca Si O3). Saf halde iken rengi beyaz olup, lifsi görünüşlüdür. Çeşitli impüritelerle rengi kurşuni veya kahverengine dönebilir. Enerji tasarrufu yanında düşük pişme küçülmesi, yüksek ısıya dayanımı, yüksek mekanik direnci, kontrol edilebilir porozite ve iyi izolasyon kabiliyeti gibi özellikleri, kullanım yerlerini belirler. Buna göre yer ve duvar karoları, tek pişirimli fayans imali, elektrik izolatörleri, porselen, sır, emaye, mineral elyaf, beyaz boya ve abrasif disk imalinde kullanılır.

VOLÜMETRİK VERİM, Ocakta yararlı olarak kullanılan toplam hava hacminin, toplam dolaşım havası miktarına oranının yüzde olarak ifadesi.

VORSYL AYIRICISI, 1967 yılında İngiltere’de 0,5-50 mm tane büyüklügündeki kömürleri yıkamak (zenginleştirmek) amacıyla geliştirilmiş DSM (agır ortam) siklonlarına benzer, dik olarak yerleştirilmiş bir hücrede oluşan, optimum hücre çapı 72 cm olan (bu çapta bir ayırıcı ile 120 t/h yıkama kapasitesine ulaşan),kömür zenginleştirme (yıkama)ünitesi. Santrifüjlü ayırıcılar. Agır mayi ile kömür yıkama yöntemleri.

Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - Y


YAĞCI,
 1) İş makinelerinin akaryakıt ve yağ ikmalini sağlayan ve bakımını yapan kimse. 2) Operatör yardımcısı.

YAĞ CİLA, Çoğunlukla biraz bulanık olan minerallerde olan ve yağlı bir cisim görünümü veren cila. Bu görünüm; nefelin, kardierit ve bazı kuarslarda vardır. —> Minarellerin parlaklığı.

YAĞLAMA SİSTEMLERİ, Bir makinenin doğrusal ve dairesel hareket eden parçalarında kaymayı sağlamak, aşınmayı ve ısınmayı önlemek amacıyla uygulanan düzen. Bu düzende gres yağı veya ince yağ kullanılır. Genel olarak gres yağı ile yağlamada gresör veya gres pompası; ince yağ ile yağlamada da el yağdanlığı, damlalıklı yağdanlık, bilezikli veya dişli çarklı yağlama düzenleri ile yağ pompası gibi araç ve gereç kullanılır. Demir testereleri gibi düz kayıtlı olan makinelerde kayıtlar üzerinde ufak yağlama delikleri bırakılıp, bunlar bir yayın taşıdığı bilyelerle kapalı tutulur. Taşıt araçlarının alt kısmındaki mafsallı yerlerde yağlamayı sağlamak için de gres nipeli vardır.

YAĞLARIN VİSKOZİTESİ, Yağların akış-kanlığı ve özlülüğünü belirleyen kavram. Visko-zite, pratikte Engler (E½) derecesi ile ölçülür. Viskozite tesbiti üst çapı 2,9 ve alt çapı 2,8 mm ve yüksekliği 20 mmolan bir boru ile yapılır. 20½C sıcaklıkta 200 cm3 suyun bu borudan akışı olan 50-52 saniye zamanın 1 Engler derecesine eşit olduğu kabul edilir. 20½C sıcaklıkta 200 cm3 yağın bu borudan akışı 300 saniye ise bu yağın Engler derecesi 6’dır.

YAĞLI KİREÇ, —> Kireç.

YAĞLI KÖMÜRLER, Bünyesinde % 10-24 uçucu madde ihtiva eden kömürler.

YAĞLI SALMASTRA, —> Salmastra.

YAĞ POMPASI, —> Yağlama sistemleri.

YAĞSIZ KÖMÜR, Antrasit. Kısa alevli kömür.

YAKIT, Yanma olayında kimyasal reaksiyonla veya okside olmak suretiyle ısı verebilen ve eko-nomik bir değeri olan her türlü madde. Yakıtlar, katı-, sıvı-, gaz- ve nükleer yakıt diye sınıflandırılır.

YAKILMIŞ ÖLÜ DOLOMİT, —> Dolomit.

YAKIT YAĞI, —> Fuel oil.

YAKITLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ, Linyit, taşkömürü fuel oil ve doğal gazın ağırlık bakımından % olarak analiz değerleri. ––> Çizelge

YAKUT, 1) Alüminyum oksit terkibinde parlak, kırmızı renkte değerli taş (rubin). Mavi renklisine safir (gök-yakut) denir. 2) Kırmızı renkli korendon.

YALANCI MERMER, Genellikle sönmüş kireç, ince inşaat alçısı veya kalıp alçısı, mermer tozu ve tebeşirden yapılan mermere benzer madde.

YALANCI ŞEKİLLİ MİNERAL, —> Psödömorfoz.

YALITKAN PORSELEN, Yüksek veya alçak gerilim için yalıtkan olarak kullanılan, feldispattan yapılmış sert —> Porselen.

YAMAÇ MOLOZU, Yamaçlarda, yamacın düzlüğe ulaştığı yerlerde düşerek, kayarak oluşmuş; yer yer gevşek veya taşlaşmış gayrimuntazam çökeller. Bazan eluviyal plaserler ihtiva ederler.

YANAR KÜKÜRT, Havada kuru kömürün en fazla 850°C da tam yakılması sonucunda yanma gazlarında kükürt bileşiği halinde bulunan kükürdün yüzde olarak ifadesi.

YANARDAĞ (VOLKAN), Yer’in ya da herhangi bir başka gezegen ya da uydunun kabuk bölümünde yer alan ve içinden dışarı doğru mağma (eriyik kayaç), piroklastik moloz ve çeşitli gazlar püsküren baca. Yanardağlar, püskürme özelliklerine, etkinlik şiddetlerine ve volkanik yüzey şekillerine dayalı olarak 1) İzlanda ya da yarık, 2) Havaii, 3) Stromboli,4) Vulcano, 5) Pelée, 6) Plinius tipi püskürme olarak sınıflandırılmaktadır. —> Şekil, Volkan.

İzlanda tipinin özelliği, erimiş bazaltlı lavların, uzun paralel yarıklardan dışarı boşalmasıdır. Bu tür akıntılar çoğunlukla lav platosu oluşmasına yol açar.

Havaii tipi yanardağlar, İzlanda tipindekilere benzer; başlıca farkları, akışkan lavların zirveden ve radyal yarıklardan akarak kalkan yanardağlar oluşturmasıdır.

Stromboli tipi yanardağlarda genleşen gazlar orta şiddette patlamalara neden olur, bunun sonucunda da kesintisiz küçük püskürmelerle dışarı akan akkor lav pıhtıları, volkan bombaları, curuflar ve lav akıntıları oluşur.

Adını, stromboli yakınlardaki Vulcano adasından alan Vulkano tipi yanardağlarda orta şiddette koyu renkli çalkantılı gaz ve kül püskürmeleri olur.

Pelée tipi yanardağlarda, yoğun ve şiddetli kızgın volkanik kırıntı ve ve gaz karışımı püskürmeler görülür.

Plinius tipi en şiddetli püsküren yanardağ türüdür.

Yanardağların volkanik yüzey şekilleri ise: Bileşik-, Strato-, Somma-, Kaldera- ve Kalkan yanardağ diye isimlendirilmektedir.



YAN BASMASI, —> Tavan basması.

YAN DELİK, Derin sondajlarda swivel head’e bağlı kelly’nin kuyudan çekildikten sonra içine yerleştirildiği hafif meyilli kısa kuyu.

YANGIN BARAJI, Bir yangın durumunda yangın yeri ile irtibatlı olan yolları kapatan duvar, perde veya dolgu. Bu baraj; kum torbası, kil, sıvalı travers, tuğla, beton veya briketten yapılabilir.

YANGIN EKİBİ, —> Tahlisiye istasyonu.

YANGIN KAPISI, Hava giriş kuyusunun yakınlarına, daha ziyade kat ağızlarına kurulan ve ateşe dayanıklı malzemeden yapılmış olan (herhangi bir yangın anında kapatılabilecek) emniyet kapısı.

YANIK, Mermer yatağının dış tesirlerle bozulmuş olan ve kaldırılıp atılması gereken kısmı. Yanık mermer yumuşak, kof, kırılması kolay, cila kabul etmez ve darbe ile dağılma özellikleri gösterir.

YANKAYAÇ, 1) Üretimi planlanan maden yatağını çevreleyen yani maden yataklarını içinde bulunduran kayaç. 2) Yan kaya.

YANLIŞ OTURMUŞ MADDE, —> Eleme.

YANMA, Yakıtların genellikle havadan sağlanan oksijen ile hızlı oksidasyon sonucu, ısı ve sıcak yanma ürünlerinin açığa çıktığı ve bu esnada biraz da ışık ve sesin oluşabildiği, kimyasal reaksiyon. Yanma olayının temelini karbon, hidrojen ve kükürdün yanma reaksiyonları oluşturur. Yanmanın tam olmaması durumunda CO, O2, CH4, kurum ve katran gibi hava kirleticileri oluşur. Yakıt içerisindeki su, yanma sırasında buharlaşır ve bu durumda zararsızdır. Ancak yoğun SO2 içeren baca gazlarında yoğuşma sınırında asit oluşumunu hızlandırıcı etkisi zararlıdır.

Diğer bir ifade ile yanma; oksijen ve yakıtın bileşenleriyle ilgili bir kimyasal olaydır.

C + O2 —> CO2

C + 1/202 —> CO

H2 + 1/202 —> H2O

Yanıcı bileşenlerin tamamen yanarak ısıya dönüşmesine “Tam yanma” denir. Katı ve sıvı yakıtların yanabilmesi için, önce gaz fazına geçmesi ve ortamdan ısı alması gerekir. Doğal gaz, gaz fazında olduğundan, ortamdan ısı almasına gerek yoktur. —> Tutuşma sıcaklığı, Kömür yakma sistemleri.

Doğal gazın yanma tepkimesi:

CH4 + 202 —> CO2 + 2H2O

C2H6 + 5O2 —> 3CO2 + 4H2O

C4H10 + 6,5 O2 —> 4CO2 + 5H2O



C5H12 + 8O2 —> 5CO2 + 6H2O

YANMA HARARETİ, 1) Yakıtın yanma reaksiyonuna başlayacağı sıcaklık derecesi. 2) Yanma sıcaklığı (temperatürü).

YANMA ISISI, Bir yakıtın bir kg’ının yanması ile elde edilen ısı miktarı. 1 kg karbonun yanmasından 8100 Kcal ısı elde edilir.

YANMA OLAYI, 1) Yüksek hararette gaz safhasında oksidasyon sonucu ısı intişar ettiren (yayan) olay. 2) Yanıcı ve yakıcı gazların kimyasal reaksiyonu.

YANMA REAKSİYONLARI, —> Yanma.

YANMAZ KÜKÜRT, Havada kuru kömürün en fazla 850°C da tam yakılması sonucu kalan kül içinde sülfatlı bileşikler halinde kalan kükürdün yüzde olarak ifadesi.

YANMIŞ MANYEZİT, —> Sinter manyezit.

YANTAŞ, Aynı yaşta veya daha genç bir maden yatağını çevreleyen, yani onunla kontakt durumunda olan kayaç. —> Yankayaç.

YAN NOKTA HESABI, Koordinatları bilinen iki noktayı birleştiren doğru üzerine dik düşen noktaların koordinatlarının hesaplanması yöntemi.

YAN TUMBA, —> Tumba.

YAN ÜRÜN, Üretim esnasında ikinci derecede elde edilen ve esas mamül veya mamüllere nazaran nisbeten daha az önemli olan ikinci derecede mamül veya ürün.

YAPI, 1) Kayaç kütlelerinin kıvrılma, kırılma gibi biçim değiştirme olayları sonucu birbirleriyle ilgili durumlarını ifade eden kavram.  2) —> Strüktür. 3) Bünye.

YAPILABİLİRLİK RAPORU, 1) Çeşitli olanaklarla uygulamaya konulmak istenen bir yatırım projesinin ekonomik ve teknik bakımdan yapılabilir en uygun çözümü gösterdiğini belirten rapor. 2) Fizibilite raporu.

YAPRAK, Mermer ocaklarında —> Kompresör çivisi ile ve her bir çivi için iki adet olmak üzere yani çift olarak kullanılan bir yüzü oval, diğer yüzü düz 3 cm eninde ve 30 cm boyunda demir parçası.

YAPRAK TAŞ, —> Şist.

YARDIMCI DELİK, —> Tarama deliği.

YARI BLOK ÇALIŞMA YÖNTEMİ, Döner kepçeli kazıcının, kademe dışında hareket ederek kazdığı malzemeyi kademeden uzakta bulunan bant konveyöre veya vagonlara yükleme düzeni. Bu yöntem genellikle, kömür damarı üzerindeki son örtükazı kademesinin kaldırılması işinde (—> Şekil) uygulanır.—> Blok Çalışma Yöntemi.

YARI DENGELİ İHRAÇ SİSTEMİ, Çift halatlı ve çift tamburlu ihraç sistemi. —> Dengesiz-, Yarı dengeli, Dengeli ihraç sistemi.

YARI MEKANİZE AYAK, —> Alın mekanizasyonu.

YARIM SARMA, Kapalı işletmelerde bulunan üretim yerlerinde, çatallar üzerine konulan kapak tahtası veya ortadan uzun ekseni boyunca dilinmiş ince yarım direk.

YARMA, 1) Sondaj yapmaya uygun olmayan, yeryüzüne çok yakın veya toprak, kum ve döküntü çakıl sanalarının altındaki sağlam zemine, maden aramak amacıyla ulaşmak için, kazma kürek veya dozer vb. kazıcı makinelerle açılan prospeksiyon (çukurları) hendekleri. Yarmaların eni insanın rahat çalışacağı kadar olmakla beraber, boyları birkaç metre, hatta birkaç yüz medre olabilir. Uzun açılar yarmalara kanal da denir. 2) Yeryüzünde kazı yapmak suretiyle maden arama (prospeksiyon) şekli.

YARI ÜRÜN, Alüminyumun işlenmesi sonucunda elde edilen, fakat kendisi de başka bir işlemde girdi olabilen, levha, folyo, şerit, disk gibi profil ürünleri tanımlayan ve alüminyum sektöründe kullanılan bir terim.

YASSI HADDE ÜRÜNLERİ, Üretilen çeliğin haddelenmesi suretiyle elde edilen; a) Levha b) Sıcak haddelenmiş yassı ürünler, c) Soğuk haddelenmiş yassı ürünler, d) Teneke olmak üzere dört ana gruba ayrılan yassı çelik ürünleri. Bu ürünler, dayanıklı tüketim malları ve yatırım malları endüstrilerinin ana girdisini oluştururlar. Türkiye’de yassı çelik ürünlerinin tüketildiği sektörlerin başında boru ve profilsanayii, otomotiv sanayii, yakıt araç ve gereçleri imalatı gelir.

YASSI HALAT, Kemer şeklinde örülmüş olan halat. —> Çelik halat.

YASSI ÜRÜN, Levha, folyo, şerit, disk gibi, hadde tezgahlarında elde edilen ürünleri tanımlayan ve aluminyum sektöründe kullanılan bir terim.

YASTIK, Tavanı ve tabanı çürük olan yerlerde, sütun (çatal) olarak kullanılan direklerin tabana ve tavana batmasını önlemek veya tahkimatı takviye etmek için yatay olarak konulan kısa direk. —>Takoz.

YASTIK ÇAMURU, Lağım deliği dibine konan ve patlayıcı madde sıkılanırken esneklik sağlayan çamur parçası.

YAŞ TABANLI TOZ KÖMÜR YAKICILAR, Külün aglomera edilerek çekildiği yakıcılar. Yaş tabanlı kömür yakıcılarda, yanma odasında sıcaklığın kül ergime noktasına çıkmasına izin verilerek külün tabanda bir sıvı olarak yüzeylerde akması sağlanır. Bu amaçla tasarlanan sistemlerde, yüzeylerin mümkün olan kısımlarında refrakterlerin yapılması, ısı çekişinin de kül yapışmasından etkilenmemesi için gerekli önlemlerin alınması lazımdır.—> Kömür yakma sistemleri, Yanma.

YAŞLANDIRMA SERTLEŞTİRİLMESİ, Su verme ısıl işlemi ile aşırı doymuş katı eriyik oluşturulduktan sonra, uygun sıcaklık ve sürelerde alaşımın mikroyapısında çökelme parçacıkları oluşturarak bir alaşıma yüksek mukavemet kazandırma işlemi. Örneğin, duralimün alaşımı (% 4 Cu bulunduran Al-Cu alaşımı.)

YATAY ATIM, —> Fay atımı.

YATAY AYAKLI GÖÇERTME, —> Tumba metodu.

YATAY MERKEZKAÇ DÖKÜM, —> Savurma döküm.

YATAY YÜZEYİ, Mermer işletmeciliğinde ocakta taş tabakalarının birbirine yaslandığı yüzey.

YATIM, —> Yatım açısı. Meyil açısı.

YATIM AÇISI, 1) Bir damar veya tabaka düzleminin yatay düzlem ile yaptığı açı. 2) Meyil açısı. —> Tabaka.

YATIM DİYAGRAMI, arazide ölçülen veya jeolojik haritadaki bilgilerden yararlanılarak jeolojik kesit yapımı sırasında kullanılan yardımcı diyagram.

 

YATIM DOĞRULTUSU, Yatım düzlemi içerisinde, damar düzlemi ile yatay düzlemin ara kesitine dik olarak doğrunun yatay düzlemdeki izdüşümü.



YATIMLI DAMARDA DRAGLINE UYGULAMASI, Damar yatımlarına göre iki ana grupta uygulanan yöntem. Damar yatımı 20° ‘ye kadar olan örtükazı birinci grubu teşkil etmekte olup, dragline yöntemi tek başına, ikinci grubu oluşturan ve damar yatımı 20°-60° arasında olan örtükazı işlerinde ise, dragline yöntemi, kazıcı kamyon yöntemi ile beraber uygulanır.

Damar yatımı (0°-10°) ve (10°-20°) arasında olma durumuna göre iki ayrı yöntem mevcuttur. Birinci durumda dragline dilim üzerinde, ikinci durumda ise döküm sahası üzerinde çalışır.



YATIRIM, İktisadi faaliyet gösteren bir kuruluşun faaliyeti ile ilgili, maddi olan veya olmayan sabit kıymetlere yapılan ilave. Sabit kıymetlerin iktisadi değerini artıracak nitelikte olan esaslı onarım ve yenilemeler de yatırım sayılır.

YAVAŞ YANMA, —> Deflagrasyon.

YAYÇEK, Oltutaşını işlemede kullanılan “Kemane”nin, kurutulmuş bağırsaktan yapılmış gergi yayı.

YAYLI RONDELA, —> Pul.

YAZLIK, 1) Aynanın mümkün olduğu kadar yakınında, aynadan koparılan gayri nizami kaya parçalarının düzeltilip düzgün prizmatik mermer bloklarına dönüştürüldüğü açık saha. 2) Açık.

YEDEK, 1) İşçi yardımcısı. 2) Mevcutları bozulduklarında değiştirmek için ambarda hazır tutulan malzeme.

YEMANİ, —> Kuars.

YEMEK TİKESİ, Pavyonda (işçi yatakha-nesinde) kalan bekar işçilerin işçi yemekhane-sinde yemek yemeleri için ocak kâtibi tarafından çalışma yerinde puvantaj defterine yevmiyeleri yazılırken, bu işçilere verilen yemek (fişi) kuponu.

YEMLEME LOKUMU, 1) İçine kapsül yerleştirilen lokum. 2) Praymer.

YEMEN TAŞI, Kırmızı renkli —> akik.

YEMİNLİ TEKNİK BÜRO, “ 3213 sayılı Maden kanunu”unda geçen bir terim olup, denetim ve gözetim dışında kalan ve yönetmelikte belirtilen görevleri yürütmek üzere kurulmuş; çalışma alanlarında uzmanlaşmış, devlet güvenliği açısından sakıncası bulunmayan mühendis ve personelden oluşan büro. Ancak; yeminli teknik bürolar, Anayasa Mahkemesi’nin 24.12.1986 gün ve E1985/20 K 1986/30 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

YENİ HURDA, Alüminyum sektöründe kullanılan bir terim olup, alu minyumun üretim ve metal işleme kademelerinde çıkan alüminyum artıklarını ifade eder. —> Eski Hurda.

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAĞI, Devamlı olarak veya belirli zaman aralıklarında, şarj edilerek depolanan enerji; güneş enerjisi, rüzgar gücü, biyolojik atık (biyomas), gel-git ve denizdalgaları gibi.

YERALTI AÇIKLIĞI GERİLMELERİ, Kazı öncesi düzgün bir dağılım gösteren düşey ve yatay bakir arazi gerilmelerinin, kazı sonucu yeraltında yaratılan boşluk nedeni ile bozularak yeni bir dağılım göstermesi şekli. Kazı sonrası oluşan gerilmeler ile birlikte, daha önce var olan doğal arazi gerilmeleri galeri ve baca etrafındaki destek topuklarında ve orta topuklarda gerilme yoğunlaşmalarına neden olur. Bunun yanı sıra galeri veya baca tavanında basma, çekme ve makaslama türünden gerilmeler oluşur. Diğer bir mekanik olay da yaratılan boşluk civarında oluşan deplasman veya hareketlerdir. Bunların sonucu kaya kütlesi içersindeki birim deformasyon enerjisi artarak gerilme yoğunluğunun bulunduğu yerlerde bölgesel depolanır.

YERALTI DÜZENLERİ, Bir kapalı işletmenin çalışmasını sağlamak veya kolaylaştırmak amacıyla; boşluk, su, toprak ve kayalarla birbirinden ayrılmış alanları birbirine bağlamak için kazı ve delme yoluyla yeraltında açılan galeri, kuyu, boşluk vb. hacimlerin tümü.

YERALTI HUNİ AÇIKAYAK İŞLETME METODU, 1) Sağlam tavanı, tabanı ve cevheri olan yeknesak tenörlü damar veya kitle halinde olan maden yataklarında alt kattan üst kata bir nefeslik sürdükten sonra üstteki eski imalatın altında bir topuk bırakarak başyukarının ağzı belirlenen sınıra veya yan taşa kadar daire veya oval şekilde genişletilip aynı zamanda aşağıya doğru derinleştirilmek ve kazılan cevheri başyukarıdan aşağı akıtarak panodaki nakliyatı sağlamak esasına dayanan tahkimatsız (üretim) işletme metodu. Bu usülde pano içinde cevher, kelebeye veya başyukarıya skreyperle de çekilebilir.

YERALTI İŞLETME METODU, Açık işletme metodu uygulaması ekonomik olmayan maden yataklarına tavanın göçertilmesi, açılan boşluğun doldurulması veya topuklar bırakılması esaslarına göre uygulanan üretim sistemi. Bir kapalı işletmede yeraltı işletme metodunun uygulanması ve işletme- ve kazı yönlerinin seçimi büyük önem taşır. Yeraltı işletme metotları maden yatağının durumuna göre; uzun ayak, dilimli ayak, topuk, oda ve blok işletmesi şeklinde yürütülür. Bunlar tavanın durumuna göre de açık ayaklar, rambleli, ambarlı, göçertmeli ve kombine (karışık) işletme metotları şeklinde; tavanın göçertilmesi esasına  dayanan işletme metotları ise yatay-, dikey-, ve çapraz ayaklı ilerletimli veya dönümlü uzun ayak, taban döşemeli (sun’i tavanlı) ayak şeklinde isimlendirilir. Açılan boşluğun doldurulması esasına göre uygulanan üretim sistemlerine de rambleli uzun ayak vb. isimler verilir. Yeraltı işletme metodu uygulamada, işletme ve kazı yönü ise; maden yatağının tabaka, kitle veya damar şeklinde oluşu, yatımı ve kalınlığı gibi faktörler dikkate alınarak belirlenir ve uygulama aşağıdaki şekillerde yapılabilir: Kömür madenciliğinde genellikle işletme yönü damar istikametinde, kazı yönü ise; istikamet yönünde, başyukarı, başaşağı veya diyagonal olabilir. Filon tipi maden yataklarında işletme yönü genellikle aşağıdan yukarı, kazı yönü ise başyukarı, başaşağı veya diyagonal şekilde yürütülebilir. Buna karşılık tuz madenciliğinde dik yataklarda işletme yönü başyukarı alındığında kazı yönü istikamet yönünde, düz damarlarda da işletme ve kazı yönü birbirine paralel olarak hem başyukarı hem istikamet yönünde seçilebilir. —> İşletme yönü. Erimesi veya eritilmesi mümkün olan maden yataklarında klasik yeraltı işletme metotlarına nazaran daha ekonomik olması durumunda, maden yatağına sondajlarla ulaşılarak madenin yerinde eritilmesi sağlanmak suretiyle —> Fraş metodu (kükürt yatakları), genel olarak da —> Solüsyon madenciliği (tuz, trona) uygulanır.

YERALTI MADENCİLİĞİ, Madenin yeraltında kendine özgü yöntemlerle elde edilmesi. —> Kapalı işletme.

YERALTI ÖLÇME NOKTALARI, Yeraltı galeri ilerlemelerine yön verme veya galeri planlarının çıkarılması gibi işlerde kullanılan ve galerinin sürüldüğü arazinin durumuna göre kayaç, tahkimat veya travers üzerine tesbit edilen veya çakılan kalıcı veya geçici işaretler. Genel olarak bu noktalar galerinin tavanına veya tabanına yerleştirilir. Ayrıca alet tesbiti veya nivelman ölçmeleri için bu noktalar galeri yanlarına da yerleştirilebilir.

YERALTI RANDIMANI, 1) Yeraltında yapılan tüm üretim miktarının yeraltında üretim ve taşıma için yapılan işçi yevmiyeleri sayısına bölümü ile elde edilen (kg/yev veya t/yev) değer. 2) İçeri- A randımanı.

YERALTI SONDAJI, Maden ocaklarında yeraltında gerek görülen her yerde ve yönde sondaj yapılabilecek şekilde imal edilmiş özel sondaj makineleri ile yapılan delme işlemi.

YERALTI SUYU, Yüzeyden sızan ve su tablasının altındaki tabakalardaki gözenekleri, çatlakları ve boşlukları dolduran su. Yeraltı suları bulundukları yerlere göre; formasyon suyu, çatlak suyu veya mağara suyu gibi isimler alırlar. Deniz seviyesinin altında ve hareket etmeyen yeraltı sularına da derin sular denir. —> Formasyon suyu. Su tablası.

Yüklə 5,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   55




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin