İlkbahar Mah. Turan Güneş Bulvarı 613. Sokak No: 8 06550 Çankaya / ankara



Yüklə 24,62 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/6
tarix03.04.2017
ölçüsü24,62 Kb.
#13334
1   2   3   4   5   6

GLUKOZ 6 FOSFAT DEHİDROGENAZ 
ENZİM EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ 
KILAVUZU
GİRİŞ
Eritrositlerin normal yaşamlarını devam ettirebilmek için enerjiye 
gereksinimleri  vardır.  Eritrositlerde  mitokondri  bulunmadığından, 
gerekli  enerjiyi  Embden  Meyerhof  yolu  denilen  anaerobik 
glikolizden  elde  ederler.  Eritrositlerin  yaşamlarını  sürdürmeleri 
için  enerji  gereksinimlerini  karşılamalarına  ek  olarak,  hemoglobin 
ve  hücredeki  proteinleri  oksidan  etkilerden  korumaları  gerekir. 
Eritrositlerde pentozmonofosfat yolunda bulunan glukoz-6-fosfat 
dehidrogenaz  (G6PD)  enzimi    hücreyi  oksidan  hasardan  korumak 
amacıyla görev yapar. 
Glukoz-6-Fosfat Dehidrogenaz Enzim Eksikliği:
En  sık  görülen  eritrosit  enzim  eksikliğidir  ve  X’e  bağlı  resesif 
kalıtım  gösterir.  Görülme  sıklığı  Akdeniz  ülkeleri,  Afrika  ve  Çin’de 
fazla  olmakla  birlikte  tüm  etnik  gruplarda  tanımlanmıştır.  G6PD 
enzim  eksikliği  Türkiye  genelinde  %0.5,  Çukurova  bölgesinde  % 
8.2 oranında görülmektedir. 
G6PD  geni  X  kromozomunun  subtelomerik  yöresinde  q28 
lokusunda yerleşmiştir. Bu gen 18.5 kb uzunluğunda olup 13 ekson 
ve 12 introndan oluşur. Normal gen G6PD B olarak tanımlanırken; 
çoğunluğu  nokta  mutasyonlara  nadiren  de  delesyonlara  bağlı 
gelişen 400’den fazla varyant saptanmıştır. 
Dünya  Sağlık  Örgütü  (WHO)  G6PD  enzim  eksikliğini  enzim 
aktivite düzeyi ve klinik bulgulara göre beş sınıfa ayırmıştır;
Sınıf-I= Enzim aktivitesi normalin %10’undan daha düşüktür ve 
kronik hemolitik anemi görülür.
Sınıf–II= Ağır enzim eksikliği vardır ve genellikle aralıklı (ilaçlar, 
enfeksiyon ve kimyasallara ikincil) hemolitik anemi saptanır.
Sınıf-III=  Orta  derecede  (%10-60)  enzim  eksikliği  ve  aralıklı 
hemolitik anemi vardır.

ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011
38
Sınıf–IV=Enzim eksikliği ve hemoliz yoktur.
Sınıf-V=Enzim aktivitesi yüksektir.
Sık görülen G6PD varyantları şu şekildedir;
G6PD B: En sık görülen normal varyanttır. Beyaz ırk, Asya ve 
siyah ırkın büyük bir kısmında görülür (sınıf-IV).
G6PD  A:  Siyah  Afrikalıların  %10-20’sinde  görülen  normal 
formdur (sınıf-IV). 
G6PD A-: En sık görülen enzim eksikliği varyantıdır, orta ve ağır 
derecede hemolize neden olur. 
G6PD  Akdeniz:  Beyaz  ırkta  en  sık  görülen  varyanttır.  Ağır 
hemolize yol açar. Ülkemizde görülen formdur (Tablo 11). 
Tablo 11.  En sık görülen iki enzim eksikliği ile birlikte olan G6PD 
varyantının karşılaştırılması
G6PD Akdeniz
G6PD A-
WHO’ya göre sınıflama
Sınıf II
Sınıf III
En sık görüldüğü 
toplum
Akdeniz bölgesi
Siyah Afrikalılarda 
ve Afrika kökenli 
Amerikalılarda
Yenidoğan sarılığı
Evet, hatta çok ciddi 
olabilir
Evet
Favizm
Sıklıkla
Daha nadir
Oksidasyona yol açan 
ilaçlarla hemoliz
Evet
Evet
Klinik bulgular
Hastalık farklı klinik tablolarla kendini gösterebilir.
Akut  hemolitik  anemi:
1. 
  Normal  koşullarda  klinik  bulgu 
saptanmazken,  oksidatif  stres  yapan  durumlarda  (ilaçlar, 
enfeksiyonlar,  kimyasallar)  hemoliz  gerçekleşir.  Hemolizin 
şiddeti  ve  süresi  değişkenlik  göstermektedir.  Oksidatif 
strese yol açan maddeye maruz kalındıktan sonra, genellikle 
2-3 gün içinde hemoliz oluşur (Tablo 12).

GLUKOZ 6 FOSFAT DEHİDROGENAZ ENZİM EKSİKLİĞİ
 TANI VE TEDAVİ KILAVUZU
39
Yenidoğan  sarılığı:
2. 
  Genellikle  doğumdan  sonraki  2-3. 
günlerde  sarılık  ortaya  çıkar  ve  kan  değişimi  yapılmasını 
gerektirecek  ve  hatta  tedavi  edilmezse  kernikterusa  yol 
açabilecek  kadar  ağır  düzeyde  sarılık  saptanabilir.  Sarılık 
yanı  sıra  genellikle  anemi  görülmez  ya  da  hafif  düzeyde 
olabilir. Hemoliz, ilaçlar veya naftalin gibi oksidan ajanlara 
maruz  kalındığında  daha  belirgin  olabilir.  Hiperbilirübinemi 
nedeninin karaciğer kaynaklı olduğu düşünülmektedir.  
Favizm:
3. 
 Klinik bulgular bakla yenmesinden 5-24 saat sonra 
ortaya çıkar ve sıklıkla 1-5 yaş arasındaki erkek çocuklarda 
görülür. Hemoliz sonucu gelişen anemi genellikle ani ve çok 
ağırdır. Böbrek yetersizliği bile gelişebilir. Bakla polenlerinin 
solunması ya da süt veren annenin bakla yemesi de bebekte 
klinik bulgulara neden olabilir. 
Kalıtsal  sferositik  olmayan  hemolitik  anemi
4. 
:  Sınıf-I 
varyantlarda, oksidan maddelere maruz kalmadan bile hayat 
boyu devam eden hemolitik anemi görülür. Anemi hafif ya 
da orta düzeydedir ve çoğunlukla hemoglobin düzeyleri 8-10 
g/dl arasında saptanır.
Tablo 12.  Akut  hemolitik  anemisi  ve  G6PD  eksikliği  olan 
hastalardaki klinik ve laboratuar bulgular
Klinik Bulgular
Sırt ağrısı, 

Karın ağrısı, 

Sarılık, 

Geçici splenomegali,

Hemoglobinüri, 

Skleralarda sarılık

Yapılması Gereken 
Laboratuar Testleri 
ve Sonuçları
Tam kan sayımı: Hafif yada ağır anemi

Retikülosit düzeyi: Hemolizden sonraki 4-7 

gün içinde artış
Periferik yayma: Anizositoz, poikilositoz, 

polikromazi,Isırılmış elma benzeri eritrositler
Heinz cisimciği: Periferik yaymanın metilen 

veya kristal viole ile boyanması sonucu 
görülür (ilk 3-4 günde görülür)
Haptoglobin: Azalmış

Karaciğer fonksiyon testleri: İndirek 

bilirübinde artış
D. Coomb’s testi: Negatif


ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011
40
TANI
İmmün  olmayan  hemolitik  anemi  ayırıcı  tanısında  G6PD 

enzim eksikliği düşünülmelidir.
Genellikle tanı; enfeksiyonlar, ilaçlar ya da bakla yenmesinden 

sonra ortaya çıkan klinik bulgular sonrasında konur. 
Kesin  tanı  için  enzimin  yokluğunun  gösterilmesi  gerekir. 

Enzim eksikliği kalitatif; floresan spot testi veya kantitatif 
olarak; spektrofotometrik ölçüm ile gösterilmelidir.
Hemolitik  atak  sırasında  en  yaşlı  eritrositler  (düşük  G6PD 

aktivitesine  sahip)  ilk  olarak  parçalanırlar.  Bundan  dolayı 
dolaşımdaki  eritrositlerde  göreceli  olarak  yüksek  G6PD 
aktivitesi  vardır.  Akut  dönem  sırasındaki  testler  yanlış 
olarak  normal  sonuç  verebilir.  Birkaç  hafta  sonra  iyileşme 
döneminde testin tekrarlanması önerilir. 
Eritrosit  transfüzyonu  yapılan  hastalarda  G6PD  enzim 

düzeyine, transfüzyondan en az 3 ay sonra tekrar bakılması 
önerilmektedir.
TEDAVİ
G6PD eksikliğinin ana tedavisi; ilaçlar, bakla ve enfeksiyon 

gibi  oksidan  strese  neden  olabilecek  durumlardan 
kaçınmaktır (Tablo 13).
Genellikle hemoliz kısa süreli ve geçici olup özel bir tedavi 

gerektirmez. 
Nadiren  kan  transfüzyonu  gerektirecek  kadar  ağır  anemi 

gelişebilir.  Kesin  kural  olmamakla  birlikte  Hb  7g/dl  altında 
olduğunda  ya  da  Hb  7-9g/dl  ve  hemoglobinüri  devam 
ediyorsa transfüzyon önerilmektedir. 
Splenektominin faydalı olmadığı bildirilmekteyken, E vitamini, 

selenyum gibi antioksidan ajanların kullanımı tartışmalıdır.
TARAMA
G6PD  eksikliği  yönünden  yenidoğan  bebekler  ve  kan 
donörlerinin  taranması  önerilmemektedir.  Ancak  Sınıf-II  varyant 

GLUKOZ 6 FOSFAT DEHİDROGENAZ ENZİM EKSİKLİĞİ
 TANI VE TEDAVİ KILAVUZU
41
sık görülen bölgelerde prematüre bebeklere kan verilmeden önce 
tarama yapılmasının gerektiği ileri sürülmektedir. Prenatal tanı için 
moleküler tetkikler geliştirilmemiştir. 
Tablo 13. G6PD eksikliğinde hemoliz nedenleri
1. İlaçlar
 Antimalarial
 Primakin
 Pamakin
 Antibakteriyel
 Sulfametoksazol
 Sulfasalazin
 Kloramfenikol
 Siprofloksasin
 Nitrofurantoin
 Nalidiksik asit
 Paro-aminosalisilik asit
 Analjezikler
 Asetinalid
 Kemoterapi ilaçları
 Doksorubisin
Antidiyabetik ilaçlar
 Glibenklamid
 Diğerleri
 K vitamini anologları
 Metilen mavisi
 Naftalin
 Benzen
2. Yiyecek
     Bakla
3. Hastalık
    Hepatit
    Diyabetik asidoz

ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011
42
Yararlanılan Kaynaklar
1.  Diagnosis and Management of G6PD Deficiency. Am Fam Physic, 
2005, 72.
2.  Glucose-6-phosphate  dehydrogenase  deficiency:  a  historical 
perspective. Blood 2008;  11: 16-24.
3.  Glucose-6-phosphate dehydrogenase deficiency and hemolytic 
anemia.  In:  Nathan  DG  ,Orkin  SH  ,  eds.  Nathan  and  Oski’s 
hematology of infancy and childhood. 7th ed. Philadelphia: W. 
B. Saunders, 2009: 883-900.

HEREDİTER 
SFEROSİTOZ  
TANI VE TEDAVİ   
KILAVUZU
U L U S A L   T E D A V İ   K I L A V U Z U   2 0 1 1
BÖLÜM
V.

HEREDİTER SFEROSİTOZ
 TANI VE TEDAVİ KILAVUZU
45
HEREDİTER SFEROSİTOZ  TANI VE TEDAVİ 
KILAVUZU
GİRİŞ
Herediter sferositoz (HS); hücre zarı proteinlerinin kalıtsal hasarı 
nedeniyle, eritrositlerin sferosit şekline  dönüşmeleri  ile hemolize 
yatkınlığın  artması  sonucu  anemi,  sarılık  ve  dalak  büyüklüğü 
gelişmesiyle  seyreden    non-immün  hemolitik  anemidir.  Olguların 
¾’ünde otozomal baskın kalıtım görüldüğü bilinmektedir.
Patofizyoloji
Herediter sferositozun etyopatolojisinde, eritrosit zarındaki çift 
katlı lipit tabaka ile iskelet protein yapısı arasında dikey pozisyonda 
yerleşmiş olan protein bağlarındaki kalıtsal kusur rol oynamaktadır. 
Hücre zarındaki proteinlerden spektrin, ankirin, band 3 ve protein 
4.2’nin yapısal hasarı, zardaki lipit içeriğin kaybına yol açar. Bunun 
sonucunda  eritrositlerde  yüzey  hacim  ilişkisi  bozulur.  Normal 
koşullarda esnek olan eritrosit zarı, hücrenin küre şeklini alması ile 
gerilmeye dayanıksız (zar kırılganlığı artar, ozmotik direnci azalır) 
hale  gelir.  Sferositik  ve  kırılgan  hale  gelen  eritrositlerin  dalak 
sinüzoidlerindeki asidik ve anoksik ortamda tutularak yıkılmaları ile 
hemolitik anemi tablosu ortaya çıkar. 
Klinik Özellikler ve Sınıflama (Tablo 14)
Anemi, sarılık ve dalak büyüklüğü en sık görülen bulgulardır.
Hafif  HS:  Olguların  %20-30’unda  görülür.  Anemi  görülmez. 
Orta dereceli bir dalak büyüklüğü ile sarılık dikkati çeker. Genellikle 
adolesan ve erişkin yaşlarda tanı konur. 
Orta  HS:  Olguların  %60-75’inde  görülür.  Anemi  ve  sarılık  ön 
plandadır. Genellikle çocukluk çağında tanı konur. 
Ağır  HS:  Olguların  %5’inde  görülür.  Belirgin  hemoliz,  anemi, 
sarılık,  dalak  büyüklüğü  ve  düzenli  eritrosit  süspansiyonu 
transfüzyonu gereksinmesi vardır.

ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011
46
Tablo 14.  Herediter sferositozun klinik sınıflaması
Taşıyıcı
Hafif HS
Orta Şiddette 
HS
Ağır HS
Hemoglobin (g/dl)
Normal
11-14
7-10
≤6
Retikülosit (%)
1-3
3-8
≥8-10
10≥
Bilirubin (mg/dl)
0-1
1-2
2-3
>3 
Periferik yayma
Normal
Az sayıda 
sferosit 
Belirgin 
sferositoz 
Sferositoz 
ve 
poikilositoz 
Genetik geçiş
Heterozigot
Otozomal 
dominant veya 
yeni mutasyon
Otozomal 
dominant veya 
yeni mutasyon
Otozomal 
resesif 
Ozmotik frajilite
 (taze kan)
Normal
Normal veya 
hafifçe artmış
Artmış
Çok artmış 
ve eğride 
kuyruk
Ozmotik frajilite 
(inkubasyonlu)
Hafif artmış Belirgin artmış Belirgin artmış
Çok belirgin 
artmış
Spektrin miktarı (%)
Normal
80-100
60-80
<50
TANI
Herediter sferositoz tanısı;  klinik bulgular,  periferik yaymada 
sferositoz varlığı, ailede hemolitik anemi öyküsünün bulunması ve 
anormal ozmotik frajilite (OF) testinin varlığı ile konur (Tablo 15).
Tablo 15. Herediter sferositozda tanısal testler
Testler
Bulgular
Tam kan sayımı
Hemoglobin ve MCV’de azalma,  
MCHC ve RDW’de artma
Periferik yayma
Anormal morfoloji, sferosit artışı
Retikülosit
Artmış
Direkt antiglobulin testi
Negatif
Biyokimyasal testler
İndirek hiperbilirubinemi, LDH 
yüksekliği
Ozmotik frajilite (İnkübasyonlu 
ozmotik frajilite)
Artmış

HEREDİTER SFEROSİTOZ
 TANI VE TEDAVİ KILAVUZU
47
MCHC’de artış (vakaların yarısında %36’nın üzerindedir), 

MCH

C’nin  >36  g/dl  ve  RDW’nin  >14  üzerinde  olmasının 
sensivitesi  %63,  spesifitesi  %100’dür  (tarama  olarak 
kullanılabilir). 
Hastaların  %30’unda  OF’nin,  %15’inde  ise  inkübasyonlu 

OF’nin normal olabileceği akılda tutulmalıdır.
Demir eksikliği, talasemi taşıyıcılığı,  hedef hücre varlığında 

ve karaciğer hastalıklarında OF’nin normal olabileceği akılda 
tutulmalıdır. Bu durulmada testin tekrarı önerilmektedir.
Ayırıcı Tanı
Periferik yaymada sferosit yapan; immün hemolitik anemiler, ağır 
yanık ve termal hasarlar, klostridial sepsis, hemolitik transfüzyon 
reaksiyonları,  herediter  piropoikilositoz,  ciddi  hipofosfatemiler, 
ABO  uyuşmazlığı  düşünülmelidir.  Ayrıca,  diseritropoez,  dengesiz 
hemoglobinler ve hipersplenizme yol açan diğer kalıtsal hemolitik 
anemiler de ayırıcı tanıda akılda tutulmalıdır.
 Komplikasyonlar
Aplastik kriz (özellikle parvovirus B19 başta olmak üzere pek 

çok virus enfeksiyonu ile)
Folat eksikliğine bağlı megaloblastik değişiklikler

Safra taşı

Bacak ülserleri

Ekstramedüller hematopoez

Transfüzyonel hemosiderozis

TEDAVİ
1. Eritrosit transfüzyonu
2. Splenektomi 
3. Folik asit tedavisi

ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011
48
1. Eritrosit transfüzyonu
Transfüzyon gereksinimi
a) Ağır anemi; Hb<8 gr/dl
b) Aplastik kriz
c) Hipersplenizm
d) Yetersiz gelişme-büyüme
e) Anemiye ikincil efor kapasitesinde azalma
2. Splenektomi
Dalak çıkarılma endikasyonları:
Ağır HS, büyüme gelişme geriliği, kemik değişikliği, 

bacak ülserleri ve ekstramedüller hematopoez olan 
hastalarda önerilmektedir.
Orta düzeydeki yada dengeli HS’da tartışmalıdır.

Dalağın bağışıklık sistemindeki rolü göz önüne 

alındığında, splenektomi zorunlu olmadıkça 5 yaşından 
önce yapılmamalıdır.
Dalak çıkarılması ile hemoliz azaldığı için sonuçta sarılık, 
anemi ve retikülositoz hızla kaybolur, ancak periferik yaymada 
sferositoz ile ozmotik frajilite bozukluğu devam eder. Nadir 
durumlarda dalağın çıkarılması ile hastalık kontrol altına alınamaz. 
Bu durumda aksesuar dalak, piruvat kinaz eksikliği gibi durumlar 
araştırılmalıdır.
Dalak çıkarılmasından önce Pnömokok, Meningokok, Hemofilus 
influenza  B  aşıları  uygulanmalı;  operasyon  sürecinde  antibiyotik 
profilaksisi  yapılmalıdır.  Erken  dönemde  yerel  enfeksiyonlar, 
kanama, tromboz ve pankreatit en önemli sorunu oluştururken, geç 
dönemde ise kapsüllü bakteri enfeksiyonları risk yaratmaktadır.
Özellikle  çocuk  hastalarda  kısmi  ve  laparoskopik  splenektomi 
önerilmektedir. 
Çocuklarda, 
kolelitiazis 
bulgusu 
yoksa, 
kolesistektomi endikasyonu yoktur. 
3. Folik asit tedavisi
  Orta ve ağır olgularda önerilir. Günlük doz 5 yaşına kadar 

2-5 mg, 5 yaş üstünde ise 5 mg’dır.

HEREDİTER SFEROSİTOZ
 TANI VE TEDAVİ KILAVUZU
49
Yararlanılan Kaynaklar
1.  Disorders of red cell membrane. Br J Haematol 2008;141: 367–
375.
2.  Hereditary spherocytosis. Lancet 2008; 372: 1411–1426.
3.  Guidelines  for  the  diagnosis  and  management  of  hereditary 
spherocytosis. Br J Haematol 2004; 126: 455–474.

ORAK HÜCRE 
ANEMİSİ
TANI VE TEDAVİ   
KILAVUZU
U L U S A L   T E D A V İ   K I L A V U Z U   2 0 1 1
BÖLÜM
VI.

ORAK HÜCRE ANEMİSİ
 TANI VE TEDAVİ KILAVUZU
53
ORAK HÜCRE ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ 
KILAVUZU
GİRİŞ
Orak  hücre  anemisi  (OHA)  dünyada  en  sık  görülen 
hemoglobinopatilerden biridir. β-globin zincirinin 6. pozisyonunda 
glutamik  asitin  valinle  yer  değiştirmesi  soncunda  anormal  bir 
hemoglobin (Hb)  olan Hb S oluşur. Otozomal resesif kalıtım gösteren 
bu hastalıkta Hb S’i homozigot durumda taşıyan hastalar için OHA 
terimi  kullanılırken,  Hb  S’i  diğer  hemoglobinlerle  birlikte  taşıyan 
kişilerde  görülen  tabloya  oraklaşma  sendromları  denilmektedir. 
OHA  taşıyıcılığı  sıklığı  Türkiye  genelinde  %  0.3-0.6  arasındayken, 
özellikle  Çukurova  bölgesinde  bazı  yörelerde  bu  sıklık  %3-44’e 
ulaşmaktadır.
Klinik
Hemolitik  anemiye  bağlı  olarak  sarılık,  solukluk,  karaciğer  ve 
dalak  büyüklüğü  görülürken,  klinik  bulguları  asıl  ortaya  çıkaran 
hastalığa bağlı krizlerdir.
Damar tıkayıcı krizler
1. 
Ağrılı krizler

El-ayak sendromu

Akut göğüs sendromu (AGS)

Abdominal ağrılı krizler

Akut Santral Sinir Sistemi Olayları

Priapizm

2.   Sekestrasyon Krizi
Splenik Sekestrasyon Krizi

Hepatik Sekestrasyon Krizi

3.   Aplastik Kriz
4.   Hiper Hemolitik Kriz

ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011
54
OHA’ya bağlı olarak gelişen kronik organ hasarları: 
Büyüme  ve  gelişme

;  gelişme  geriliği  ve  gecikmiş  puberte 
OHA’lı hastalarda sık görülen bulgulardandır.
Kemik  komplikasyonları

;  Kemik  iliğindeki  genişleme 
ve  tekrarlayan  kemik  enfaktları  iskelet  değişikliklerine 
neden  olur.  Vertebralarda  düzleşme  ve  aseptik  nekrozlar 
görülebilir. Bulgular femur ve humerusta daha sıktır.
Kardiyak  komplikasyonlar

;  Anemiye  bağlı  olarak  kalp 
yetersizliği gelişebilir.
Pulmoner  komplikasyonlar

;  Tıkayıcı  yada  kısıtlayıcı 
akciğer  hastalığı,  hipoksi  ve  pulmoner  hipertansiyon  gibi 
komplikasyonlar görülebilir.
Hepatobilier komplikasyonlar

; akut hepatik iskemi, kolestaz, 
hepatik sekestrasyon krizi, transfüzyon ilişkili demir birikimi, 
akut  ve  kronik  kolelityazis  ve  hepatik  virüsler  karaciğer 
fonksiyon bozukluğu nedenleri arasında yer almaktadır. 
Böbrek  komplikasyonları

;  hipostenüri,  hematüri,  nefrotik 
sendrom ve üremi görülebilir.
Göz  komplikasyonları

;  proliferatif  retinopati,  retinal  arter 
oklüzyonu  ve  retinal  hemoraji  hastalarda  görülen  göz 
komplikasyonları arasında yer almaktadır. 
Kulaklar

;  koklear  damarlanmadaki  oraklaşma  saçsı 
hücrelerde  hasara  yol  açarak  sensorinöral  işitme  kaybına 
neden olabilir. 
Cilt  komplikasyonları

;  bacak  ülserleri  özellikle  erişkin 
hastalarda sıklıkla görülmektedir.
Psikososyal  komplikasyonlar

;  özgüvenin  azalması,  sosyal 
izolasyon ve içe kapanma hastalarda görülebilen psikososyal 
komplikasyonlar arasında yer almaktadır. 
OHA’da enfeksiyonların önemi:
Enfeksiyonlar  OHA’lı  hastalarda  en  sık  morbidite  ve  mortalite 
nedenleri  arasında  yer  almaktadır.  Dalağın  fonksiyon  yeteneğini 
kaybetmesi, enfeksiyonlara karşı IgG ve IgM cevabının bozulması, 
alternatif  kompleman  yolundaki  defektler  ve  makrofajların 
opsonizasyon  ve  fagositoz  yeteneklerindeki  bozukluklar,  OHA’lı 
hastalarda artmış enfeksiyon nedenlerini oluşturmaktadır. 
TANI
OHA tanısı  Hb elektroforezi ve oraklaşma testi ile konulur. OHA 
ve orak hücre taşıyıcılığı ayırımı için oraklaşma testi yetersiz kalır. 
Böyle durumlarda HPLC ile doğru ve hızlı tanı koymak mümkündür. 
Hastalarda  mutasyonun  saptanması  ve  doğum  öncesi  tanı  için 
PCR  yöntemi  kullanılır.  Hasta  ebeveyinlerinden  her  ikisi  de  Hb  S 
taşıyıcısı ise hasta OHA olarak kabul edilir. Ancak bir ebeveyn Hb 
S  taşıyıcı,  diğeri  ß  talasemi  taşıyıcı  ise  hasta  S  ß  talasemi  olarak 
değerlendirilir.  Tanı  genellikle  çocukluk  çağında  konur.  Ancak 
özellikle çift heterozigot (Hb Sß, Hb SC…) durumda olan hastaların 
puberte  başlayana  kadar  bulgu  vermeyeceği  akılda  tutulmalıdır. 
Hastaların Hb düzeyleri genellikle 5-11 g/dl arasındadır. MCV, MCHC 
düzeyi normal, RDW düzeyi artmış normokrom normositer bir anemi 
vardır. Periferik yaymada oraklaşmış eritrositler, Sß talasemide ise 
target  hücreler  bulunmaktadır.  Enfeksiyon  olmadan  lökositoz  ve 
sola kayma saptanabilir. 
TEDAVİ
Enfeksiyonların tedavisi
1. 
Transfüzyon tedavileri
2. 
Kriz ve komplikasyonların tedavisi
3. 
Hemoglobin F yapımını artıran ajanlar
4. 
Şelasyon tedavisi
5. 
Kök hücre transplantasyonu
6. 
1.  Enfeksiyonların  tedavisi:  OHA’lı  hastalarda  ateş  ve 
enfeksiyonlar  hastaneye  en  sık  başvuru  nedenleri  arasında  yer 
almaktadır. Ateşi olan her OHA’lı hasta enfeksiyon yönünden ayrıntılı 
olarak  değerlendirilmeli  ve  enfeksiyon  varlığı  dışlanana  kadar 

ORAK HÜCRE ANEMİSİ
 TANI VE TEDAVİ KILAVUZU
55
OHA’ya bağlı olarak gelişen kronik organ hasarları: 
Büyüme  ve  gelişme

;  gelişme  geriliği  ve  gecikmiş  puberte 
OHA’lı hastalarda sık görülen bulgulardandır.
Kemik  komplikasyonları

;  Kemik  iliğindeki  genişleme 
ve  tekrarlayan  kemik  enfaktları  iskelet  değişikliklerine 
neden  olur.  Vertebralarda  düzleşme  ve  aseptik  nekrozlar 
görülebilir. Bulgular femur ve humerusta daha sıktır.
Kardiyak  komplikasyonlar

;  Anemiye  bağlı  olarak  kalp 
yetersizliği gelişebilir.
Pulmoner  komplikasyonlar

;  Tıkayıcı  yada  kısıtlayıcı 
akciğer  hastalığı,  hipoksi  ve  pulmoner  hipertansiyon  gibi 
komplikasyonlar görülebilir.
Hepatobilier komplikasyonlar

; akut hepatik iskemi, kolestaz, 
hepatik sekestrasyon krizi, transfüzyon ilişkili demir birikimi, 
akut  ve  kronik  kolelityazis  ve  hepatik  virüsler  karaciğer 
fonksiyon bozukluğu nedenleri arasında yer almaktadır. 
Böbrek  komplikasyonları

;  hipostenüri,  hematüri,  nefrotik 
sendrom ve üremi görülebilir.
Göz  komplikasyonları

;  proliferatif  retinopati,  retinal  arter 
oklüzyonu  ve  retinal  hemoraji  hastalarda  görülen  göz 
komplikasyonları arasında yer almaktadır. 
Kulaklar

;  koklear  damarlanmadaki  oraklaşma  saçsı 
hücrelerde  hasara  yol  açarak  sensorinöral  işitme  kaybına 
neden olabilir. 
Cilt  komplikasyonları

;  bacak  ülserleri  özellikle  erişkin 
hastalarda sıklıkla görülmektedir.
Psikososyal  komplikasyonlar

;  özgüvenin  azalması,  sosyal 
izolasyon ve içe kapanma hastalarda görülebilen psikososyal 
komplikasyonlar arasında yer almaktadır. 
OHA’da enfeksiyonların önemi:
Enfeksiyonlar  OHA’lı  hastalarda  en  sık  morbidite  ve  mortalite 
nedenleri  arasında  yer  almaktadır.  Dalağın  fonksiyon  yeteneğini 
kaybetmesi, enfeksiyonlara karşı IgG ve IgM cevabının bozulması, 
alternatif  kompleman  yolundaki  defektler  ve  makrofajların 
opsonizasyon  ve  fagositoz  yeteneklerindeki  bozukluklar,  OHA’lı 
hastalarda artmış enfeksiyon nedenlerini oluşturmaktadır. 
Yüklə 24,62 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin