Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları hakkında,
kitapçınızda, kütüphanede veya her ikisinde
çalışma grupları oluşturun. (Bunun için bir
www.JohnPerkins.org
•
•
şablonu
adresinde
bulabilirsiniz.)
Yakındaki bir ilkokul için en sevdiğiniz
konu (spor, yemek yapma, karıncalar -neredeyse
her şey) hakkında bir sunu geliştirin ve onu,
öğrencileri miras alacakları toplumun gerçek
yapısı hakkında bilinçlendirmek için kullanın.
Adres defterinizdeki herkese, bu ve
okuduğunuz
diğer
kitaplar
hakkındaki
duygularınızı açıklayan elektronik postalar
gönderin.
Ama sanırım, siz zaten bunların çoğunu
düşünmüşsünüzdür. Sadece, size en cazip gelen
ikisini seçip onları gerçekleştirmeniz ve tüm
bunların, sizin ve benim yapmamız gereken çok
daha büyük bir taahhüdün bir parçası olduğunu
anlamanız gerekiyor. Kendimizi, hem kendimizi
hem
de
çevremizdeki
herkesi
sarsıp
uyandırmaya kesinlikle ve tartışmasız olarak
adamamız gerekiyor.
Kehanetlerin
bilgeliğine
kulak
vermeli,
yüreğimizi ve bilincimizi olasılıklara açık
tutmalı, bilinçlenmeli ve sonra da eyleme
geçmeliyiz.
Ancak, bu kitap bir reçete değildir. Sadece bir
itiraftır, o kadar. Kendisinin bir piyon, bir
ekonomik tetikçi haline gelmesine izin veren bir
adamın itirafıdır. Bu kadar avantaj sunduğu için
yozlaşmış bir sisteme inanan -çünkü bu inancı
haklı göstermek çok kolaydı- bir adam.
Yaptığının yanlış olduğunu bilen ama kendi
açgözlülüğü ve çaresiz insanları sömürüp,
dünyayı talan etmek için hep bir bahane
bulabilen bir adam. Tarihin bildiği en zengin
toplumlardan
birinde
doğmuş
olmanın
avantajlarını sonuna kadar kullanıp, aynı
zamanda, anne ve babası piramidin en tepesinde
olmadığı için kendine acıyabilen bir adam.
Öğretmenlerini dinleyip, ekonomik gelişmeler
hakkındaki ders kitaplarını okuyan ve sonra da,
küresel imparatorluğu destekleyen her eylemi, o
eylem cinayet, soykırım ve çevresel yıkımla
sonuçlansa bile meşrulaştıran diğer insanları
kendine örnek alan bir adam; diğer insanları,
kendi yolundan gelmeleri için eğiten bir adam.
Bu benim itirafımdır.
Buraya kadar okumuş olmanız, kişisel bir
seviyede itirafımla özdeşleşebildiğinizin, sizinle
benim birçok ortak yönümüzün olduğunun bir
göstergesidir. Değişik yollardan gitmiş olabiliriz
ama benzer arabalarda yolculuk yapıp, aynı
benzini kullandık ve aynı şirketlerin sahibi
oldukları lokantalarda yemek için durduk.
Benim için itiraf etmek, kişisel uyandırma
zilimin gerekli bir parçasıydı. Tüm itiraflar,
kurtuluşa giden ilk adımdır. Şimdi ise sıra sizde.
Siz de itiraf etmelisiniz. Kim olduğunuz, neden
tarihin
bu
anında
burada
bulunduğunuz,
yaptıklarınızı -gurur duyduklarınız ve diğerleri-
neden yaptığınız ve bundan sonra ne yapmayı
düşündüğünüz hakkındaki gerçeği itiraf ettiğiniz
zaman bir rahatlama ve huzur duyacaksınız.
Bu kitabı yazmanın benim için çok duygusal,
bazen de acı ve utanç verici bir deneyim
olduğunu
söylerken
yalan
söylemiyorum.
Bundan önce karşıma çıkan hiçbir şeyde
olmadığı kadar ürkütücü idi. Ama şu ana kadar
hiç tanımadığım ve ancak coşku olarak
tanımlayabileceğim
bir
rahatlama
hissi
yaşamama neden oldu.
Kendinize şu soruları sorun: Neyi itiraf
etmem gerekiyor? Kendimi ve başkalarını nasıl
kandırdım?
Nerede
geciktim?
Dengesiz
olduğunu bildiğim bir sistemin içine çekilmeme
neden izin verdim? Kendi çocuklarımın ve tüm
çocukların,
Kurucu Atalarımız’ın
rüyasını,
yaşam, özgürlük ve mutluluğu arama hakkı
düşünü gerçekleştirmelerini sağlamak için ne
yapacağım? Gereksiz açlığa son vermek ve bir
daha 11 Eylül gibi günlerin olmamasını garanti
etmek
için
nasıl
bir
yol
izleyeceğim?
Çocuklarımızın, obur ve dengesizce yaşayan
insanlara, bu insanlar kontrol ettikleri medya
aracılığı ile kendilerini kültürel ikonlar olarak
sunsalar ve bizi yatlar ve katların mutluluk
getireceğine inandırmaya çalışsalar bile, sadece
acıyıp,
ancak
onlara
hiçbir
zaman
öykünmemeleri gerektiğini anlamalarına nasıl
yardımcı
olabilirim?
Davranışlarım
ve
algılarımda nasıl değişiklikler yapmayı taahhüt
edeceğim? Başkalarını eğitmek ve kendim de bir
şeyler daha öğrenmek için hangi ortamları
kullanacağım?
Bunlar, zamanımızın önemli sorularıdır. Her
birimiz bunları, kendimize göre cevaplamalı ve
cevaplarımızı
açıkça
ve
tartışmaya
yer
bırakmayacak bir şekilde dile getirmeliyiz.
Paine, Jefferson ve diğer tüm vatanseverler bizi
izliyor. Onların sözleri, bugün de bizlere esin
kaynağı olmaya devam ediyor. Çiftliklerini ve
balıkçı kayıklarını bırakıp, güçlü Britanya
İmparatorluğu’na karşı koymaya giden o erkek
ve kadınların, İç Savaş sırasında köleliğe son
vermek için savaşanların ve dünyayı faşizmden
korumak için hayatlarını feda edenlerin ruhları
bizlerle konuşuyor. Geride kalıp, gidenlere
yiyecek ve giyecek sağlayan ve onlara moral
destek verenlerin ve savaş alanında kazanılanları
savunanların ruhları da öyle: Öğretmenler,
şairler, sanatçılar, işadamları, sağlık personeli,
işçiler... siz ve ben.
Zaman, bizim zamanımızdır. Şimdi, her
birimizin savaş hattına çıkıp, önemli soruları
sorma, cevaplarımız için kendi içimize bakma ve
artık bir şeyler yapma zamanıdır.
Yaşamınızdaki rastlantılar ve karşılığında
yapmış olduğunuz seçimler sizi bu noktaya
getirdi...
|