Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları



Yüklə 1,73 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə26/78
tarix02.01.2022
ölçüsü1,73 Mb.
#44723
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   78
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları - John Perkins ( PDFDrive.com )

Ufaklıkların gücü  hakkında  konuştuğumuz

zamanlar,  kendime  hâkim  olmak  için  çaba

harcamak  zorunda  kalıyordum.  Arkadaşlarımın

hiçbirinin bilmesine imkân olmayanı biliyordum:

Şirketokrasi,  onun  ET  çetesi  ve  geri  planda

bekleyen  çakallar.  Bunlar,  ufaklıkların  kontrolü

ele geçirmelerine asla izin vermeyecekti.

Bunun  için Arbenz  ve  Musaddık  örneklerine

veya  daha  yakın  zamana,  Şili’nin  demokratik

olarak  seçilmiş  başkanı  Salvador  Allende’nin

1973’te  CIA  tarafından  devrilmesine  bakmam

yeterliydi.  Aslında

küresel

imparatorluğun




[35]

boğucu egemenliğinin OPEC’e rağmen (ya da o

zamanlar

şüphelenip

çok

sonraları



emin

olduğum


gibi

OPEC’in


de

yardımıyla)

güçlenmekte olduğunu seziyordum.

Tartışmalarımız

genellikle

1970’lerin

başlarıyla

1930’lar

arasındaki

benzerlikler

üzerinde  yoğunlaşırdı.  Bu  ikincisi,  uluslararası

ekonomi ve bu kavramın araştırılması, analizi ve

algılanış  şeklinde  önemli  bir  dönüm  noktasını

teşkil ediyordu. O 10 yıl, Keynesyen ekonomiye

ve  hükümetin  piyasaları  idare  etmekte,  sağlık,

işsizlik  sigortası  ve  benzer  sosyal  yardım

hizmetlerini  sağlamakta  önemli  rol  oynaması

gerektiği  inancına  kapıyı  açmıştı.  Piyasaların

kendi  kendilerini  düzenledikleri  ve  devletin

müdahalesinin  en  az  seviyede  olması  gerektiği

gibi eski varsayımlardan uzaklaşıyorduk.

Büyük  Bunalım,  Yeni  Anlaşma

ile

birlikte  ekonomik  denetimi,  hükümetin  finansal



müdahalesini ve finansal politikaların geniş çaplı

uygulanmalarını  destekleyen  politikaları getirdi.




Ek  olarak,  hem  Bunalım  ve  hem  de  İkinci

Dünya  Savaşı,  Dünya  Bankası,  IMF  ve  Gümrük

Tarifeleri  ve  Ticaret  Genel  Anlaşması  (GATT)

gibi  organizasyonların  yaratılmasına  yol  açtı.

1960’lar,  o  dönemde  ve  neoklasik  anlayıştan

Keynesyen

ekonomiye

geçişte


anahtar

konumundaydı.  Tüm  bunlar  Kennedy  ve

Johnson yönetimleri altında olurken, belki de en

önemli etken tek bir kişi idi: Robert McNamara.

McNamara  tartışma  gruplarımızı  (elbetteki

isim  olarak)  sık  ziyaret  eden  biriydi.  Hepimiz

onun  inanılmaz  yükselişini  biliyorduk:  1949’da

Ford  Motor  Şirketi’nde  Planlama  ve  Finansal

Analiz  Müdürlüğü’nden,  1960’da  (aile  dışından

seçilen  ilk  yönetici  olarak),  şirket  başkanlığına,

kısa  süre  sonra  da  Kennedy’  nin  savunma

bakanlığına.

McNamara,

hükümet


ettiği

sürece,


Keynesyen

bir


yaklaşımın

şiddetli

bir

savunucusu



olarak,

Vietnam’daki

asker

miktarını,  ödeneklerin  dağıtımını  ve  diğer



stratejileri belirlemek için matematiksel modeller


[36]

ve istatistiki yaklaşımlar kullandı.

‘Girişimci

liderlik’

konusundaki

yaklaşımı

sadece  hükümet  yöneticilerinin  değil,  aynı

zamanda  şirket  yöneticilerinin  de  bir  özelliği

haline  geldi.  Bu,  ülkenin  en  iyi  işletme

okullarındaki  yöneticilik  eğitiminde  yeni  bir

felsefi yaklaşıma da temel oluşturdu ve sonunda,

küresel  imparatorluğa  doğru  gidişe  önderlik

edecek  yeni  bir  yönetici  tipinin  yetişmesine  yol

açtı.


Masanın

etrafında

oturmuş

dünyadaki

gelişmeleri

tartışırken,

ilgimizi

özellikle

McNamara’nın  savunma  bakanlığı  görevinden

ayrıldıktan  hemen  sonra  kabul  ettiği  Dünya

Bankası

Başkanı


konumu

çekiyordu.

Arkadaşlarımın  çoğu  onun  o  zamanlar  popüler

olarak  askeri-endüstriyel  birlik  şeklinde  bilineni

sembolize  ettiği  üzerine  odaklanıyordu.  Büyük

bir şirkette, bir hükümette ve şimdi de dünyanın

en  güçlü  bankasında  en  üst  pozisyonda

bulunmuştu.  Kuvvetler  ayrılığı  prensibinin  o




kadar  açık  şekilde  ihlali,  çoğunu  dehşete

düşürüyordu;  aramızda  buna  hiç  şaşırmayan  tek

kişi herhalde bendim.

Robert McNamara’nın tarihe  en  büyük  ve  en

kötü  katkısının,  Dünya  Bankası’nı  küresel

imparatorluğun

o

ana



kadar

görülmemiş

derecede  baskın  bir  aracı  haline  getirmesi

olduğunu  şimdi görebiliyorum. Aynı  zamanda

bir örnek de oluşturmuştu. Onun şirketokrasinin

önemli


bileşenleri

arasındaki

farklılıkları

giderme  becerisi, halefleri tarafından  daha  da

ileriye  götürülecekti. Örneğin George  Shultz,

Nixon’un


kabinesinde

maliye


bakanı

ve

Ekonomik  Politika  Konseyi  başkanı  olmuş,



Bechtel’e başkanlık yapmış ve sonra da Reagan

kabinesinde  dışişleri  bakanlığında  bulunmuştur.

Caspar

Weinberger,

Bechtel’de

başkan


yardımcılığı  ve  genel  danışmanlık  yaptıktan

sonra Reagan kabinesinde  savunma  bakanı

olmuştur.  Başkan  Johnson’un  CIA  direktörü

olan Richard  Helms, daha  sonra Nixon’un İran

büyükelçisi  olmuştur. Richard  Cheney,  George

H.  W.  Bush

kabinesinin  savunma  bakanı,



Halliburton’un  başkanı ve George W.  Bush’un

başkan  yardımcısıdır.  Hatta  bir  ABD  başkanı,

George  H.  W.  Bush,

Zapata  Petroleum’un

kurucusu  olarak  başlamış, Nixon

ve  Ford


yönetimlerinde  ABD’nin  Birleşmiş  Milletler

elçisi  olarak  görev  yapmış  ve  Ford’un  CIA

direktörü olmuştur.

Geriye  dönüp  baktığım  zaman  o  günlerin

masumiyetine şaşmamam mümkün değil. Birçok

yönden  hâlâ  eski  yaklaşımlarla  imparatorluk

kurmaya  çalışıyorduk.  Kermit  Roosevelt  bir

İranlı  demokratı  devirip,  yerine  despot  bir  kral

getirerek  bize  daha  iyi  bir  yol  göstermişti.  Biz

ET’ler,  Endonezya  ve  Ekvador  gibi  yerlerde

hedeflerimizin  çoğunu  gerçekleştiriyorduk  ama

Vietnam  eski  yöntemlere  ne  kadar  çabuk

dönebileceğimizin çarpıcı bir örneği idi.

Bu  durumu  OPEC’in  lider  konumundaki

üyesi olan Suudi Arabistan değiştirecekti.






Yüklə 1,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   78




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin