Şüphesiz: 'Rabbimiz Allah'tır' deyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); onların üzerine melekler iner (ve der ki:) 'Korkmayın ve hüzne kapılmayın, size vadolunan cennetle sevinin.'
Edip Yüksel Meali
"Rabbimiz ALLAH'tır," dedikten sonra doğru yolu izleyenlerin üzerine melekler iner:"Korkmayın, üzülmeyin ve davetli olduğunuz cennetle sevinin."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
"Rabbimiz Allah'tır" deyip, sonra da doğrulukta devam edenlere gelince, onların üzerine melekler iner ve derler ki: "Korkmayın, üzülmeyin, size vaad edilen cennetle sevinin."
Süleyman Ateş Meali
Rabbimiz Allah'tır deyip, sonra doğru olanların üzerine melekler iner: "Korkmayın, üzülmeyin, size söz verilen cennetle sevinin! (derler)."
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Şu bir gerçek ki, "Rabbimiz Allah'tır!" deyip sonra hiç şaşmadan yol alanlar üzerine, melekler ha bire iner de şöyle derler: "Korkmayın, üzülmeyin! Size vaat edilen cennetle sevinin."
Yusuf Ali (English)
In the case of those who say, "Our Lord is Allah., and, further,(4499) stand straight and steadfast, the angels descend on them (from time to time): "Fear ye not!" (they suggest), "Nor grieve! but receive the Glad Tidings of the Garden (of Bliss), the which ye were promised! *
M. Pickthall (English)
Lo! those who say: Our Lord is Allah, and afterward are upright, the angels descend upon them, saying: Fear not nor grieve, but bear good tidings of the paradise which ye are promised.
'Biz, dünya hayatında da, ahirette de sizin velileriniziz. Orda nefislerinizin arzuladığı her şey sizindir ve istediğiniz her şey de sizindir.'
Edip Yüksel Meali
"Dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınız biziz. Orada canınızın çektiği ve istediğiniz her şey vardır."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
"Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız. Cennette sizin için canınızın çektiği ve istediğiniz her şey vardır."
Süleyman Ateş Meali
Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız. Orada size canlarınızın çektiği her şey var. Orada size istediğiniz her şey var.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
"Biz sizin, dünya hayatında da âhirette de dostlarınızız. Cennette sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var. Orada sizin için istediğiniz her şey var.
Yusuf Ali (English)
"We are your protectors(4500) in this life and in the Hereafter: therein shall ye have all that your souls(4501) shall desire; therein shall ye have all that ye ask for!- *
M. Pickthall (English)
We are your protecting friends in the life of the world and in the Hereafter. There ye will have (all) that your souls desire, and there ye will have (all) for which ye pray.
Fussilet Suresi 32
نُزُلًا
ağırlamasıdır
مِنْ غَفُورٍ
çok bağışlayanın
رَحِيمٍ
çok esirgeyenin
Türkçe Transcript (*)
Nuzulen min ġafûrin rahîm(in)
Ali Bulaç Meali
'Çok bağışlayan, çok esirgeyen (Allah)tan bir ağırlanma olarak.'
Edip Yüksel Meali
"Bağışlayan ve Rahim olandan bir ağırlama olarak."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Bunlar çok bağışlayıcı ve çok merhametli olan Allah tarafından bir ağırlamadır.
Süleyman Ateş Meali
(Bütün bunlar) Çok bağışlayan, çok esirgeyen(Allah)ın ağırlaması olarak (size lutfedilir).
Yaşar Nuri Öztürk Meali
"Gafûr ve Rahîm Allah'tan bir ikram olarak..."
Yusuf Ali (English)
"A hospitable gift from One(4502) Oft-Forgiving, Most Merciful!" *
M. Pickthall (English)
A gift of welcome from the Forgiving, the Merciful.
Gâşiye Suresi 8
وُجُوهٌ
yüzler de var ki
يَوْمَئِذٍ
o gün
نَاعِمَةٌ
ni'met içinde mutlu
Türkçe Transcript (*)
Vucûhun yevme-iżin nâ’ime(tun)
Ali Bulaç Meali
O gün, öyle yüzler de vardır ki, nimette (engin bir mutluluk içinde)dirler.
Edip Yüksel Meali
O gün başka yüzler de var ki mutludur.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Yüzler de var ki, o gün nimetle mutludur.
Süleyman Ateş Meali
Yüzler de var ki o gün ni'met içinde mutlu,
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Yüzler de vardır o gün, nimetlerle mutlu.
Yusuf Ali (English)
(Other) faces that Day will be joyful,
M. Pickthall (English)
In that day other faces will be calm,
Gâşiye Suresi 9
لِسَعْيِهَا
işinden
رَاضِيَةٌ
memnun
Türkçe Transcript (*)
Lisa’yihâ râdiye(tun)
Ali Bulaç Meali
Harcadığı-çabadan dolayı hoşnuttur.
Edip Yüksel Meali
Yaptıklarından ötürü sevinçlidir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Yaptığından hoşnuttur.
Süleyman Ateş Meali
İşinden memnun,
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Emek ve gayreti yüzünden hoşnuttur.
Yusuf Ali (English)
Pleased with their Striving,-(6100) *
M. Pickthall (English)
Glad for their effort past,
Gâşiye Suresi 10
فِي جَنَّةٍ
bir bahçededir
عَالِيَةٍ
yüksek
Türkçe Transcript (*)
Fî cennetin ‘âliye(tin)
Ali Bulaç Meali
Yüksek bir cennettedir.
Edip Yüksel Meali
Yüksek bir cennettedir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Yüksek bir cennettedir.
Süleyman Ateş Meali
Yüksek bir bahçededir.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Yüksek bir bahçededir;
Yusuf Ali (English)
In a Garden on high,(6101) *
M. Pickthall (English)
In a high garden
Gâşiye Suresi 11
لَا تَسْمَعُ
işitmezler
فِيهَا
orada
لَاغِيَةً
boş söz
Türkçe Transcript (*)
Lâ tesme’u fîhâ lâġiye(ten)
Ali Bulaç Meali
Orda anlamsız bir söz işitmez.
Edip Yüksel Meali
Orada bir saçmalık işitmezler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Orada boş bir söz işitmez.
Süleyman Ateş Meali
Orada boş söz işitmezler. *
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Hiçbir boş söz işitmez orada,
Yusuf Ali (English)
Where they shall hear no (word) of vanity:
M. Pickthall (English)
Where they hear no idle speech,
Gâşiye Suresi 12
فِيهَا
orada vardır
عَيْنٌ
bir kaynak
جَارِيَةٌ
akan
Türkçe Transcript (*)
Fîhâ ‘aynun câriye(tun)
Ali Bulaç Meali
Orda 'durmaksızın akan' bir kaynak vardır.
Edip Yüksel Meali
Orada akan bir kaynak var.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Orada akan bir kaynak,
Süleyman Ateş Meali
Orada akan bir kaynak vardır.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Akıp duran bir pınar vardır orada,
Yusuf Ali (English)
Therein will be a bubbling spring:(6102) *
M. Pickthall (English)
Wherein is a gushing spring,
Gâşiye Suresi 13
فِيهَا
orada
سُرُرٌ
tahtlar
مَرْفُوعَةٌ
yükseltilmiş
Türkçe Transcript (*)
Fîhâ sururun merfû’a(tun)
Ali Bulaç Meali
Orda 'yükseklerde kurulmuş, tahtlar da vardır;
Edip Yüksel Meali
Orada yüksek mobilyalar var.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Yükseltilmiş divanlar,
Süleyman Ateş Meali
Orada yükseltilmiş tahtlar,
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Yüksek sedirler vardır orada,
Yusuf Ali (English)
Therein will be Thrones (of dignity), raised on high,