Türkçesi: Hilmi Ziya Ülken



Yüklə 1,19 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/119
tarix17.05.2022
ölçüsü1,19 Mb.
#58305
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   119
Etika - Spinoza

Etika’nın  birinci  kitabı  da  bulunuyordu.  Böylece,  Türkçe’de  Ethica  çevi­
risine  ait  ilk  denemeye  girişilmişti.  O  zamandan  beri  de  çağdaş  felsefe 
klasiklerinin  dilimize  çevrilmesi  günden  güne  daha  zorunlu  ve  temelli 
bir iş haline gelmektedir.
Biz  ilk  çeviriyi  Latince’den  Fransızca’ya  ilk  defa  yapılmış  olan  Henri 
de Boulainvillier çevirisinden yaptık. Bu ikinci çeviriyi ise doğrudan doğ­
ruya  Charles  Appuhn’un  çok  daha  yeni  olan  ve  Latince  metinle  birlikte 
yayımlanmış bulunan çevirisinden yapıyoruz
4
. Henri de Boulainvillier,
3)  A. Deborine, 
Spinoza précurseur,
 La Revue marxiste, 1929 Février No: 1.
4)  Charles Appuhn, 
Ethique, trad, avec notice et notes,
 Classiques Garnier, 1953.


12 ETİKA
çevirisini  17’nci  yüzyıl  sonlarında  yapmış  olmakla  birlikte,  eser  ancak 
1907’de F. Colonna d’Istria’nın kontrolü ve düzeltmeleri ile yayımlanmış­
tır
5
.  En  yeni  çevirilerden  biri  de  Pléiade  serisinde  çıkmış  olan  Roland 
Caillois  çevirisidir
6
.  Fakat  biz  bu  çetin  eserin  anlaşılmasındaki  yorum 
farkları yüzünden daha güç bir duruma girmemek için Appuhn çevirisini 
esas  olarak  aldık.  Etika’nın  yazılış  tarihine  ait  notlar  da  ikinci  çevirinin 
önsözünden alınmıştır.
Spinoza’nın  büsbütün  kendisine  vergi  olan  geometrik  biçimde  (more 
geometrico)
  bir  uslamlaması  vardır.  Bu  düşünce  biçimi,  eseri  başka  hiçbir 
yerde görülmedik soyut ve kuru bir şekle koymakta ve okuyucuyu ürküt­
mektedir.  Fakat  filozofun  mantıki  sistemi  içerisine  girildikten  sonra,  bu 
düşünce  zinciri  insanı  kolaylıkla  en  son  sonuçlarına  kadar  götürebilir. 
Bu  metot,  John  Locke  gibi  büsbütün  deneyden  yola  çıkan  bir  sisteme 
aykırı  olarak,  sırf  akla  dayanmakta  ve  analitik  içsellik  hükümlerine  göre 
kurulmaktadır:  Öyle  ki,  belirli  bazı  tümel  önermeler  kabul  edildikten 
sonra,  tıpkı  geometride  olduğu  gibi,  onlardan  analitik  bir  tarzda  bütün 
ötekiler çıkarılabilir; böylece de ilk tümel önermelere deneyden yeni hiçbir 
şey  katmaksızın,  sırf  analiz  yolu  ile  bütün  bir  varlık  sistemi  kurulabilir. 
Fakat  lojistik  adı  verilen  çağdaş  mantık  gözünde  bu  analitik  hükümler 
zinciri  tautologie'den  başka  bir  şey  değildir  ve  bilgimize  tecrübe  alanında 
yeni  hiçbir  şey  katmaz.  Bundan  dolayı,  ne  kadar  mantıki  kesinliği  olursa 
olsun onunla  fizik  veya metafizik hiçbir şey kanıtlanamaz. Leibniz felse­
fesinin  ileri  götürülmesi  yolunda  elde  edilen  bu  son  hükümle  Spinoza 
felsefesini  kökünden  yargılamak  mümkündür.  Kant’tan  sonra  göreci 
(relativiste)  bütün  bilgi  teorileri  ve  zamanımızda  lojistik  adı  altında  tanı­
nan  araştırmalar  gözünde,  Spinozacılığı  böyle  bir  hükme  bağlı  tutmak 
kolaydır.  Fakat,  buna karşı  herhangi bir metafizik eğilim,  ya da diyalek­
tik  maddecilik  ve  yeni  realizm  akımları  içerisinde  Spinozacılık  kendisine 
yeniden ateşli taraflılar bulabilecektir.
Biz burada yeni felsefe terimlerimizle Etika gibi ağır bir eseri karşılamak 
işinde büyük güçlüklere uğradığımızı söylemeliyiz. Bu güçlükler, her şey­
den önce yeni terimlerin böyle bir eserde şuraya buraya serpilmeyip, tıpkı 
bir geometri kitabında olduğu gibi sıkışık bir şekilde bütün kitabı kaplamış
5)  Comte H. De Boulainvilliers, pub. par Colonna d’Istria, Armand Colin, 1907.
6) 
Ethique, trad, par Roland Caillois,
 Modelaine Francès et Robert Misrahi, Pleiade, 1954.


SPINOZA VE ETİKA ÇEVİRİSİ ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ 13
olmasından ileri  geliyor.  Ancak,  okuyucu  bu  yabancı  kavramlara  ve  yeni 
kelimelere  alıştıktan  sonra  artık  mekanik  olarak  ondan  çıkan  kavramları 
kolaylıkla elde edebilecek ve bu düşünce yoluna alışacaktır, ikinci güçlük 
yeni  benimsediğimiz  terimlerin  her  zaman  eski  felsefe  kavramlarını  ifa­
deye  tam  elverişli  olmamasıdır.  Diyelim,  passion kelimesi yeni terimlerde 
Osmanlıca’daki  ihtiras  karşılığı  tutku,  ya  da  Aristo’daki  anlamında  edil­
gi  ile  çevrilmektedir.  Aristo’dan  beri  eski  felsefede  passion  ve  action  keli­
melerinin  bugünkü  psikolojide  anlaşılan  şeklinden  çok  geniş  bir  anlamı 
vardır.  Bu  kelimeler  genel  olarak  actif  ve  passif  halleri  ifade  ettikleri  ve 
Descartes’in  Traité  des  Passions’una  gelinceye  kadar  aynı  anlam  sürüp 
gittiği için bu yerde “pasif haller” klişesini kullanmayı ve yerine göre edilgi 
ve pasif hal kelimelerini birbirini açıklayacak şekilde değiştirmeyi elverişli 
bulduk
7
.  Öte  yandan  terim  kılavuzunda  affection  karşılığı  benimsenen 
duygulanım  kelimesini,  bir  hareketi  gösterdiği  için  duygulanış  diye  kul­
lanmayı  doğru  bulduk.  Halbuki,  Türkçe’de  bu  kelime  yalnız  duygusal 
hayatı  göstermekte  olduğu  halde,  Fransızca  aslında  affection  herhangi  bir 
madde üzerine bırakılan iz ya da tesir alışı kuşatmak üzere her türlü “tesir”i 
göstermektedir. Spinoza metafiziği gibi can ve teni, beden ve ruhu para­
lel  iki  âlem  olarak  alan  bir  felsefede  her  iki  alan  için  kullanılan  böyle  bir 
kelimeyi sırf ruh alanına ait bir kelimeymiş gibi kullanmak oldukça tehlike­
li ikiz anlamlara meydan verebilirse de, bu noktayı hep okuyucunun dikka­
tine bırakmak üzere, güçlüğü kabul etmek zorunda kaldık. Nitekim buna 
karşı, Spinoza’nın insan bedenini ve dış âlemdeki cisimleri ifade için yal­
nız  le  corps  diye  tek  bir  kelimesi  olduğu  halde,  bunu  yerine  göre  ten, 
beden,  cisim  gibi  birkaç  kelime  ile  çevirme  imkânını  bulduk.  Her  dilin 
kendine  göre  özel  karakterleri  olduğu  için,  bir  yanda  kaybettiği  nüans 
zenginliğini  başka  bir  yanda  kazanması  ve  bu  yüzden  çevirilere  tıpa  tıp 
uygunluğu koruyamaması kadar anlaşılır bir şey olmaz
8
. Böyle zorluklar
7) 
Passion
  karşılığı  Descartes  duyum,  algı,  arzu,  heyecan  vb.  gibi  nedeni  dıştan  gelen  bütün 
şuur  olaylarını  anlıyordu.  Halbuki  zamanımızda 
passion
  (ihtiras)  yalnızca  duygusal  hayatın  belirli 
bir olayını ifade etmektedir.
8)  Diyelim, 
mode
  karşılığı  kip  veya  cevher  karşılığı  töz  demekle  bütün  eseri  terim  yükü 
altında  bırakmaya  ve  metni  büsbütün  güç  bir  hale  getirmeye  gideceğimiz  için,  Ortaçağ  gelene­
ğine  göre  yazılmış  olan  Etika’nın  çevirisinde  bazı  eski  terimleri  saklamayı  uygun  bulduk.  Tavır 
aslından  gelmek  üzere  tavırlık  ve  tavırlaşma  kelimelerini  kullandık  ancak  “tavırlaşma”nın  tam 
ifade  edemediği  yerde  “değişiklik”  kelimesini  de  kullandık.  Değişme  kelimesini 
changement
  karşı­
lığı kullanarak farklarını göstermekle birlikte, 
variation
 karşılığı tam kelime bulamadık.


1 4   ETİKA
karşısında  bazı  kelimelerin  yanına  zaman  zaman  Fransızca  ve  Latince 
asıllarını koymakla güçlüğün içinden çıkmaya çalıştık.

Yüklə 1,19 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   119




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin