Kentsel mekan



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/10
tarix07.03.2017
ölçüsü5,01 Kb.
#10601
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

Şekil 3.21 :
 
Hays’a göre dış kabuğun evrimi
. 
Hiperdikkat  rejimi  içerisinde  olan  bireylerin  dikkatini  şok  ederek  çekmeye  çalışan 
mimari  ürünler  bu  amaçlarını  deneysel  formlar  ve/veya  dinamik  medya  cepheleri  
sayesinde  gerçekleştirmeye  çalışırlar.  Bu  binalar  zaten  “sürekli  akış”  içer
isinde 
bulunan  “parçalanmış”  “şizofrenik”  ve  “yorgun”  öznenin  dikkatini  çekmeyi 
başarabilirler  ancak  kurulan  iletişimin  sürekliliği  ve  sunulan 
mekansal  deneyimin 
özgünlüğü konusunda tartışmaya açıktırlar.
 
Vidler’in  “
barok  etkisi

 
olarak  ifade ettiği  deneyim  ile günümüzün  görsel  olarak  şok 
etme  amacına  sahip  binaların  yaşattığı  deneyim  arasında  bir  bağlantı  kurulabilir. 
Vidler’in Wöfflin’den alıntıladığı üzere barok mimarinin 
bireyler üzerindeki etkisi çok 
güçlüdür  ancak  bu  etki  yerini  bir  süre  sonra  tatmin  edilemeyen  bir  beklenti  ve 
bitkinliğe  bırakır.  Wöfflin  Rönesans’ta  tektonik  olarak  kapalı  kompozisyonların  ve 
derinliğin  Barok’ta  yerini  sonsuza  uzanan  ve  kapanmayan  kompozisyonlara  ve 
yüzeye bıraktığını belirtir. Mimarlık psikolojisi ile ilgilenen Wöfflin

Barok sanatçıların 
çalışmalarından  sonra  baş
 
ağrısından  şikayetçi  olduklarını  gözlemler.  Wöfflin  aynı 
zamanda çeşitli kemerlerin bireylerde nasıl nefesler tetiklediğini inceler ve baroğun 
düzensiz 
nefeslere yol açtıgını belirtir
 (Vidler, 2000).  
3.7 Bölüm Sonucu 
Kentsel  mekan
a  üstyapı
-mekan-
affekt  ilişkisi  üzerinden  bakarak  oluşturulmuş 
fragmanların
, hem her birinin kolay okunabilmesi ve birbirleri ile 
ilişkilerinin görünür 
kılınması  hem  de  yapı
l
mış  olan  deneyle  ilişki  kurması  amaçlandığından
  bir  tablo 
ha
line getirilmiştir.
 
Deneyle ilişki, deney sırasında oluşturulmuş bir koşullar seti olan 
“Fiziksel Koşullar”ın tabloya bir  sekme olarak dahil edilmesi aracılığıyla kurulmuştur
 
(Şekil 3.22)

 
 

 
68
 
                           
 
Şekil 3.22 :
 
Literatür taraması sonucu oluşturulmuş üstyapı
-mekan-affekt  tablosu (büyük hali için Ek.A.1).

 
69
 
4. DENEY 
Kentin 
kullanıcılarını
n  kente  dair 
algıları,  deneyimleri  ve  duygularından  oluşan 
-
Raban’ın  ifadesiyle

“yumuşak”
 
gerçekliği
nin,  statik,  istatistiki  ve  objektif  bilgiye 
dayanan  fiziksel 
“katı”
 
gerçekliği  kadar
  -hatta  daha  önemli- 
olduğuna  çalışmanın 
önceki  bölümlerinde  değinilmişti.  Son  yıllarda  hem  bu  bilincin  artması  hem  de 
g
elişmiş  bilgi  teknolojilerinin
 
sunduğu  olanaklar  sayesinde  kentin  “yumuşak“ 
gerçekliği
ni 
araştıran  ve  belgeleyen  çalışmalar  artmaktadır. 
Örnek  olarak  Gustav 
Schiring ve Victor Persson’un telefon uygulaması olarak geliştirdikleri “Moodswings” 
(2011) 
adlı çalışma ve Christian Nold’un duygusal haritalama çalışmaları
 verilebilir.  
“Moodswings” adlı uygulamada kullanıcı kent içinde dolaşırken, 
t
elefonu aracılığıyla 
önüne  sunulan 
duygu  seçeneklerinden  birini  seçip  veritabanına  yollar  ve  nerede 
nasıl
 
hissettiği ortaya çıkmış olur (Şekil 4.1)

 
Şekil 4.1: Moodswings adlı uygulamanın ilk aşaması; duygu seçenekler
i. 
Christian Nold ise “Stockton Duygu
 
Haritası” 
(2007) 
adlı çalışmasında 
yakl
aşık 200 
katılımcı  ile  altı  adet  toplu  haritalama  etkinliği  düzenlemiş,  sonucunda  oluşturduğu 
haritada  ise  katılımcıların  rotalarındaki  deneyimlerini  eskizler  aracılığıyla, 
duygularını  ise ifadelerindeki duygu yoğ
unl
ukları (uyarım düzeyi)
 
olarak aktarmıştır 
(Şekil 4.2)

 

 
70
 
                                
 
Şeki
l 4.2: 
Nold’un katılımcıların duygu yoğunluğunu ve çeşitli rot
alardaki deneyimlerini aktaran 
Stockton duygu haritası
 (2000) (büyük hali için     
Ek.A.2).

 
71
 
4.1 Den
eyin Amacı
 
Deney, 
çalışmanın  üstyapı
-mekan-
affekt  ilişkisi  üzerinden  kente  bakma  amacına 
mevcut  kentsel  durumları  araştırıp,  güncel  ipuçları  bulmaya  çalışarak 
hizmet 
etmektedir. 
Sanal  olarak  işleyen  çok  katılımcılı  b
ir 
araştırma
  olarak  kurgulanan 
deney,  kentsel  mekan-
affekt  ilişkisi  üzerine 
odaklanm
ıştır. 
K
ent  kullanıcılarını 
psikolojik  olarak  uç  koşullara
  (affektif  hallere)  zorlayan  mekan
ların  taranması 
öncelik
li  hedef  olarak  belirlenmiştir.  Deneyin  katılımcılarından  kent  içerisinde 
psikolojik olarak yoğun
 
hissettikleri noktaları

sanal olarak gönderilmiş olan haritada 
işaretlemeleri
 
ve nedenini kısaca açıklamaları
 
istenmiştir.
 
Deneyin 
iki  amacı  vardır. 
Bunlardan  ilki 
deneydeki  veriler  aracılığıyla 
bir  fiziksel 
koşul
-
affekt ilişkisi
 
araştırması
 
yapmaktır. İlk aşamada katılımcıların
 
haritaya işlemiş 
oldukları 
ifadelerden  bir 
fiziksel  koşullar
  seti 
çıkarmak
 
hedeflenmiştir. 
Fiziksel 
koşullar
, k
atılımcıların
 
açıklamalarında
ki 
fiziksel içerikte ortaklıklar aranması
 sonucu 
ortaya  çıkarılmıştır

İkinci  aşamada 
ise  l
iteratürdeki  çeşitli  araştırmaların 
da 
yardımıyla bir 
pozitif ve  negatif affekt  seti 
oluşturulmuştur. Oluşturulan bu affekt ve 
fiziksel koşul setleri katılımcıların her bir açıklamasına uygulanmış, açıklamalardaki
 
affektlerle  fiziksel  koşullar  eşleştirilmeye  çalışılmıştır.  Bu  eşleştirme  sonucunda 
spesifik fiziksel koşulların spesifik affektleri tetikleyip tetiklemediği araştırılmış
 ve bir 
fiziksel  koşul
-affekt  tablosu 
oluşturulmaya  çalışı
l
mıştı
r.  Bu  tablo 
literatür  taraması 
sonucunda oluşturulmuş tablo
 ile 
ilişkilendirilebilir.
 
Deneyin  ikinci  amacı
  ise 
İstanbul  üzerine
 

affektif 
bir  risk  ve  potansiyel  haritası”
 
oluşturmak  için  bir 
model  önerisi  sunmak 
ve  altlık  oluşturmaktır.
  Önerilen  bu 
harita
nın
 
interaktif  olması 
sayesinde 
gelecekte  daha  fazla  veri  toplanabileceğ

öngörülmektedir. 
4.2 
Deney 1. Aşama
 
Deneyin birinci aşaması veri toplamak üzere tasarlanmıştır. Kullanıcı profili serbest 
seçmeli  bir  şekilde  oluşturulmuştur  ve  seçilen  kentin  İstanbul  olmasının 
herhangi 
özel bir nedeni yoktur, 
deney başka bir kentte başka bir kullanıcı profili oluşturarak 
da tekrarlanabilir. 
Kullanıcı açıklamaları toplanırken, kullanıcı katılımını arttırmak 
için 
ve 
kullanıcı  için
  a
yrıştırması  zor  olacağından  hafıza
  gibi  iç  dinamikleri  içeren 
açıklamalar  da
 
kabul  edilmiştir.  Zira  daha  önce  de  belirtildiği  üzere 
affekt  bir  hem 
zihne hem de duygulara aitti
r; bu nedenle yalnızca dış etkilerin affektif reak
siyonlar 
tetiklediği düşüncesi, çalışma için kapsamı dar
 
bir bakış açısı riskini doğurmaktadır.
 

 
72
 
Deneyin  birinci  aşamasında,  kişiselleştirme  imkanı  veren  bir 
G
oogle  haritası
 
hazırlanmış  ve  tesadüfi  olarak  belirlenmiş  kullanıcılara  çeşitli  medyalar  aracılığıyla 
hazırlanan  haritanın  bağlantı  adresi  gönderilmiştir.  Adresi  bilen  herkes  tarafından 
erişilebilen  ve  düzenlenebilen  haritanın  yer  aldığı  bu  web  sayfasında  kısa  bir 
açıklama yapılmış ve olası deneklerden ne beklendiği tarif edilmiştir.
 
Katılımcılardan  İstanbul’da  yaşadıkları  süre  boyunca  hafızalarında  güçlü  izler  bırakmış,  üç 
adet  olumlu  ve  üç  adet  olumsuz  etkide  bulunan  nokta  ve/
veya  rotayı  (dış 
mekan  olmak 
koşuluyla)  haritaya  işaretlemeleri  ve  nedenlerini  basitçe  açıklamaları
  beklenmektedir.  Bu 
açıklamalar,  o  noktayı/rotayı  sevme/sevmeme  durumu  ve  iyi/kötü,  güvende/güvensiz, 
huzurlu/huzursuz vb. hissetmek gibi bilgileri içerebili
r. Nedenleri ise iç etkenler (“genel olarak 
iyi hissediyordum” “yanında bulunduğum insanlardan kaynaklanan bir durumdu” vb.) ve/veya 
dış etkenler (“çok aydınlık” “fiziksel olarak çok etkileyici” vb.) kapsamında açıklanabilir.
   
Bu  verilerin  G
oogle  Maps’in  arayüzündeki  araçlar  aracılığıyla  haritaya  işlenmesi 
mümkün kılınmıştır (Şekil. 4.
3). 
  
Şekil  4.3:
 
Deney  katılımcılarının
 
oluşturduğu  İstanbul 
duygu-deneyim  (affekt)  
haritası

 

 
73
 
Y
aklaşık  40  katılımcının  katıldığı  deneyde  116  açıklama  toplanmıştır.
 
Bir  sonraki 
aşamada  katılımcıların  açıklamaları  konumları  üzerinden  gruplanmış
  ve  tüm 
açıklamalardaki 
fiziksel ve affektif ifadeler 
taranmıştır
 
(Şekil 
4.4). 
Konumlarına göre 
gruplandırılan  açıklama
larda, 
ölçeğin  çok  büyük  olması  ve  katılımcı  sayısının  bu 
ölçek  için  yetersiz  olma
sı 
nedeniyle,  konum  olarak 
ciddi  bir  frekans  yoğunluğu 
yakalanamadığını belirtmekte fayda vardır.
  
 
Şekil 4.4
 : 
Katılımcılarının 
ifadelerinin 
fiziksel konumlarına göre dizilmesi
 ve renkler 
aracılığıyla  fiziksel  ve 
affektif  ifadelerin  vurgu
lanması
 
aşaması
ndan  bir 
örnek. 
4.3 Deney 
2. Aşama
 
Deneyin  ikinci  aşaması  kendi  içinde  de  bir  çok  aşama  barındırmaktadır.  Öncelikli 
olarak  uluslararası  çalışmalarda  ve  deneylerde  kullanılan  affekt  ölçüm  setleri 
araştırılmıştır  ve  çeşitli  setler  Türkçe’ye  çevrilip  yeni  bir  kişise
l  affekt  seti 
oluşturulmuştur.  Kullanılan  ilk  kaynak
lar;  Watson,  Clark,  and  Tellegen  (1988) 
tarafından  önerilen  “PANAS”
  (Positive  and  Negative  Affect  Schedule),    PANAS
’ın 
Kercher (1992) tarafından geliştirilen kısa hali olan  “PANAS Short Form” ve Watson 
ve Clark’ın (1994) Panas’ı genişletip detaylandırdıkları “
PANAS-X
” tir. Thompson’un 
(2007)  Panas’ın  uluslararası  araştırmalar  için  geliştirilmiş  bir  versiyonu 
olarak  öne 
sürdüğü  “I
-PANAS-
SF”  da  oluşturulan  Türkçe  affekt  seti  için  önemli  b
ir  girdi 
oluşturmuştur.
  Bunun  haricinde  direkt  affektif  setler  olmamal
arına  rağmen  affektif 
hallerle  ilişkilendirilebilecek  if
adeler  içerdiklerinden  McNair,  Lorr  ve  Droppleman 
(1971)’ın 
mood 
profilleri seti olarak önerdikleri “POMS” (
Profile  of  Mood States)  ve 
Edward L. Levine and Xian Xu (2005)’nun geliştirdikleri “STEM” (
State-Trait Emotion 
Measure
)  adlı  çalışmalardan  yararlanılmıştır.  Tüm  bu  setler
in  (Ek  A.3  ve  Ek  A.4) 
taranması  sonucunda  yeni  bir  affekt  seti  oluşturulmuştır.
  Bu  set  negatif  ve  pozitif 
af
fektler  olarak  ikiye  ayrılır.  Her  iki  grupta  da  üst  başlıklar  oluşturulmuştur.  Negatif 
affekt  seti,  “korku”,  “kaygı”,  “üzüntü”,  “sinir”  ve  “yorgunluk”  üst  başlıklarına 

 
74
 
ayrılmıştır.  “Tiksinme  ve  iğrenme”  gibi  şiddetli  affektler  ve  “yabancılaşma”  da  özel 
dur
umlar olmakla birlikte negatif affekt seti içerisinde ele alınmıştır. Pozitif affekt seti 
ise  “ilgi
-
enerji”,  “huzur
-
mutluluk”  ve  “kararlılık
-
netlik”  üst  başlıklar
dan  meydana 
getirilmiştir 
(Ek A.5). 
İkincil  olarak  katılımcıların  ifadelerindeki  fiziksel  içerik  taranarak  ve  ortaklıklar 
aranarak bir 
fiziksel koşul seti hazırlanmıştır. Üst başlıklar “yoğunluk”, “ölçek/oran”, 
“sınırlar”,  “boşluklar”,  “çeşitlilik”,  “topoğrafya”,  “doğal  elemanlar”,    “vista”, “planlama 
düzeyi”,  “zorluk/zahmet  ve  konforsuzluk”,  “tehlike/risk”,  “okunaklılık”,  “aydınlık 
düzeyi”,  “süreklilik”,  “konum/ilişki”  ve  “tarihsellik”  olarak  belirlenmiştir.  “Potansiyel 
kullanamama”  ve  üstyapıya  ilişkin  ifadeler  özel  durumlar  olarak  ele  alınmıştır
  (Ek 
A.6).
 
Duygusal  ve  fiziksel  ifadeleri  renkler  ar
acılığıyla  vurgulanan  ve  konumlarına  göre 
dizilmiş  116  açıklama
 
tekrar  taranmış  ve  eşleştirme  aşaması  için  yeterli  içeriği 
sağlamayanlar elenmiştir. Bir sonraki aşamadan kalan 93 açıklama
ya negatif-pozitif 
affekt  ve fiziksel  koşul  setleri
 
uygulanmış,  affektlerle  fiziksel  koşullar  eşleştirilmeye 
çalışılmıştır 
(Ek A.7).
 
4.5 Deneyin sonucu 
Tüm 
açık
lamalar 
bu  şekilde  analiz  edildikten  sonra kelimelerin  söylenme sıklığı  ve 
affekt  ve 
fiziksel  koşulların  birbirleri  ile  eşleşme  yoğunluğu 
grafik  olarak  ifade 
edilmiş
tir.  Böylelikle  bir  affekt-
fiziksel  koşul  ilişki
 
tablosu  meydana  getirilmiştir.
 
Öncelikli  amaç, 
literatür  taraması  sonucunda  kurulan  bağlantılar  ile  ortaklıklar 
aramaktır;  3.7’deki 
tabloda  yer  alan 
fiziksel  koşul  sütunu  bağlantı  kurulmasını 
kolaylaştırır. 
Tablonun 
bir  diğer  amacı
 
sözlü  verilerin  görselleştirilmesi  aracılığıyla
 
deneyin 
kolay okunmasını sağlamaktır
. Tablo 
belirli fiziksel koşulların belirli affektleri 
tetikleyip tetiklemediğine ilişkin veriler sunmaktadır (Şekil. 4.5)
.
 

 
75
 
 
Şekil  4.
5  : 
93  açıklamanın 
niteliksel  ve  niceliksel  a
nalizi  sonucunda oluşan  affekt
-
fiziksel koşul ilişki
 tablosu (büyük hali için Ek.A.8). 

 
76
 
Deneyin bir diğer hedefi
 olan 
İstanbul üzerine
 

affektif  bir risk ve potansiyel h
aritası” 
oluşturmak 
ise 
geleceğe  yönelik  yapılmış  bir  projeksiyon  niteliğindedir.  Deney  bu 
aşamada bir model önerisi olarak değerlendirilebilir ve
 bir 
altlık sunar. 
 Önceden de 
belirtildiği üzere bu model, herhangi 
bir  yerde,  herhangi  bir  ölçekte  ve  herhangi  bir 
katılımcı  grubuyla  yapılabilir.  Ölçeğin
  gerektir
diği  katılımın  sağlanması  hali
nde 
araştırma yapılan bölgeye dair affektif
  bir 
“risk” (negatif affektleri tetikleyen noktalar 
ve  rotalar  )  ve  “potansiyel”  (pozitif    affektleri  tetikleyen  noktalar  ve  rotalar)  haritası
 
oluşturmak  mümkündür.  Bir  sonraki  adı
mda  ise, 
bir  telefon  uygulaması  olan 
“M
oodswings

  gibi  teknolojilerle,  jeneratif  yani  sürekli  güncellenebilir  haritalar 
oluşturulabileceği  düşünülmekted
ir.  Veri
tabanın

kaydedilen  affektler  eş  zamanlı 
olarak 
haritaya yansıyabilir böylece 
dinamik bir affektif harita 
oluşturulabilir.
 Tüm bu 
öngörüler  çalışmanın  ölçeğinin  dışında  olmakla  beraber  deneyin  sunduğu 
potansiyellere  ilişkin  fikir  vermektedir.  Kısacası  deneyin  bir  model  önerisi  ve  altlık 
olarak  başka  açılımlara  sebebiyet  verebileceği  ve  yeni  fikirler  tetikleyebileceği 
düşünülmektedir.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 
77
 
 
5.SONUÇ 
Çalışmanın
 
sonuçları  iki  açıdan  ele  alınmıştır

Birinci  aşamada  çalışmanın
  bir 
okuma  yöntemi  önerisi  ve  deneyin  bir 
model  önerisi  olarak  mimarlık  kuramı  ve 
pratiği  içindeki  pozisyonu  ve 
bu  alanlara  sunab
ileceği  potansiyeller
 
araştırılmıştır. 
İkinci  aşamada  ise 
mekan
sal  uyarımlar  sonucu  verilen  duygusal  tepkiler  bütünü 
olarak tanımlanabilen
 affektin mimar
lık pratiği açısından önemi sorgulanmıştır.
  
İnsan,  meta  ve  bilgi  dolaşımının  düğümlendiği  noktalar  olarak  tanımlanabilecek 
metropoller,  dünyadaki  sosyal,  kültürel,  ekonomik,  politik  ve  teknolojik  dinamiklerin  
sebep olduğu değişimlerin fiziksel sahnesidirler, bu bağlamda kentsel 
mekanlar  bu 
değişimlerin  yansıdığı  ve  görünür  kılındığı  yerlerdir.  Dolayısıyla
  m
imarlığın  içinde 
bulunduğu  kentsel 
mekan  üretim  pratikleri  de 
bu  parametrelerin  etkisi  altındadır,
 
Tafuri’nin ifadesiyle politik, kültürel  ve ekonomik güçlerden  oluşan ideolojik  bir  örtü 
tarafından sarıp sarmalanmışlardır
 (Hays, 1998). Metropolleri biçimlendiren, kentsel 
mekan
ın  ve  dolayısıyla  kentsel 
mekan 
üretim  pratiklerinin  kimi  zaman  aracı,  kimi 
zaman sahnesi olduğu bu makro ölçekli dinamikler çalışmada üstyapı olarak 
olarak 
tanımlanmıştır. 
Kentsel 
peyzaja 
benzer 
biçimde 
k
entin  kullanıcısı  ve 
biçimlendiricilerinden biri olarak bireylerin 
içsel psikolojik dünyaları da dışşal makro
-
sosyal  peyzajdaki  değişimlerin  etkisi  altındadır.
 
Kısacası 
ü
styapı
-mekan  ve  birey 
arasında dinamik, yoğun, karşılıklılığa 
dayanan bir 
ilişki vardır ve tüm bu bileşenler 
ve  ar
alarındaki  ilişkiler  ağı  bir  bütünü  oluşturur.  Çalışmanın 
temel 
amacı  olan 
kentsel mekan-
birey etkileşimini anlamak 
için 
bu bileşenleri
n bu bütünü
n bir parçası 
olduğununun  farkında  olmanın  ve  bu  bütünü  kavramanın  önemli  olduğu 
düşünülmüştür

Kısacası
  mimar
lığa  veya  kentsel 
mekan
a  ilişkin  herhangi  bir 
okumanın  a
ncak 
bütüncül  bir  bakış  açısıyla
 
yapılabileceği  çalışmanın 
önermelerinden biridir.  
Kenti  biçimlendiren  etmenlerden  biri  olan  ve 
çalış
mada 
üst  yapı  olarak  tanımlanan 
yapılar  ile  kent
 
kullanıcılarının  iç  dünyaları  arasında  yoğun  bir  ilişki  vardır. 
Çalışmada 
kentsel  mekan
ın  bu  bağlamda  nasıl  bir  arayüz  olarak  çalıştığı 
sorgulan
mıştır. 
Kentsel  mekanlar,  kendisini  ve  bireyi  saran  makrokozmoz  ile  içsel 
dinamiklere  sahip  birey  arasında
 
kimi  zaman  aracı,  kimi
  zaman  yönlendirici  kimi 

 
78
 
zaman  ise 
ilişkiyi 
engelleyici  bir  pozisyo
ndadır.
  Kentsel  mekan
ın  ve  mimarlığın  bu 
bağlamdaki
 
olası
  pozisyonlar
ı
  ç
alışmanın  üçüncü  bölümünde  üstyapı
-mekan-affekt 
iliş
kisi üzerinden kentsel mekana bakarak 
araştırılmıştır. 
Deneysel ve öznel eklektik  
bir yaklaşımla
, g
eçmiş
ten ve günümüzden 
birbirinden bağımsız gibi duran kavramlar 
ve olgula
r bir arada ele alınmaya çalışılmış,
 
çeşitli
 
fragmanlar oluşturulmuştur. Söz 
konusu bütünün tamamını kavramanın ve 
herhangi  bir  boyutu 
hakkında obj
ektif  ve 
kesin  çıkarımlarda  bulunulmasının  imkansızlığı  göz  önünde  bulundurulursa

çalışmanın  aslında
  bir  okuma  yöntemi  önerisi 
sunduğu
 
sonucu  çıkar.  Üstyapı
-
kentsel  mekan-
affekt  ilişkisi 
filtresi  kentsel  mekana  bakmak  ve 
bu  ilişkiler  ağının 
oluşturduğu
  bütünden 
çeşitli  kesitler  almak  olarak  özetlenebilecek 
bu  okuma 
yöntemi önerisinin bir 
tartışma zeminini harekete geçirebileceği düşünülmektedir.
  
Çalışmanın  deney  bölümü
  ise  f
arklı  bağlamsal  katmanlardan  meydana  gelen 
kentsel  mekan 
ile  farklı  içsel  dinamikl
ere  sahip  bireyler  ara
sındaki  etkileşimi 
anlamak için bir model önerisi 
sunmaktadır. Deney 
spesifik durumlar yerine gündelik 
hayata, tekil binalar yerine 
dış 
mekan
a, davranışlar yerine deneyime odaklanır.
 Çok 
katılımcılı ve sanal olarak işleyen bu deney, 
mekan
la ilişkili
 y
oğun affektif halleri ve 
bu  hallerin  fiziksel  tetikleyicilerini  deşifre  etmeye  çalışmıştır. 
B
ireyleri  İstanbul 
özelinde sınır ruh hallerine zorlayan 
mekan
ları keşfeder, affektlerle fiziksel koşullar 
arasındaki bir bağıntı olup olmadığını var ise ne yoğunlukta olduğunu araştırır.  
 
Deneyin 
bir model ve altlık önerisi olarak öngörüldüğü
 
İstanbul üzerine “
affektif risk 
ve pota
nsiyel haritası” ise
 
interaktif olmasından ötürü sürekli olarak güncellenebilme 
potansiyeline  sahip  bir  duygu-deneyim  h
aritasıdır. 
Kente  tepeden  bakan,  nesnel 
olmayı  hedefleyen  ancak  kent

inşa  eden  bireyin  deneyimlerini
  ve  bu  deneyimlerin 
fa
rklılıklarından  kaynaklı  zenginliği  gösteremeyen
 
mesafeli  bakışa  karşı
  gündelik 
hayatı, bireyi, öznel algı ve deneyimleri vurgular.
 K
ent her biri birbirinden farklı ama 
eş değerde deneyimler
in 
toplamıdır. Canlı ve elastik bir sistemdir; bireylerin
 
algıları, 
tercihleri  ve  çevreleri  ile  aralarındaki  karşılıklı  ilişkileri  içeren  bir  yaşam  ağıdır.
  Bu 
deneyimler toplamı içerisinde kentsel 
mekan 
kullanıcılar için kimi zaman 
Benjamin

in 
“optik bilinçsizlik” olarak tarif ettiği üzere görünmezdir
; görünenden çok hissedilendir; 
kimi  zamansa  başroldedir,  yoğ
un 
du
ygulanımların  tetikleyicisidir.
 
Deney 
görünmeyeni,  hissedilir  olan
ı  görünür  kılmanın  aracı  olarak  affekte  başvurur. 
Yoğunluk aracılığıyla gözde

kaçanları yakalamaya çalışı
r. Bu duruma verilebilecek 
örneklerden  biri;  agora
fobiğin
  mekan
sal  duyarlılığı  daha  yüksek  birey  olarak 
görülebilmesi ve  
devasa kütle ve boşlukların agorafobik olmaya
n bireyler üzerindeki 
etkiye dair veriler sunmasıdır.
  

 
79
 
Deneyin bir diğer çıktısı  olan ve katılımcıların ifadel
erinin  niceliksel  ve  niteliksel  bir 
analizi sonucunda oluşmuş fiziksel koşul
-affekt tablosu  ise  öznel  olan  verileri  gene 
öznel bir bakış açısıyla değerlendirir. Bu nedenle bir başka araştırmacının başka bir 
tablo çıkarabileceği öne sürülebilir. Bu noktada kesin ve doğru bilgiyi hedefleyen bir 
araştırmadan  çok  bir  model  önerisi  olduğunu  vurgulamakta  fayda  vardır. 
Deney 
k
entin  karmaşık  ve  akışkan  yapısını  anlamak  için  objektif  bakışların  yanında 
rastlantısal ve subjektif yaklaşımlardan da beslenmenin önemini vurgular.
 
Deney 
“butik
 
için  mimarlık”
 
diye  tanımlanabilecek  mimari  yapıların  dışında  kalan 
alanları  incelemesi
  ile  ezberlenen  ve 
tartışmaya  değer 
bulunmayan  çevreler 
üzerinde  egzersiz 
yapmayı  olanaklı  kılar.  Kent  ve    kentteki  gündelik  hayatın  bir 
parçası  olan  bu 
mekan
lar  araştırma  yapmak  için  verimli  bir
  laboratuvar
dır.  Örnek 
vermek  gerekirse; 
Kadıköy’deki 
yeni 
“Salı  pazarı”’nın
  homojen  kurgusu,  esk
i  Salı 
Pazarı’nı  yıllarca  ziyaret  eden
  kullan
ıcının  kaybolmasına  neden  olur
 
ve  dolayısıyla  
kullanıcıyı kaygılandırır.
 Bu ve bunun gibi örneklerin 
kentsel ve tasarım
 
araştırmaları 
için kayda değer 
bilgiler 
sunduğu düşünülmektedir.
 
Mimarlık bireyle ilişkisi
, mekan  da  bireyin  mekansal  deneyimi  ve  bireyin  üzerindeki 
etkisi üzerinden varolur ve 
anlamlandırılır. Mimarlığın 
olgusal (fenomenal) deneyimi 
tek  bir  yoruma  indirgenemez. 
Çalışma 
kenti 
zenginleştiren  çoğulluğun  farkında 
olma
nın

kenti  ve  bireyi  anlamayı  ve  daha  verimli  sonuçlar  almayı  hedefleyen 
tasarım  araştırmaları  için  önemli  olduğunu 
öne  sürmektedir.  Gene  deneyden 
örneklemek gerekirse Eminönü
’ndeki
 
insan yoğunluğu ve çeşitliliği 
ve beraberindeki 
içeriksel çeşitlili
k, kimileri için heyecan verici, kimileri için i
se çok yıpratıcı bir 
mekan 
deneyimi 
sunmaktadır. Bu noktada herhangi bir doğru olmadığı ve her görüşün aynı 
değerde olduğu vurgulanmaktadır.
 
Çalışmanın “Kaygı ve Yabancılaşma” bölümünde 
de 
değinildiği  gibi  tasarımcılar, 
bu  de
neyimlerin  çoğulluğunu  yok  sayıp,
  teke 
indirgedikleri  ve 
kullanıcıyı
 
anlamaya  çalışmak  yerine
  onun  yerine  bildiklerini  iddia 
ettiklerinde,  -Le  Corbusier
’in  “
Pavillon  Suisse

 
öğrenci  yurdu  projesi
 
örneğinde 
olduğu  gibi
-  mekan
ı
  homojenize  edip, 
kullanıcı  inis
iyatifini 
azaltmış 
hatta  yok 
etmişlerdir.  Bu  durum
  ciddi  problemler  ortaya 
çıkarmış;
  k
ullanıcının
  mekan
la  ilişki 
kuramaz  hale  gelmesine  ve 
yabancılaşmasına  neden  olmuştur.
  Bu  örneklerden 
hareketle 
çalışma
da 
bu  bağlamda  her  algının
  ve  deneyimin 
teori  olmaya  elverişl

olduğunu
 
vurgulanır.
 
Affektler ilişkisel, dolaşımda olma ve dönüştürücü olma özellikleri ile kentsel 
mekan-
birey  etkileşimini  anlamak  için  yararlı  birer  kavramsal  araçtı
rlar.  Gündelik  hayatta 
bilinçli  bilinçsiz  mekan  seçi
mlerimizi  belirleyen  affektleri  araştırmak,
  hem  kent 
kullanıcıları için hem de kent kullanıcılarına hizmet eden mimarlık pratiği için çeşitli 

 
80
 
potansiyelleri  ortaya  çıkarır.  Üstyapı
-mekan-birey  ekseninde  affekt  bir  döngü 
içerisindedir.  Örnek  vermek  gerekirse,  günümüzde 
Chul  Han’ın
  (2000)  hiperdikkat 
olarak  tarif  ettiği  yeni  dikkat  rejimi  içerisindeki  bireylerin  dikkatini  çekmek  için 
üstyapı

mimarlığı  bir  araç  olarak  kullanır. 
Bireyler  hem 
günümüzdeki  aşırı  veri  ve 
aşırı bilgiye maruz kalmaktan 
kaynaklanan bir mental yorgunluk içerisindedirler hem 
de 
metropol  yaşamının  fiziksel  –
deneydeki 
adıyla 
statik  ve  dinamik- 
yoğunluğu 
sebebiyle 
sıkkın
 
ve  çevrelerine  karşı  ilgisiz  hale  gelmişlerdir. 
Bireyi  affektif  bir  hal 
olan bu durumdan çıkarmak için üstyapının (bu noktada kurumsal yapı veya özel bir 
şirket) 
ve 
aracı  olan  mimarlığın  tek  şansı
  bireyin,  gene  affektif  bir  hal  olan 
şaşırmasını  ve  ilgili  olmasını  sağlamaktır.  Tschumi’ye
  (1994)  göre  de  günümüzde 
mimarlığın bireyle tek iletişim kurma aracı şok etme gücüdür.
 Eisenman
’ın 
(1993) da 
ifade  ettiği  üzere  mimarlığın  affektif  boyutu  kritik  bir  önem  taşır.  Ç
ünkü 
mimarlık 
affekt üretir ve bireylere affekt aracılığıyla ulaşır.
 
Kentsel  mekan
ın
  bireylerin 
deneyimleri  üzerinden  var  olduğu 
önermesinden 
hareketle, mimarlığın 
da bu deneyi
mlerin bir parçası hatta başlangıcı olan affektlerin 
üzerinden anlamlandığı ve değer kazandığı öne sürülebilir. Affektin mimari üretim ve 
pratiği  içerisindeki  bu  pozisyonunu  göz  önüne  alındığında; 
mekan
la  ilişkili
  affekt 
okuma 
çalışmalarının  mimarlığın  kullanıcısı  ile  güçlü  ilişkiler  kurması  açısından 
önemli 
potansiyeller  barındırdığı  düşünülmekte
dir.  Çünkü  her  mekan 
okuması
 
mekan
ın yeniden yazılmasını olanaklı kılar ve 
yeni fikirleri tetikler. 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin