GÖz biLİMİ SÖZLÜĞÜ Dr. Ömer Faruk Recep Göz Bilimi Sözlüğü


Bar, prism/ prizma çubuğu



Yüklə 1,32 Mb.
səhifə3/22
tarix07.01.2017
ölçüsü1,32 Mb.
#5037
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   22

B


Bar, prism/ prizma çubuğu: Şaşılık derecesinin belirlenmesi için kullanılan, üzerinde ardışık prizmaların bulunduğu alet.

Barrier, inner blood-retinal/ iç kan-retina bariyeri: Retinadaki kapiller endotel hücreleri arasındaki bağlantılardan oluşan bariyer. Outer blood-retinal / dış kan-retina bariyeri: Retina pigment epiteli hücreleri arasında yer alan ve sıkı bağlantı komplekslerinden oluşan bariyer.

Base, vitreous/ vitreus tabanı: Ora serratanın üzerine binen 3-4 mm genişliğindeki vitreus bölgesi.

Bay, enclosed oral/ kapalı oral girinti: Birbirine komşu iki dentat uzantının karşılaşması sonucu oluşan, etrafı retinayla çevrelenmiş küçük pars plana adacığı.

BCC/ bazal hücreli karsinom: Bkz. Basal cell carcinoma.

BCVA/ düzeltilmiş en yüksek görme keskinliği: Bkz. Best corrected visual acuity.

Beading/ boncuklanma, tespihleşme: Diyabetik retinopatide görülen bir damar anomalisi.

Bedewing/ çiğ görünümü: Genellikle çiğ gibi görünen küçük ödem kistlerinin bulunduğu mikrokistik kornea epitel ödeminin biyomikroskoptaki görünümüne verilen ad.

Bichrome/ bikrom: Çift renk.

Bifocal/ bifokal: İki farklı odaktan oluşan mercek sistemiyle ilgili; çift odaklı.

Bifocals/ bifokal lensler: Bkz. Bifocal lenses. Executive / yönetici bifokal gözlüğü: Okuma kısmı direkt yapıştırma yöntemiyle yapılmış bifokal gözlük.

Bifoveal/ bifoveal: Her iki gözün foveası ile.

Binocular/ binoküler: Her iki gözle (ilgili).

Binocularity/ binokülarite: İki gözle derinliği olan tek görüntü algılama yeteneği.

Bi-ocularity/ biokülarite: İki gözün ayrı ayrı işlev görmesi.

Biomicroscope/ biyomikroskop: Vücuttaki canlı dokuların incelenmesi için kullanılan mikroskop. Slit-lamp / biyomikroskop, yarıklı ışık biyomikroskobu: Göz dokularının incelenmesi için kullanılan ve kesit şeklinde ışık veren mikroskop.

Biomicroscopy/ biyomikroskobi: Vücuttaki canlı dokuların mikroskopla incelenmesi. Ultrasound / ültrason biyomikroskobi: Yüksek frekansta ültrason kullanılarak yüksek rezolusyon ve 4 mm’lik penetrasyon derinliği ile ön segment yapılarının kesitler halinde ve yaklaşık mikroskobik düzeyde görüntülerini veren bir cihaz.

Birefringence/ çift kır(ıl)ma: Genellikle bir kristal ile, bir ışık ışınının farklı hızlarda giden ve birbirine dik açı ile polarılan iki kısma ayrılması.

Black sunburst/ siyah güneş gölgelenmeleri: Orak hücreli proliferatif olmayan retinopatide retina periferinde yer alan pigment epitel hiperplazisinin oluşturduğu görünüm.

Bleb/ bleb, kabarcık: Deri veya mukoza üzerinde içinde su toplanması ile karakterize küçük oluşum; bir kısım glokom cerrahilerinde aközün konjunktivada oluşturduğu şişlik. Cystic / kistik bleb: Bkz. Encapsulated bleb. Encapsulated / kapsüllü bleb: Trabekülektomi ameliyatı sonrası hipertrofik Tenon kapsülünün kiste benzer kavite oluşturması.

Blebitis/ blebit: Trabekülektomi sonrası vitreus tutulumu olmaksızın ortaya çıkan bleb enfeksiyonu.

Blennorrhea/ blenore: Bol akıntı ile seyreden konjunktiva iltihabı; pürülan konjunktivit. Inclusion / inklüzyon blenoresi: Bkz. Inclusion conjunctivitis.

Blepharectomy/ blefarektomi: Göz kapaklarındaki herhangi bir lezyonun eksizyonu.

Blepharitis/ blefarit: Göz kapaklarının iltihabı. Anterior / anterior blefarit: Özellikle göz kapağı kenarını tutan blefarit. Chronic marginal / kronik marjinal blefarit: Göz kapaklarının ön veya arka kısımlarını tutan kronik iltihap. Posterior / posterior blefarit: Göz kapağındaki Meibom bezlerinin iltihap veya seboresi şeklinde ortaya çıkan bozukluk. Seborrheic / seboreik blefarit: Genellikle seboreik dermatite eşlik eden anterior blefarit.

Blepharochalasis/ blefaroşalazis: Tekrarlayan göz kapağı ödemleri sonucu üst veya alt göz kapağı cildinde meydana gelen fazlalık nedeniyle sarkma.

Blepharoconjunctivitis/ blefarokonjunktivit: Göz kapağı ve konjunktivanın birlikte iltihabı. Angular / anguler blefarokonjunktivit: Moraxella veya Staphylococcus gibi bakterilerin lateral kantusta meydana getirdikleri enfeksiyon.

Blepharon/ göz kapağı.

Blepharophimosis/ blefarofimozis: Ptozis, epikantus inversus ve telekantus ile kendini gösteren otozomal dominant bir anomali.

Blepharoplasty/ blefaroplasti: Göz kapağındaki fazla dokunun onarımı için yapılan cerrahi girişim.

Blepharoptosis/ blefaroptozis: Bkz. Ptosis.

Blepharorrhaphy/ blefarorafi: Bkz. Tarsorrhaphy.

Blepharospasm/ blefarospazm: Göz kapaklarının herhangi bir sebeple kasılması; göz kapağı spazmı. Essential / esansiyel blefarospazm: Orbikülaris kası ve üst fasiel kasların istemsiz spazmları ile karakterize sebebi bilinmeyen bir bozukluk.

Blepharostat/ blefarosta: Göz cerrahisi esnasında kapakları açık tutmaya yarayan âlet, aynı zamanda Bkz. Lid speculum.

Blind/ kör, ama, görmeyen. Legally / yasal olarak kör: Yasalarla belirlenen sınırların altında görme keskinliği veya görme alanına sahip olan.

Blindness/ körlük: Gözlerin geçici veya kalıcı olarak görme yeteneğini kaybetmesi veya bu yeteneğe sahip olmaması. Color / renk körlüğü: Renkleri ayıramama ile karakterize durum. Cortical / kortikal körlük: Bkz. Anton’s syndrome. Day / gündüz körlüğü: Bkz. Hemeralopia. Deuton color / dötan renk körlüğü: Bkz. Deuteranomaly, Deuteranopia. Legal / yasal körlük: Yasalarla belirlenen sınırların altında görme keskinliği veya görme alanına sahip olma. Night / gece körlüğü: Bkz. Nyctalopia. Nougaret type night / Nougaret tipi gece körlüğü: Dominant kalıtsal geçiş gösteren konjenital durağan gece körlüğü tipi. Protan color / protan renk körlüğü: Bkz. Protanomaly, Protanopia. Riggs type night / Riggs tipi gece körlüğü: Resesif kalıtsal geçiş gösteren durağan gece körlüğü tipi. Schubert-Bornschein type night / Schubert-Bornschein tipi gece körlüğü: Resesif ya da X’e bağlı geçen konjenital durağan gece körlüğü tipi.

Blinking/ göz kırpma. Reflex / refleks göz kırpma: Gözleri korumaya yönelik olarak meydana gelen göz kapama hareketi. Spontaneous / spontane göz kırpma: Uyanık olunan saatlerde meydana gelen anlık göz kapayıp açma hareketi. Voluntary / istemli göz kırpma: Kişinin kendi isteğiyle gözlerini kapayıp açması.

Block (1)/ blok: Sinirsel uyarı iletiminin kesilmesi; ilaçla sınırlı bir bölgenin duyarsız hale getirilmesi; bölgesel his iptali; aynı zamanda Bkz. Technique, Akinesia. Atkinson facial nerve / Atkinson fasiel sinir bloğu: Lateral kantusun aşağı doğru hizasında, zigomatik arkın hemen altından kulak önüne doğru yönlendirilen iğne ile perioküler cilt anestezisinin gerçekleştirildiği bir yöntem. Atkinson retrobulbar / Atkinson retrobulber bloğu: Alt göz kapağının üçte iki iç ve üçte bir dış kısımlarının kesiştiği yerden retrobulber anestezinin gerçekleştirildiği bir anestezi tekniği. Hamilton / Hamilton bloğu: Atkinson bloğuna göre daha lateral kısımdan retrobulber anestezinin gerçekleştirildiği bir anestezi tekniği. Nadbath / Nadbath bloğu: Fasiel sinirin kafatasını terk ettiği mastoid kemik yakınından yapılan enjeksiyon ile fasiel sinir bloğu oluşturulması. O’Brien / O’Brien bloğu: Zigomatik ark altından ve mandibulanın kondiloid uzantısının üzerinden yapılan enjeksiyon ile fasiel sinir bloğu oluşturulması. van Lint / van Lint bloğu: Lateral kantusun 1 cm lateral kısmından girilerek üst ve alt kapaklara yönlendirilen iğne ile perioküler cilt anestezisinin gerçekleştirildiği bir yöntem.

Block (2)/ blok: Tıkanma; kapanma. Pupillary / pupiller blok: Lens veya vitreusun arka kamaradan ön kamaraya aköz geçişini engellediği durum.

Blur/ bulanık görme. Spectacle / gözlükle bulanık görme: Kontak lens çıkarılıp gözlük takıldığında, kornea ödemine bağlı olarak bulanık görme meydana gelmesi.

Bobbing, ocular: Gözlerin hızlı bir şekilde aşağıya doğru konjuge hareketleri ve kendini bırakarak yavaş biçimde primer pozisyona dönüşleriyle karakterize göz hareket bozukluğu.

Body/ cisim(cik). Ciliary / silier cisim: İris ve koroid arasında silier uzantılar ve silier kastan oluşan, üveanın akomodasyon ve aköz salınışından sorumlu kısmı. Colloid (i)es/ kolloid cisimcikler: Bkz. Drusen (2). Cytoid / sitoid cisim: Klinikte atılmış pamuk veya yumuşak eksuda tarzında görülen sinir lifi enfarktüslerinin histolojik görünümü. Geniculate / genikulat cisim: Talamusun arka yüzünde düzenleyici istasyon görevi yapan dört nükleustan her biri. Bu nükleuslardan lateral çift görsel uyarılar, medial çift ise işitsel uyarılarla ilgilidir. Halberstaedter-Prowazek (i)es/ Halberstaedter-Prowazek cisimcikleri: Klamidya enfeksiyonunda konjunktiva epiteli sitoplazmasında görülen bazofilik özellikte değişimler. Hassal-Henle (i)es/ Hassal-Henle cisimcikleri: Kornea çevresel kısmında normal olarak da görülebilen guttata. Heinz (i)es/ Heinz cisimcikleri: Kanama sonrası kırmızı hücrelerin dejenerasyonu ile ortaya çıkan ve dışa akım yolunu tıkayarak glokoma neden olan rijid kırmızı hücre hayaletleri. Lateral geniculate / lateral genikulat cisim: Lateral genikulat nükleusun metatalamusta oluşturduğu, görme ile ilgili uyarıları kalkarin kortekse sevkeden bölümün oluşturduğu kabarıklık. Vitreous / vitreus: Bkz. Vitreous.

Bone/ kemik. Ethmoid / etmoid kemik: Orbitalar arasında bulunan, lamina kribroza, lamina perpendikülaris ve lateral kabarıklıklar şeklinde kısımları bulunan kübik kemik. Frontal / frontal kemik: Alın iskeletini ve orbita üst kısımlarını oluşturan kemik. Lacrimal / lakrimal kemik: Orbita medial duvarının ön kısmında, frontal, etmoid, maksiller kemikler ve inferior nazal konka ile eklem yapan ince kemik. Maxillary / maksiller kemik: Orbita alt kısmı, nazal kavite ve damağı oluşturan, ayrıca üst dişleri barındıran düzensiz yapılı kemik. Palatine / palatin kemik: Sert damağın arka kısmını oluşturan ve orbitanın arka taban kısmında yer alan düzensiz şekilli bir kemik. Sphenoid / sfenoid kemik: Kafatası tabanında ve orbitanın gerisinde yer alan düzensiz şekilli bir kemik. Zygomatic / zigomatik kemik: Frontal kemik, maksiller kemik, temporal kemik ve sfenoid kemiğin büyük kanadı ile sütür yapan yanak kemiği.

Bow, lens/ lens kuşağı: Çoğalan lens epitel hücrelerinin nükleusları itmesi ile ortaya çıkan görünüm.

Boxcarring/ furgon görünümü: Vasküler bir bozukluk sonrası retina kan damarlarında akımın segmentli görünümü.

Brachytherapy/ brakiterapi: Skleranın dışına dikilen küçük plakla yapılan radyasyon tedavisi.

Break, equatorial/ ekvatorsal çatlak: Gözün ekvatoru yakınında bulunan retina çatlağı. Giant retinal / dev retina yırtığı: Göz küresinin dörtte birinden daha büyük retina yırtığı. Macular / maküler çatlak: Foveada bulunan delik. Oral / oral çatlak: Vitreus tabanında bulunan retina çatlağı. Post-equatorial / postekvatoryal çatlak: Göz ekvatorunun gerisinde bulunan retina çatlağı. Post-oral / post-oral çatlak: Vitreus tabanının arka sınırı ile ekvator arasında yer alan retina çatlağı. Retinal / retina çatlağı: Duyu retinada tam kat bir defekt veya duyu retinanın devamlılığının bozulması.

Bridge/ köprü: Gözlük çerçevesinin iki bölümünü birbirine birleştiren orta parça. Keyhole / anahtar deliği köprü: Burun kökü ile gözlük çerçevesi arasında teması engelleyen köprü tasarımı. Saddle / semer köprü: Burun kökü ile gözlük çerçevesi arasında devamlı temas sağlayan köprü tasarımı.

Bridging/ köprü(lenme): Çekişin genellikle dekole olmuş arka hyaloid yüzeyi boyunca retinanın bir kısmından diğerine doğru olduğu traksiyon.

Brightness/ parlaklık. Rengin temel özelliklerinden biri.

Broadbeam/ geniş çaplı ışın: Ekzimer lazerde tüm ablasyon bölgesine ışının bir defada uygulanması.

Brunescence/ kırmızı-kahverengi renk değişimi: Bazı yoğun senil kataraktlarda nükleusun kırmızı-kahverengi renk değişimi göstermesi.

BRVO (branch retinal vein occlusion)/ retina ven dal tıkanıklığı.

Buckle, scleral/ skleral çökertme: Retina dekolmanı cerrahisinde retinayı yerinden çeken gücü dengelemek amacıyla ekvator kısmına yerleştirilerek gözü sıkan silikon implant veya esnek bant.

Buckling/ çökertme. Radial / radyal çökertme: Limbusla aralarında dik açı olacak şekilde yerleştirilen materyal ile yapılan skleral çökertme. Segmental circumferential / segmenter dairesel çökertme: Limbusa paralel yerleştirilen bir materyal ile bir segmentte skleral çökertme oluşturulması.

Bulbar/ bulber: Göz küresi ile ilişkili; göz küresine ait.

Bulbi, _ bulbi/ bulbi, _ bulbi: Bulbusun çoğulu; bulbusla ilgili. Cholesterolosis / kolesterolozis bulbi: Bkz. Synchysis scintillans.

Bulbus/ bulbus. oculi/ bulbus oküli: Göz küresi; göz yuvarlağı.

Bundle, arcuate nerve fiber/ arkuat sinir lifleri demeti: Optik diskin temporal kısmından gelip üst ve alt kutuptan diske giren sinir lifleri. Nasal nerve fiber / nazal sinir lifleri demeti: Retinanın nazal kısmından gelip düz olarak optik diske giren sinir lifleri. Papillomacular / papillomaküler demet: Maküladan direkt optik sinire yönelen ganglion hücre aksonlarının oluşturduğu grup.

Buphthalmos/ buftalmus: Konjenital glokomda yüksek göz içi basıncı nedeniyle göz küresinin büyümesi.

BUT/ göz yaşı kırılma süresi testi: Bkz. Tear (film) break-up time test.

Button, corneal: Bkz. Corneal graft.

B-wave/ B dalgası: Elektroretinogramda Müller hücrelerinin yaydığı pozitif sapma olmasına rağmen bipolar hücre bölgesindeki süreçleri temsil eden dalga.

Yüklə 1,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   22




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin