başlangıcından bahsederler. Ancak, bu çeşitli
“Akbaba ve Kartal Kehaneti” tipiktir. Bu
kartal akbabayı yok olmanın eşiğine getirecektir.
Ondan 500 yıl sonra da 1990’larda, akbaba ile
kartalın yeniden birleşip, aynı gökyüzünde ve
aynı
yolda
beraberce
uçmalarına
fırsat
sağlayacak yeni bir çağ başlayacaktır. Eğer
akbaba ve kartal bu fırsatı değerlendirirlerse, o
ana kadar görülmemiş sıra dışı bir kuşak
yaratılacaktır.
“Akbaba ve Kartal Kehaneti” birçok seviyede
anlaşılabilir; standart yorum, yerel bilginin
bilimsel teknolojilerle paylaşımını, yin ve
yang’in dengelenmesini ve kuzey ile güney
kültürlerinin birleşmelerini öngörür. Ancak, en
güçlü olanı, bilinç hakkında verdiği mesajdır:
Kendimize ve dünyaya bakabileceğimiz çok
çeşitli
yollardan
yararlanabileceğimiz
bir
döneme girdiğimizi ve daha yüksek bilinç
düzeylerine çıkmak için bunları bir sıçrama
tahtası
olarak
kullanabileceğimizi
söyler.
İnsanlar olarak, gerçekten uyanıp daha bilinçli
bir türe dönüşebiliriz.
Amazonun
akbaba insanları,
bu
yeni
binyılda insan olmanın doğası
ile önümüzdeki
birkaç
on
yıl
için
olan
niyetlerimizi
değerlendirme
konusundaki
taahhütlerimiz
hakkındaki soruları irdeleyeceksek, o zaman
gözlerimizi açıp, Irak ve Ekvador gibi yerlerdeki
eylemlerimizin -kartalın eylemleri- sonuçlarını
görmemiz gerektiğini çok açık bir şekilde ortaya
koymaktadır. Kendimizi sarsıp, uyandırmalıyız.
Tarihteki en güçlü ülkede yaşayan bizler, pembe
dizilerin sonları, futbol maçları, üç aylık
bilançolar ve günlük Dow Jones ortalamaları
hakkında bu kadar endişelenmeyi bırakıp, onun
yerine ne olduğumuzu ve çocuklarımızın ne
olmasını
istediğimizi
yeniden
değerlendirmeliyiz.
Kendimize
bu
önemli
soruları sormaktan vazgeçmemizin sonuçları,
gerçekten çok tehlikeli olacaktır.