AZƏrbaycan mġLLĠ elmlər akademġyasi məRKƏZĠ NƏbatat bağI


Gazиantep Цnиversиtesи Fen Edebиyat Fakцltesи Bиyolojи Bюlцmц 27310



Yüklə 5,39 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə15/19
tarix28.01.2017
ölçüsü5,39 Mb.
#6554
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   19

Gazиantep Цnиversиtesи Fen Edebиyat Fakцltesи Bиyolojи Bюlцmц 27310
  
**
 
Эазиантеп  Ъевре ве Орман Ил Мцдцрлцэц
 

 
223 
hastalıkların  giderilmesi  amacıyla  binlerce  yıldan  beri  tıbbi 
bitkilerin resimlerini mağara duvarlarına, tabletlere işlemişlerdir. 
Türkiye‟nin  hemen  her  bölgesinde  özellikle  yenilen 
bitkilerle  ilgili  bilgi  anadan  kıza  kuşaklar  boyu  aktarıla 
gelmiştir.  Yenilebilir  otları  toplamak,  yıkamak,  kimilerini 
yenebilir  hale  getirmek  üzere  pişirmek  yada  kurutup  kışa 
hazırlamak  genellikle  kadınların  bilgi  birikimi  içindedir.  Yem 
bitkileri  ve  hayvanları  zehirleme  potansiyeli  olan  bitkilerde 
çobanların,  hayvancılık  yapan  köylülerin  yüzyıllar  boyu 
kuşaktan  kuşağa  aktardıkları  bilgilerdir.  Ekonomik  yönden 
önem  taşıyan bitkiler dışında etnobotanik çalışmalar  ülkemizde 
az sayıda yapılmaktadır (23). 
Bazı 
etnobotanik 
bilgiler 
henüz 
yazılı 
kayıtlara 
geçirilmediğinden  onların  saptanıp  kayda  geçirilmesi  büyük 
önem  taşımaktadır.  Bu  noktada  ülkemizde  yapılan  bu 
etnobotanik 
çalışmaların  çoğunda  kullanılan  bitkilerin 
etnobotanik  özellikleri  ve  yöresel  isimlerinin  belirlenmesi 
konularında çalışmalar yapılmaktadır.  
Bitkilerden  yüzyıllardır  istifade  edilmektedir,  Hititlerin 
başkenti  Boğazköy‟de  yapılan  arkeolojik  kazılarda  o  devirde 
kullanılan tabletlerde bugün belirlenen ve ilaç olarak kullanılan pek 
çok bitki hakkında bilgiler bulunmaktadır.  Örneğin; meyan kökü, 
Adamotu, Badem, Banotu, Defne, hardal, mazı, mersin, sarımsak, 
üzerlik, haşhaş bunlardandır (19). 
İnsanlar  çevresindeki  bitkileri  kullanarak  yakalandıkları 
hastalıklara  çare  aramışlardır.  Faydalı  gördükleri  bitkileri 
tanımış  tedavi  ve  diğer  değişik  amaçları  için  kullanmışlardır. 
Son  zamanlarda  bitkilerin  ihtiva  ettikleri  etken  maddeler  saf 
olarak elde edilmeye başlanmış, yapılan deneyler ve araştırmalar 

 
224 
sonucunda  bu  çalışmalar  önem  kazanmıştır  (2,  14).  İnsanlar 
etrafındaki 
bitkileri 
tanıdıkça 
onların 
meyvelerinden, 
tohumlarından,  kök  ve  gövdelerinden  ayrı  ayrı  istifade  ettikleri 
gibi, 
bazen 
de 
bazı 
bitkilerin 
bütün 
kısımlarından 
yararlanmışlardır.  İnsanoğlu,  kullandığı  bu  bitkiler  içerisinden 
öncelikle besin ve tedavi amaçlı olanlarını çoğaltmaya başlamış, 
böylece  tarım  insanoğlu  tarafından  yapılmaya  başlanılmıştır. 
Daha  sonra  uyarıcı,  keyif  verici  vb.  Özelliklere  sahip  bitkileri 
keşfetmiş  ve  bunlarıda  kullanmaya  başlamışlardır.  İşte  geçmişi 
çok  eskilere  dayanan  bu  bitkiler,  günümüzde  de  güncelliğini 
korumakta,  besin,  tedavi  edici,  keyif  verici  ve  günlük  yaşamda 
kullanılan  eşya  yapımında  kullanılmaya  devam  edilmektedir 
(17).  
Bu  kapsamda  yapılan  değişik  araştırmacılar  tarafından 
yapılan çalışmaların bazıları, (2, 4-5, 9-11, 16, 19, 21-22)‟dır. 
Ekim  (10)  tarafından  yapılan  araştırmada  Melissa 
officinalis (Oğulotu), Melilotus officinalis (Taş yoncası), Mentha 
(Nane)  türleri,  Thymus  (Kekik)  türleri,  Verbascum  (Sığır 
kuyruğu) türleri, Glycirhiza glabra (Meyan) ve Berberis  (Kadın 
tuzluğu)  türlerinin  Yukarı  Fırat  Havzasında  tedavi  amacıyla 
kullanıldığı tespit edilmiştir. 
Türkiyede  10500  civarında  bitki  türü  bulunmaktadır.  Bu 
bitkilerin  ne  kadarının  halk  tarafından  kullandığı  henüz 
bilinmemektedir.  Bu  kapsamda  yerel  bitki  adlarının  tespit 
edilmesi  etnobotanik  çalışmalar  için  büyük  önem  taşımaktadır. 
Zengin  bir  floraya  sahip  olan  ülkemizde  bu  konuda  yapılan 
çalışmalarla,  bu  bitkilerin  kullanım  özellikleri  içerdikleri  etken 
maddelerin  belirlenmesi  yararlı  olacaktır.  Halk  tarafından 
kullanılan  bitkilerin  hepsi  mutlaka  belli  bir  hastalığın  kesin 

 
225 
tedavisinde  kullanılan  yararlı  bitkiler  değildir.  Bazıları  yanlış 
olarakta kullanılmaktadır. 
Yaklaşık  50.000  yıldan  beri  anadolu  insanı  yabani 
bitkilerden  yararlanmaktadır.  Uzun  bir  süreden  beri  yabani 
bitkilerden  yararlanılmasına  karşın  Anadolu‟da  kullanılan 
yabani  bitkiler  hakkında  etraflı  bir  araştırma  yapılarak  bunların 
listesi  çıkarılamamıştır.  Halk  botanik  kitaplarında  yazılı  olan 
bitki  adlarını  hemen  hemen  hiç  bilmemektedir.  Buna  karşılık 
halkın kullandığı bitki adlarının büyük bir çoğunluğu da botanik 
kitaplarında  ve  sözlüklerde  bulunmamaktadır.  Bu  durum 
bitkilerin  tanınmasında  ve  kullanılmasında  bir  karmaşıklığa 
sebep  olmaktadır.  Çünkü,  Anadolu‟nun  değişik  yerlerinde  aynı 
bitkiye  değişik  isimler  verilebilmektedir.  Örneğin,  botanik  adı 
Helianthus  annus  L.,  Türkçesi  Ayçiçeği  olan  bitkiye,  Orta 
Anadolu  bölgesinde  “Gündoğdu”  veya  “Günebakan”,  trakyada, 
“Günaşığı”,  Kayseri  dolaylarında,  “Şemşamer”,  Doğu 
Anadoluda, “Simişka” denilmektedir. 
Ülkemizde  çeşitli  iklim  bölgelerinin  varlığı,  birbirinden 
farklı  bitki  türlerinin  yetişmesine  yol  açmış,  bu  durum  ise 
bitkilerden  çok  değişik  amaçlarla  yaralanılmasına  sağlamıştır. 
Yurdumuzda  yetişen  özellikle  tıbbi  ve  endüstiyel  bitkilerin 
tamamı  henüz  sistemli  olarak  toplanıp  tanınmamış  olduğundan, 
bu  bitkilerden  istifade  yollarıda  yeterince  bilinmemektedir.  Bu 
sebeple  bu  çalışmada,  sözü  edilen  alanlarda  fayda  sağlamak  ve 
Sof dağı yöresinde yetişen bitkilerin yöre halkı tarafından hangi 
amaçlar  için  kullanıldığını  ve  mahalli  isimlerini  belirlemek  ve 
etnobotanik 
bilimine 
küçükte 
olsa 
katkı 
sağlamak 
amaçlanmıştır.  Araştırma  alanımız  olan  Sof  dağında  ve 
Gaziantep‟te daha önce etnobotanik açıdan yapılmış bir çalışma 

 
226 
bulunmamaktadır.  Bu  da  çalışmamızın  önemli  bir  özelliğini 
oluşturmaktadır.  
 
MATERYAL VE METOD 
 
Araştırmamızın materyalini Sof Dağı (Gaziantep) yöresinde 
yetişen,yöre  halkı  tarafından  değişik  amaçlar  için  kullanılan 
bitkiler  oluşturmaktadır.  1999-2002  yılları  arasında  Sof  Dağı 
florasının 
belirlenmesine 
yönelik 
yaptığımız 
çalışmalar 
sırasında, 
topladığımız 
bitkilerin 
mahalli 
isimleri 
de 
belirlenmiştir.  Bu  çalışmada  belirlenen  mahalli  isimler  Sof 
dağında bulunan Yeşilce,  Işıklı, Dımışkılı, Acaroba, Sofalıcı ve 
Durnalık 
köylerinde 
kullanılan 
isimlerdir. 
Bitkilerin 
etnobotaniksel  özellikleri  ve  mahalli  isimleri,  bitkiler  yörede 
yaşayan  halka  gösterilerek  ve  varsa  ilaç  yapımı  ile  ilgilenen 
kimselere  sorularak  belirlenmiştir.  Toplanıp,  kurutulan  bitkiler 
Flora  of  Turkey  Davis,  (1965-  1988),  Flora  of  Turkey  Supl.  II 
Vol. 11 Güner ve ark. (13), Flora of Syria, Palaestine and Sınai 
Post  and  Dinsmore  (18),  Botanik  Kılavuzu  Baytop  (7)  adlı 
eserler kullanılarak teşhis edilmiştir.  
AraĢtırma Alanının Coğrafik Özellikleri: 
Gaziantep  ili,  Güneydoğu  Anadolu  Bölgesi  içerisinde  olup, 
Güneydoğu 
Anadolu 
Bölgesiyle, 
Akdeniz 
Bölgesini 
birleştiren  bir  bölgede  bulunur.  Bu  özelliğiyle  geçit  bölgesi 
konumunda  olan  Gaziantep,  jeolojik,  klimatolojik,  edafik  ve 
floristik bakımdan komşu illerden farklılık gösterir(1, 3, 8, 15, 
20). 
               Gaziantep  toprakları  36

28
ı
  ve  38
o
  01
ı 
doğu 
boylamlarıyla,  36
o
  38
ı
  ve  37

32
ı
  kuzey  enlemleri  arasında  yer 

 
227 
alır. Gaziantep ilinin yüz ölçümü 6819 km
2
‟dir (Doğan ve Kaya, 
1997). Gaziantep güneyde Kilis ili, doğuda Şanlıurfa‟nın Birecik 
ve  Halfeti  ilçeleri,  kuzeydoğuda  Adıyamanın  Besni  ilçesi, 
kuzeyde Kahramanmaraş‟ın Pazarcık, batıda ise Osmaniye ili ve 
Bahçe ilçesi ile çevrilidir (Aldoğan 1992) (Şekil 1). 
 
ġekil 1: Gaziantep ili coğrafik haritası 
 
Gaziantep‟te  sıradağ  olarak  Güneydoğu  Torosların 
uzantısı  olan  Sof  Dağı  bulunur.  Sof  Dağının  kuzeyinden 
Gaziantep-Adana  karayolu  geçer.  İran  sınırından  başlayıp 
İskenderun‟dan  Kıbrıs‟a  kadar  uzanan  ofiolit  kuşağın  bir 
bölümü olan Sof dağının yapısı serpantinlerden oluşmuştur. Sof 
dağı kısmen miosen kalkeriyle de kaplıdır (Kalelioğu 1972). 
Sof  Dağı‟nın  batısında  İslahiye  ovası,  kuzeybatısında  Pazarcık 
ovası,  güneyinde  Sof  dağı  yaylası  vardır.  Şehrin  batısında  yer 
alan  Sof  dağının  en  yüksek  tepesi,  deniz  seviyesinden  1496 

 
228 
metre  yüksekliğindeki  Kepekçi  (Büyük  Sof)  tepesidir.  Sof  dağı 
üç  kısımdan  oluşmaktadır.  Bunlar;  batıdan  doğuya  doğru  Alıcı 
Sof‟u, Dımışkılı Sof‟u ve Çarpın Sof „udur (Solmaz ve Yetkin, 
1969). Sof dağı 840 km
2
 alan kaplamaktadır. Sof dağında 1250 
metreden  yüksek  alan  60  km
2
,  1000-1250  m.  arası  alan  582 
km
2
‟dir (Anonim, 1973).  
Araştırma  alanı  kuzeyde,  Gaziantep  -  Adana  otoyolu,  batıda 
Sarıkaya mevkii, güneyde Karadede, Sofalıcı, Dımışkılı ve Işıklı 
köyleri,  doğuda  Yeşilce  köyü  ile  sınırlanmıştır.  Arazinin  deniz 
seviyesinden  yüksekliği  900  m.‟  den  başlayıp,  Büyük  Sof 
tepesinde  1496  m.‟  ye  çıkmaktadır.  Bu  tepede  televizyon 
vericisi ve radar bulunmaktadır. 
 
BULGULAR 
 
Araştırma  alanında  bulunan  bitkilerin  mahalli  isimleri 
belirtilmiş  ve varsa bu bitkilerin etnobotanik  özellikleri aşağıda 
verilmiştir.
 
Anacardiaceae 
1.
 
Pistacia terebinthus L. subsp. terebinthus (Melengiç) 
2.
 
Meyvesi  yağlı  olduğu  için  değirmende  çekilerek 
ezilir,  çıkan  yağlı  kısım  kahve  yapılarak  (Menengiç 
kahvesi)  içilir.  Meyveleri  tuzla  kavrularak  çerez 
olarak da yenir.  
3.
 
2 - Pistacia vera L. (Antepfıstığı) 
4.
 
Meyveleri çerez olarak yenir. Bir çok gıda maddesine 
katılır (Özellikle tatlılara) ve meyvesinin sert kabuğu 
yakacak olarak kullanılır. 
5.
 
3- Rhus coriaria L. (Sumak) 

 
229 
6.
 
Meyveleri 
kurutulup 
öğütülerek  ekşi  yapılır. 
Meyvelerinin  sıkılarak  çıkarılan  yağı  sulandırılarak 
ekşi  olarak  salata  ve  yemeklerde  kullanılır. 
Yaprakları  toplanarak  boya  yapımı  ve  sepicilikte 
kullanılır. 
 
Asteraceae 
4- Achillea biebersteinii Afan (Civanperçemi) 
Haricen  taze  çiçekli  ve  yapraklı  dalları  ezilir  ve  elde 
edilen  kısım  basur  üzerine  konur,  günde  2-3  defa 
kullanılır. 
5- Gundelia tournefortii L. (Kenger ) 
Kökünden elde edilen sakız, sakız olarak kullanılır. 
6-  Scorzonera  cana  (C.A.  Meyer)  Hoffm.  var.  radicosa 
(Boiss.) Chamberlain (Teke sakalı) 
Çiçekleri 
ve 
yaprakları 
böbrek 
hastalıklarında 
içilmektedir. 
7- Tragopogon pratensis L. (Teke sakalı) 
Çiçekleri  ve  yaprakları  böbrek    hastalıklarında  içilerek 
kullanılır. 
8- Anthemis haussknechtii Boiss. & Reuter (Papatya) 
Çiçekleri  çay  olarak  demlenir  içilir.  Karın  sancılarında 
çay olarak içilir. 
9- Centaurea virgata Lam. (Peygamber Çiçeği) 
Çiçekleri  şeker  hastalığında  şeker  düşürücü  olarak 
kullanılır. Kaynatılarak suyu içilir. 
10- Echinops orientalis Trautv. (Topuz) 
Tohumları çocuklar ve kuşlar tarafından yenilir.  

 
230 
Berberidaceae 
11- Bongardia chrysogonum (L.) Spach. (Çatlak otu) 
Yumrusundan  elde  edilen  toz,  infuzyon  halinde  şeker 
hastalığında kullanılır.  
12-  Leontice  leontopetalum  L.  subsp.  ewersmannii 
(Bunge) Coode. (Çatlak) 
Yumrusu  kesilerek,  romatizma  hastalığında  ağrılı 
bölgeye sürülür. 
Brassicaceae 
13- Fibigia eriocarpa (DC.) Boiss. 
Meyveleri  karın  ağrılarında  sancı  dindirici  olarak 
kullanılır.  
Boraginaceae 
14- Onosma albo-roseum Fish. & Mey. subsp.  
 
albo-roseum (Emzik otu) 
 
Çiçekleri çocuklar tarafından emilir. 
Cucurbitaceae 
15- Ecbalium elaterium (L.) A. Rich. (Acı dülek,  
 
Eşek hıyarı) 
Meyvesinin  içindeki  sıvı  1-2  damla  şeklinde  sinüzüte 
karşı kullanılır. 
Capparaceae 
16- Capparis spinosa L. (Kapari, Şebellah) 
Tomurcukları turşu yapılarak yenir. 
Cupressaceae 
17- Juniperus oxycedrus L. subsp. oxycedrus (Ardıç) 
Meyvesi  idrar  söktürücü  olarak  kullanılır.  İnfusyon 
şeklinde günde 1 bardak içilir. 
Euphorbiaceae 

 
231 
18- Euphorbia orientalis L.(Sütleğen) 
Sütü, 
pekmez 
yapılırken 
pekmeze 
damlatılarak 
mayalanması 
ve 
koku 
vermesi 
amacıyla 
kullanılmaktadır. 
Fabaceae 
19- Lathyrus sativus L. (Burçak) 
Tohumları mayasıl hastalığında kullanılır. Toz haline  
getirilen tohumlar ılık suda karıştırılarak içilir. 
Fagaceae 
20- Quercus brantii Lindley (Birant Meşesi) 
Meyveleri kestane gibi ateşte pişirilerek yenir. 
21-  Quercus  ithaburensis  Decne  subsp.  macrolepis 
(Kotschy) Hedge & Yalt. (Palamut Meşesi) 
Meyveleri ateşte pişirilerek yenir. 
Iridaceae 
22-  Crocus  cancellatus  Herbert  subsp.  cancellatus 
(Çiğdem) 
Yumruları baharda toplanarak yenilir veya yapılan pilava 
katılarak yenir. 
23- Gladiolus atroviolaceus Boiss. (Glayöl) 
Çiçekleri  köylerde  kız  çocukları  tarafından  örülerek  taç 
yapılır. 
Lamiaceae 
24- Phlomis armeniaca L. (Çalba) 
Çiçekleri  astım,  bronşit  ve  nefes  darlığında  infusyon 
şeklinde tatlandırılarak içilir. 
25-  Sideritis  libanotica  Labill.  subsp.  microchlamis 
(Hand.- Mazz.) Hub. – Mor. (Dağ Çayı) 
Bitki çay olarak demlenerek içilir. 

 
232 
26- Teucrium polium L. (Payyavşanı) 
Bitki,  karın  ağrısında,  bağırsak  ağrılarında,  karın 
sancılarında, hazımsızlıkta 1 çay bardağı suya konulur ve 
suyu içilir. 
27- Teucrium orientale L.(Yer meşesi) 
Bitki suda kaynatılır. Suyu sarılığa karşı içilerek  
kullanılır. 
28- Thymbra spicata L. var. spicata (Zahter) 
Yaprakları, çiçekli dalları çay şeklinde demlenerek içilir. 
29- Ziziphora capitata L. (Dağ reyhanı) 
Bitki mayasıl hastalığına karşı, kaynatılır, suyu hasta  
bölgeye günde 2-3 defa pansuman yapılır. 
Liliaceae 
30- Allium sativum L. (Sarımsak) 
Yüksek tansiyonu düşürmek amacıyla bir diş yenilir. 
Malvaceae 
31- Alcea palllida Waldst. & Kit. (Hatmi) 
Çiçekleri boğaz ağrılarında, öksürüğe karşı kullanılır. 
32- Malva sylvestris L. (Ebegümeci) 
Yaprakları  yemek  yapma  amacıyla  haşlanarak  veya 
yağda pişirilerek yenir. 
 
 
 
Oleaceae 
33- Olea europaea L. var. europaea (Zeytin) 
Zeytin  yağı,  incinmelerde  ve  vucuttaki  morlukların 
giderilmesinde kullanılır. 
Orchidaceae 
34- Orchis collina Banks. (Sahlep) 
Yumruları  sahlep  elde  etmek  amacıyla  kurutulup 
satılmaktadır. 

 
233 
Papaveraceae 
35- Fumaria asepala Boiss. (Şahtere) 
Vücut  kaşıntısında  ve  egzemaya  karşı  infusyon  şeklinde 
1-2 bardak içilir. 
Plantaginaceae 
36- Plantago lanceolata L. (Sinirotu) 
Yaprakları mide ağrılarında kaynatılarak suyu içilir. 
Punicaceae 
37- Punica granatum L. (Nar) 
Meyve kabuğu infusyon halinde günde 1-2 bardak  
içilerek ishale karşı kullanılır. Çok yenen meyveside aynı 
görevi yapar.  
Resedaceae 
38- Reseda lutea L. (Muhabbet çiçeği) 
Çiçekleri ve yaprakları sedef ve deri hastalıklarında  
haricen hasta bölgeye pansuman yapılır. 
Rhamnaceae 
39- Rhamnus oleoides L. subsp. graecus (Boiss. & Rent.) 
Holmboe 
Meyveleri  önceden  boyacılıkta  kullanıldığı  halde 
günümüzde pek toplayan ve kullanan kalmamıştır. 
Rosaceae 
40- Amygdalus communis L. (Badem) 
Tohumları  böbrek  yetersizliğinde  ve  şeker  hastalığına 
karşı 2-3 adet yenir.  
41- Armeniaca vulgaris Lam. (Zerdali) 
Meyvesi ve tohumları müsil yapıcı olarak kullanılır. 
42-  Cerasus  microcarpa  (C.A.  Meyer)  Boiss.  (Dağ 
kirazı) 

 
234 
Meyveleri çocuklar tarafından toplanarak yenir. 
43- Crateagus aronia (L.)  Bosc. (Sarı alıç) 
Meyveleri yenir. 
44- Creteagus monogyna Jacq. (Yemişen) 
Meyveleri yenir. 
45- Rosa foetida J. Herrm. (Sarıgül) 
Çiçek yaprakları reçel yapımında kullanılır. 
46- Rosa canina L. (Kuşburnu) 
Meyveleri kurutulup çay yapılarak içilmektedir. 
Scrophulariaceae 
47- Linaria grandiflora Desf. (Nevruzotu) 
Çiçekleri sinir hastalıklarında infusyon şeklinde içilir. 
Ulmaceae 
48- Celtis tournefortii Lam. (Dağdağan) 
Meyveleri çocuklar tarafından yenilir. 
Valerianaceae 
49- Valeriana officinalis L. (Kediotu) 
Rizom ve kökleri yatıştırıcı olarak uyku  
bozukluklarında infusyon şeklinde içilir. 
  
Zygophyllaceae 
50- Peganum harmala L. (Üzerlik) 
Meyveleri ve tohumları nazarlık olarak kullanılır. 
51- Tribulus terrestiris L. (Çoban çökerten) 
Yapraklı, çiçekli ve meyveli dalları damar tıkanıklığında 
damar açıcı olarak ve şeker hastalığında kullanılır. 
 
 
 

 
235 
 
TARTIġMA VE SONUÇ 
Bu  çalışmada  Sof  Dağı  (Gaziantep)  yöresinde  yetişen  28 
familya  ait  51  bitki  taksonunun  yöre  halkı  tarafından  kullanım 
şekilleri ve amaçları ile 129 bitkinin mahalli isimleri verilmiştir.  
Sof  dağında  bulunan  köylerde  yapılan  bu  çalışma 
sonucunda  alanda  51  bitkinin  değişik  amaçlar  için  kullanıldığı 
saptanılmıştır.  Bu  bitkilerin  çoğu  genellikle  değişik  hastalıklara 
karşı  kullanılmaktadır.  Ayrıca  yörede  bu  bitkilere  verilen 
mahalli  isimlerde  tespit  edilip  verilmiştir  (Tablo  1).  Köyler 
arasında  bazı  bitkilerin  isimlerinin  söyleniş  farkı  olduğu  da 
gözlemlenmiştir (Sütleyen – Sütlen gibi).  
Bulgularımızda  Ecbalium  elaterium  (Acı  dülek)  bitkisinin 
meyvelerinde  bulunan  sıvı  1-2  damla  halinde  herhangi  bir 
seyreltme  yapmadan  sinüzit‟e  karşı  kullanılmaktadır.  Fakat  bu 
sıvı  burun  kılcal  damarların  da  genişleme  ve  çatlamalara  sebep 
olduğu  için  aşırı  derecede  burun  kanaması  ile  ağız  ve  burun 
bölgelerinde  şişmelere  sebep  olmaktadır.  Bu  bitki  usaresinin 
sinüzit‟e iyi geldiği yaygın olarak halk arasında söylenmekte ve 
birçok  sinüzit  hastası  bu  bitkiyi  bilinçsizce  kullandığı  için 
yukarıda  bahsettiğimiz  yan  etkilere  maruz  kalmaktadırlar. 
Sütleğen (Euphorbia orientalis L.) bitkisinin sütü, üzüm pekmezi 
yapılırken  pekmeze  hoş  bir  aroma  vermesi  ve  mayalanma 
işlemini  hızlandırmak  amacıyla  kullanmaktadırlar.  Bu  sıvı  az 
miktarda  kullanıldığı  için  zehirleyici  etki  göstermemektedir. 
Çalışmamızda Ziziphora capitata L. bitkisi mayasıl  (Hemoroit) 
hastalığının  tedavisinde  kullanıldığı  belirlenmiştir.  Bu  konuda 

 
236 
yapılan  değişik  çalışmalarda  hemoroit  için  bir  çok  bitkinin 
kullanıldığı ve halk arasında geleneksel ilaçların en sık hemoroit 
tedavisinde kullanıldığı (Gürkan ve Ezer, 2004) tespit edilmiştir. 
Sof 
dağında 
yetişen 
bitkilerin 
mahalli 
isimlerine 
bakıldığında  bir  cinsin  değişik  türlerine  genellikle  aynı  ismin 
verildiği  görülmektedir.  Bu  çalışmada  126  doğal  yayılışı  olan 
bitkinin mahalli isimleri tespit edilmiştir. Bu mahalli isimlerden 
44 tanesinin Türkçe isimleriyle aynı adı taşıdığı belirlenmiştir. 
Eczacılığın  gelişmesi  sonucu,  bitkisel  kökenli  halk  ilacı 
kullanımı  oldukça  azalmıştır.  Hatta  eskiden  her  köyde  ilaç 
yapımı  ile  uğraşan  en  az  bir  kişi  bulunmasına  rağmen 
günümüzde bu işle uğraşanlar da çok azalmıştır. Çünkü, İnsanlar 
ilaç  ihtiyaçlarını  eczanelerden  kolayca  karşılayabilmektedirler. 
Fakat  son  yıllarda  sentetik  ilaçların  zararlarının  ve  yan 
etkilerinin ortaya çıkması sonucu,  bitkisel kökenli ilaçlara talep 
artmıştır.  Bu  sebeple  değişik  bölgelerde  yapılan  bu  gibi 
araştırmalar  sonucunda  biyolojik  zenginliklerimizden  olan 
bitkilerin  değişik  etnobotanik  özellikleri  ortaya  çıkartılmak  ve 
araştırmalarla  değişik  ilaç  hammaddeleri  ve  etken  maddeleri 
tespit edilerek kullanıma sunulmaktadır. 
 
 
 
Tablo 1: Sof Dağı ve Gaziantep yöresinde yetişen bazı bitkilerin 
mahalli isimleri 
 

 
237 
Familyası 
Latince Adı 
Türkçe Adı 
Mahalli Adı 
Acanthaceae 
Acanthus dioscoridis L. 
var. dioscoridis 
Ayı Pençesi 
Tosba kengeri 
Acanthus hirsutus Boiss  Tüylü ayı 
Pençesi 
Tosba kenger  
Amaryllidacea

İxiolirion tataricum 
(Pallas) Herbert subsp
montanum (Labill.) 
Takht
Tatarcık 
Hıyari 
Sümbül 
Galanthus fosteri Baker  
Kardelen 
Kardelen 
Yüklə 5,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   19




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin