T. C. Sağlık Bakanlığı Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği



Yüklə 389,42 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/6
tarix21.01.2017
ölçüsü389,42 Kb.
#6122
1   2   3   4   5   6

                   

DÜŞÜK TAZE GAZ AKIMLI ANESTEZİ 

A.YARI-KAPALI YENİDEN SOLUTMALI SİSTEM 

 

        1.DÜŞÜK AKIMLI ANESTEZİ 0,5 lt/dk O



/ 0,5 lt/dk N

2



        2.MİNİMAL AKIMLI ANESTEZİ 0,3 lt/dk O



2

 / 0,2 lt/dk N

2



B.KAPALI YENİDEN SOLUTMALI SİSTEM 



 

         1.KANTİTATİF OLMAYAN ANESTEZİ Gaz Hacmi Sabit 

         2.KANTİTATİF ANESTEZİ Gaz Hacmi ve Anestezik  Gaz Bileşimi Sabit 

 

Düşük akımlı anestezi teknikleri (taşıyıcı gaz: O



2

/N

2



O)

(38)


 

 

A.1.Düşük Akımlı Anestezi 

 

-Taze gaz akımı sabit, 1 lt/dk 



-Taze gaz bileşimi %50 O

2

, %50 N



2

-Yeniden solutma kısmen 



-Gaz fazlası var 

-Anestezik gaz bileşimi anestezi süresince değişir 

-Teknik sınıflandırma yarı-kapalı sistemle uygulanan anestezi tekniği 

 

A.2.Minimal Akımlı Anestezi 

 

-Taze gaz akımı sabit, 0,5 lt/dk 



-Taze gaz bileşimi %60 O

2

, %40 N



2



 

25

-Yeniden solutma yüksek oranda 



-Gaz fazlası minimal 

-Anestezik gaz bileşimi anestezi süresince değişir 

-Teknik sınıflandırma yarı-kapalı sistemle uygulanan anestezi tekniği 

 

B.1.Kapalı sistemle kantitatif olmayan anestezi 

 

-Taze gaz akımı alınım ve kaçaklardan kayıp miktarına göre aralıklı değiştirilir 



-Taze gaz bileşimi solutma devresindeki O

konsantrasyonuna göre aralıklı değiştirilir 



-Yeniden solutma CO

2

 absorbsiyonundan sonra ekshale edilen gazın tamamı 



-Gaz fazlası yok 

-Anestezik gaz bileşimi anestezi süresince değişir 

-Teknik sınıflandırma kapalı sistemle uygulanan anestezi tekniği 

 

B.2.Kapalı sistemle kantitatif anestezi 

 

-Taze gaz akımı O



2

, N


2

O ve anestezik ajan alınımına göre sürekli değiştirilir 

-Taze gaz bileşimi anestezik gaz bileşenlerinin alınımına göre sürekli değiştirilir 

-Yeniden solutma CO

absorbsiyonundan sonra ekshale edilen gazın tamamı 



-Gaz fazlası yok 

-Anestezik gaz bileşimi önceden ayarlanan değerlere göre anestezi süresince sabit 

-Teknik sınıflandırma kapalı sistemle uygulanan anestezi tekniği 

 

Baker akım hızları için standart tanımlamalar vermiştir; 



(39) 

 

-Metabolik akım hızı 250 ml/dk, 



-Minimal akım hızı 50-500 ml/dk, 

 

26

-Düşük akım 500-1000 ml/dk, 



-Orta akım 1-2 lt/dk, 

-Yüksek akım 2-4 lt/dk. 

 

                Taze gaz akımı, isteğe göre dakika hacminin altındaki herhangi bir değere ayarlanabilir. 



Ancak, taze gaz akımı hiçbir zaman hastanın alınımı ve solutma sistemindeki kaçaklar yoluyla olan 

kayıplardan daha az olmamalıdır. Taze gaz akımı azaltıldıkça, sistemden atılan gaz miktarı da o 

denli azalmakta ve yeniden-solutma oranı yükselmektedir. Yeniden-solutmalı bir sistem hastanın 

dakika hacmine eşit miktarda taze gaz akımı ile kullanılırsa, yeniden solutulan gaz oranı ihmal 

edilebilecek kadar az olur. Gerçekte hastanın ekspire ettiği gazın tümü gaz fazlası atılım valfinden 

dışarı atılır ve hasta neredeyse saf taze gaz solur. Taze gaz akımı 4 lt/dk olarak kullanıldığında 

yeniden solutma oranı yaklasık %20’ye çıkar. Akım 2 lt/dk ya da altına düşürüldüğünde ise yeniden 

solutma oranı %50’ye ya da daha üzerine çıkar. 

                Düşük akımlı anestezi sırasında, kazayla oluşacak gaz hacmi eksikliği, hem azalan dakika 

hacminden, hem de tepe ve plato basınçlarında ani azalmaya neden olacağı için ventilatör 

monitöründen çok çabuk fark edilir. Kazayla gaz hacmi eksikliği oluştuğunda, anestezik gaz 

hacmini tamamlamak için taze gaz hacmi en az 1-2 dk süre ile arttırılmalıdır. 

                Anestezik gazların ısı ve nemliliği, düşük akımlı anestezide yüksek akımlı tekniklere göre 

önemli derecede yüksek olduğu için özellikle ameliyathane ısısı havalandırma ile düşük 

tutulduğunda hasta hortumları içinde su yoğunlaşması artar. Yoğunlaşmış suyun hortumların en alt 

noktasında birikmesi, fokurdama sesleri oluşturabilir. Bu olay havayolu basınç eğrisine tepeler ve 

ince dalgalanmalar seklinde yansır. Hortumlar solutma sisteminden ayrılmalı, su boşaltılarak 

hortumlar devreye tekrar bağlanmalıdır 

(40)

.     


 

                 Düşük akımlı anestezi teknikleri, bu yöntemlerin güvenle uygulanabileceği uygun 

monitörizasyonun varlığı, doğru çalışması, alarm sınırlarının dikkatle ayarlanması ve hasta solutma 

sistemine bağlanır bağlanmaz alarmların çalışılabilir hale gelmesi koşulu ile uygulanmalıdır. 



 

27

Standart anestezi monitörizasyonu EKG, kan basıncı, pulsoksimetri, kapnometri, vücut ısısı ile 



birlikte hava yolu basıncı, dakika volümü, inspire edilen oksijen konsantrasyonu, 1 lt/dk altındaki 

taze gaz akımlarında solunan gazdaki anestezik ajan konsantrasyonu monitörize edilmelidir 

(41,42)

.                   



İnspire edilen oksijen konsantrasyonunun alt alarm sınırı % 28-30’a, bağlantı ayrılma alarmı tepe 

basıncından 5 cmH2O daha aşağıya, tıkanıklık alarmı 30 cmH2O’ya ve ekspire edilen gaz hacmi alt 

alarm sınırı da istenen dakika hacminin 500 ml altına ayarlanmalıdır. 

                   Düşük akımlı anestezi uygulamasında, indüksiyon için normal rutin sıra takip edilir; 

preoksijenizasyondan sonra IV hipnotik ajan ve kas gevşetici kullanılarak endotrakeal entübasyon 

yapılır. Hasta daha sonra yeniden solutmalı sisteme bağlanır. Taze gaz akım hızı düşürülmeden 

önce yaklaşık 4 lt/dk yüksek taze gaz akımının kullanıldığı bir başlangıç dönemine ihtiyaç vardır. 

Bu başlangıç döneminde, yeterli denitrojenasyon sağlanacak,solutma sistemi içine taze gaz bileşimi 

doldurulacak ve yeterli anestezi derinliğini güvence altına almak için gerekli anestezik 

konsantrasyona ulaşılacaktır. Denitrojenasyon, yüksek akımla %100 O

2

 ile ventilasyon yaptırılarak 



kandaki nitrojenden arınmanın sağlanmasıdır. Denitrojenasyon ile akciğerdeki nitrojen 

uzaklaştırılarak, yerini O

2

’ne bırakır; böylece fonksiyonel rezidüel kapasite ve oksijen rezervi artar. 



Denitrojenasyon 4-5 lt/dk arasında taze gaz akım hızı kullanılarak yaklaşık 6-8 dk’da tamamlanır. 

Düşük akımlı anestezi uygulamak için taze gaz akımı 1 lt/dk’ya azaltılır. Taze gaz akım hızının 

azaltılması yeniden solutma oranında belirgin bir artışla sonuçlanır.  İnspire edilen oksijen 

konsantrasyonunu %30 vol’ün üzerinde tutabilmek için akım düşürüldüğü anda oksijen 

konsantrasyonunu en az %40’a, hatta %50’ye yükseltmek gerekir. Devre dışı vaporizatör 

kullanıldığında akım hızının düşürülmesi ile orantılı olarak solutma sistemine verilen anestezik 

buhar miktarı da azalacaktır. Solutulan gaz bileşimi içinde 0,8 MAC anestezik konsantrasyonunu 

koruyabilmek için taze gaz içindeki anestezik  konsantrasyon arttırılmalıdır. 

                    Zaman  sabitesi,  hastaya  özgü  alınımın sabit olduğu varsayılırsa, kısmen dolaşan gaz 

hacmi ile doğru orantılı, solutma sistemine verilen ajan miktarı ve taze gaz akımı ile ters orantılıdır. 

Uzun zaman sabitesi nedeni ile anestezi süresine bağımlı olarak, düşük akımlı anestezi 


 

28

uygulamasında cerrahi girişimin bitiminden 15-30 dk önce düşük taze gaz akım hızı korunurken, 



vaporizatör kapatılarak taze gaz içine volatil ajan verilmesi durdurulabilir. Akım ne kadar düşükse, 

anestezik konsantrasyonundaki azalma o kadar yavaştır. Daha sonra hastanın spontan solunumu 

yeterli hale gelene kadar elle yardımlı solutma yapılır. Sistemdeki anestezik gazları bütünüyle 

uzaklaştırmak için ekstübasyondan yaklasık 5-10 dk önce APL valfi açılır; azotprotoksit kesilir ve 

oksijen akım hızı 4-6 lt/dk’ya yükseltilir. Hastanın erken postoperatif bakımı olağan  şekilde 

sürdürülür 

(43)

.            



 

Düşük akımlı anestezinin uygulanabilirliliği 

 

                        Düşük akımlı anestezinin güvenli bir şekilde uygulanabilmesi için tidal volümün taze 



gaz akımından bağımsız olduğu, sistem direnci düşük anestezi cihazları kullanılmalıdır. 

                        Rutin bakım yapılmak koşulu ile anestezi makinelerinin neredeyse hepsi 1 lt/dk’ya 

kadar düşük bir taze gaz akımıyla anestezi uygulamasına elverişlidir. Kaçak miktarının izin verilen 

sınırın üstünde olmadığından emin olmak için solutma sistemleri kaçak yönünden üretici firmanın 

önerilerine uygun şekilde test edilmelidir. Ortak Avrupa Standardı EN 740 gereğince, bütün 

absorbsiyonlu halka sistemlerindeki kaçak testinin sonucu 3 kPa (30 cmH2O) basınçta 150 ml/dk 

sınırının altında olmalıdır 

(44)


.                                         

                         Primus  anestezi  makinesi, piyasaya sunulan Dräger makineleri içinde taze gaz 

akımının elektronik olarak denetlendiği bir üründür. Makine açıldığında otomatik olarak çok 

basamaklı bir test işlemi başlar. Elektronik denetimli gaz akım sistemi, minimal akımlı anestezi için

 

gerekli olan 0.5 lt/dk’ya kadar duyarlı bir şekilde çalışır. 



                        Taşıyıcı gazın bileşimi (hava–oksijen, azotprotoksit-oksijen), toplam taze gaz akımı 

ve oksijen konsantrasyonu ayarlanır. Taze gaz akımının 0.2 lt/dk’dan daha düşük bir değere 

ayarlanması olanaksızdır. En düşük oksijen akımının 200 ml/dk ve taze gazdaki oksijen 

konsantrasyonunun da %21 ile sınırlandırılmış olması, düşük akımlı tekniklerin uygulanması 

sırasında solutma sistemi içinde azotprotoksit konsantrasyonu çok düştüğü zaman gaz bileşiminin 


 

29

azotprotoksit lehine ayarlanabilmesini engeller. Asılı floating tasarımında fanus içi körüklü 



ventilatörü, taze gaz akımını kompanse etme özelliğine sahiptir. 

                        Sonuç olarak; Primus anestezi makinesi, düşük ve minimal akımlı anestezinin kolay 

ve güvenli bir şekilde uygulanabilmesi için elverişlidir 

(45)


.     

 

 



Düşük akımlı anestezinin avantajları 

 

1-Atmosferin kirliliğinde azalma: Solunum devrelerinde kaçak olmamasına çok dikkat edilmesi 

ve atık sistemlerinin kullanılmasına rağmen yüksek akımlı anestezi ile çalışanlar, volatil 

anesteziklere maruz kalmaktadırlar. 

               Oluşan bu atmosfer kirliliği, çalışan ameliyathane personelinde spontan abortus,  

konjenital anomali, karaciğer, böbrek hastalıkları ve kanser insidansını arttırmaktadır. Atık gaz 

sistemleri sayesinde ameliyathane atmosferinin kontaminasyonu azalmaktadır. Atık gaz sisteminin 

olmadığı durumlarda, düşük akımlı anestezinin kullanılması anestezik gazlara maruz kalmanın 

azaltılmasının en kolay yoludur. Düşük akımlı anestezinin kullanımı, atık gaz sistemlerinden 

atmosfere atılan inhalasyon ajan konsantrasyonunun azalmasına da neden olur. 

               Troposfer içindeki azotprotoksit konsantrasyonu her yıl % 0,25 artmaktadır. Bu gaz, sera 

etkisi olarak da bilinen özelliği ile atmosferin ısınma sürecine katkıda bulunur. Azotprotoksit 

molekülleri stabildir, 150 yıl varlıklarını sürdürürler. Stratosfere çıkabilirler ve nitrik oksitleri 

oluşturarak ozon tabakasının tahribine katkıda bulunurlar. Ozon tabakası hasarından sorumlu 

tutulan volatil anestezikler, kloroflorokarbon (CFC) grubundaki halotan, enfluran ve izofluran’dır. 

                 Endüstri amaçlı yıllık kloroflorokarbon üretiminde volatil anesteziklerin payı % 0,1’ den 

fazla değildir. Montreal Konferansı’nın sonuçlarına göre halotan, enfluran ve izofluranı da içeren 

kısmi halojenli kloroflorokarbonların üretimi aşamalı olarak azaltılacak ve 2030 yılında da 

bütünüyle durdurulacaktır. Klor yerine flor içeren inhalasyon anestezikleri sevofluran ve desfluran 

kloroflorokarbon değildir ve ihmal edilebilir düzeydeki sera etkileri ile ozon tabakasına zarar 



 

30

vermedikleri düşünülmektedir. Montreal Konferansı’ndaki kararlarda bu iki ajandan 



bahsedilmemektedir. 

                 Günümüzde,  modern  ve  ileri  teknolojiye  sahip  yeniden  solutmalı sistemlerin akılcı 

kullanımı ile anestezik gazların çevre kirliliğindeki payı büyük ölçüde azaltılabilir 

(46)


.   

 

 



2-Maliyette azalma: Yeni kullanıma giren anestezik ajanlar düşük çözünürlüktedirler. Bu sebeple 

alınan anestezik buhar miktarı azalır. Anestezik potansiyelleri düşüktür. Solunum sisteminde fazla 

parsiyel basınç oluşturmak için, fazla miktarda anestezik buhar verilmelidir. Bu sebeple yüksek taze 

gaz akımı ile bu yeni ajanlar uygulanırsa fazla miktarda kullanılır. Fazlası eksalasyon valfinden 

atılacaktır. Maliyetlerinin yüksekliği nedeni ile bu ajanların tüketimini azaltan, düşük akımlı 

anestezi uygulanması avantajlı olması nedeni ile tercih edilebilir 

(47)

.       


 

                  Düşük akımlı anestezide, anestezik gaz tüketimindeki azalma doğal olarak maliyeti 

azaltır. Rutin klinik uygulamada düşük akımlı tekniklerin yerleşmesine yönelik uygun eğitimsel 

çabalarla inhalasyon ajanlarının tüketimini % 65 oranında azaltmak mümkündür. 

                   Düşük taze gaz akımı ile iki saatlik anestezi uygulaması sırasında desfluran kullanılacak 

olursa, anestezik ajan tüketimindeki azalma belirgin olacaktır.  İnspiratuvar desfluran 

konsantrasyonu %6 volüm iken 4.4 lt/dk yüksek akımda 161 lt desfluran buharı tüketilir. Minimal 

akımda 33 lt’ye düşer 

(48)

.                            



                    Namikii ve ark.

(49)


, pediyatrik anestezide düşük akımlı anestezi uygulayarak sevofluran 

tüketimini % 86 oranında azaltmışlardır.

 

 

3-Anestezik gaz ikliminde iyileşme: Nemlenmiş ve ısınmış olan ekshale edilen gazın yeniden-



solutulma oranının arttırılması ve aynı zamanda soğuk ve kuru taze gaz oranının düşürülmesi ile 

anestezik gaz iklimi klinik bakımdan önemli düzeyde iyileştirilebilir. 

                     Anestezik gazların uygun şekilde nemlendirilmesi ve ısıtılmasının, silialı epitelin işlevi 

ve mukosilier temizlik üzerindeki önemi büyüktür 

(50)

.         



 

 

31

                    Oda ısısında inspire edilen gazın göreceli nem oranı %50 olduğunda, 10 dakika sonra 



silier hareketlerin durduğu gözlenebilir. Üç saat kuru gazlarla solutma, solunum yolu epitelinde 

morfolojik hasar yapar. İnspire edilen gazın ısısı ve neminin yetersiz olması sekresyonları kurutur, 

mukus retansiyonu yapar. Bronşiyollerde kısmi tıkanıklık ile mikroatelektaziler meydana gelir. 

Trakeabronşiyal iklimdeki iyileşme, solunum yolunda ısı ve sıvı kaybını azaltır. Solutulan gazın ısı 

ve nemlilik yönünden düzelmesi boğaz ağrısının anlamlı olarak azalmasını sağlar  

(41)


.   

                   Anestezik  solutma  sırasında inspire edilen gazın mutlak nemliliğinin 17 ve 35 

mgH

2

O/lt, ısısının da 28 ve 32 °C arasında olması tercih edilmelidir. 



                   Solutulan  gazların iklimi; solutma sisteminin teknik tasarımı, absorbanın büyüklüğü, 

hasta hortumlarının boyu ve ısı iletkenliği, ortam ısısı ve yeniden-solutma oranı ile belirlenir. 

                    Düşük akımlı anestezi esnasında ölçülen ısı değerleri yüksek taze gaz akımı ile 

ölçülenlere göre daha yüksektir 

(50)

.      


 

                    Buijs 

(51)

, karbondioksit absorbanı  çıkısında 36-40 °C gibi yüksek olan solutulan gaz 



ısısının, hasta hortum sisteminin inspiratuvar kolunda oluşan  ısı kaybı ile hızla 20-24 °C’ ye 

düştüğünü göstermiştir. 

                    Bengston 

(52)


, yeniden solutmalı halka sistemi kullanarak 0,5 lt/dk taze gaz akımı ile 30 

dk sonraki gaz ısısını oda ısısının yaklaşık 6,8°C üzerinde 28,5°C olarak ölçmüştür. 

                    Düşük taze gaz akımı kullanılan yeniden solutmalı bir sistemle anestezi 

uygulandığında, nemlilik oranı yüksek taze akımlarına göre önemli düzeyde daha yüksektir. İnspire 

edilen gazların nemliliği temel olarak akımdan etkilenirken; ısısı, iletkenliğe bağlı (convective) ısı 

kaybından, hortum sisteminin fiziksel özelliklerinden etkilenir. 

                    Anestezi altındaki çıplak bir hastada solunum yolu ile ısı kaybı 15 kcal/kg’dır. Toplam 

enerji kaybının % 10’unu teşkil etmektedir 

(53)

.             



 

 

4-Anestezi eğitimine katkısı: Düşük akımlı anestezi tekniklerinin kuramsal temeli ve klinik 

özellikleri bağlamında inhalasyon anestezisine ilişkin bilgilerin daha iyi kavranması gereklidir. 


 

32

Eğitimin erken döneminde bu teknikle ilk deneyimler kazanılırken, hem hastanın hem de makinenin 



daha dikkatli gözlenmesi gerekir. Dikkatli inceleme ile hastaya yönelik riskler azalmaktadır. 

Baum’un görüşüyle, anestezist düşük akım teknikleriyle çalışırken hem hasta, hem de anestezi 

makinesi hakkında daha pek çok bilgi edinmektedir. Anestezi ile ilgili istenmeyen olayların % 4-

11’i araç ve gereçteki işlem bozukluğundan kaynaklanır. % 70-80’i insan kaynaklı yanlışlıklara 

bağlıdır. Komplikasyonlar genellikle araç-gerecin bakımı, test edilme yetersizliği, makine ve 

anestezi yönetimi konusunda bilgi ve deneyim eksikliği ve ayarların yanlış yapılması ile orantılıdır. 

İnhalasyon anestezisi sırasındaki teknik ve fizyolojik süreçlerin daha iyi anlaşılması, hasta 

güvenliğine önemli katkı sağlar 

(54)

.           



 

                      Hasta izlem ve makine işlevleri konusundaki bilgide artma; düşük taze gaz akımları 

ile anestezi uygulaması ve kapalı sistemle anestezinin benimsenmesi, anestezistin hem hastayı, hem 

de anestezi makinesini daha iyi anlamasını sağlar. 

                      Eldeki  teknik  araç-gereç  kapalı sistemle kantitatif anestezi uygulamasına izin 

veriyorsa; oksijen tüketimi, volatil anesteziklerin alınımı ve CO

üretimi kesin bir doğrulukla 



saptanabilir ve sürekli olarak izlenebilir. Böylece, hastanın metabolizma, solunum ve dolaşımı daha 

iyi değerlendirilir. 

 

Düşük akımlı anestezi tekniklerinin riskleri 

 

1.Hipoksi:  Eski anestezi makinelerinde ince iğne valflerin performansı iyi olmadığı için akım 

miktarlarının kesin bir doğrulukla ayarlanamaması, inspire edilen oksijen konsantrasyonunda 

beklenmedik değişikliklere ve hipoksiye neden olabilir. 

                     Ulusal  ve  uluslararası standartların çoğundaki koşullara göre inhalasyon anestezi 

uygulamasında oksijen konsantrasyonunun sürekli izlemi zorunludur. Alt alarm sınırı doğru 

ayarlandığında hasta bakımından düşük akımlı anesteziye özgü risk yoktur. 

 


 

33

2.Hipoventilasyon: Kaçaklar nedeniyle önemli düzeyde kayıp olursa, solutma sistemi içindeki gaz 

hacmi eksilir, solutulan dakika hacmi azalır ve solutma yönteminde değişikliğe yol açar. Bu sebeple 

düşük akımlı anestezi uygulanacaksa önce anestezi makinesi, solutma sistemi ve ventilatöre yönelik 

kaçak testi yapılmalıdır. Avrupa ortak standardında kaçağa bağlı gaz kaybı için izin verilen en 

yüksek miktar 3kPa (30 cmH

2

O ) basınçta 150 mlt/ dk olarak belirlenmiştir. 



                     Taze  gaz  akımını kompanse etme özelliği olmayan konvansiyonel anestezi 

makinelerinde tidal hacmin taze gaz hacmiyle bağlantılı olması önemli bir kusurdur. Kaçaklardan 

olan gaz kaybı, düşük taze akımları kullanıldığında sistem içinde dolasan gaz hacmini daha da 

azaltır; buna bağlı hipoventilasyona ve değişken basınçlı solutmaya yol açabilir. Havayolu 

basınçlarının izlenmesi zorunlu olduğundan erken tespit edilebilir. 

                     Bağlantı ayrılma alarmı tepe basınç değerinin 5 mbar altına ayarlanmalıdır, böylece 

gaz hacmi eksikliğine bağlı bir hipoventilasyonun ortaya çıkması alarmı başlatacaktır. 

                     Düşük taze gaz akımları ile kullanmak için anestezik gaz rezervuarı bulunan anestezi 

makineleri çok daha uygundur. Rezervuar yeterince dolu olduğu sürece belirtilen sorunlar ortaya 

çıkmayacaktır. Kaçağa bağlı gaz kayıplarından kaynaklanan tüm sorunlar anestezi makinelerinin 

uygun şekilde bakımı, hazırlanması ve kullanımı ile en aza indirilebilir. 

 

3.Solutma sistemi içinde karbondioksit birikimi: Düşük taze gaz akımlı anestezi uygulamasında 

karbondioksitin etkili biçimde temizlenmesi çok önemlidir. Çünkü yüksek akımlı anestezinin 

tersine, yeniden solutulan hacim büyük olduğu için absorbanın tükenmesiyle solutma sistemi içinde 

CO

2

 konsantrasyonu önemli derecede yükselir. CO



2

 izleme olanağı varsa, sodalime bütünüyle 

tükenene kadar kullanılmalı ve haftada bir değiştirilmelidir. CO

2

 ölçüm olanağı olmayan anestezi 



makinelerinde çift kanister ya da tek büyük kanister kullanılmalıdır. Sodalime rutin olarak daha kısa 

aralıklarla, en azından tükenme başlangıcını gösteren renk değişikliği oldukça değiştirilmelidir. 

 

4.Kazayla havayolu basıncı artışı: Gaz rezervuarı olmayan ve körüğün ekspiratuvar dolusu etkin 


 

34

şekilde desteklenen bazı eski tip anestezi ventilatörlerinde gaz sızdırmazlığını arttırabilmek için taze 



gaz akımı düşürüleceği zaman PEEP uygulaması önerilmiştir. Tıkanıklık alarmının doğru 

ayarlanması durumunda ve daha eski ventilatörlerdeki PEEP ayarının her koşulda en yüksek 15 

mbar ile sınırlı olması nedeniyle, hastanın yaşamını tehdit eden bir sorun olmayacaktır. 

Barotravmayı önlemek için bir başka güvenlik özelliği de solutma sistemi içinde ayarlanan pozitif 

basınç değerine ulaşıldığı zaman otomatik olarak açılan ve havayolu basıncını  sınırlayan APL 

valfidir. 

 


Yüklə 389,42 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin