adeta ödüllendirilmiştir. Diğer yandan bütün bunların yanı sıra, Azerbaycan
ABD Kongresinin 907 no’lu yaptırım kararı çıkartılmıştır. Bu nedenle Azer-
baycan’a verilen yardım sadece sembolik bir rakam olarak kalmıştır. Bu
Özkul, Vermez,
Dağlık Karabağ Göçmenlerinin Sosyo-Ekonomik Sorunları
163
kararın Ermeni lobisinin diplomatik ve politik etkisi ile alındığı genel kabul
gören bir görüştür. Bu karar ile Azerbaycan adeta cezalandırılmıştır. Diğer
taraftan uluslararası kurumlardan ve ülkelerden alınan yardımların bir kısmı-
nın göçmenlere ulaşmadığı ve pazarlarda satıldığı, paylaşımın adil yapılma-
dığı, bazı yerel yöneticilerin göçmen nüfusunu bilerek fazla gösterip aradaki
farkı kendisinin aldığı gibi iddialar Azerbaycan’ın gündeminden hiç eksik
olmamaktadır. Hatta bu konuda çeşitli suçlamalarla bazı yöneticilerin mah-
kûmiyet aldıkları da bilinmektedir (Oğan 2001: 450).
Ayrıca son yıllarda faaliyetlerini gözle görünür bir şekilde artıran “güya yar-
dım teşkilatı” misyoner teşkilatları (Krişnacılar, Yahova şahitleri, Hristiyanlar,
Vehhabiler vb.) Azerbaycan'da yoğun bir şekilde çalışmaktadırlar. Göçmen-
lerin özellikle gençlerin din değiştirmeleri için içinde bulundukları zor şartları
ve zaaflarını son derece iyi tespit ederek kullanan bu teşkilatlar, çoğu zaman
başarılı da olmaktadırlar. Ümitsiz olan gençler kolaylıkla bu misyonerlerin
etkisi altında kalmaktadırlar. Misyonerler gençlerin millî bilinç ve kimlikten
yoksun olarak yetişmeleri için propaganda yapmaktadırlar.
Maddî yönden çok güçlü olan ve zengin kaynaklara sahip bu teşkilatların
faaliyetleri devlet tarafından gereği gibi kontrol edilememektedir. Bazı gruplar
ise yardım teşkilatı adıyla ülkeye girmekte ve kendi fikirlerini gençlere aşıla-
maktadır. Bu teşkilatlar halka açık ayinler yaparak her geçen gün katılımı
artırmaktadırlar. Gençlere problemlerini ancak kendilerinin çözeceklerini
söyleyen ve çok parlak bir gelecek vaat eden misyoner teşkilatları kontrol
altına alınmazsa yakın gelecekte millet ve devlet hayatında bu problemin
büyüyerek daha farklı bir boyut kazanması mümkündür (Yeşilot 2006: 90).
Diğer yandan Azerbaycan ile tarihi ve kültürel bağları nedeniyle, güçlü ilişki-
leri olan Türkiye’nin ilgisi çok önemli bir yere sahiptir. Bu doğrultuda yıllardır
bölgeye Türk Devleti olarak hiç de azımsanmayacak yardımlar yapılmıştır.
Bilhassa Azeri gençlerinin Türkiye’deki üniversitelerde eğitim almaları sağ-
lanmış; çadır, giyecek, yiyecek vb. lojistik destek verilmiştir.
Özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri oluşturu-
lurken başta eğitim desteği olmak üzere yaptığı faaliyetler çok önemlidir.
Azerbaycan’daki göçmenlerin durumunun daha da kötüleşmemesi için gerek
Türkiye’de ve Türk Cumhuriyetlerinde, gerekse Batılı ülkelerde gündeme
getirilmesi ve yardımların azalmadan devam etmesi beklenmektedir. Özellikle
doğrudan yardımlarla yetinilmemesi ve dünya kamuoyunun ve sivil toplum
örgütlerinin doğru bir şekilde bilgilendirilmesi, en önemli ve köklü beklenti-
lerdir. Bunların dışında neler yapılması gerekir? Aşağıdaki sonuç niteliğindeki
bölümde bu konu ele alınacaktır.