Issn 1300 9745 ege pediatri BÜlteni ediTÖR



Yüklə 1,01 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə6/9
tarix11.01.2017
ölçüsü1,01 Mb.
#5095
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Yazışma Adresi: 

Uzm. Dr. Levent MİDYAT 

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi  

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 

Bornova, İzmir 

Tel 


: 0232 390 10 01 

E-posta   :  levent.midyat@ege.edu.tr 

 


 

 

 



33 

K

LİNİK 



Ç

ALIŞMA


 

EGE PEDİATRİ BÜLTENİ 2009, 16 (1): 33-44

 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

ÖZET 

u araştırma, çocuklarda kemoterapi tedavisine bağlı ortaya çıkan semptomlar ve ebeveynlerin semptom kontrolüne yönelik 

uygulamalarını belirlemek amacı ile kesitsel ve tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmaya, Şubat 2008-2009 tarihleri arasında 

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve 

Araştırma Hastanesi ve İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Pediatrik Onkoloji Kliniklerinde kemoterapi alan 93 çocuk ve 

ebeveyni alınmıştır. Veri toplama aracı olarak bilgi formu, Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeği (10-18 yaş) ve Ebeveyn 

Memorial Semptom Değerlendirme ve Uygulama Formu kullanılmıştır. Araştırmaya alınan çocukların %50.5’inin solid tümör tanısı 

ile izlendiği, %64.5’inin hastalığını bildiği belirlenmiştir. Çocukların %21.5’inin tedavilerinin 2. ve 3. ayında, %19.4’ünün 4. ayında, 

%18.4’ünün 5. ayında ve %19.4’ünün 6. ayında olduğu belirlenmiştir. Kanserli çocuklarda en çok prevalansa sahip semptomlar saç 

dökülmesi, iştahsızlık, sinirli olma, bulantı ve halsizlik; ebeveynlerin çocuklarında en sık gözlemlediği semptomlar ise saç dökülmesi, 

iştahsızlık, sinirli olma, üzgün olma, bulantı, halsizliktir. Ebeveynlerin semptom kontrolüne yönelik farklı oranlarda uygulama 

yaptıkları belirlenmiştir. Çocukların ortalama semptom deneyimleme sayılarının 9.55±3.45 olduğu ve ayaktan kemoterapi alan 

çocukların daha az sayıda semptom deneyimlediği ve bu farkın istatistiksel olarak anlamlı bulunduğu belirlenmiştir (p=0.005). Sonuç 

olarak kanserli çocukların saç dökülmesi, iştahsızlık, sinirli olma, bulantı ve halsizlik semptomlarını yüksek oranda deneyimledikleri 

ve ebeveynlerin semptom kontrolünde doğru uygulamalar yaptıkları bulunmuştur. 

Anahtar Sözcükler: Kanser, çocuk, semptom 

SUMMARY 

he research was a cross-sectional and descriptive study which was aimed to determine those symptoms that emerge due to the 

children treated of chemotheraphy and their parental applications towards the smyptom management. Total 93 children and 

their parents who had  received chemotherapy in the pediatric oncology clinics at Ege University Faculty of Medicine, 9 Eylül 

University Faculty of Medicine, Behçet Uz Children’s State Hospital, and Izmir Tepecik State Hospital were taken into the study 

between February 2008 and February 2009. A survey form, Memorial Symptom Assessment Scale (10-18 age) and Parents 

Memorial Symptom Assessment and Implementation Form were used for data collection. Among the participants 50.5% had solid 

tumor whereas 64.5% of the children were aware of their illnesses. 21.5% of the patients started taking chemotherapy within the first 

2-3 months after diagnosis, 19.4% started within 4th month, 18.4% started within 5th month, and 19.4% of the children took 

chemotherapy within the 6th month. The most common symptoms in children with cancer were alopecia, anorexia, nervousness, 

nausea and lack of energy. On the other hand, the most common symptoms that the parents observed in their children were 

reported to be as alopecia, anorexia, nervousness, sadness, nausea, and lack of energy. Parents of children with cancer make 

different rates of applications towards to symptoms management was determined. The mean of symptom experienced by children 

was found to be 9.55±3.45, and it was noted that children taking chemotherapy at outpatient setting had less symptom experience 

(p=0.005). In conclusion, the high rate symptoms of children with cancer were alopecia, anorexia, nervousness, nausea and lack of 

energy, and  their parents’ make the right applications to the symptom management were founded. 

Key Words: Children, cancer, symptom 

Geliş tarihi: 12.08.2009

 

                         Kabul tarihi: 10.09.2009 



   

   


   

   


   

   


   

   


   

   


   

   




T 

KEMOTERAPİ ALAN ÇOCUKLARIN YAŞADIKLARI 

SEMPTOMLAR VE EBEVEYNLERİNİN SEMPTOM 

KONTROLÜNE YÖNELİK UYGULAMALARI 

 

 

Symptoms Experienced by Children Who Received 



Chemotherapy and Parental Applications Towards 

Symptom Management 

 

Fatma TAŞ 



Zümrüt BAŞBAKKAL 

 

Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 



Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği 

Anabilim Dalı, İzmir 

 


Taş ve Başbakkal  

 

 

34 



  

GİRİŞ  


Kanser, sadece çocuğu değil tüm aile üyelerinin 

fiziksel, psikolojik ve sosyal dengesini bozan 

majör değişikliklere neden olan bir hastalıktır 

(1). Gelişen tedavi yöntemleri sonucu, karmaşık 

kemoterapi protokolleri evde veya ayaktan 

kemoterapi  şeklinde, taburcu edilmiş hastalara 

da uygulanabilmektedir. Kanserli hastaya evde 

bakım verme, tüm aile üyelerinin hastalık süre-

cinde yer almalarına ve günlük rutinlerinin 

bozulmasına neden olmaktadır. Aile üyelerinde 

rol kaybı ya da rol değişiklikleri sonucu ailenin 

dengesi bozulabilmektedir (2-5). Çocuğa bakım 

veren ebeveynin, çocuğun karmaşık kanser 

tedavisi ile ilgili ayrıntıları ve potansiyel olarak 

yaşamı tehdit eden yan etkilere karşı evde nasıl 

uygulamalar yapması gerektiğini bilmelidir. 

Bilgi edinme süreci hastalık durumu üzerinde 

bir kontrol unsuru sağlar. Bilgi sağlama, hem-

şirelikteki bakımın en önemli parçasıdır. Tedavi 

konusundaki karar alma sürecinde aktif bir rol 

üstlenen ebeveyn daha fazla bilgiye gereksinim 

duyar (2,6). Bilgi gereksinimi, öncelikle çocuğun 

hastalığı, hastalığın süresi ve gelişimi ve tedavi 

şekilleri konularında iken tedavi devam ettikçe, 

semptom kontrolü ve psikolojik kaygılar gibi 

konulara kaymaktadır (6).  

Kanserli hastalar hastalık sürecinden kaynakla-

nan semptomlar kadar kemoterapinin yan etki-

leri nedeni ile ağrı, anoreksiya, kaşeksi, tat 

değişiklikleri, alopesi, bulantı, kusma, mukozit, 

yorgunluk, dispne, depresyon, anksiyete gibi 

fiziksel ve emosyonel semptomları yoğun bir 

şekilde yaşamaktadırlar (6). Kanserli hastaya 

verilen bakımda semptomların azaltılması veya 

yok edilmesi esas alınmaktadır. Bu süreçte, 

hasta çocuğun ebeveyninin de semptom belirle-

me ve kontrolünde yer alması beklenir. Ebe-

veynlerin semptomların kontrolünde hangi 

uygulamaları yaptıkları ve semptom kontro-

lünde kullandığı girişimlerin belirlenmesine ge-

reksinim vardır (7). Öte yandan ebeveyn uygu-

lamaları gerçeğe yakın olmamakta veya zararlı 

uygulamaları içerebilmektedir. Literatürde ebe-

veynlerin semptom kontrolüne yönelik girişim-

leri konusunda yeterli çalışma ve yayın bulun-

mamaktadır (2,8). Ebeveynlerin semptom kontro-

lünde en sık görülen semptomlara (bulantı, 

kusmayı, yorgunluk) yönelik girişimlerin yer 

aldığı çalışmalar sınırlıdır (9-12). Kelly ve ark.’nın 

çalışmasında, ailelerin çocuklarında kansere 

bağlı ortaya çıkan semptomlar konusunda ken-

dilerini yeterli hissetmediklerini belirtmiş ve 

hemşirelerin öncelikle bu konu hakkında bilgi 

verdikleri belirlenmiştir (13). Ebeveynlerin, ço-

cuklarda kemoterapiye bağlı ortaya çıkan yan 

etkilerin kontrolünde, bakım gereksinimlerinde 

kendi sorumluluklarını alabilmeleri, tedavi süre-

since verilecek kararlara katılabilmeleri ile 

semptom kontrolünün sağlanabileceği, hasta-

lığa ve tedaviye uyumlarının artırılabileceği dü-

şünülmektedir. 

Bu araştırma kemoterapi tedavisi alan çocuk-

ların deneyimledikleri semptomlar ve ebeveyn-

lerin semptom kontrolüne yönelik uygulama-

larını belirlemek amacı ile kesitsel ve tanımlayıcı 

olarak yapılmıştır. 

GEREÇ VE YÖNTEM 

Araştırmaya, Şubat 2008 ve Şubat 2009 tarihleri 

arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik 

Onkoloji Kliniği ve Polikliniği (EÜTF), Dokuz 

Eylül Üniversitesi Pediatrik Onkoloji Kliniği ve 

Polikliniği  (DEÜTF),  S.B.  Dr.  Behçet  Uz  Çocuk 

Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma 

Hastanesi Onkoloji Kliniği (BUÇH), S.B. İzmir 

Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Pediatrik 

Onkoloji Kliniği’nde (TEAH) kemoterapi alan 

çocuklar ve ebeveynleri alınmıştır. Araştırmanın 

örneklemini, 10-18 yaş grubu kanser tanısı alan, 

kemoterapi tedavisi başlangıcından itibaren bir 

ay geçen ve tedavinin ilk 6 ay içinde olan 93 

çocuk ve ebeveynleri oluşturmuştur. Araştır-

maya alınan kanserli çocukların %51.6’sının 13-

15 yaş grubunda, yaş ortalamasının 14.01±2.06 

ve çocukların %41.9’unun kız (39), %58.1’nin 

erkek (54) olduğu belirlenmiştir. Çocukların 

%50.5’inin solid tümör tanısı ile izlendiği 

görülmüştür (Tablo I). 


Kemoterapi Alan Çocukların Yaşadıkları Semptomlar ve Ebeveynlerinin Semptom Kontrolüne Yönelik Uygulamaları

 

  



 

 

 



35 

Tablo I.  Kanserli çocukların sosyo-demografik ve hastalık 

özelliklerine ilişkin dağılımı (n=93) 

Tanıtıcı özellikler 



Yaş 



          10-12 

          13-15 

          16-18 

 

21 



48 

24 


 

22.6 


51.6 

25.8 


Cinsiyet 

          Kız 

          Erkek  

 

39 



54 

 

41.9 



58.1 

Çocuğa bakım veren ebeveyn 

          Anne 

          Diğer  

 

73 


20 

 

78.5 



21.5 

Gelir düzeyi 

          Orta 

          Düşük 

 

21 


72 

 

22.6 



77.4 

Sosyal güvence 

          SGK 

          Yeşil kart 

 

64 


29 

 

68.8 



31.2 

Tanı grupları 

          Lösemi ve Lenfoma 

          Solid tümörler 

 

46 


47 

 

49.5 



50.5 

Hastalığını bilme durumu 

          Bilmiyor           

          Biliyor  

 

33 


60 

 

35.5 



64.5 

Port veya Hickman kateter varlığı 

          Hayır  

       


          Evet  

 

46 



47 

 

49.5 



50.5 

Kemoterapi alma şekli 

          Ayaktan 

          Yatarak 

 

17 


76 

 

18.3 



81.7 

Cerrahi tedavi alma 

          Hayır 

          Evet 

 

69 


24 

 

74.2 



25.8 

Radyoterapi alma 

          Hayır  

       


          Evet  

 

77 



16 

 

82.8 



17.2 

Evre veya risk grupları 

          Evre veya risk grubu yüksek hastalar  

          Evre veya risk grubu düşük hastalar 

          Evre veya risk grubu belirsiz hastalar 

 

47 



34 

12 


 

50.5 


36.6 

12.9 


Rölaps durumu 

          Hayır 

          Evet  

 

75 



18 

 

80.6 



19.4 

 

Veri toplama aracı olarak, konuya ilişkin literatür 



bilgilerine dayanarak araştırmacılar tarafından 

hazırlanan 28 sorudan oluşan bilgi formu, 

Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeği 

(MSDÖ) (10-18 yaş) ve Ebeveyn Memorial 

Semptom Değerlendirme ve Uygulama Formu 

kullanılmıştır (4, 14). Memorial Semptom Değer-

lendirme Ölçeğinin geçerlilik ve güvenilirlik 

çalışması Collins ve ark. tarafından ölçeğin Türkçe 

geçerlilik ve güvenirliği Atay ve ark. tarafından 

yapılmıştır (14, 15). Memorial Semptom Değer-

lendirme Ölçeği 30 maddeden oluşan bir ölçek-

tir. Ölçekte semptom deneyimleme durumları, 

“evet” ve “hayır”  şeklinde değerlendirilmiştir 

(15). Ebeveyn Memorial Semptom Değerlen-

dirme ve Uygulama Formu ise ebeveynlerin, 

Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeğinde 

yer alan 30 semptomdan çocuklarında algı ve 

gözlemleri ile belirlemiş oldukları semptomlar 

ve bu 30 semptom kontrolüne yönelik ebe-

veynlerin çözüm yöntem ve uygulamalarından 

oluşmuştur. Ebeveynlerin semptom kontrolüne 

yönelik uygulamaları açık uçlu bir şekilde 

kaydedilmiş ve gruplandırılmıştır. Veri toplama 

araçları, 10-18 yaş grubu kanserli çocuk ve 

ebeveynlerine, kemoterapi ilacı aldıktan sonra 

15 gün içinde araştırmacı tarafından yüzyüze 

görüşme tekniği kullanılarak uygulanmıştır. 

Araştırmada kemoterapi tedavisi sonrası 15 gün 

içinde kanserli çocukların deneyimlediği semptom-

lar, ebeveynlerinin çocuklarında gözlemledikleri 

semptomlar ve ebeveynlerin semptom kontro-

lüne yönelik uygulamalarına yer verilmiştir. 

Verilerin analizleri SPSS 16.0 paket progra-

mında sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, t 

testi ve ANOVA ile değerlendirilmiştir.  

Araştırmanın uygulanabilmesi için, Ege Üniver-

sitesi Hemşirelik Yüksekokulu Bilimsel Etik 

Kurulundan ve ilgili hastanelerden yazılı izinler 

alınmıştır. Araştırmaya katılan çocuk ve ebe-

veynlere araştırma hakkında bilgi verilerek yazılı 

onamları alınmıştır.  

BULGULAR  

Araştırmaya alınan çocukların bakımından 

%78.5’inin annelerinin sorumlu olduğu, aile 

gelirinin %77.4’ünde düşük olduğu bulunmuş-


Taş ve Başbakkal  

 

 

36 



tur. Çocukların %64.5’inin hastalığını bildiği ve 

%50.5’inde port veya Hickman kateteri bulun-

duğu belirlenmiştir. Çocukların %81.7’sinin ya-

tarak kemoterapi aldığı, %25.8’ine cerrahi te-

davi uygulandığı, %17.2’sinin radyoterapi aldığı,  

%50.5’inin evre veya risk grubu yüksek hastalar 

olduğu ve %19.4’ünde rölaps görüldüğü saptan-

mıştır (Tablo I). Araştırmaya alınan kanserli ço-

cukların %42.5’inin EÜTF’nden, %23.7’sinin 

DEÜTF’nden, %19.4’ünün BUÇH’inden ve 

%11.7’sinin TEAH’inden tedavi ve bakım almak-

ta idiler. Kanserli çocuklar %21.5’inin kemote-

rapi tedavisinin 2. ve 3. ayında, %19.4’ünün 4. 

ayında, %18.4’ünün 5. ayında ve %19.4’ünün 

6.ayında çalışmaya alınmıştır. Kemoterapi teda-

visi ile birlikte çocukların, %80.6’sının ağız ba-

kımı, %93.5’inin antiemetik, %45.2’sinin profi-

laktik antibiyotik, %3.2’sinin analjezik ve %12.9’u-

nun antidepresan kullandığı saptanmıştır. Araş-

tırmada çocuklarına bakım veren ebeveynlerin 

%90.3’ünün kemoterapi ilaçlarının yan etkileri 

konusunda eğitim aldıkları belirlenmiştir. 

Kanserli çocukların kemoterapi tedavisi sonrası 

15 gün içinde en yüksek prevalansı gösteren 

semptomlar, %94.6 saç dökülmesi, %78.5 

iştahsızlık, %77.4 sinirli olma, %72 bulantı ve 

%71 halsizlik olduğu belirlenmiştir. Kanserli 

çocukların ebeveynleri tarafından çocuklarında 

kemoterapi tedavisi sonrası 15 gün içinde, 

%93.5 saç dökülmesi, %77.4 iştahsızlık ve sinirli 

olma, %74.2 üzgün olma, %68.8 bulantı ve 

%64.5 halsizlik semptomlarını gözlemledikleri 

belirlenmiştir (Tablo II).  

Ebeveynlerin çocuklarında en sık gözlemlediği 

semptomlara yönelik uygulamalar arasında; saç 

dökülmesine yönelik %65.5’inin şapka, bere ve 

peruk takmasını sağladığı, iştahsızlık sempto-

muna yönelik %84.7’sinin çocuğun sevdiği 

yemekleri yaptığı ve sinirli olma semptomuna 

yönelik %79.2’sinin çocuk ile bu konuda konuş-

tuğu belirlenmiştir. Ebeveynler üzgün olma 

semptomuna yönelik %56.5’inin çocuğuyla 

konuştuğu ve %17.4’ünün dikkati başka yöne 

çektiği, bulantıya yönelik %70.3’ünün anti-

emetik verdiği, %9.4’ünün ağız bakımı yaptığı 

ve %3.1’nin beslenmesini ayarladığı saptan-

mıştır. Halsizlik semptomuna yönelik ebeveynle-

rin %41.7’sinin çocuğunun dinlenmesini sağla-

dığı, %10’nun sıvı ve besin takviyesi yaptığı ve 

%5’nin masaj uyguladığı saptanmıştır. Kusma 

semptomunda, ebeveynlerin %60’nın antiemetik 

verdiği ve %25.5’nin ağız bakımı yaptığı belir-

lenmiştir. Endişeli hissetme semptomunda ebe-

veynlerin %71.8’nin çocukla konuşmaya çalıştığı 

ve ağrı semptomunda, %50’sinin analjezik ver-

diği ve %15.8’inin masaj yaptığı bulunmuştur 

(Tablo III). 

Kanserli çocukların %20 prevalans üzerinde 

olan semptom deneyimleme ortalamaları ince-

lendiğinde, (saç dökülmesi, iştahsızlık, bulantı, 

halsizlik, kusma, ağız tadında değişme, kilo 

kaybı, ağız yarası, ağız kuruluğu, el ve ayaklarda 

karıncalanma, kabızlık, terleme, deri değişiklik-

leri, sinirli olma, üzgün olma, kendine yaban-

cılaşma, ağrı, endişeli hissetme, uykulu hisset-

me, huzursuzluk), 20 semptomdan ortalama 

semptom deneyimleme sayısı 9.55±3.45 olarak 

belirlenmiştir. Araştırmada semptom deneyim-

leme ortalamalarının demografik özelliklerine 

göre (yaş, cinsiyet) farklılaştığı ancak istatistiksel 

olarak anlamlı bir fark olmadığı belirlenmiştir 

(p=0.648, p=0.271) (Tablo IV). Araştırmada 

semptom deneyimleme ortalamaları ile tanı, 

hastalığını bilme durumu, kateter varlığı, ağız 

bakımı, antidepresan ve profilaktik antibiyotik 

kullanımı, kemoterapi (KT) başlama süresi, 

rölaps durumu, cerrahi tedavi ve radyoterapi 

alma durumu ve evre ve risk grupları arasında 

istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı belir-

lenmiştir (p>0.05) (Tablo IV). Araştırmada, 

ayaktan kemoterapi alan çocukların semptom 

deneyimleme ortalaması 7.47±3.08, yatarak 

kemoterapi alan çocukların semptom ortala-

ması 10.02±3.37 olarak saptanmıştır. Ayaktan 

kemoterapi alan çocukların daha az sayıda 

semptom deneyimlediği ve kemoterapi alma 

şekli ile semptom deneyimleme ortalamaları 

arasında, istatistiksel olarak anlamlı bir fark 

olduğu belirlenmiştir (t=-2.862, p=0.005) 

(Tablo IV). 



Kemoterapi Alan Çocukların Yaşadıkları Semptomlar ve Ebeveynlerinin Semptom Kontrolüne Yönelik Uygulamaları

 

  



 

 

 



37 

 

Tablo II.  Kanserli çocukların kemoterapi sonrası deneyimledikleri semptomların prevalansı (n=93) 



 

 KT 


sonrası son 15 gün içinde 

 

 



Kanserli çocuklara göre 

Ebeveynlerine göre 

Evet Hayır Evet  Hayır 

 

Semptom 



n  %  n % n %  n  % 

1 Saç 


dökülmesi 

88 94.6   5 

  5.4 

87 


93.5 

6.5 



İştahsızlık 

73 78.5 20 21.5 

72 77.4 21 22.6 

3 Sinirli 

olma 


72 77.4 21 22.6 

72 77.4 21 22.6 

4 Bulantı  

67 72.0 26 28.0 

64 68.8 29 31.2 

5 Halsizlik 

66 71.0 27 29.0 

60 64.5 33 35.5 

6 Kusma 

59 63.4 34 36.6 

55 59.1 38 40.9 

7 Üzgün 


olma 

58 62.4 35 37.6 

69 74.2 24 25.8 

8 Ağız tadında değişme 

44 47.3 49 52.7 

35 37.6 58 62.4 

9 Kendine 

yabancılaşma 

42 45.2 51 54.8 25 26.9  68 73.1 

10 Ağrı 


37 39.8 56 60.2 

38 40.9 55 59.1 

11 Endişeli hissetme 

37 39.8 56 60.2 

39 41.9 54 58.1 

12 Uykulu 

hissetme 

34 36.6 59 63.4 

21 22.6 72 77.4 

13 Kilo 


kaybı 

32 34.4 61 65.6 

27 29.0 66 71.0 

14 Huzursuzluk 

28 30.1 65 69.9 

33 35.5 60 64.5 

15 Ağız yarası 

28 30.1 65 69.9 

26 28.0 67 72.0 

16 Ağız kuruluğu 

27 29.0 66 71.0 

19 20.4 74 79.6 

17 

El ve ayakta karıncalanma 



27 29.0 66 71.0 

18 19.4 75 80.6 

18 Kabızlık 

26 28.0 67 72.0 

26 28.0 67 72.0 

19 Terleme 

24 25.8 69 74.2 

25 26.9 68 73.1 

20 Deri 

değişiklikleri 

23 24.7 70 75.3 

13 14.0 80 86.0 

21 Baş 

dönmesi 


18 19.4 75 80.6 

13 14.0 80 86.0 

22 Yutma 

güçlüğü 


 

18 19.4 75 80.6 

14 15.1 79 84.9 

23 


Uyumakta 

güçlük 


16 17.2 77 82.8 

13 14.0 80 86.0 

24 

Öksürük 


14 15.1 79 84.9 

12 12.9 81 87.1 

25 

Dikkati 


toplamada 

güçlük 


10 10.8 83 89.2 

7  7.5  86 92.5 

26 Nefes 

darlığı 


10 10.8 83 89.2 

6  6.5  87 93.5 

27 

İshal 


10 10.8 83 89.2 

6  6.5  87 93.5 

28 Kaşıntı 

  9 


  9.7 

84 


90.3 

8.6 



85 

91.4 


29 

İdrar yapma sorunları 

  7 

  7.5 


86 

92.5 


4.3 


89 

95.7 


30 El 

ve 


ayakta 

şişme 


  4 

  4.3 


89 

95.7 


2.2 


91 

97.8 


 

Taş ve Başbakkal  

 

 

38 



 

Tablo III. Ebeveynlerin semptom kontrolüne yönelik uygulamalarının dağılımı. 

Semptom 

yok 


Semptom var 

Yapılan uygulamalar 

 

Semptom 


n % n %  n 



Saç dökülmesi 

  6 


6.5 

87 


93.5 

Bir şey yapamadı 

Şapka, bere, peruk  

30 


57 

34.5 


65.5 

İştahsızlık 



21 22.6 

72 77.4 


Bir şey yapamadı 

Sevdiği yemekleri yapma  

11 

61 


15.3 

84.7 


3  Sinirli 

olma 


21 22.6 

72 77.4 


Bir şey yapamadı 

Konuşmak 

15 

57 


20.8 

79.2 


4  Üzgün 

olma 


24 25.8 

69 74.2 


Bir şey yapamadı 

Konuşmak 

Dikkatini başka yöne çekme 

18 


39 

12 


26.1 

56.5 


17.4 

5 Bulantı 

29 31.2 

64 68.8 


Bir şey yapamadı 

Antiemetik  

Ağız bakımı  

Beslenmesini ayarlama 

11 

45 


17.2 



70.3 

9.4 


3.1 

6  Halsizlik 

33 35.5 

60 64.5 


Bir şey yapamadı 

Dinlenmesini sağlama 

Sıvı ve besin takviyesi 

Masaj  


26 

25 


43.3 



41.7 

10.0 


5.0 

7  Kusma 

38 40.9 

55 59.1 


Bir şey yapamadı 

Antiemetik  

Ağız bakımı  

33 



14 

14.5 


60.0 

25.5 


8 Endişeli 

hissetme 

54 58.1 

39 41.9 


Bir şey yapamadı 

Konuşmak  

11 

28 


28.2 

71.8 


9 Ağrı 

55 59.1 


38 40.9 

Bir şey yapamadı 

Analjezi 

Masaj 


13 

19 


34.2 


50.0 

15.8 


10 Ağız tadında değişme  58 62.4 

35 37.6 


Bir 

şey yapamadı  

35 

100.0 


11 Huzursuzluk 

60 64.5 


33 35.5 

Bir şey yapamadı 

Konuşmak  

16 


17 

48.5 


51.5 

12 Kilo 


kaybı 

66 71.0 


27 29.0 

Bir şey yapamadı 

Fazla besin verme  

20 


74.1 


25.9 

13 Ağız yarası 

67 72.0 

26 28.0 


Ağız bakımı 

Ağız bakımı+yumuşak besinler  

15 

11 


57.7 

42.3 


14 Kabızlık 

67 72.0 


26 28.0 

Bir şey yapamadı 

İlaç uygulama 

Kuru sıcak uygulama  

17 


19.2 


65.4 

15.4 


15 Kendine 

yabancılaşma  68 73.1 

25 26.9 

Bir şey yapamadı 

Konuşmak  

16 


64.0 


36.0 

16 Terleme 

68 73.1 

25 26.9 


Bir şey yapamadı 

Kıyafetlerini değiştirme  

24 


4.0 

96.0 


17 Uykulu 

hissetme 

72 77.4 

21 22.6 


Bir şey yapamadı 

Dinlenmesini sağlama  

13 


38.1 

61.9 


18 Ağız kuruluğu 

74 79.6 


19 20.4 

Bir şey yapamadı 

Su verme 

Ağız bakımı 

13 


21.1 


68.4 

10.5 


19 

El ve ayakta karıncalanma 

75 80.6 

18 19.4 


Bir şey yapamadı 

Masaj  


12 


33.3 

66.7 


20 Yutma 

güçlüğü 


79 84.9 

14 15.1 


Bir şey yapamadı 

Yumuşak besinler 

Ağız bakımı  



14.3 


64.3 

21.4 


21 Deri 

değişiklikleri 

80 86.0 

13 14.0 


Bir şey yapamadı 

Nemlendirici krem 



38.5 



61.5 

22 Uyumakta 

güçlük 

80 86.0 


13 14.0 

Bir şey yapamadı 

İlaç verme 

Masal anlatma  

10 





76.9 

15.4 


7.7 

23 Baş 


dönmesi 

80 86.0 


13 14.0 

Bir şey yapamadı 

Dinlenmesini sağlama  



53.8 

46.2 


24 Öksürük 

81 87.1 


12 12.9 

Bir 


şey yapamadı  

12 


100.0 

25 Kaşıntı 

85 

91.4 


  8 

  8.6 


Bir şey yapamadı 

Nemlendirici krem 



62.5 



37.5 

26 


Dikkati toplamada güçlük 

86 


92.5 

 7 


 7.5 

Bir şey yapamadı  

100.0 


27 Nefes 

darlığı 


87 

93.5 


 6 

 6.5 


Bir şey yapamadı 

Pozisyon verme  



50.0 



50.0 

28 


İshal 

87 


93.5 

 6 


 6.5 

Bir şey yapamadı  

Bol sıvı verme 



16.7 

83.3 


29 

İdrar yapma sorunları 

89 

95.7 


 4 

  4.3 


Bir şey yapamadı  

Bol sıvı verme 



75.0 



25.0 

30 


El ve ayakta şişme 

91 


97.8 

 2 


  2.2 

Bir şey yapamadı  

  2 

100.0 


Kemoterapi Alan Çocukların Yaşadıkları Semptomlar ve Ebeveynlerinin Semptom Kontrolüne Yönelik Uygulamaları

 

  



 

 

 



39 

 

Tablo IV. Kanserli çocukların demografik ve hastalık özelliklerine göre deneyimlenen  semptomların dağılımı (n=93) 



Özellikler n 

SS 





Yaş 

10-12 


13-15 

16-18 


 

21 


48 

24 


 

9.14 


9.47 

10.08 


 

3.49 


3.34 

3.71 


 0.436 

0.648 


Cinsiyet 

Kız 


Erkek 

 

39 



54 

 

10.02 



9.22 

 

3.64 



3.30 

1.108  0.271 

Tanı grupları 

Lösemi-Lenfoma 

Solid tümör

 

 



46 

47 


 

9.39 


9.72 

 

3.62 



3.30 

-0.461   0.646 

Hastalığını bilme durumu 

Bilmiyor 

Biliyor 

 

33 



60 

 

8.96 



9.88 

 

3.19 



3.57 

 

-1.223 



 0.224 

Port veya Hickman kateter varlığı 

Hayır 

Evet 


 

46 


47 

 

9.32 



9.78 

 

3.63 



3.28 

-0.641   0.523 

Ağız bakımı 

Hayır 


Evet 

 

18 



75 

 

10.72 



9.28 

 

3.44 



3.42 

1.597  0.122 

Antibiyotik  profilaksisi 

Hayır 


Evet 

 

51 



42 

 

9.37 



9.78 

 

3.25 



3.71 

-0.572  0. 

569 

Antidepresan kullanımı 



Hayır 

Evet 


 

81 


12 

 

9.53 



9.75 

 

3.47 



3.49 

-0.203   0.842 

İlk KT başlama süresi 

2 ay 


3 ay 

4 ay 


5 ay 

6 ay 


 

20 


20 

18 


17 

18 


 

8.35 


9.35 

10.00 


9.52 

10.72 


 

3.68 


3.13 

3.27 


3.06 

3.93 


 

 

1.225 



 

0.306 


Kemoterapi alma şekli 

Ayaktan 


Yatarak 

 

17 



76 

 

7.47 



10.02 

 

3.08 



3.37 

-2.862   0.005 

Cerrahi tedavi alma 

Hayır 


Evet 

 

69 



24 

 

9.71 



9.12 

 

3.51 



3.31 

0.13  0.478 

Radyoterapi alma 

Hayır 


Evet 

 

77 



16 

 

9.80 



8.37 

 

3.56 



2.65 

1.517  0.133 

Evre veya risk grupları 

Evre veya risk grubu yüksek hastalar 

Evre veya risk grubu düşük hastalar 

Evre veya risk grubu belirsiz hastalar 

 

47 


34 

12 


 

9.42 


9.64 

9.83 


 

3.65 


3.34 

3.21 


 0.082 

0.921 


Rölaps durumu 

Hayır 


Evet 

 

75 



18 

 

9.50 



9.77 

 

3.33 



4.00 

-0.297   0.767 



Taş ve Başbakkal  

 

 

40 



TARTIŞMA 

Araştırmamızda kanserli çocukların %64.5’inin 

hastalığını bildiği (tanı) belirlenmiştir. Esenay’ın 

12-18 yaş arası kanserli ergenlerde yaptığı 

araştırmada da ergenlerin %67.1’inin tanısını 

bildiği belirlenmiştir (16). Araştırma grubunun 

10-18 yaş arası çocuk ve ergenlerden oluşması, 

kanser tanısını bilme ve tanı hakkında bilgilen-

dirme gereksinimlerinin olabileceğini düşündür-

müştür. Ancak klinik gözlem ve deneyimlerimize 

göre, özellikle 12 yaş ve altı çocuklarda ailelerin, 

çocuğun hastalık tanısını bilmesini istememe 

eğiliminde olduğu görülmüştür. Araştırmamızda 

kanserli çocukların %81.7’sinin yatarak kemo-

terapi aldığı saptanmıştır. Bu oranın yüksek 

olması, tedavi protokolü gereği ve hastaların 

tedavi sürelerinin ilk altı ay içinde olması ile 

açıklanabilir. Literatürde yatarak kemoterapi 

alan çocukların günlük yaşamlarının olumsuz 

etkilendiği, evde ve ayaktan verilen kemoterapi 

ile aile yaşamının minimal değiştiği, günlük 

yaşamın bozulmadığı ve stresin azaldığı belir-

tilmiştir (4).  

Araştırmamızda çocuğa bakım veren ebeveyn-

lerin %90.3’ünün kemoterapi ilaçlarının yan 

etkileri konusunda eğitim aldıkları saptanmıştır. 

Birçok çalışmada hastalığın ve tedavinin etkileri 

ile ilgili ailelere eğitim verildiği gösterilmiştir 

(2,13,17-19). Kemoterapi tedavisi ile birlikte ço-

cuklara, ağız bakımı, antiemetik, profilaktik anti-

biyotik, analjezik ve antidepresan verilmektedir. 

Kanser tedavisi sürecinde kemoterapi ile birlikte 

antiemetik, analjezik, antidepresan, profilaktik 

antibiyotik kullanılması ve ağız bakımının uygu-

lanması, semptom kontrolünü ve tedavinin et-

kinliğini artıran, hasta yararına kanıtlanmış 

yaklaşımlardır (20-22).  

Bu uygulamalardan özellikle hemşirenin sorum-

luluğunda ve eğitiminde yer alan ağız bakımı-

nın, tedavi sürecine olumlu etkisi değerlendiril-

diğinde, araştırmamızda hastaların %86’sına 

ağız bakımı uygulanmasına karşın bu oranın 

%100 olması beklenmektedir. Kemoterapi teda-

visi alan tüm hastalara ağız bakımının uygun 

sıklıkta yapılması önerilmelidir. Ancak ağız bakı-

mı temel bir hemşirelik uygulaması olmasına 

karşın, literatürde uzmanlar ve klinisyenler tara-

fından hastalara gerekli özenin gösterilmediği 

bildirilmektedir (17). Pediatrik kanser hatsala-

rında ağız komplikasyonlarının gelişme oranı 

yetişkinlere göre üç kat daha fazladır ve kemo-

terapi sonrası çocukların %90’ında stomatit 

geliştiği saptanmıştır (23). 

Profilaktik antibiyotik kullanımı, tedavi proto-

kollerinde tanıya uygun olarak verilen bir ilaç 

olduğu bilinmektedir. Hooker ve ark.’nın çalış-

masında damar içi antibiyotik ve antiemetik te-

davisi uygulayan ailelerin herhangi bir olumsuz 

geri bildirim de bulunmadıkları ve bu tedavinin 

evde uygulanmasının çocuklarının hastalıkları 

üzerinde daha fazla kontrol ve dikkat sağladığı 

belirlenmiştir (22).  

Araştırmamızda çocukların büyük çoğunluğuna 

(%93.5) kemoterapi ile birlikte antiemetik kul-

lanıldığı belirlenmiştir. Literatürde antiemetik 

kullanımının kemoterapiye bağlı ortaya çıkan 

bulantı/kusmanın kontrolünde oldukça olumlu 

etkiye sahip olduğu bildirilmektedir (18,21).  

Araştırmamızda düşük oranda (%3.2) analjezik 

kullanıldığı belirlenmiştir. Bu bulgu, kanserli 

çocuklarda ağrı semptomunun yeterince tanıla-

namaması, sağlık ekibi tarafından hasta kontrol-

lü analjezinin etkili kullanılmaması ve ülkemizde 

analjezik ilaç gruplarına sınırlı ulaşım olması ile 

açıklanabilir. Hongo ve ark.’nın çalışmasında 56 

kanserli çocuktan 38’inde ağrı semptomu yö-

netiminde morfin kullanıldığı bildirilmiştir (24).  

Araştırmamızda çocukların %12.9’unun antidep-

resan kullandığı belirlenmiştir. Literatürde ke-

moterapinin yan etkilerinden ya da hastalığın 

kontrol edilemeyen semptomlarından dolayı 

kanser hastalarında depresyon görülme sıklığı-

nın yüksek olduğu, %15-50 aralığında depres-

yon tanılandığı belirtilmektedir (20). Randomize 

kontrollü çalışmalarda uygun doz antidepresan 

kullanan kanserli hastalarda yararlı sonuçlar 

elde edildiği gösterilmiştir. Antidepresan kulanı-

mının bilişsel, davranışsal ve psikosoyal alanları 

olumlu desteklediği bulunmuştur (25).  


Kemoterapi Alan Çocukların Yaşadıkları Semptomlar ve Ebeveynlerinin Semptom Kontrolüne Yönelik Uygulamaları

 

  



 

 

 



41 

Araştırmamızda kemoterapi tedavisi alan kan-

serli çocukların 15 gün içinde değişik oranda 

semptom deneyimledikleri belirlenmiştir (Tablo II). 

Bu süreçte yaygın olarak görülen semptomların 

başında saç dökülmesinin geldiği belirtilmek-

tedir (26-28). Araştırmada kanserli çocukların 

çoğunluğunun (%94.6) saç dökülmesi sempto-

munu deneyimlemesi bu bilgiyi desteklemek-

tedir. Bununla birlikte semptom belirleme çalış-

malarında öncelikle hastalık süresince işlemlere 

bağlı  ağrının ve kemoterapiye bağlı bulantı ve 

kusmanın belirlenmesine yönelik olduğu gö-

rülmüştür (

29

). Araştırmamızda bulantı ve kus-



manın yaygın deneyimlenen semptomlar olduğu 

ve literatürle uyum gösterdiği belirlenmiştir. 

Yapılan araştırmalarda kanserli çocukların sık-

lıkla ağrı, bulantı, kusma, anoreksiya, uykusuz-

luk, yorgunluk, endişe semptomları yaşadıkları 

bulunmuştur (12,27,30-32). Collins ve ark.’nın 

MSDÖ’ni kullanarak yaptıkları çalışmada, 10-18 

yaş grubu kanserli çocuklarda en fazla %49.7 

halsizlik, %49.1 ağrı, %48.4 uykulu hissetme, 

%31 uykusuzluk semptomlarının deneyimlen-

diği bulunmuştur (14). Araştırmamızda çocuk-

ların çoğunluğunun yatarak kemoterapi alması 

(%81.7) semptom deneyimleme düzeylerini ve 

algısını artırabileceğini düşündürmüştür. Kan-

serli 28 çocukla yapılan bir retrospektif çalış-

mada, çocukların %72’sinin yorgunluk, %54’ü-

nün anksiyete deneyimledikleri belirlenmiştir (24).  

Ebeveynlerin kanserli çocuklarında kemoterapi 

sonrası 15 gün içinde değişik oranda semptom 

gözlemledikleri belirlenmiştir (Tablo II). Gibson 

ve ark. kanserli çocukların ebeveynlerinin göz-

lemlerine göre semptom sıklığını belirledikleri 

çalışmada, ebeveynlerin son bir ayda çocukla-

rında %62’sinde ağız tadında değişme, %61’in-

de ağrı, %60’ında davranışsal değişiklikler, 

%52’sinde kilo kaybı, %48’inde bulantı-kusma 

gibi semptomlarını gözlemledikleri belirlenmiş-

tir (33). Jalmsell ve ark. tarafından kanserli 

çocukların son bir ayda deneyimledikleri 

semptomların 449 ebeveyne sorulduğu bir ça-

lışmada, ebeveynlerin yorgunluk (%86), hare-

ketlerde  azalma  (%76),  ağrı (%73) ve tat deği-

şikliği (%71) semptomlarını gözlemledikleri be-

lirlenmiştir (34). Araştırmamızda kanserli çocuk-

ların deneyimledikleri semptomları ebeveynlerin 

de benzer şekilde çocuklarında gözlemledikleri 

belirlenmiştir. Ancak araştırmamızda çocukların 

ifade ettikleri duygusal semptomların bazılarını 

(kendine yabancılaşma) benzer oranda ebeveyn-

lerin gözlemlemediği bulunmuştur. Çalışmalar-

da ebeveynlerin çocuklarında, çoğunlukla fizik-

sel semptomları (saç dökülmesi, bulantı, kus-

ma, iştahsızlık, yorgunluk gibi) gözlemledikleri 

ve bildirdikleri belirlenmiştir (2, 12, 14, 26). 

Ebeveynlerin çocuklarında gözlemlediği semptom-

lar arasında psikososyal semptomların düşük 

oranda olması, ebeveynlerin bu semptomları 

belirleme ve gözlemlemede yeterli olmadıklarını 

düşündürmüştür.  

Araştırmamızda ebeveynlerin semptom kontro-

lüne yönelik değişik oranda uygulama yaptıkları 

saptanmıştır (Tablo III). Araştırmaya katılan ebe-

veynlerin kanserli çocuklarında tedaviye bağlı 

gelişen semptomlara yönelik yaptıkları girişim-

lerin doğru olduğu ancak yapılan girişimlerin 

yeterli sayıda olmadığı belirlenmiştir. Ayrıca 

ebeveynlerin çocuklarının deneyimlediği tüm 

semptomlar karşısında yaptıkları uygulamalar 

sorulduğunda, oranı değişmekle birlikte (%4-

%100) “bir şey yapamadık” ifadesini kullandık-

ları görülmüştür. Bu durum ebeveynlerin çocuk-

larının deneyimlediği semptomların kontrolünde 

etkili olamadıkları ve yapılması gereken uygu-

lamaları yeterince bilemediklerini düşündür-

müştür. Kanserli çocuklarda ebeveynlerinin 

semptom kontrolündeki deneyimlerini ve uygu-

lamalarını belirleyen çalışmaların sınırlı olduğu 

görülmüştür (2, 8). Kanserli çocukların hasta-

nede kalış sürelerinin azaltılarak, bakımlarının 

evde sürdürülmesinin öneminin giderek artması 

nedeniyle ebeveynlerin çocuklarının hastalığı ve 

bakımı ile ilgili bilgileri hastanede ilk yatış süre-

cinde öğrenmeleri gerekmektedir. Bir çalışmada 

hemşirelerin, tedaviye bağlı ortaya çıkan yan 

etkilerle baş etmede ve semptom kontrolü ko-

nusunda ebeveynlere öncelikli eğitim verdikleri 

belirlenmiştir (13). Araştırmamızda ebeveynlerin 


Taş ve Başbakkal  

 

 

42 



kemoterapi konusunda %90.3’ünün eğitim al-

dıkları ifade etmesine karşın bu eğitimde sade-

ce tedavi süresince görülebilecek yan etkilerin 

ne olduğu bilgisi yer almış, oluşabilecek yan 

etkilerin kontrolü konusunda ayrıntılı bir eğitim 

almadıkları görülmüştür. Ebeveynlerin kanser 

tedavisine bağlı ortaya çıkan semptomların 

kontrolünde yaptıkları uygulamaları, klinik hem-

şireleri veya diğer hasta yakınları ile paylaşımları 

sonucu edindikleri düşünülmüştür.  

Kanserli çocukların deneyimlediği ortalama 

semptom sayısının 9.55±3.45 olduğu belirlen-

miştir. MSDÖ kullanılarak yapılan bir çalışmada 

iki hafta ve bir ay kemoterapi alan 70 çocukta 

30 semptomdan 11.6±6.0 sayıda semptom 

deneyimlendiği bulunmuştur (14). Kanserli ço-

cuklarda tedaviye bağlı semptomlar, nadiren tek 

başına görülmektedir (26). Kanser tedavisinin 

ilk aylarında daha fazla semptom deneyim-

lenmesi, indüksiyon tedavisi ile beraber yoğun 

kemoterapi tedavisi başlanması ile ilişkilidir. 

Araştırmamızda, demografik değişkenler ve has-

talığa ait özellikler ile semptom deneyimleme 

sayıları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir 

fark olmadığı belirlenmiştir (p>0.05) (Tablo IV). 

Araştırmamızda, hastalığa ilişkin özelliklerden 

sadece kemoterapi alma şekli ile semptom 

deneyimleme sayısı arasında istatistiksel olarak 

anlamlı bir fark olduğu ve ayaktan kemoterapi 

alan çocukların daha az sayıda semptom dene-

yimledikleri bulunmuştur (p=0.005) (Tablo IV). 

Collins ve ark.’nın çalışmasında yatarak kemo-

terapi alan hastalarda semptom sayısının 

12.7±4.9 olduğu ve ayaktan kemoterapi alan 

hastalarda semptom sayısının ise 6.5±5.7 ol-

duğu istatistiksel olarak aralarında anlamlı fark 

bulunduğu (p<0.01) ve bu sonucun çalışma-

mızla benzerlik gösterdiği belirlenmiştir (14). 

Yatarak ve ayaktan kemoterapi tedavisi gören 

kanserli hastaların semptom deneyimleme sayı-

larının anlamlı derecede farklı olması beklenen 

bir durumdur. Bir çalışmada ev ortamında ço-

cuk ve aile yaşam  şeklinin daha az düzeyde 

etkilendiği dolayısıyla daha az sayıda semptom 

görüldüğü bulunmuştur (14).  

Araştırma sonucuna göre semptom kontrolü 

konusunda kanserli çocuk ve ebeveynlerinin bil-

gilendirilmesi, bireysel veya grup eğitimlerinin 

yapılması ve belirli aralıklarla tekrar edilmesi 

gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Kemoterapi teda-

visi ile birlikte verilen bakım ve uygulamalar 

(ağız bakımı, profilaktik antibiyotik, analjezik ve 

antidepresan kullanımı) için ekip yaklaşımı ile 

semptom kontrolü konusunda klinik rehberlerin 

oluşturulmasına gereksinim olduğu belirlenmiş-

tir. Kanserli çocuklarda görülen fiziksel ve psi-

kososyal semptomların belirlenmesi konusunda 

ebeveynlere profesyonel destek sağlanmalıdır. 

Ülkemizde pediatrik onkoloji kliniklerinde, ayak-

tan kemoterapi ünitelerinin kurulması ve yay-

gınlaştırılmasının onkoloji hastaları için yararlı 

olabileceği sonucuna varılmıştır. 

KAYNAKLAR 

1.  Er M. Çocuk, hastalık, anne-babalar ve kardeşler. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2006; 49: 155-168. 

2.  Erdem E. Kanserli çocuğu olan ailelere evde verilen hemşirelik hizmetlerinin değerlendirilmesi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri 

Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi. 2006, Ankara. 

3.  Mor V, Allen S, Malin M. The psyhosocial impact of cancer an older versus younger patients and their families. Cancer Supplement 1994; 

74: 2118-2127. 

4.  Stevens B, Keever P, Law PM. et al. Children receiving chemotherapy at home:  perceptions of children and parents. Journal of Pediatric 

Oncology Nursing 2006; 23: 276-285.  

5.  Svavarssdottir EK. Surviving childhood cancer:  parents’ perseptions of their child’s health. Journal of Pediatric Oncology Nursing 2005; 

22: 80-88. 

6.  Wong DL, Hockenberry MJ.  Wong’s nursing care of ınfants and chidren, 7. Baskı, Mosby Inc. USA, 2003; 905-1635. 

7.  Akın S, Aslan E. Semptom grubu kavramı ve önemi. İ.Ü.F.N. Hem. Derg 2007; 15: 200-205. 



Kemoterapi Alan Çocukların Yaşadıkları Semptomlar ve Ebeveynlerinin Semptom Kontrolüne Yönelik Uygulamaları

 

  



 

 

 



43 

8.  Yılmaz ÇM, Özsoy AS. Effectiveness of a discharge-planning program and home visits for meeting the physical care needs of children with 

cancer. Support Care Cancer Basımda DOI 10.1007/s00520-009-0650-2 

9.  Erickson JM. Fatigue in adolescents with cancer:  a review of the literature. Clinical Journal of Oncology Nursing 2003; 8: 139-145.  

10.  Genç ER, Conk Z. Impact of effective nursing ınterventions to the fatigue syndrome in children who receive chemotherapy. Cancer Nursing 

2008; 31: 312-317. 

11.  Rheingans JI. A systematic review of nonpharmacologic adjunctive therapies for symptom management in children with cancer. Journal 

of Pediatric Oncology Nursing 2007; 24: 81-94. 

12.  Yılmaz BH, Karayağız MG, Taş F, Başbakkal Z, Kantar M. Çocukların kansere bağlı yaşadığı yorgunluğa ebeveyn bakışı. XV. TPOG Ulusal 

Pediatrik Kanser Kongresi Sözel Bildiri, 2008, İzmir. 

13.  Kelly KP, Porock D. A survey of pediatric oncology nurses’ perceptions of parent educational needs. Journal of Pediatric Oncology Nursing 

2005; 22: 58-66. 

14.  Collins JJ, Byrnes ME, Dunkel IJ. The measurement of symptoms in children with cancer. J Pain Symptom Manage 2000; 19: 363–377. 

15.  Atay S, Conk Z, Bahar Z, Kantar M. Bolışık B.  Memorial semptom değerlendirme ölçeği’nin (MSDÖ 10-18) Türkçe geçerlik ve güvenirlik 

çalışması. Ege Pediatri Bülteni 2007; 14: 93-100.  

16.  Esenay IF. Sağlıklı ve kanserli ergenlerde umut, Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi, 2007 İzmir. 

17.  Aslan Ö, Vural H, Kömürcü Ş, Özet A. Kemoterapi alan kanser hastalarına verilen eğitimin kemoterapi semptomlarına etkisi. CÜ 

Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2006; 10: 15-28. 

18.  Bektaş HA, Akdemir N. Kanserli bireylerin fonksiyonel durumlarının degerlendirilmesi. Turkiye Klinikleri J Med Sci 2006; 26: 488-499. 

19.  Bergkvist K, Wengström Y. Symptom experiences during chemotherapy treatment- with focus on nausea  and vomiting. European Journal 

of Oncology Nursing 2006; 10: 2-29. 

20.  Fulcher CD. Depression management during cancer treatment. Oncology Nursing Forum 2006; 33: 33-35. 

21.  Guo Y, Young BL, Hainley S, Palmer L, Bruera E. Kapsamlı bir kanser merkezinde akut rehabilitasyon uygulanan kanser hastalarında 

semptomların değerlendirilmesi ve farmakolojik tedavisi. Arch Phys Med Rehabil 2007; 2:  229-234. 

22.  Hooker L, Kohler J. Safety, Efficacy and acceptability of home ıntravenous therapy administered by parents of pediatric oncology patients, 

Medical and Pediatric Oncology 1999; 32: 421-426. 

23.  Galbraith LK, Bailey D, Kelly L, et al. Treatment for alteration in oral mucosa telated to chemotherapy. Pediatric Nursing 1991; 17: 233-

236. 


24.  Hongo T, Watanabe C, Okada S, et al. Analysis of the circumstances at the end of life in children with cancer:  symptoms, suffering and 

acceptance. Pediatrics International 2003; 45: 60-64. 

25.  National Institutes of Health State of the Science Panel. National Institutes of Health state of the science conference statement:  symptom 

management in cancer:  pain, depression, and fatigue. Natl Cancer Inst Monogr 2004; 32: 9-16. 

26.  Atay S. Kanser tedavisi alan çocuklarda semptom sıklığı ve semptom kümelemelerinin belirlenmesi. Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri 

Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi. 2008 İzmir. 

27.  Hedström M, Ljungman G, Essen L. Perceptions of distress among adolescents recently diagnosed with cancer. Journal of Hematol Oncol 

2005; 14: 15-21. 

28.  Langeveld N, Ubbink M, Smets E. ‘I don’t have any energy’: the experience of fatigue in young adult survivors of childhood cancer. 

European Journal Oncology Nursing 2000; 4: 20–28. 

29.  Woodgate RL, Degner LF. Expectations and beliefs about children’s cancer symptoms:  perspective of children with and their familie. 

Oncology Nursing Forum 2003; 30: 479-491. 

30.  Hess LM, Insel KC. Chemotherapy-related change in cognitive function:  a conceptual model, Ongology Nursing Forum 2007; 34: 981-

994. 


31.  Hinds PS, Hockenberry-Eaton M, Gilger E, et al. Comparing patient, parent, and staff descriptions of fatigue in pediatric oncology patients. 

Cancer Nursing 1999; 22: 277–289. 

32.  Whitsett SF, Gudmundsdottir M, Davies B, McCarthy P, Friedman D. Chemotherapy-related fatigue in childhood cancer:  correlates, 

consequences, and coping strategies. Journal of Pediatric Oncology Nursing 2008; 25: 86-96. 



Taş ve Başbakkal  

 

 

44 



33.  Gibson F, Garnett  M, Richardson A, Richardson A. Heavy to carry a survey of parents’ and healthcare professionals’ perceptions of cancer-

related fatigue in children and young people. Cancer Nursing 2005; 28: 27-35. 

34.  Jalmsell L, Kreicbergs U, Onelov E. symptoms affecting children with malignancies during the last month of life:  a nationwide follow-up. 

Pediatrics 2006; 117: 1314–1320.  

 

 

 



Yüklə 1,01 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin