Uluslararasi ekonom‹ pol‹T‹k yazar Prof. Dr. Mehmet altan (Ünite 1-8) Editör


Neoliberallerin küreselleflmeye yaklafl›m› nas›ld›r?



Yüklə 3,93 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/37
tarix24.04.2020
ölçüsü3,93 Mb.
#30956
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   37
10 UA EKONOMI POLITIK


Neoliberallerin küreselleflmeye yaklafl›m› nas›ld›r?
MARKS‹ST YAKLAfiIM
Marksizm düflüncesi 19’uncu yüzy›lda yaflam›fl ve kapitalizm ile bu sistemin savu-
nucusu liberalleri fliddetle elefltirmifl olan Karl Marks’›n (1818-1883) görüfllerine da-
yanmaktad›r. Marks’›n ço¤u düflünceleri kendisinin ve teorisini gelifltirirken ifl bir-
li¤i yapt›¤› Friedrich Engels’in yaflad›¤› zamanda, Sanayi Devrimi’nin ortaya ç›kt›¤›
dönemde, ‹ngiltere’deki imalathane ve fabrikalarda gözlemledikleri flartlardan et-
kilenmifltir. Ayr›ca, o dönemdeki bilimsel çerçevenin, mesela David Ricardo’nun
emek de¤er teorisinin ve Hegel’in diyalektik felsefesinin etkisi de unutulmamal›-
d›r. O dönemde, yetiflkinler yan›nda çocuklar bile korkunç flartlarda çal›flt›r›l›yor-
lar ve açl›k ve bak›ms›zl›k içinde sefil bir hayat yafl›yorlard›. Marks’›n kapitalizme
ciddi elefltiriler yöneltti¤i böyle bir ortamd›.
Marks’a göre kapitalist sistemde devlet ve piyasalar kapitalistler için zenginlik
ve refah üretirken iflçiler için sefalet üretmektedir. Bireyler aras›ndaki mübadele-
nin bütün toplum için zenginlik ve refah üretti¤i do¤ru de¤ildir. Üretim sürecinde
de¤eri emek yarat›rken kapitalist, eme¤e yaratt›¤› de¤erden daha az›n› vermekte
ve böylece oluflan “art›k de¤ere” el koymaktad›r. Dolay›s›yla toplum, ekonomik
flartlara göre tan›mlanan iki s›n›fa ayr›lmaktad›r: Üretim araçlar›na sahip olan ser-
37
2. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politikle ‹lgili Yaklafl›mlar
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
5
Marks, 19’uncu yüzy›ldaki
flartlardan ve bilimsel
ortamdan etkilenerek
kapitalizmin kapsaml› bir
elefltirisini yapm›flt›r.
Liberallerin görüfllerine karfl›
ç›kan Marks, kapitalizmin,
üretim araçlar›n›n
mülkiyetine sahip olan
burjuva s›n›f›na refah
sa¤larken emekçi kitlelere
sefalet getirdi¤ini
belirtmifltir. Ona göre
kapitalistlerle iflçiler
aras›ndaki s›n›f çat›flmas›
kapitalizmin sonunu
getirecektir.

maye s›n›f› ve kol gücünden baflka satacak hiçbir varl›klar› olmayan iflçilerin tem-
sil ettikleri iflçi s›n›f›. Buna göre ekonomi politi¤in bask›n unsuru s›n›flard›r ve her
s›n›f kendi ç›karlar› do¤rultusunda hareket eder. S›n›f ç›karlar›n›n çat›flmas› kapita-
lizmin iç çeliflkisini oluflturmaktad›r ve bu çeliflki ve çat›flmalar kapitalizmin sonu-
nu getirecektir. Kapitalizm y›k›lacak ve sosyalizme, daha sonra s›n›fs›z toplum olan
komünizme geçilecektir.
38
Uluslararas› Ekonomi Politik
Resim 2.4
Kapitalist Sistem Piramidi
“Ekonomik hayat› organize etmenin yaln›zca iki yolu vard›r. ‹lkinde, ailelerin ve bireylerin gönüllü seçimi ve gönüllü ifl birli¤i ekonomik hayat› or-
ganize eder. Bu düzenlemeye serbest piyasa (piyasa ekonomisi-kapitalizm) denir. Di¤erinde ise bir diktatörün emirleri bunu yapar. Buna da ku-
manda ekonomisi ad› verilir. Kumanda ekonomisinin afl›r› biçiminde, yani organize bir devletin üretim araçlar›n›n mülkiyetini elinde bulundur-
du¤u sisteme sosyalizm veya komünizm denir. Ekonomik hayat, temel olarak bu sistemlerden biri yahut di¤eri ile organize edilir.
fiüphesiz, bugün birçok ülkede oldu¤u gibi bunlar›n bir kar›fl›m› da mümkün olabilir. Fakat kar›fl›m genellikle istikrarl› de¤ildir. E¤er bu, serbest
piyasa ve kumanda ekonomisinin bir kar›fl›m› ise kumanda bölümü sürekli art›fl e¤iliminde olur.
Burada bir özellik vurgulanmal›d›r. ‘Serbest’ piyasa, asla herkesin diledi¤ini yapmakta serbest olmas› anlam›na gelmez. Tarihin bafllang›c›ndan
beri insanl›k yaz›l› veya yaz›l› olmayan hukuk kurallar› alt›nda idare edilmifltir. Di¤er sistemlerde oldu¤u gibi serbest piyasada da insanlar›n
birbirini öldürmesi, rahats›z etmesi, soymas›, iftira atmas› veya kas›tl› olarak birbirine zarar vermesi yasaklanm›flt›r. Aksi hâlde bireysel özgür-
lükler imkâns›z hale gelir. Fakat ekonomik sistem ya tamamen serbest, ya da kumanda sistemi olmal›d›r.
Piyasa ekonomisi, bilinçli olarak birisi taraf›ndan planlanm›fl de¤ildir. Evrim süreci içinde geliflmifltir. Mümkün olan maksimum dengeli üretimi
sa¤lamas› ve/veya sahip oldu¤umuz de¤erlerle orant›l› olarak ödülleri ve cezalar› da¤›tmas› anlam›nda mükemmel de¤ildir. Fakat bunu hiçbir
ekonomik sistemden bekleyemeyiz. Her birimizin kaderi, her zaman, tabiat›n bahflettikleri kadar, kazalardan ve felaketlerden etkilenir. Bir ku-
rakl›k veya sel, ürünlerin yar›s›n› süpürüp götürebilir, direkt etkilenen üreticilere felaket getirir ve belki de elinde stok bulunduranlara da yükse-
len fiyatlar ve kârlar vas›tas›yla servet kazand›r›r. Hiçbir sistem, o sistemi iflleten insano¤lunun ihmal, beceriksizlik, baz›lar›m›z›n kötü flans›,
eksik öngörü gibi kusurlar›n› tümüyle ortadan kald›ramaz. 
Fakat piyasa ekonomisinin inifl ç›k›fllar›, kendi hatalar›n› düzeltme kapasitesine sahiptir. Otomobil veya bina yap›m›ndaki fazlal›k, sonraki y›l
daha az otomobil veya bina yap›lmas›na sebep olacakt›r. Bu¤day veya m›s›r üretimindeki yetersizlik, sonraki sezonda bunlardan daha fazla üre-
tilmesine yol açacakt›r. Devlet istatistikleri yokken bile üreticiler, nispi fiyatlar ve kârlar taraf›ndan yönlendirilmekteydi. Üretim giderek daha et-
kin hâle gelir, çünkü az etkin üreticiler piyasadan ay›klan›rken, daha etkin üreticiler üretimlerini art›rmaya cesaretlendirilir.”
Kaynak: Henry Hazlitt, “Piyasa Ekonomisinin ABC’si”, Piyasa, Say›:6-7, Bahar-Yaz 2003, Ankara, ss.11-16.
Çeviren: Fuat Erdal.

Böylece Marks, toplumlar›n de¤iflmesinin, yani tarihin kanunlar›n› bulmufl ol-
maktad›r. Marks’a göre tarih, esas olarak ekonomik ve teknolojik güçler taraf›ndan
belirlenen muazzam bir dinamik ve evrimleflen yap›d›r. Marks, tarihî materyalizm
olarak adland›r›lan bir süreç vas›tas›yla di¤er tabiat kanunlar›nda oldu¤u gibi, tari-
hin nesnel olarak anlafl›labilece¤ini ve aç›klanabilece¤ini düflünmekteydi.
S›n›f iliflkileri teknolojik geliflmeye göre daha yavafl de¤iflti¤inden, sosyal de¤ifl-
me geciktirilmekte ve bu da s›n›f çat›flmalar›n› beslemekteydi. S›n›f çat›flmas› insan
geliflmesini t›kayacak kadar fliddetlendi¤inde, bir sosyal devrim mevcut hukuki ve
politik düzeni ortadan kald›rarak onun yerine devam etmekte olan sosyal ilerle-
meyle daha uyumlu olan yeni bir düzeni geçirmekteydi. Bu flekilde tarih belirli
aflamalar hâlinde ilerlemekteydi: ‹lkel komünizm, kölelik, feodalizm, kapitalizm,
sosyalizm ve nihayet pür komünizm. Bu üretim biçimlerinin her birinde diyalektik
bir süreç söz konusuydu. Bu süreç içinde istikrars›z ve bask› alt›ndaki ekonomik
güçler ve karfl› güçler krize, devrime ve tarihin bir sonraki aflamas›na geçilmesine
yol açmaktayd›lar.
Marks aç›s›ndan önemli olan s›n›flar aras›ndaki temel güç dengesizli¤i idi. Libe-
rallere göre burjuvalar ile proleterlerin bar›flç› ve karfl›l›kl› ç›kar sa¤layan bir iliflki
oluflturmalar› mümkündü. Hâlbuki Marks’a göre burjuvalarla proleterler aç›kça tek
yanl› bir iliflki içindeydi. Bir “iflsizler ordusu” iflçilerin organize olmalar›n› engelliyor
ve pazarl›klarda burjuvalara üstünlük sa¤l›yordu. Rekabet ve kâr maksimizasyonu
bask›s› burjuvalar› istihdam ettikleri iflçileri insafs›zca sömürmeye yöneltiyordu.
Marks’›n kapitalizme ve içindeki sömürüye karfl› tavr› salt elefltirel bir tav›r de-
¤ildir. Marks’a göre kapitalizm baz› meziyetlere de sahiptir. Sosyalizme giden yol-
da gerekli bir durak olan kapitalizm, servet yaratman›n yan›nda hayat standard›n›
yükseltecek maddi varl›klar› da yaratmaktad›r. Ekonomi politi¤in merkezinde ka-
pitalizmin dinamik yap›s› yatmaktad›r. fiiddetli rekabet taraf›ndan güdülen rasyo-
nel insan statükoya sald›rarak dünyay› dönüfltürmektedir. Kapitalizm bir taraftan
feodalizmi ve köleli¤i tasfiye ederken di¤er taraftan daha üst bir sosyal aflamaya
geçmek için gerekli sosyal ve ekonomik flartlar› haz›rlamaktad›r.
39
2. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politikle ‹lgili Yaklafl›mlar
Marks’a göre kapitalizm,
içerdi¤i sömürüye ra¤men
baz› meziyetlere de sahiptir.
Dinamik yap›s›yla dünyay›
dönüfltüren kapitalizm,
sosyalizme ve komünizme
giden yolda gerekli bir
durakt›r. 
Proleter, kapitalist toplumda
burjuvazi taraf›ndan
sömürülen, eme¤inden
baflka satacak hiçbir fleyi
olmayan emekçidir.
Resim 2.5
Karl Marx (1818 - 1883)
“1818'de günümüzde Almanya içinde kalan Rheinland'da do¤an Karl Marx, liberal devlet
görüflünün naif bir görüfl oldu¤u, gelmifl geçmifl tüm devletlerin s›n›f bask›s›n›n araçlar› ol-
du¤u düflüncesindedir. Yani bir s›n›f devletin kontrolüne sahip olur ve devlet gücünü ezilen
s›n›flar üzerinde kendi ekonomik gücünü pekifltirmek için kullan›r. Marx'a göre komünizmin
erken aflamalar›nda devlete ihtiyaç olabilece¤i halde, komünist toplumun tam olgunlu¤a
eriflmesi ile devlete ihtiyaç kalmayacakt›r.
Karl Marx ve deyim yerindeyse sa¤ kolu Friedrich Engels 1848'te yay›nlad›klar› Komünist
Manifesto bir dönüm noktas› oldu: ‘Komünist devrim egemen s›n›flar› tir tir titretiyor. ‹flçi
s›n›f›n›n zincirlerinden baflka kaybedecekleri bir fley yoktur; oysa tüm dünya onlar›n olabilir.
Dünyan›n tüm iflçileri, birlefliniz...’
Marx'›n bu ça¤r›s›na yirminci yüzy›l boyunca dünyan›n dört bir yan›ndan yan›tlar geldi; Kü-
ba'dan Kamboçya'ya dünyan›n dört bir yan›nda Marx ad›na bir dizi rejim kuruldu, Çin Halk
Cumhuriyeti'nden Sovyetler Birli¤i ve Do¤u Avrupa'ya dek yüz milyonlarca insan Marxist id-
dialar dile getiren devletler taraf›ndan yönetildi.
Yak›n dönemde, özellikle de 1989 y›l›ndan sonra do¤u blo¤unun da¤›lmas› ile birlikte Mar-
xist düflüncenin yanl›flland›¤› s›k s›k dile getirildi.”
Kaynak: BBC, siyasi düflünce tarihi,
http://www.bbc.co.uk/turkce/ozeldosyalar/2010/07/100729_
siyasi_dusunce_tarihi.shtml
Marks, do¤adaki
de¤iflmenin, do¤an›n bir
parças› sayd›¤› toplumda da
neden gerçekleflmedi¤ini
sorgulam›fl; bunu
sorgularken toplumdaki
statükocu güçlerin de¤iflimi
engelledi¤ini görmüfltür.

Marks kapitalist üretim biçiminin üç nesnel kanununu ortaya koymaktad›r.
Bunlardan ilki olan kâr oranlar›nda düflüfl kanununa göre kapitalistler emekten ta-
sarruf eden verimli teknolojilere yat›r›m yaparak rekabet üstünlü¤ü elde etmek is-
terler. Bunun sonucunda iflsizlik artar. Art›k de¤er makinelerden de¤il iflçilerden
elde edildi¤i için, iflçi say›s›n›n azalmas›yla birlikte, mevcut iflçiler üzerindeki sö-
mürü artsa bile kâr oranlar› düfler. 
Orant›s›zl›k (yetersiz tüketim) kanununa göre kapitalizm, anarflik, plans›z yap›-
s› sebebiyle istikrars›zl›¤a e¤ilimlidir. Çeflitli sebeplerle kapitalizm, afl›r› üretim ya
da baflka bir deyiflle yetersiz tüketim durumuyla karfl› karfl›yad›r. Kapitalistler üret-
tikleri her fleyi bir kârla satamamaktad›rlar ve iflçiler ürettikleri mallar› sat›n alacak
güce sahip de¤ildirler. Arz ve talep aras›ndaki bu orant›s›zl›k kapitalizm tarihinde
fliddetli dalgalanmalara yol açmaktad›r. Bu durum, sosyal huzursuzluklar›n ortaya
ç›kmas› ve devrim ve de¤iflim ihtimallerini art›rmaktad›r. Buna karfl›l›k kapitalist
devlet, ekonominin geliflimini istikrara kavuflturmak için genifl bir savunma sanayi
oluflturma yoluna gitmektedir.
Temerküz (sermaye birikimi) kanununa göre kapitalizm gelir ve servet da¤›l›-
m›nda eflitsizlikler yaratma e¤ilimindedir. Burjuvalar iflçileri sömürmeye devam et-
tikçe ve zay›f kapitalistler daha güçlü ve büyük olanlar taraf›nda yutuldukça servet
ve sermaye sahipli¤i giderek daha az say›da kiflinin elinde toplanacakt›r. Bu du-
rum sistem içindeki eflitsizlikleri daha görünür k›lacak ve orant›s›zl›k problemini
fliddetlendirecektir. Çünkü fakirleflen tüketici kitleleri sat›n alma gücüne sahip ola-
mayacaklard›r.
Marks’a göre kapitalizm niçin y›k›lacakt›r?
Lenin ve Emperyalizm 
Lenin (1870-1924) Rusya’daki Bolflevik Devrimi’nde ve Sovyetler Birli¤i’nin kurul-
mas›nda oynad›¤› rol ile bilinmektedir. Marks’›n s›n›f mücadelesine dayanan gö-
rüfllerini kapitalizmin uluslararas› etkilerini aç›klamakta kullanan Lenin, ekonomi
politik alan›nda yeni bir bak›fl aç›s› gelifltirmifltir. Ona göre kapitalizmin etkileri
zengin sanayi ülkelerinin üretim ve finans yap›lar› vas›tas›yla fakir, geliflmekte olan
ülkelere yans›t›lmaktad›r. Lenin’in bu konudaki görüflleri Emperyalizm: Kapita-
lizm’in En Yüksek Aflamas› adl› eserinde yer almaktad›r.
Marks’a göre yukar›da bahsedilen üç kanunla hareket eden kapitalizm, Marks’a
göre devrimci bir krizle karfl› karfl›ya kalacak ve içerdeki s›n›f isyanlar› sonucunda
sosyalizme geçecekti. Ancak bu gerçekleflmedi. Lenin, kapitalist ülkelerin, sömür-
dükleri iflçi taban›n› geniflleterek bu sondan kaç›nd›klar›n› gözlemlemiflti: Bu yeni
sürece emperyalizm ad›n› verdi. Koloniler oluflturmak suretiyle kapitalist ekonomi-
ler afl›r› üretimlerini buralara boflalt›yorlar, ucuz ham madde elde ediyorlar ve ser-
maye fazlal›klar›n› buralara yat›r›yorlard›.
Lenin’e göre emperyalizm, kapitalizmin yeni bir evresini oluflturmaktayd› (ka-
pitalizmin en üst aflamas›) ve dünya komünizme giden yolda bu yeni geliflmeye de
katlanmak durumundayd›. Lenin’in düflüncesinde, emperyalizmi ortaya ç›karan te-
mel faktör ülkeler içinde ekonomik rekabetin azalmas› ve tekellerin ortaya ç›kma-
s›yd›. Marks’›n temerküz (toplanma) kanununa dayal› olarak ortaya ç›kan geliflme,
piyasa gücünün birkaç kartel, konsorsiyum ve tröstün elinde toplanmas› ve onlar-
la uyum içindeki milyonlar› manipüle eden bir düzine kadar banka sermayesi idi.
Lenin’e göre tekel, kapitalizmden daha üst bir sisteme geçiflti.
40
Uluslararas› Ekonomi Politik
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
6
Lenin, kapitalist ülkelerde
ortaya ç›kan tekelci
sermayenin emperyalizm
sayesinde iç çeliflkilerini
dünyan›n di¤er bölgelerine
ihraç etti¤ini ve bu flekilde
krizini ve sosyalizme geçifli
geciktirdi¤ini ileri sürdü.
Böylece Lenin, Marks’›n
fikirlerini uluslararas› alana
uygulam›fl oluyordu.

Tekeller sermayeyi ellerinde toplad›klar›ndan, sanayileflmifl bölgelerde yeterli ya-
t›r›m f›rsatlar› bulam›yorlard› ve bu yüzden yeterli kâr elde etmek amac›yla dünya-
n›n de¤iflik bölgelerine sermaye ihraç etmek zorunda kal›yorlard›. Bu emperyalist
yay›lma kapitalizme kaç›n›lmaz olan krizini ve sosyalizme dönüflümünü erteleme
imkân› veriyordu. Ayr›ca bu durum, dünya için yeni ve ciddi problemler meydana
getiriyordu. Lenin, I. Dünya Savafl›’n› birkaç Avrupal› imparatorlu¤un ayn› anda ge-
niflleme iste¤inin yaratt›¤› gerilimden do¤an bir emperyalist savafl olarak görüyordu.
Kapitalizmin merkez ülkeleri sömürü alanlar›n› geniflletmek için birbirleriyle rekabe-
te girince menfaatleri çat›flm›flt› ve bunun sonucunda büyük savafl ortaya ç›km›flt›.
Teorik olarak, sermaye bak›m›ndan zengin ülkelerle sermayenin k›t oldu¤u ül-
keler aras›ndaki iliflkinin bir tür karfl›l›kl› ba¤›ml›l›k iliflkisi olmas› gerekiyordu.
Çünkü maksimum büyüme için biri di¤erine ihtiyaç duyuyordu. Ancak, uygulama-
da sonuç, ba¤›ml›l›k, sömürü ve eflitsiz geliflme oluyordu. Burjuvalar› proleterleri
sömürmeye iten sebeplerin ayn›lar›, sonuç olarak, kapitalist merkez ülkeleri, gelifl-
memifl ülkeleri tahakküm alt›na almaya ve sömürmeye itiyordu.
Modern Dünya Sistemi Teorisi 
Lenin’in geliflmifl ülkelerle az geliflmifl ülkeler aras›ndaki iliflkiyi aç›klayan emper-
yalizm teorisi ekonomi politik aç›s›ndan önemli bir yere sahip olup Modern Dün-
ya Sistemi Teorisi’nin temelini oluflturmaktad›r. Immanuel Wallerstein taraf›ndan
ortaya at›lan ve Christopher Chase-Dunn gibi baz› bilim adamlar› taraf›ndan gelifl-
tirilen bu teori, küresel sistemin 15’inci yüzy›l›n ortalar›ndan itibaren nas›l geliflti¤i
üzerinde durmaktad›r. 
Modern Dünya Sistemi’nin temel tezi, dünya ekonomisinin hakim bir merkez
(center) ve bütüne uyumlu olarak iflleyen ve etkileflimde bulunan ba¤›ml› bir çev-
re (periphery) içerdi¤idir. Bu bak›fl aç›s›na göre Kuzey Bat› Avrupa’n›n kapitalist
merkez ülkeleri, 16’nc› yüzy›lda, di¤er bölgeleri dünya ekonomisi içine çekip bu-
rada asimile etmek suretiyle tar›msal uzmanlaflman›n ötesine geçerek daha vas›fl›
sanayilere ve üretim biçimlerine yönelmifllerdir. Bu süreçte Do¤u Avrupa, tar›msal
çevre hâline gelmifl ve merkeze tah›l, de¤erli maden külçeleri, kereste, pamuk ve
fleker ihraç etmifltir. Akdeniz Avrupa’s› ve onun emek-yo¤un sanayileri yar›-çevre
ya da merkezle çevre aras›nda arac› hâline gelmifllerdir.
Wallerstein’e göre merkez ülkeleri çevre ülkelerini, Lenin’in iddia etti¤i gibi
afl›r› üretimi boflaltacak bir piyasa olarak kullan›lmak yerine ucuz ham madde te-
mini amac›yla eflitsiz mübadele yoluyla tahakküm alt›na almaktad›r. Merkez; yar›-
çevre ve çevre ile kapitalizmin küresel yap›s› vas›tas›yla karfl›l›kl› etkileflime gir-
mekte, bu bölgeleri sömürmekte ve ayn› zamanda dönüfltürmektedir. Yar›-çevre
ekonomik olmaktan çok politik bir rol üstlenmekte, hem sömürülen hem sömü-
ren olmaktad›r.
Modern Dünya Sistemi Teorisi anlafl›lmas› nisbeten kolay ve Kuzey (geliflmifl) –
Güney (geliflmekte olan) iliflkilerini büyük ölçüde aç›klayabilen bir fikirler ve kav-
ramlar bütünü sunmaktad›r. Yar›-çevre kavram› da yeni sanayileflen ülkelerin du-
rumuna uymaktad›r. Ayr›ca Modern Dünya Sistemi yaklafl›m› sömürüyü merkez,
çevre ve yar›-çevre ülkelerinin içindeki ve aralar›ndaki kapitalist yap›n›n içsel bir
unsuru olarak görmektedir.
41
2. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politikle ‹lgili Yaklafl›mlar
Wallerstein’e göre bir
uluslararas› sistem ve bir
dünya ekonomisi söz
konusudur ve bu sistem
16’nc› yüzy›lda Kuzey Bat›
Avrupa ülkeleri taraf›ndan
kurulmufltur. Dünya ülkeleri
merkez, çevre ve yar›-çevre
fleklinde üç gruba
bölünebilir. Modern Dünya
Sistemi Teorisi de Marks’ta
oldu¤u gibi uluslararas›
ekonomi politik konusuna
s›n›f iliflkileri ve sömürü
aç›s›ndan bakmaktad›r.

Modern Dünya Sistemi Teorisi’yle ilgili bir problem, onu ayn› zamanda bu de-
rece cazip k›lan özelli¤idir: Uluslararas› ekonomi politi¤i hem kapsaml› hem de
hayli basit bir biçimde nitelendirmesi. Birçoklar›, Wallerstein’in teorisini, hem eko-
nomik aç›dan hem de küresel kapitalist sistemin k›s›tlay›c› etkileri aç›s›ndan fazla-
s›yla determinist oldu¤u gerekçesiyle elefltirmektedir. Wallerstein’e göre ulus dev-
letler kendi yolar›n› çizmede veya politikalar›n› belirlemede özgür de¤illerdir.
Bugün uluslararas› ekonomi politik ile ilgilenen Marksistler bafll›ca iki konu
üzerinde durmaktad›rlar; sermayenin ve üretimin giderek uluslararas›laflt›¤› bir
dünyada eme¤in gelece¤i ve üçüncü dünya ülkelerinde yaflanan fakirlik ve geri
kalm›fll›k. Çok uluslu flirketlerin giderek güçlenmesi ve üretimin uluslararas›laflma-
s› yan›nda finansal piyasalar›n küresel çapta bütünleflmesi ve reel ekonomi üzerin-
de tahakküm oluflturmas›, Marksistler taraf›ndan eme¤in ekonomik ve politik et-
kinli¤ini ve gücünü azaltan faktörler olarak görülmektedir. 
Bir ülkede iflçiler daha yüksek ücret ve sa¤l›k ve sosyal güvenlik sisteminin iyi-
lefltirilmesi gibi taleplerde bulunduklar›nda, kapitalistler üretimlerini iflçilerin daha
az örgütlü oldu¤u, kendileri aç›s›ndan daha elveriflli flartlar›n bulundu¤u ülkelere
tafl›maktad›rlar. Bu yüzden küreselleflme, Marksistlere göre refah›n daha adil da¤›-
l›m› için sermaye s›n›f› ile giriflti¤i mücadelede iflçi s›n›f›n›n önemli ölçüde zay›fla-
mas› ile sonuçlanm›flt›r.
Marks’a göre kapitalistler, giderek paradan para kazanma yoluna gidecekler, üretimde
kâr oranlar› düflecek ve kapitalizm krize girecektir. Finans piyasalar›ndaki afl›r› büyüme-
nin sonucunda gelen 2008 finansal krizi bunun habercisi olabilir mi?
ULUSLARARASI EKONOM‹ POL‹T‹K ‹LE ‹LG‹L‹
ALTERNAT‹F YAKLAfiIMLAR
fiimdiye kadar ele al›nan konulardan da anlafl›laca¤› gibi uluslararas› ekonomi po-
litik devletler, piyasalar ve toplumlarla ilgilidir ama ayn› zamanda bu olgulardan
daha fazla fleyler de ima eder. Bu konuda flimdiye kadar anlatt›klar›m›z› basitleflti-
rirsek flunlar› söyleyebiliriz: Liberalizm; laissez-faire, serbest piyasalar, ç›kar maksi-
mizasyonu gibi kavramlardan bahseder. Ekonomik milliyetçilik devlet, devlet gü-
cü ve güvenlikle ilgilenmektedir. Marksizm, kapitalizmde piyasalar›n ve devletler
aras› iliflkilerin nas›l s›n›f çat›flmalar›na ve savafllara sahne oldu¤unu anlat›r. Bütün
bu görüfller gerçe¤in bir yönüne iflaret etmekle birlikte, meseleyi anlafl›l›r k›lma
ad›na basitlefltirdikleri için hakikatin baz› yönlerini de d›flar›da b›rakmaktad›rlar.
Bu yüzden, meseleyi afl›r› basitlefltirmeden kurtarmak ve farkl› fikirleri de kapsa-
mas›n› sa¤lamak için analizi geniflletmek gerekmektedir. Buna yönelik olarak afla-
¤›da, Rasyonel Seçim, ‹nflac›l›k (Constructivism), Feminist Elefltiri ve Hegemonya-
c› ‹stikrar Teorisi gibi alternatif görüfllere yer verilmektedir.
42
Uluslararas› Ekonomi Politik
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
7

RASYONEL SEÇ‹M 
Rasyonel seçim teorisi insanlar›n (bireyler veya ulus devletler gibi bir araya gelmifl
aktörler olarak) çeflitli ekonomik, politik ve sosyal problemler karfl›s›nda verdikle-
ri kararlar› anlamaya ve analiz etmeye yarayacak bir karar alma modeli sunar. Bu
model sayesinde analiz yapan kifli, farkl› seçenekler aras›ndan niçin belirli bir dav-
ran›fl›n, stratejinin ya da bir probleme yönelik belli bir çözümün seçildi¤ini anla-
maya, aç›klamaya ya da de¤erlendirmeye çal›fl›r. Bu teoride karar vericilerin alter-
natif davran›fllar›, stratejileri ve bunlar›n sonuçlar›n› duygusall›ktan uzak bir tarzda
anlay›p mant›ksal bir biçimde bunlarla ilgili hesap yapmaya yetecek ölçüde bilgi-
ye sahip olduklar› varsay›l›r.
Uluslararas› politika alan›nda realistler, ço¤unlukla, so¤uk savafl s›ras›nda ABD
ile Sovyetler Birli¤i’nin niçin bir silahlanma yar›fl›na girdiklerini ve birbirlerini yok
etmekle tehdit ettiklerini aç›klamak için rasyonel seçim teorisini kullan›rlar. Tah-
min edilebilece¤i gibi taraflardan biri yeni bir silah gelifltirdi¤inde di¤er taraf buna
karfl›l›k vermenin kendi ç›karlar› aç›s›ndan en iyi yol oldu¤u hesab›n› yapm›flt›.
Çünkü aksi hâlde, karfl› taraf›n, bu flekilde elde edece¤i avantajla, aralar›nda ç›ka-
bilecek bir savafl durumunda kendisini teslim olmaya zorlayaca¤›ndan ya da yenil-
giye u¤rataca¤›ndan korkmaktayd›. Bu meselede devletlerden her biri rasyonel bir
aktör olarak görülmekteydiler çünkü di¤er devletin silah gelifltirmesine karfl›l›k
vermenin fayda ve maliyetlerini hesaplamaktayd›lar.
43
2. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politikle ‹lgili Yaklafl›mlar
Rasyonel seçim teorisi
insanlar›n çeflitli ekonomik,
politik ve sosyal konularda
ald›klar› kararlar› anlamaya
ve de¤erlendirmeye
yarayacak bir karar alma
modeli sunar. Bu teoriye
göre karar al›c›lar alternatif
davran›fllar›, stratejileri ve
bunlar›n sonuçlar›n› anlay›p
bunlarla ilgili hesaplamalar
yapacak yeterli bilgiye
sahiptirler.
Kaynak: http://www.rose-hulman.edu/~casey1/PGE%20Structuralism.pdf
Yüklə 3,93 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin