Uluslararasi ekonom‹ pol‹T‹k yazar Prof. Dr. Mehmet altan (Ünite 1-8) Editör



Yüklə 3,93 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə22/37
tarix24.04.2020
ölçüsü3,93 Mb.
#30956
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   37
10 UA EKONOMI POLITIK


Ulus devleti bitiren yedi sebep
“Peter Drucker, ‘Kapitalizm Sonras› Toplum’ adl› ese-
rinde, ‘ulus devlet’ kavram›n› uzun uzun inceledikten
sonra, bir yerde flöyle yazar:
‘...Son y›llarda -belki 1970’lerden sonra- ulus devlet da-
¤›lmaya bafllad›. ‘Egemenlik’ kavram›n›n bütün anlam›-
n› yitirdi¤i kimi kritik alanlarda zaten saf d›fl› olmufltu.
Art›k hükümetlerin karfl› karfl›ya oldu¤u yeni sorunlar,
yaln›zca ulusal, hatta uluslararas› giriflimlerle çözülmesi
artan ölçüde olanaks›z hale gelen sorunlard›r. Yeni mey-
dan okumalar kendi ‘egemenlik’lerine sahip ulus-ötesi
organlar gerektiriyor. Bölgecilik de ulus devleti artan
ölçüde kenarda b›rak›yor ve içerde de kabilecilik ulus
devletlerin alt›n› oyuyor.’
Drucker’e göre, ulus devlet kavram›n› h›rpalayan ve
gittikçe güçsüzlefltiren yedi önemli olgu var.
Bunun ilk s›rada yer alan› tabii ki art›k ‘paran›n kontro-
lü’. Daha önce ‘egemenlik’ paran›n kontrolü ile nere-
deyse özdefl iken, bugün hiçbir merkez bankas›n›n tek
bafl›na kontrol edemeyece¤i bir para ak›m› söz konusu.
***
Ulus ötesi piyasalarda al›n›p sat›lan para miktar›, ulusal
ve uluslararas› ifllemleri finanse edecek miktardan çok
daha fazla.
Para ak›fl›na ‘egemenlik’ kavram› hiçbir fley yapam›yor.
Çünkü art›k ‘paran›n vatan› yok’.
Ulus devleti güçsüzlefltiren ikinci olgu ise ayn› para gi-
bi denetim d›fl› dolaflan ‘enformasyon’.
‹letiflim araçlar›n›n geliflimi, çanak antenlerden, faksla-
ra kadar müthifl bir teknoloji, haber ak›fl›n›, ulus devlet-
lerin kontrol edemeyece¤i hale getirdi.
Haber ak›fl› da para gibi s›n›rlar› aflt›. O da vatans›z ha-
le geldi.
Ulus devlet kavram›n›n boyutunu aflan bir üçüncü ge-
liflme de çevre.
Çevre sorunu, flimdiden ulus devlet boyutunu aflarak,
uluslararas› bir örgütlenmeyi dayat›r oldu.
Çünkü insanl›¤›n seras› olarak bilinen atmosferin, gene
insanl›¤›n ci¤eri olan tropik ormanlar›n, okyanuslar›n,
su ve havan›n kirlenmesi, herkesin sorunu…
Çevre kirlili¤i de para ve enformasyon gibi, ulus devlet
yoluyla bafla ç›k›labilecek s›n›rlar›n ötesindedir.
Para ve enformasyon gibi, çevre sorunu da ulus devlet
anlay›fl›n›n d›fl›nda, yeni bir örgütlenme ve düzenleme-
yi zorunlu k›lan olgulardan. Ve eski kal›plar› aflarak ye-
ni örgütlenme biçimlerini dayatan bir sorun.
Terör de uluslararas›laflt›.
Çok küçük bir grubun, koca bir ülkeyi alt üst edebile-
ce¤i anlafl›ld›.
Terörizm, bir zamanlar, baz› devletler taraf›ndan, di¤er-
lerini huzursuz etmek için kullan›l›rken, art›k kontrol
d›fl›na ç›kabiliyor.
Evrensel terör, tüm dünyan›n tehdidi hâline gelerek,
egemenlik ötesi bir kimli¤e bürünüyor.
Eski al›flkanl›klar› ve çare mercilerini aflarak ortaya ç›-
kan bir beflinci olguysa silah.
Silahlar›n kontrolü ile ‘egemenlik’ kavram› çeliflir hale
geldi.
Hâlbuki silahlanma tüm dünyay› tehdit ediyor.
Tüm dünya ve insanl›¤› tehdit eden silahlanma ve var
olan silahlar›n kontrolü, insanl›¤›n karfl›s›nda heyula gi-
bi duran tehditlerden. Ulus devletlerin egemenlik anla-
y›fl› bu çeliflkinin çözümünü zorlaflt›r›yor.
Bu soruna çare bulunurken, ulus devlet egemenli¤i de
afl›lacak.
Alt›nc› olgu, dünya gündeminde giderek alevlenen böl-
gecilik konusu.
Drucker, bölgecili¤in ‘ekonomik nedenlerini’, ‘Bilgi Ça-
¤›’n›n bir gerçe¤i olarak görür. Ve bunu flöyle anlat›r:
‘Yüksek teknolojili sektör, Klasik, Neoklasik ya da Key-
nesyen iktisad›n arz-talep denklemlerini izlemez. Bu te-
orilerde üretim maliyeti üretim hacmiyle düz orant›l›
olarak artar. Buna karfl›l›k yüksek teknolojilerde üretim
hacmi artt›kça üretim maliyetleri h›zla düfler.
... Bunun önemi, yüksek teknolojili bir sektörün her
türlü rekabeti ortadan kald›racak flekilde geliflmesinin
olanakl› olmas›d›r. Bu bir kerede gerçekleflince, yenile-
nen sektörün bir daha geri gelme flans› hemen hemen
hiç kalmaz, varl›¤› sona erer. Öte yandan yüksek tek-
nolojili sektör yeterli rekabete ve meydan okumaya sa-
hip olmal›d›r, yoksa büyüyüp geliflemez. Tekelleflir ve
tembelleflir, k›sa sürede gereksizleflir. O nedenle, bilgi
ekonomisi oldukça büyük bir ulusal devletten bile da-
ha büyük ekonomik birimlere ihtiyaç duyar; yoksa re-
kabet edemez. Ama ayn› zamanda sektörün korunma-
s›na ve öteki ticaret bloklar›yla korumac›l›k ya da ser-
best ticaretten çok karfl›l›kl›l›k ilkesi temelinde ticarete
ihtiyaç duyar. Bu, bölgeselleflmeyi kaç›n›lmaz ve geri
döndürülemez k›lan, geçmiflte örne¤i görülmedik bir
durumdur.’
Drucker, bu yaflam gerçe¤inin, ulusal hükümetleri ke-
narda b›rakan ve artan ölçüde önemsizlefltiren bölgesel
hükümet organlar› ile afl›laca¤›n› iddia eder.
Ulus devlet zay›flad›kça, ulus kavram›n›n yerini daha
Okuma Parças›

142
Uluslararas› Ekonomi Politik
küçük birimlerin alma ihtimali art›yor. Drucker, buna
kabilecilik ad›n› veriyor.
Buna Amerika’dan örnek vererek aç›kl›yor. Eskiden
Amerika’n›n çeflitli gruplar› eriten bir kazan oldu¤unu,
bugün ise Asyal›, siyah, kahverengi ya da beyaz, Kato-
lik veya Budist olsunlar, herkesin kimli¤ini koruyarak,
Amerikal› olmaya zorlanmad›klar›n› anlat›yor.
Eski ulus devlet büyüklü¤ü ve anlay›fl›n›n, farkl› grup-
lara fayda sa¤lamad›¤› için herkesin ulusal kimlik d›fl›n-
daki özelli¤i öne ç›k›yor.
Drucker, bu geliflmenin de yedinci ve son olarak ulus
devlet kavram›n›n alt›n› içten oyan bir olgu oldu¤unu
söylüyor.
Dünya ‘Bilgi Ça¤›’n›n’ yeni örgütlenme modelleri üzeri-
ne fikir gelifltiriyor, öngörü yap›yor...”
***
Profesör Peter Drucker, ‘Kapitalizm Sonras› Toplum’
adl› eserini yay›mlayal› epey oldu.
Ama ben ulus devleti bitiren yedi sebebi yeniden hat›r-
latmak istedim.
Çünkü...
Dünya ile z›tlaflmak yerine, nereye gidildi¤ine baksak,
ifller çok kolaylaflacak…
Mehmet Altan, Infomag, 01.07.2012
Liberalsiz Liberalizm olur mu?
Dünya para piyasalar›, sanki azg›n bir bo¤an›n üstünde
zamana karfl› yar›flan bir rodeocunun görüntülerine efl-
lik ediyor. Sürücüsünü tepesinden atman›n peflindeki
hayvan›n ani çömelifli ile çöküyor, ani silkinmesiyle de
yükseliyor. Ama asla durdu¤u yerde istikrarl› bir flekil-
de durmuyor.
Yaflamlar›n›n oda¤›na borsay› yerlefltirmifl olanlar elleri
yüreklerinde, rodeoyu bizzat kendileri oynarm›flças›na
bir heyecanla durumu izleyerek, tepetaklak olup olma-
d›klar›n› görmeye çal›fl›yorlar. 
* * * 
Hayat›n günlük hayhuyu, olup bitenlerin bizi hangi bü-
yük bulvarlardan nereye do¤ru sürükledi¤ini do¤al ola-
rak gözlerden saklar. Yeni teknolojilere uyum sa¤laya-
mad›¤›ndan dolay› iflini kaybetmifl birine ça¤›n de¤ifli-
mini anlatman›n o s›rada hiçbir anlam› yoktur. 
Uluslararas› mali sistemden yükselen çat›rt›l› sesler ara-
s›nda, olup biteni daha genifl bir aç›dan görmeye yara-
yacak ve gidilen istikametin koordinatlar›n› verecek iki
önemli gösterge de belki bu yüzden yeterince izlene-
medi. 
* * * 
Bunlardan birincisi, Eylül ortalar›nda ekonomi sayfala-
r›nda yeralan bir haberdi. Tekelci uygulamalar yapt›¤›
iddias›yla Amerikan Hükümeti ile bafl› derde giren bil-
gisayar programc›s› Microsoft, New York Borsas›'nda
soluk solu¤a takip etti¤i General Electric'i geçerek ilk
s›raya yerleflmiflti. Böylece çok k›sa mazisine ra¤men
Microsoft dünyan›n en pahal› flirketi oluyordu. 
Devlerin amans›z takibi 
Hâlbuki General Electric ile Microsoft'a klasik gösterge-
lerle bak›ld›¤›nda, bisiklet ile TIR'› k›yaslar gibi bir du-
rum ortaya ç›k›yordu. Elektrik donan›m malzemesi üret-
mekte dünyan›n rakipsiz lideri olan General Electric
239 bin kifli çal›flt›r›yordu, cirosu 79 milyar, y›ll›k kâr›
ise 7,2 milyar dolard›. 
Microsoft'ta çal›flanlar General Electric'in onda birinden
de az sadece 22 bin kifliydi. Cirosu 11 milyar, y›ll›k kâ-
r› ise 3,4 milyar dolard›. Ama borsadaki tahvilleri arac›-
l›¤›yla bugün sadece Amerika'n›n de¤il, dünyan›n da
en de¤erli kuruluflu hâline gelmiflti. 
Durum, bilgi üretiminin, sanayi dönemi mal üretiminin
nas›l fiilen önüne geçti¤inin çarp›c› bir göstergesiydi. 
* * * 
‹kinci haber daha yeni, içerik itibariyle de yukar›daki
tespiti pekifltirmekte. 
Forbes Dergisi bir önceki say›s›nda "dünyan›n en zen-
gin dört yüz kiflisini" kapsayan geleneksel listesini ya-
y›nlad›. Microsoft'un kurucusu Bill Gates "dünyan›n en
zengini" olarak listenin bafl›ndayd›. ‹lk on s›ran›n seki-
zinde de Microsoft ve Wal-Mart'›n ortaklar› bulunmak-
tayd›. 
Wal-Mart da yeni ça¤›n ürünü bir kurulufl. Alvin ve Hei-
di Toffler "Yeni Bir Uygarl›k Yaratmak" adl› kitapta bu
flirketi anlat›r: 
"‹kinci Dalga ekonomisinin belirleyici özelli¤i olan kit-
lesel üretim, firmalar, artan ölçüde enformasyon yo¤un,
ço¤u durumda robotlaflt›r›lm›fl imalat sistemleri kullan-
maya bafllad›kça, giderek gereksizleflmektedir. Bu sis-
temler, ürünlerde çok düflük maliyetle müflterilerin ta-
leplerine uygun say›s›z de¤ifliklik yapmay› mümkün k›l-
maktad›r. Bunun devrimci etkisi, kitlesel üretimin kitle-
sel olmaktan ç›kmas›d›r. 
H›zl› ve esnek teknolojilere geçifl, çeflitlili¤i teflvik et-
mekte ve müflteri tercihlerini özgürlefltirmektedir. Bu-
gün bir Wal-Mart ma¤azas› al›c›lara, aras›ndan seçim
yapabilecekleri çeflitli tip, boyut, model ve renklerde
yaklafl›k 110 bin ürün sunmaktad›r. Wal-Mart bir kitle-
sel perakendecidir." 

143
5. Ünite - Amerikan Hegemonyas›n›n Ortaya Ç›k›fl›
Eski ve yeni mücadelesi
Wal-Mart, teknolojideki de¤iflimi kovalayarak "kitlesel
perakendecilik" dönemini açm›flt›r. Gerek Microsoft,
gerek Wal-Mart, "beyin sahiplerinin" dünyan›n eski ge-
leneksel sermayesine fark att›¤› de¤iflik bir dönemin ya
da k›saca “Bilgi Ça¤›”n›n simgeleridir. Sanayi Döne-
mi’nin ölmekte oldu¤unun iflaretleridir. 
* * * 
Ça¤›n de¤iflimi her yeri ayn› h›zla etkilemiyor. Eski çok
h›zl› kayboluyor, ama yeni, ayn› h›zla oluflmuyor. Eski-
nin taraftarlar›yla yeninin kurucular› aras›nda amans›z
bir çekiflme yaflan›yor. 
Mali piyasalardaki kriz de o çekiflmeden kaynaklan›yor
zaten. 
Hem globalleflme realitesini kabul edip, hem de ulus
devlet ölçe¤inde bunun gereklerini yerine getirmemek
dünyay› zehirliyor. Yeryüzü dinamiklerinden nasiplen-
meye çal›fl›rken, onun temel mant›¤›n› inkâr etti¤iniz
vakit kriz ç›k›yor. Yeryüzünün gitti¤i istikametin tersine
eski al›flkanl›klar› korudukça olmad›k zamanda tepe-
taklak gitme riski art›yor. Dünya piyasalar›ndaki krizin
bafllad›¤› Uzak Do¤u Asya ülkelerini de iyi inceledi¤i-
nizde, yeni ça¤›n nimetlerine el uzat›p, kendi bahçele-
rini yeni ça¤a göre düzenlemediklerini görürsünüz. 
Liberallere yaflam hakk› tan›mayan bir sistemin kendisi-
nin liberal oldu¤unu iddia etmesi gibi bir durum bu. 
Devletçili¤i b›rakmayan, banka sistemlerini rasyonel-
lefltirmeyen, özellefltirmesini tamamlamayan, siyaset
rant›n› terk etmeyen bir ulus devlet anlay›fl› da küresel-
leflmeyi çelmeliyor. 
Sosyal güvenlik kurumlar›
"Dünün kurumlar›" say›lan IMF ve Dünya Bankas› gibi
kurulufllar da geçmiflin flartlar›nda do¤duklar› için, her
fleye ra¤men, çaresiz kal›yorlar. 
* * * 
Üstelik bugünün yeni kurumlarla düzenlenmesi gere-
ken sorunlar›, dünden çok farkl›… 
Bunlar›n bafl›nda, ortalama yaflam süreleri artt›¤› için,
ça¤›n en büyük sermaye birikimine dönüflen "emekli
tasarruflar›"n›n nas›l kullan›laca¤› gelmekte... 
Peter Drucker, "Kapitalizm Sonras› Toplum" adl› kita-
b›nda, geliflmifl ülkelerdeki k›rkbefl yafl›n üzerindeki
ço¤unlu¤un en büyük sermayesinin kendilerinden ke-
silen emekli aidatlar› oldu¤unu belirtiyor. Daha sonra
flöyle devam ediyor: "Yaflam beklentilerinin 19’uncu
yüzy›ldakinin iki kat›na ç›km›fl olmas› sonucunda gü-
nümüzde s›radan insanlar›n en büyük ihtiyac›, uzun ya-
flama tehlikesine karfl› bir korunmaya sahip olmakt›r.
19'uncu yüzy›l›n 'hayat sigortas›' asl›nda 'ölüm sigorta-
s›'yd›. Emekli Sand›¤› ise 'yafll›l›k' sigortas›d›r. ‹nsanla-
r›n ço¤unun çal›flma hayat› sona erdikten sonra uzun
y›llar yaflamay› umabildi¤i bir toplumda emekli sand›k-
lar› temel bir kurumdur. 
Emeklilik fonlar›n›n düzenlenmesi ve ya¤mac›lara kar-
fl› korunmas›, politika oluflturucular ve yasa koyucular
için çok önemli bir sorun olmaya devam edecektir. Bü-
yük bir olas›l›kla bu sorun ancak birkaç büyük skandal
yafland›ktan sonra ciddi bir çözüme ulaflt›r›labilecektir.
Ayn› flekilde gerçek sahiplerinin emekli sand›klar›n›n
yap›s›na entegre edilmesi de y›llarca sürecek tart›flma-
lar, deneyler ve 'skandallar' gerektirecektir." 
* * * 
Bir baflka büyük temel sorun ise "reel ekonomi" ile "pa-
rasal ekonomi" ayr›m›n› yeniden yapma zorunlulu¤udur.
Sanayi Dönemi’nde elle tutulan, gözle görülen mallar
ço¤ald›kça para miktar› da ço¤al›r, azald›kça da azal›r-
d›. fiimdi bütün o eski kavramlar ve denklemler kaybol-
du. Para ile üretimin ba¤lant› noktalar› sisler içinde bir
yerlere sakland›. 
* * * 
Dünya globalleflirken, ev ödevini yapmayan devletler
yüzünden, k›sa vadeli büyük sermaye hareketlerinin ül-
kelere çok h›zl› gelip, rahats›zl›klar›n›n artmas› halinde
de çok h›zl› gitmeleri bafltaki rodeo görüntülerini orta-
ya ç›kar›yor. Buna karfl›, sermaye hareketlerinin daha
fazla saydamlaflt›r›lmas›n› öngören pratik ve palyatif
öneriler var. 
Özgürlük ve yasakç›lar
Genel kurullar› dolay›s›yla gündemin ön s›ralar›na ge-
len IMF ve Dünya Bankas›'n› kapsayan genifl yelpazeli
ve radikal di¤er görüfllere de rastlanmakta. Bunlar için-
de IMF'i oldu¤u gibi la¤vetmeyi ›srarla savunan Fried-
man kökenliler de var, eski yasakç› uygulamalara geri
dönülmesini arzulayan devletçiler de... Birinciler özgür-
lükleri art›rarak krizi aflmay› düflünürken, ikinciler ya-
saklarla düze ç›k›laca¤›n› ummakta... 
* * * 
‹kincilerin görmek istemedi¤i, Microsoft'u dünyan›n en
de¤erli flirketi, kurucusu Bill Gates'i de dünyan›n en
zengin adam› hâline getiren sürecin geri döndürüleme-
yece¤i. 
Bu sürece karfl› duranlar yüzünden krizler tabii ki yafla-
nabilir. Zaten yaflan›yor da... 
Ama olup bitene daha so¤ukkanl› bir mesafeden bakt›-
¤›n›zda, krizlerin sonuca hiçbir flekilde etki edemeyece-
¤ini de görüyorsunuz. Olanlar, çok daha iyisini hak et-

144
Uluslararas› Ekonomi Politik
miflken, ulus-devlet yönetimlerinin açgözlülü¤üne kur-
ban gidenlere oluyor. Yoksa tarih çarklar›n› öyle kuv-
vetli çeviriyor ki kimsenin önleyebilmesi mümkün de-
¤il. Zaten yeni bilgisayar programlar› üretme becerisi
sayesinde General Electric gibi bir sanayi devinin önü-
ne geçen Microsoft örne¤ini görünce, gerisini de tart›fl-
m›yorsunuz. 
Ekonomik krizi, üzüntü verici ama uzun vadede pek de
hasar b›rakmayacak bir yol kazas› olarak kabul ediyor-
sunuz sadece...
Mehmet Altan,  Sabah Gazetesi, 10 Ekim 1998
Tarihin utanc›: II. Dünya Savafl›
Alman ordular›, bundan tam 65 y›l önce, 1 Eylül 1939
tarihinde Polonya s›n›r›n› geçerek savafla giriflirken, geç-
mifl yüzy›l›n son büyük felaketini, II. Dünya Savafl›’n›
bafllat›yordu. Yüz milyonlarca insana alt› y›l boyu kâ-
bus yaflatan, tarihin bu utanç sayfalar›n› Ralf Jäckel’in
kaleminden özetliyoruz...
1 Eylül 1939 tarihinde, bugün yeniden meclis binas›
olarak hizmet gören Reichstag’da yapt›¤› bu konuflmay-
la Adolf Hitler, Alman birliklerinin Polonya’ya girdi¤ini,
“Polonya bu gece ilk kez olarak askerleriyle bizim top-
raklar›m›za girerek sald›r›da bulundu. Sabah 05:45’ten
bu yana Almanya bu sald›r›ya karfl›l›k veriyor. fiu andan
itibaren bombaya karfl› bombayla misillemede bulunu-
lacakt›r" sözleriyle haber veriyordu. Bir önceki akflam,
Polonyal› askerlerin k›l›¤›na bürünmüfl SS-birimlerinin
Gleiwitz radyo istasyonuna düzenledi¤i sözde sald›r›,
savafl› hakl› gösteren, göz boyama amaçl› bir tahrikten
ibaretti.
Kafas›nda böyle bir savafl› y›llard›r tasarlayan Hitler, he-
nüz 1924’te yay›nlanan “Kavgam” adl› kitab›nda Alman-
lar’›n “yeni yaflam alanlar›” fethetmesi gerekti¤ini yaz-
maktayd›. Halklar›n aras›nda bar›fl› tesis etmenin zaten
imkâns›z oldu¤una inanan Hitler’in hasta beyni, varola-
bilmenin yegâne yolunu savaflta görmekteydi.
Hitler’in takti¤i
Almanya ile Polonya aras›ndaki iliflkilerin, 1919’daki
Versaille Bar›fl Antlaflmas›’n›n imzaland›¤›, Weimar
Cumhuriyeti döneminden beri gergin oldu¤u bilinmek-
teydi. Antlaflma icab› s›n›r fleridinde baz› bölgeleri Po-
lonya’ya terkeden Almanya ile Do¤u Prusya eyaleti ara-
s›nda, Polonya egemenli¤inde bir toprak fleridi olufl-
mufltu. Almanya’n›n bu durumu içine sindiremedi¤i s›r
de¤ildi. Nasyonal Sosyalistler, 1933 y›l›nda iktidar› ele
geçirdi¤inde Hitler önce taktik gere¤i yapay bir yak›n-
laflma içine girdi¤i Polonya ile bar›fl yanl›s› tutumunun
kan›t› olarak 1934’de bir sald›rmazl›k pakt›n›n imzalan-
mas›na ön ayak oluyordu. Hitler, bu anlaflmayla ilgili
flunlar› söylüyordu:
“Gelecekte iki ülke aras›nda ç›kabilecek bir anlaflmazl›-
¤›n savafl etkinli¤i ile halli yoluna gidilmesi durumunda
meydana gelebilecek felaket, herhangi bir kazan›mla
k›yas edilemeyecek kadar fliddetli olacakt›r. Bu neden-
le; bugünkü Polonya devletinin Führer’i Mareflal Pil-
sudski’nin de ayn› bonkör yaklafl›mla davranmas›ndan
ve ortaklafla vard›¤›m›z bu sonucu akte dökmeyi kabul
etmesinden Alman hükümeti mutluluk duymaktad›r.
Bu akitin içeri¤i yaln›zca Polonya ve Almanya halklar›-
n›n esenli¤ini gözetmekle kalmamakta, ayn› zamanda
genel bar›fl›n güvence alt›na al›nmas›na yüksek bir kat-
k› sa¤lamaktad›r.”
Oysa bar›flla gerçekte ilgili olmayan bu niyetle, Hitler’in
kafas›nda sadece genifllemeye iliflkin planlar yatmaktay-
d›. 1938 y›l›nda önce Avusturya, hemen ard›ndan da Çe-
koslovakya en küçük bir tepkiyle karfl›laflmaks›z›n ilhak
ediliyor, Alman Reich’›n›n s›n›rlar› içine kat›l›yordu.
Polonya’n›n kaderi
1939 A¤ustos’u sonunda Hitler ile Stalin aras›nda imza-
lanan sürpriz sald›rmazl›k pakt› ise bir anlamda Polon-
ya’n›n kaderini belirleyen anahtar olayd›. Çünkü bu
pakt›n eki bir gizli protokolda Polonya topraklar›n›n Al-
man Reich’› ile Rusya aras›nda paylaflt›r›lmas› öngörülü-
yor, bunu izleyen hafta da Alman Wehrmacht birlikleri
Polonya’ya giriyordu. 1 Eylül sabah› gün a¤ar›rken,
Schleswig-Holstein gemisi Danzig kentini bombalama-
ya bafll›yordu.
Hitler birkaç saat sonra Reichstag’daki konuflmas›nda,
“e¤er bir ülke insani savafl kurallar›n› bizzat ihlal edi-
yorsa, bizden baflka türlü davranmam›z› bekleyemez”
dedikten sonra “ve ben, Alman Reich’›n›n güvenli¤i sa¤-
II. Dünya Savafl› milyonlarca kiflinin hayat›na mal olmufltu.

145
5. Ünite - Amerikan Hegemonyas›n›n Ortaya Ç›k›fl›
lanana ve haklar› elde edilene de¤in, kime karfl› olursa
olsun sonuna kadar savafl›r›m” diye sürdürüyordu. Bu
olay›n iki gün sonras›nda ‹ngiltere ve Fransa, Hitler Al-
manyas›’na savafl ilan ediyor ve 20 yüzy›l› kana bulayan
ikinci bir Dünya Savafl› da böylece bafllam›fl oluyordu.
II. Dünya Savafl› s›ras›nda ün kazanan Alman flark›s› Li-
li Marleen'in orijinal sözleri 1915'de, I. Dünya Sava-
fl›’nda Rus cephesinde savaflan Hans Leip taraf›ndan ya-
z›ld›. Daha sonra “Nöbetteki Genç Askerlerin fiark›s›”
olarak yay›nland›. Müzi¤ini Norbert Schultze 1938'de
besteledi. fiark›n›n orijinal ismi “Lamban›n Alt›ndaki
K›z”d› fakat daha sonra "Lili Marleen" olarak ün kazan-
d›. Lale Andersen taraf›ndan 1939'da Marlene Dietrich'in
sesi ile kay›t edilmesi flark›n›n ününü artt›rd›. 1941'de
Belgrad›n iflgali sonucu Belgrad Radyosu'nun Alman
ordusunun radyosu hâline gelmesi ile flark› bütün Av-
rupa ve Akdeniz’e ulaflt›. Çünkü her akflam saat 21:55'de
çal›nmakta ve hem Alman hem de müttefik askerleri ta-
raf›ndan ilgiyle dinlenmekteydi.
Hiroflima unutulmad›
6 A¤ustos 1945 sabah› Albay Paul Tibbets yönetiminde-
ki ''Enola Gay'' isimli B-29 uça¤›, “Küçük Çocuk” isimli
çok gizli bir yükle Güney Pasifik'teki Tinian Adas›'ndan
havaland›. Uça¤›na annesinin ismini veren Paul Tib-
bets'in ve mürettebat›n geri kalan›n›n tek bildi¤i, yükün
çok, ama çok güçlü bir bomba oldu¤uydu.
Saat 02.45'de havalanan Enola Gay, saat 08.00'de için-
den nehirler geçen liman kenti Hiroflima'n›n üzerinde
turlar atarak, saat 08.13'de bombay› 10 bin metreden
hedefe yollad›. fiehrin 580 metre üzerinde patlayan dün-
yan›n savafl amaçl› ilk atom bombas› ilk anda 70 bin ki-
fliyi öldürdü. Japonya'n›n en güzel kenti olarak bilinen
Hiroflima'n›n sular›, topra¤› ve insanlar› zehirlenmiflti.
‹ki ay içinde bomban›n gizli silah› olan radyasyon, ölü
say›s›n› 135 bine ç›kard›. Bombard›man› takip eden befl
y›l içinde radyasyon nedeniyle mutasyona u¤rayan 60
bin kifli daha hayat›n› kaybetti.
Hiroflima'dan sadece üç gün sonra, Japonya'ya bir bom-
ba daha at›ld›. Bu seferki bomban›n ismi ''fiiflman Ço-
cuk''tu. ‹ki kentte ölenlerin say›s›n›n 500 bini aflt›¤› tah-
min ediliyor. 
Deutsche Welle,  1 Eylül 2004,
http://www.dw.de/dw/article/0,,2526086,00.html
II. Dünya Savafl› s›ras›nda ün kazanan Alman flark›s› Lili Marleen'in oriji-
nal sözleri 1915'de, I. Dünya Savafl›’nda Rus cephesinde savaflan Hans
Leip taraf›ndan yaz›ld›. Daha sonra “Nöbetteki Genç Askerlerin fiark›s›”
olarak yay›nland›. Müzi¤ini Norbert Schultze 1938'de besteledi. fiark›n›n
orijinal ismi “Lamban›n Alt›ndaki K›z”d› fakat daha sonra "Lili Marleen"
olarak ün kazand›. Lale Andersen taraf›ndan 1939'da Marlene Dietrich'in
sesi ile kay›t edilmesi flark›n›n ününü artt›rd›. 1941'de Belgrad›n iflgali
sonucu Belgrad Radyosu'nun Alman ordusunun radyosu haline gelmesi
ile flark› bütün Avrupa ve Akdeniz’e ulaflt›. Çünkü her akflam saat
21:55'de çal›nmakta ve hem Alman hem de müttefik askerleri taraf›ndan
ilgiyle dinlenmekteydi.
II. Dünya Savafl› s›ras›nda Japonya'ya atom bombalar›n›n at›lmas› emrini
veren eski ABD Baflkan› Harry Truman'›n torunu, Clifton Truman Daniel,
67 y›l sonra 2012 y›l›nda Japonya’daki y›ldönümü anmalar›na kat›ld› ve
sald›r›n›n kurbanlar› için infla edilen Hiroflima Bar›fl An›t Park›'n› ziyaret
ederek parka çelenk b›rakt›.

146
Uluslararas› Ekonomi Politik
1. a
Yan›t›n›z yanl›fl ise “II. Dünya Savafl› Sonras›n-
da Dünya Ekonomisi” bölümünü yeniden göz-
den geçiriniz 
2. b
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Uluslararas› Kurulufllar” bö-
lümünü yeniden gözden geçiriniz
3. c
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Uluslararas› Kurulufllar” bö-
lümünü yeniden gözden geçiriniz
4. d
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Uluslararas› Kurulufllar” bö-
lümünü yeniden gözden geçiriniz
5. e
Yan›t›n›z yanl›fl ise “ABD ve Dünya Düzeni” bö-
lümünü yeniden gözden geçiriniz
6. a
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Amerikan Hegemonyas›n›n
Yükselifl Dönemi: 1958 - 1970” bölümünü yeni-
den gözden geçiriniz
7. b
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Avrupa Ekonomik Toplulu-
¤u” bölümünü yeniden gözden geçiriniz
8. c
Yan›t›n›z yanl›fl ise “askerî Keynesçilik ve D›fl
Yard›m” bölümünü yeniden gözden geçiriniz
9. d
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Ekonomi Politik ve Hege-
monya” bölümünü yeniden gözden geçiriniz
10. e
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Çok Uluslu fiirketlerin Orta-
ya Ç›k›fl›” bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 
S›ra Sizde Yan›t Anahtar›
Yüklə 3,93 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin