T. C. ŞİŞLİ etfal eğİTİm ve araştirma hastanesi Çocuk sağLIĞi ve hastaliklari anabiLİm dali



Yüklə 367,27 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/5
tarix15.03.2017
ölçüsü367,27 Kb.
#11458
1   2   3   4   5



Ateş 

Yok 



Var 

38 


95 

Karın ağrısı 

Yok 

38 


95 

Var 



Başağrısı 

Yok 

36 


90 

Var 

10 



Bulantı 

Yok 

36 


90 

Var 

10 



Kusma 

Yok 

17,5 



Var 

33 


82,5 

Nöbet 

Yok 

21 


52,5 

Var 

19 


47,5 

Mental 

Yok 

18 


45 

Var 

22 


55 

Yara yerinde akıntı 

Yok 

32 


80 

Var 

20 



Deri altı eritem 

Yok 

38 


95 

Var 



Ense sertliği 

Yok 

37 


92,5 

Var 

7,5 



Kerning 

Yok 

37 


92,5 

Var 

7,5 



Burdzinski 

Yok 

37 


92,5 

Var 

7,5 



Baş çevresinde büyüme 

Yok 

17,5 



Var 

33 


82,5 

 

Şant enfeksiyonu ile hastaneye yatırılan hastaların BOS bulguları 



değerlendirildiğinde BOS’ta protein 14-2947 mg/dl(507,47± 675mg/dl ), BOS 

glukoz 2-72 mg/dl (27,7 ±20,8mg/dl), BOS lökosit sayısı 5-1000 /mm3 ( 504,15± 

411,3/mm3), BOS ‘ta lenfosit 0-100  (41,1±37,3), BOS’ta nötrofil 0-100 

(58,9±37,3), BOS/kan glukoz oranı 0,01-0,72 ( 0,25±0,19) olarak saptanmıştır. 

Ayrıca kan glukozu 68-193mg/dl(110±163mg/dl) , kan lökosit miktarı 4770-

33000/mm3 (17233 ± 7789 /mm3),CRP 0-300 mg/lt (98,9±81,3mg/lt) ve 

sedimantasyon 10-104 /saat ( 41,59±30,7) olarak saptanmıştır.(Tablo 9 ) 

 


 

30

Tablo 9. Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonlu hastalarda laboratuvar   



bulguları 

 N 

Min. 

Max. 

Ort. 

SS 

 

40 1  127  42,35 30,85 



HS Saptanma zamanı 

33 1 


8  6,06  1,80 

Enfeksiyon zamanı 

40 10  300  77,53  80,19 



Protein 

40 14  2947 507,47 675,59 



Glikoz 

40 2 


72  27,70 20,81 

LDH 

12 29  1000 196,83 261,46 



Hücre(Lökosit) 

39 5  1000 504,15 

411,31 

Cl 

38 92  134  112,53  7,79 



Kan glikozu 

40 68  1125 135,70 163,50 



Lökosit 

40 4770  33000 17233,80 

7789,60 

CRP 

40 0  300  98,90 81,39 



Sedimantasyon 

22 10  104  41,59  30,71 



TİT Dansite 

38 1000  1022  1008,89  6,43 



BOS Lenfosit 

40 0  100  41,10 37,32 



BOS PNL 

40 0  100  58,90 37,32 



BOS/Kan glukoz 

40 0,01  0,72  0,25  0,19 



 

Şant enfeksiyonu sebebiyle hastaneye yatırılan hastaların BOS örneklemesi  

ve kültür incelemesi yapılmıştır. 40 hastadan beşinde  (%12,5) BOS kültüründe 

üreme olmamıştır. 40 hastadan 17 ‘sinde ( %42,5)  miks üreme, 12 ‘sinde  (%30 ) 



S.epidermitis ve S.aureus üredi. İki hastada  ( %5 ) brucella, üç  hastada ( % 7,5 )  

Pseudomonas aeruginosa, bir  hastada (%2,5) Candida albicans üremesi 

saptanmıştır.17 miks üremenin 10’unda stafilokok enfeksiyonu, dört hastada 



Pseudomonas  aeruginosa,  iki hastada vankomisin dirençli enterokok, üç  hastada 

vankomisin  duyarlı enterokok, üç hastada E.coli, üç hastada Candida albicans, bir  

hastada klebsiella, iki hastada Stenotrophomonas maltophillia, bir  hastada 

acinetobacterium, bir  hastada Burkholderia glodioli, bir  hastada pnömokok  üremesi 

saptanmıştır (Tablo 10). 

 

     


 

31

 Tablo 10.  VPŞ enfeksiyonunda BOS ‘ta üreyen mikroorganizmalar  



 

0

5



10

15

20



25

30

35



40

45

Yok



Stofilokokler

Miks üreme

Candida

Brusella


Pseudomonas

%

Enfeksiyon Bakterileri

 

 

Ventriküloperitoneal  şant enfeksiyonu sebebiyle başvuran ve Gram pozitif  



mikroorganizmaların üretildiği  27 hastanın  antibiyotik duyarlılığı incelendiğinde; 

24 hastada (% 88,8 ) penisilin direnci, 23 hastada (%85,1) ampisilin direnci, 17 

hastada  (%62,9) eritromisin direnci, 17 hastada oksasilin direnci (%63), 11 hastada 

(%40,7) tetrasiklin direnci, 11 hastada (%40,7) kloramfenikol direnci, 13 hastada 

(%48,1) gentamisin direnci, sekiz  hastada (%29,6 ) levofloksasin  direnci, sekiz 

hastada (%29,6) teikoplanin direnci, beş hastada (%18,5) rifampisin direnci, üç 

hastada (%11) vankomisin direnci, bir hastada (% 3,8) linezolid direnci saptanmıştır 

(Tablo11). 

 

           



 

 

 



 

 

 



 

32

Tablo 11. Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonunda BOS 



örneklemesinde Gram (+) mikroorganizmaların antibiyotik duyarlılığı 

 

  

 



  

 

 



 

 

 



  

 

 



 

 

 



 

 

        



             

            

Şant enfeksiyonu gelişen Gram negatif mikroorganizmaların kültür 

antibiyogramlarına bakıldığında üreyen 10 mikroorganizmanın dokuzunda (%90) 

ampisilin, amoksisilin-klavunilik asit ve sefoksitin direnci, altı hastada (%60) 

sefotaksim ve seftriakson direnci, üç hastada (%60)sefepime ve aztreonam direnci, 

iki hastada (%20)seftazidim ve siprofloksasin direnci, sekiz hastada (%80) TMP-

SMT direnci, bir hastada (%10) gentamisin ve amikasin direnci saptandı. Bütün 

mikroorganizmalar meropeneme hassas saptanmıştır.  İmipeneme ise sadece bir 

hastada (%10) az hassasiyet saptanmıştır. Kültürde pseudomonas üremesi olan bütün 

mikroorganizmalar da piperasilin-tazobaktam ve sefaperazon-sulbaktama hassasiyet 

saptanmıştır (Tablo 12). 



  

  

Sayı 



Seftriakson 

Yok

5

12,5 



Var

35

87,5 



Oksasilin  

Yok

10

37 



Var

17

63 



Ampisilin 

Yok

4

14,8 



Var

23

85,2 



 Eritromisin  

Yok

10

37 



Var

17

63 



Tetrasiklin 

Yok

16

59,3 



Var

11

40,7 



Kloramfenikol 

Yok

16

59,3 



Var

11

40,7 



Gentamisin 

Yok

14

51,9 



Var

13

48,1 



Levofloksasin 

Yok

20

74,1 



Var

7

25,9 



Vankomisin 

Yok

24

88,9 



Var

3

11,1 



Teikoplanin 

Yok

19

70,4 



Var

8

29,6 



Rifampin 

Yok

22

81,5 



Var

5

18,5 



Linezolid 

Yok

26

96,2 



Var

1

3,8 



Kan kültüründe üreme 

Üreme (-) 

27 


67,5 

Üreme (+) 

13 


32,5 

 

33

Tablo 12. Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonunda BOS 



örneklemesinde Gram(-) mikroorganizmaların antibiyotik duyarlılıkları 

 

  



  

Sayı 



 Ampisilin  

Yok 

1

10 



Var

9

90 



Amoksisilin-klavunilat 

Yok

1

10 



Var

9

90 



Sefoxitine 

Yok

1

10 



Var

9

90 



 Sefotaksim  

Yok

3

30 



Var

6

60 



Seftazidim  

Yok

8

80 



Var

2

20 



Seftriakson  

Yok

4

40 



Var

6

60 



Sefepime  

Yok

6

60 



Var

3

30 



Gentamisin  

Yok

8

80 



Var

1

10 



Amikasin 

Yok

8

80 



Var

1

10 



Siprofloksasin  

Yok

8

80 



Var

2

20 



Nitrofurantoin  

Yok

5

50 



Var

4

40 



TMP-SMZ 

Yok

1

10 



Var

9

90 



Piperasin-Tazobaktam 

Yok

5

100 



Var

0



Sefaperazon-Sulbaktam  Yok 

5

100 



Var

0



 

 

Şant enfeksiyonu sebebiyle tedavi edilen hastaların mortalite oranlarına 



baktığımızda 40 hastanın beşinde (%12,5) eksitus saptanmıştır. Eksitus saptanan iki 

hastamızda serebral herniasyon, iki hastamızda şanta bağlı barsak perforasyonu, bir 

hastamızda vankomisin dirençli Enterokok ve Candida  albicans üremesi 

saptanmıştır. 

 

Şant enfeksiyonu gelişen hastalarımızın tedavi protokolleri 



değerlendirildiğinde 40 hastamızdan 16 hastamızın  şantı  çıkarılmış ve eksternal 

ventriküler drenaja alınmıştır, 11 hastamıza intratekal tedavi uygulanmıştır. 

İntratekal tedavi alan hastalardan birine vankomisin, yedi hastaya targocid ve 3 

hastaya amikasin tedavisi uygulanmıştır. Hastalarımıza hastaneye yattıkları ilk gün 

15 mg/doz dört dozda vankomisin ve 100mg/kg/gün dozunda seftriakson tedavisi 


 

34

başlanmıştır.Üç hastada vankomisin’e karşı allerjik reaksiyon geliştiğinden 



tedavilerine intratekal targocid olarak devam edilmiştir. Hastalarda ürüyen 

mikroorganizmaların antibiyotik duyarlılıklarına göre tedavileri değiştirilmiştir. 

 

Şant enfeksiyonlu hastaların hastanede yatış sürelerine bakıldığında  30               



günden az hastanede kalan hasta sayısı 19( %47,5 ) , 30 günden fazla hastanede 

kalan hasta sayısı 21( % 52,5 ) olarak saptanmıştır (Tablo 13 ). 

  

Tablo 13: Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonlu olgularımızın 

hastanede yatış süreleri   

 

 



 

 

    



Hastaların hastaneye yatış süreleri; Yaş, cinsiyet, BOSkültüründe üreyen 

mikroorganizmalar, hidrosefali etyolojisi, BOS bulguları, kan kültürü ve  enfeksiyon 

tipine göre karşılaştırıldığında; 30 gün altında hastanede kalan hastaların yaş 

ortalaması (16,97±23,75 ay), 30 gün üzerinede kalanlarda yaş ortalaması 

(8,5±13,1ay) olarakbulunmuştur. 30 gün üzerinde  yaş ortalaması daha küçük olup 

istatiksel olarak anlamlı bulunmamıştır ( p:0,165) .Hastaların cinsiyetine 

baktığımızda 30 gün altında hastanede yatan olguların  % 57, 9’u erkek, %42,1’i kız 

olduğu görülmüştür. 30 gün  üzerinde hastanede yatan olguların  %33,3  erkek,   

%66,7 kız olarak   saptanmıştır.30 gün üzerinde hastanede kalan hastalarımızdan 

kızların sayısı erkeklere göre daha fazlaydı ama istatiksel olarak anlamlı 

bulunmamıştır ( p:0,119).Enfeksiyon bakterilerine göre hastanede kalış süreleri 

karşılaştırıldığında BOS’ta polimikroorganizma saptanan hastaların hastanede yatış 

süreleri çoğunlukla 30 günden fazla olarak saptanmıştır ( %52,4 ) fakat istatiksel 

olarak anlamlı bulunmamıştır (p:0,259) . Hidrosefali etyolojisine göre değerlendirme 

yapıldığında meningomyelosel tanısı olan hastaların hastanede yatış süreleri daha 

fazla bulunmuştur ancak sonuçlar istatiksel olarak anlamlı bulunmamıştır(p: 

0,778).Hastanede yatış süreleri BOS bulguları ile birlikte değerlendirildiğinde 

hastanede 30 günden fazla kalan hastaların BOS lökosit sayısında % 61,8 PNL 



  

 Gün 

Sayı 



Hastanede Yatış 

Süresi 

<30  

19 


47,5 

>30  

21 


52,5 

 

35

hakimiyeti saptanmış olup sonuçlar istatiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p: 



0,605). Hastaların BOS/ kan glukoz değerlerine bakıldığında 30 gün altında 

hastanede yatan hastalarda bu oran  (0,36±0,18) ,30 gün üzerinde yatan hastalarda ise 

bu oran ( 0,15± 0,12) olarak bulunmuştur. Sonuçta 30 günden fazla hastanede yatan 

hastaların BOS glukoz değerleri istatiksel olarak anlamlı    düşük bulunmuştur 

(p:0,0001) (Tablo 14 ). Hastanede kalış süresi 30 günden az olanların %78,9 ‘unda 

kan kültüründe üreme saptanmamıştır. Hastanede kalış süresi 30 günden fazla 

olanların %57,1 ‘inde, hastanede kalış süresi 30 günden az olanların büyük 

çoğunluğunda kan kültürlerinde üreme saptanmamış olup, her iki gruptada hastanede 

yatış süreleri ile kan kültürü sonuçları arasında istatiksel olarak anlamlı ilşki 

bulunmamıştır (p:0,141 ) (Tablo 15). 



 

 

 

 

Tablo 14. BOS bulgularının hastanede yatış sürelerine etkileri 

 

<30 Gün 

>30 Gün 





Yaş (ay) 

16,97±23,75 8,5±13,1  1,42  0,165 



BOS Lenfosit 

44,37±39,09 38,14±36,36  0,52  0,605 



BOS PNL 

55,63±39,09 61,86±36,36  -0,52  0,605 



BOS/Kan Glukoz 

0,36±0,18 0,15±0,12  4,44 0,0001 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

36

Tablo 15. Hastanede yatış sürelerini etkileyen faktörler 



 

  

  

<30 Gün 

>30 Gün 

 

Cinsiyet 



Erkek 

11

57,9%



7  33,3%  χ²:2,43 

Kız 

8

42,1%



14  66,7% p=0,119 

Enfeksiyon 

Bakterileri 

Üreme yok  

4

21,1%



4,8%  


Stafilokoklar 

6

31,6%



6  28,6%  

Miks üreme 

6

31,6%



11  52,4%  

Candida  

0

0,0%



4,8%  


Brucella 

2

10,5%



0,0%  χ²:6,52 



Pseudomonas 

1

5,3%



9,5% p=0,259 



Hidrosefali etyolojisi 

Enfeksiyonlar 

3

15,8%



9,5%  


Konjenital malformasyon 

10

52,6%



14  66,7%  

Hemoroji 

2

10,5%



9,5%  


Araknoid kistler 

1

5,3%



0,0%  χ²:1,77 



Sınıflandırılamayanlar 

3

15,8%



3  14,3% p=0,778 

kan kültüründe 

üreme 

Üreme (-) 

15

78,9%



12  57,1%  χ²:2,16 

Üreme (+) 

4

21,1%



9  42,9% p=0,141 

Pandy 

Negatif 

4

21,1%



4,8%  


(+) 

3

15,8%



4,8%  


(++) 

4

21,1%



6  28,6%  

(+++) 

7

36,8%



7  33,3%  χ²:6,68 

(++++) 

1

5,3%



6  28,6% p=0,153 

SET Proksimal 

Ventrikülit 

5

26,3%



4  19,0%  χ²:0,302 

Menenjit 

14

73,7%



17  81,0% p=0,583 

SET Distal 

Yok 

14

73,7%



11  52,4%  

Bakteriyemi 

4

21,1%



9  42,9%  χ²:2,18 

Peritonit 

1

5,3%



4,8% p=0,335 



SET Yavaş  

Seyirli Klinik 

Yok 

11

57,9%



11  52,4%  

Şant disfonksiyonu 

8

42,1%



9  42,9%  χ²:0,961 

Şant boyunca sıvı sızması 

0

0,0%



4,8% p=0,618 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

37

TARTIŞMA 

Günümüzde hidrosefali tedavisinde en etkin tedavi yöntemi olmamakla 

birlikte intraventriküler BOS birikiminin neden olduğu intrakranial basıncı düşürmek 

amacıyla, BOS’un başka bir vücut boşluğuna drenajını sağlayan şant sistemleri halen 

yaygın olarak kullanılmaktadır(1.3.41). Bu sistemler tedavi maliyetleri yüksek ve 

tedavisi güç olan komplikasyonları da beraberlerinde getirmektedirler. Özellikle 

pediatrik yaş grubundaki hidrosefali hastalarının tedavisinde kullanılan VPŞ 

sistemlerine bağlı komplikasyonlar operasyonu takip eden ilk bir kaç ayda en yüksek 

düzeye ulaşmaktadır. Pediatrik dönemindeki şant komplikasyonlarının yaklaşık 

%50’sini  şant tıkanmaları oluştururken, ikinci sırayı  şant enfeksiyonları almaktadır 

(2, 5). Subdural kanama ve effüzyon, aşırı drenaj sendromu, slit ventrikül sendromu, 

şant migrasyonu, şant kopması,  şant kırılması, psödokist, intestinal perforasyon, 

pnömosefalus gibi komplikasyonlar daha nadir olarak görülmektedirler (2, 5). 

 

VPŞ takılması sonrası gelişen komplikasyonlar temelde operasyon öncesi, 



operasyon sırasında ve sonrasındaki teknik detaylardan köken almaktadırlar (41).   

 

Literatürde pediatrik yaş grubundaki hidrosefali olgularının cinsiyete göre 



dağılımları %55-60 erkek, %40-45 kız olarak bildirilmektedir (26, 27-30). Choux ve 

arkadaşlarının (26) 600 olgudan oluşan çalışmalarında olguların cinsiyete göre 

dağılımları 345 erkek ve 255 kız, Güzelbağ ve arkadaşlarının (29) 306 olguluk 

çalışmasında 165 erkek, 141 kız, Kontny ve arkadaşlarının (27) çalışmasındaki 

olguların 145’i erkek, 109’u kız, Casey ve arkadaşlarının (30) çalışmasındaki 

olguların 90’ı erkek, 65’i kız, Vanaclocha ve arkadaşlarının (31) çalışmasındaki 

olguların 20’si erkek, 12’si kız, Davis ve arkadaşlarının (32)  çalışmasında olguların 

678’i erkek, 515’i kız, Kulkarni ve arkadaşlarının (28) çalışmasında olguların % 54’ü 

erkekti olarak bildirilmektedir.   

 

Bizim olgularımızı 1-84 ay yaş aralığında hidrosefali sebebiyle 



ventriküloperitoneal  şant takılan ve enfeksiyon gelişen hastalar oluşturmaktaydı.  

2001-2008 tarihleri arasında takip edilen 40 olgunun 18’i (%45) erkek, 22’si (%55) 

kız idi. Olgularımızın cinsiyetlerine göre dağılımı literatür ile uyumlu değildi. 


 

38

Literatürde pediatrik dönemindeki hidrosefali olgularının etyolojilerine göre 



dağılımlarında OHKD sebebiyle gelişen hidrosefali olguları ilk sırayı almaktadır 

(27.29.36). Güzelbağ ve arkadaşlarının (29) serilerinde 306 olgunun 109’u, Kulkarni 

ve arkadaşlarının (28) serilerinde olguların %21,7’si, Bierbrauer ve arkadaşlarının 

(36) serilerindeki olguların %28’i, Kontny ve arkadaşlarının (27) 350 olguluk 

serilerinde 133 olgu OHKD’ne bağlı hidrosefalisi olan olgulardan oluşmaktaydı. 

Bizim 40 olgudan oluşan serimizde ise; 20 (%50) olguda OHKD sebebiyle 

hidrosefali gelişmişti. Olgularımızın hidrosefali etyolojilerine göre dağılımları 

literatür ile uyumlu olup, etyolojik nedenler içerisinde OHKD’leri ilk sırayı 

almaktaydı. 

 

Literatürde özellikle yaşamın ilk bir yılında  şant takılan olgularda şant 



enfeksiyonlarının görülme oranları daha ileri yaştaki olgulara oranla daha yüksek 

olarak bildirilmektedir (2. 23. 24.25.28.31). Pople ve arkadaşlarının (24) yaptığı 296 

olguluk retrospektif çalışmada altı aydan küçük infantlarda şant enfeksiyonu oranı 

%15.7 iken, daha büyük yaştaki çocuklarda ise bu oran %5.6 olarak bildirilmektedir. 

Güzelbağ ve arkadaşlarının (29) çalışmasında bir yaş altında  şant takılan olgularda 

şant enfeksiyonu oranı %16 olarak bildirilmektedir. Kulkarni ve arkadaşları (28) 

çalışmalarında şant enfeksiyonu için şant takılma yaşının küçük olmasını risk faktörü 

olarak bildirmektedirler. Bizim çalışmamızda ise şant enfeksiyonu sebebiyle 

çalışmaya dahil edilen olgulardan 17’si (%42,5) 0-1 yaş aralığında geri kalan 23 olgu 

ise(%57,5) 1-7 yaş arasındaydı. Olguların yaş gruplarına göre şant enfeksiyonu 

görülme oranlarımız literatürle paralellik göstermemekte idi. 

 

Literatürde OHKD’ne eşlik eden hidrosefali olgularına takılan VPŞ’larda şant 



enfeksiyonu oranı yüksek olarak bildirilmektedir (23.27.28.29.31). Kontny ve 

arkadaşlarının (27) çalışmasında OHKD’ne bağlı olarak gelişen hidrosefali 

hastalarında  şant enfeksiyonu oranı %10,5 olup, aynı çalışmada diğer etyolojik 

nedenlerle şant takılan olgulardaki şant enfeksiyonu oranlarından daha yüksek olarak 

bulunmuştur. Tuli ve arkadaşlarının (39) çalışmasında 73 OHKD’li olgunun 11’inde 

(%5.06) şant enfeksiyonu gelişmiş ve OHKD’li olgularda morbidite ve mortalitenin 

nedeni olarak şant enfeksiyonlarını bildirmektedirler. Bizim çalışmamızda da 


 

39

OHKD’ne eşlik eden hidrosefali sebebiyle şant takılan ve enfeksiyon gelişenolgu 



sayısı 20 olup ventriküloperitoneal şant enfeksiyonu sebebiyle takip ve tedavi edilen 

hastalarımızın %50 ‘sini oluşturmaktaydı. OHKD’ne bağlı olarak hidrosefali gelişen 

olgularda şant enfeksiyonu oranlarımızın yüksekliği literatürle uyumlu bulunmuştur. 

 

Şant operasyonlarını takip eden ilk iki ayda şant enfeksiyonu riskinin daha 



yüksek olduğu literatürde bildirilmektedir (5, 23, 26,28,31). Choux (26) ve Kulkarni 

(28) çalışmalarında  şant enfeksiyonlarının büyük çoğunluğunun operasyonu takip 

eden ilk üç ayda ortaya çıktığını bildirmektedirler. Choux ve arkadaşları (26) 

çalışmalarında  şant enfeksiyonlarının %57’sini şant takılmasını takip eden ilk bir 

ayda, %85’ini ilk dört ayda ve %15’ini dördüncü aydan sonra gördüklerini 

bildirmektedirler. Casey ve arkadaşları (30) olgularındaki  şant enfeksiyonlarının 

%92’sinin  şant takılmasını takip eden ilk üç ayda olduğunu bildirmektedirler. 

Kulkarni ve arkadaşlarının (28) çalışmasında  şant enfeksiyonu gelişen olgularda 

reoperasyon zamanı 4-177 gün arasında olup, ortalama değer 36 gün olarak 

bildirilmektedir. 

 

Bizim çalışmamızda ventriküloperitoneal şant enfeksiyonu sebebiyle takip 



ettiğimiz hastalarda enfeksiyon bulgularına en erken postoperatif 10.günde en geç 

postoperatif 300.günde rastlanmakta olup ortalama değer 77,53 ve standart sapma 

80,19 saptanmış olup şant enfeksiyonlarının postoperatif gelişme periyodu literatür 

ile uyumlu olarak bulunmuştur.      

 

Literatürde postoperatif erken dönemde şant enfeksiyonlarından sorumlu 



mikroorganizmalar deri  florasında  bulunan stafilokoklar olarak bildirilmektedir (23, 

24,26-28,31,37,41). Choux ve arkadaşlarının (26) çalışmasında 

şant 

enfeksiyonlarında  S.epidermidis %44, S.aureus %23, daha az olarak da 



Enterobacter,  S.hemoliticus, Acinobacter, P.aeruginosa ve C.albicans enfeksiyon 

etkeni olarak bildirilmektedir. Kulkarni ve arkadaşlarının (28) serilerinde ise kültürde 

üretilen mikroorganizmaların 48,4’ü S.aureus, %38,7’si koagülaz negatif 

stafilokoklar olarak bildirilmektedir. Pople ve arkadaşları (24) çalışmalarında 

operasyon sırasındaki kontaminasyonlarda en sık  koagülaz negatif stafilokokların 



 

40

enfeksiyon etkeni olduğunu bildirmektedirler. Kontny ve arkadaşlarının (27) 



çalışmasında da izole edilen 28 mikroorganizmanın 16’sını  S.epidermidis 

oluşturmaktadır. Vanaclocha ve arkadaşlarıda (31) şant enfeksiyonunda izole ettikleri 

mikroorganizmaların %71,8’ini koagülaz negatif stafilokokların oluşturduğunu 

bildirmektedirler. 

 

Bizim çalışmamızda da postoperatif dönemde gelişen 40 şant enfeksiyonunun 



35’ünde kültürde mikroorganizma üretildi, beşinde ise üreme olmadı. Kültürde 

üremesi olan 35 olgumuzun 12’sinde (%30) enfeksiyondan sorumlu 

mikroorganizmalar  S.epidermidis ve S.aureus,  koagülaz negatif stafilokok’lardı, 

bununla birlikte kültürde üremesi olan olguların 17’sini mikroorganizmalar arasında 

yine koagülaz negatif stafilokokların çoğunluğu oluşturduğu miks üremenin izlendiği 

olgular oluşturmaktaydı. Geri kalan 11 olgunun ikisinde (%5) Brucella, üçünde 

(%7,5) C.albicans, birinde ise (%2,5)etken mikroorganizma P.aeroginosa idi. 

Çalışmamızdaki  şant enfeksiyonu etkeni olan mikroorganizmalar literatürle 

karşılaştırıldığında literatürle uyumlu olarak bulunmuştur. 

 

Literatürde  Gram pozitif üremenin gözlendiği VPŞ enfeksiyonu olgularının 



antibiyotik dirençliliğine bakıldığında Fong ve ark.(50) Stafilakok enfeksiyonunda 

efektif  tedavi seçeneğini  kloksasilin olarak saptamışlardır. Pfaus ve ark.(52) 

stafilokok ventrikülitli olguların intraventriküler vankomisinin en etkili ilaç olduğunu 

yazmışlardır. Cunha ve ark.(51) da en etkili tedavinin vankomisin olduğunu 

savunmuşlardır. Jourdan ve ark ise şant enfeksiyonu gelişen olgularda en etkin 

tedavinin Teikoplanin olduğunu söylemişlerdir. Bizim çalışmamızda ise Gram pozitif 

mikroorganizmalarda tedavi seçeneği olarak en etkili antibiyotik ajanlar rifampisin, 

linezolid ve vankomisin olarak saptanmıştır. 

 

Literatürde Gram negatif üremenin gözlendiği VPŞ enfeksiyonlu olglarının 



antibiyotik dirençliliğine bakıldığında Latif ve ark.(53 )27çocukta seftriaksonun 

BOS’a geçişini incelemişlerdir. Hem external ventrikülotomi drenajı hemde VPŞ’a 

bağlı gelişen menenjitlerde seftriaksonun BOS‘a geçisinin iyi olduğu ve tedavideki 

yeri vurgulanmıştır. Segal-Maurer ve ark. (54) seftazidim dirençli klebsiella’ya bağlı 



 

41

VPŞ enfeksiyonlu olguda meropenem, imipenem ‘e duyarlılık saptanmıştır. Lu ve 



ark (55) hastane kökenli Gram negatif enfeksiyonlara karşı üçüncü kuşak 

sefalosporinlere direnç geliştiği vurgulanmaktadır. Barsic ve ark.(56) Gram negatif 

mikroorganizmalarda en etkin tedavinin siprofloksasin olduğu saptanmıştır. Bizim 

çalışmamızda Gram negatif mikroorganizmaların antibiyotik dirençliliğine göre en 

etkili antibiyotik meropenem olarak saptanmıştır. Pseudomonas için ise piperazin-

tazobactam ve sefoperazon-sulbaktam en etkili olarak bulunmuştur. 

 

Literatürde ventriküloperitoneal şant enfeksiyonlu olgularda prematüritenin 



önemli bir risk faktörü olduğu yönünde yayınlar mevcuttur.


Yüklə 367,27 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin