Microsoft Word 08-ozkul-osman doc


Dağlık Karabağ Sorununun Ortaya Çıkışı ve Azerilerin Göçe



Yüklə 409,33 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/24
tarix02.01.2022
ölçüsü409,33 Kb.
#40824
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   24
acarindex-1423873173

2. Dağlık Karabağ Sorununun Ortaya Çıkışı ve Azerilerin Göçe 

Zorlanması 

Dağlık Karabağ sorununu daha iyi analiz edebilmek için öncelikle, sorunun 

esas kaynağı olan Ermeni milletinin hangi dönemlerden geçerek bir “Erme-

nistan Devleti” kurma fırsatı elde ettiğini belirtmek gerekir. Bunun için de 

XX. yüzyıla kadar hiçbir zaman bir devlet kuramamış, hatta Osmanlı İmpara-

torluğu döneminde, devlete bağlılıkları nedeniyle; ‘millet-i sadıka” olarak 

nitelenen Ermenilerin, bağımsız bir devlet kurma fikrinin nereden beslendiği-

ni ve bunu adım adım gerçekleştirmek için XIX. yüzyılın başlarından itibaren 

nelere başvurduklarını aydınlatmak yararlı olacaktır. 

Ermenilerin bir devlet kurma fikrini besleyen faktörleri incelediğimizde; önce-

likle karşımıza sömürgeci devletler çıkmaktadır. Bu çerçeve içinde değerlen-

diğimizde, Ermenilerle ilk ilgilenen devletler; Çarlık Rusya’sı ile Britanya 

İmparatorluğu olmuştur. Çar I. Petro döneminden itibaren, geleneksel olarak 

Basra Körfezi’ne ve Akdeniz’e inmeyi amaçlayan Rusya, Kafkaslara hâkim 

olduktan sonra, Osmanlı  İmparatorluğu’na karşı, XIX. yüzyılda sürdürdüğü 

savaşlarda, Anadolu ve Kafkasya’daki Ermenilerden faydalanmaya çalışmış; 

bu amaçlarına ulaşmayı da başarmıştır. 

Fakat aynı zamanda, Ruslar’nın Ermeniler üzerinden yürüttüğü politikadan 

ürken  İngilizler, onların maksatlarının Doğu Anadolu’yu Slavlaştırarak sıcak 

denizlere inmek olduğunu anlamakta gecikmemiştir. Ruslar da, hem ekonomik 




biligGüz / 2009, Sayı 51 

 

142 



nüfuzunun, hem de sömürge yollarının güvenliği için, bölgede kendisine ba-

ğımlı bir Ermenistan yaratmanın hesapları içine girmişlerdir (Öke 1991: 71). 

İngiliz misyonerlerin, Ermeni kilisesinin propagandasının etkisi altında kalma-

ları ve onların aktardıkları bilgileri kabullenmelerinden ötürü, Ermeniler ara-

sında Türk Düşmanlığı fikri gelişmiştir. Sonuçta, Rusya ile İngiltere’nin siyasi 

ve ekonomik nüfuz sahalarını genişletme çabaları, milletlerarası platformda 

bir “Ermeni Meselesi” doğurdu. Ermenilerin büyük bir kısmı, Ruslar tarafın-

dan Kafkasya’nın Türklerle meskûn eyaletlerine getirilip yerleştirilmiş oldukla-

rından, kendilerini Müslümanların egemenliğinden kurtaran Çarlık yönetimi 

ile iyi ilişkiler içinde bulunmayı tercih etttiler. Rusların himayesinde nefes 

alabileceklerini uman Ermenilerden birçoğu, çok geçmeden Rus hizmetine, 

orduya ve başka hizmetlere girdiler. Böylece, bir taraftan Rus ordusuna ve 

devlet yönetimlerine giren Ermeniler, Kafkasya’daki Türklere baskı yaparken; 

diğer taraftan da, bilhassa Rusya’da yetişen Ermeni gençlerin başkanlığında 

kurulan çeteler ile Kafkasya ve Doğu Anadolu’da Türklere yönelen katliam-

larla önemli rol oynamaya başladılar (Öke 1991: 73). 

XIX. yüzyılın sonlarına kadar Ermeniler planlı bir şekilde yıldırma ve kaçırma 

eylemleri yaparak amaçlarına ulaşmaya çalıştılar. Bu yıllarda; Taşnak Parti-

si’nin kurulması ile birlikte organize bir şekilde faaliyete geçen Ermeniler 20. 

yüzyılın başlarında “Türksüz Büyük Ermenistan” politikasını uygulamaya baş-

ladılar. 1905–1907 yılları arasında Erivan bölgesinde Azeri Türklerine karşı 

yapılan soykırımla ilgili çok kısıtlı bilgiler mevcuttur. Hatta Azerbaycan Devlet 

Tarih Arşivi’nde bu dönemle ilgili belgeler yoktur. Bu dönemle ilgili belgeler 

Sovyet döneminde çeşitli yönetim kademelerinde ve arşivlerde çalışan Ermeni-

ler tarafından yok edilmiştir.” (http: //www.turksam.org/tr/, 26 Nisan 2007). 

Osmanlı Devleti 29 Ekim 1914 tarihinde Birinci Dünya Savaşı’na girerek 

çeşitli cephelerde İtilaf devletlerine karşı savaşmaya başladı. Enver Paşa 

komutasındaki Türk ordusu Ruslara karşı Kafkasya cephesinde ilerleyince, 

Ermeniler Rus Ordusunun yanında savaşa katıldı. Ermenilerin ileri gelenleri 

kapı kapı dolaşarak bütün Ermenileri silahlanmaya çağırdı Türkler aleyhine 

harekete geçen Ermenilerin masraflarını ise İngilizler karşıladı. Böylece Ruslar 

ve  İngilizler tarafından desteklenen Ermeniler, Kafkas ordusunun ilerleyişini 

engellemeye ve yıpratmaya çalıştılar. Ruslar her zaman olduğu gibi kendi 

amaçlarına ulaşmak için Ermenilerden yararlanmak istemişler, fakat onlar 

için her hangi bir riske girmemişlerdir. Bu defa da aynı  şekilde Ermenilere 

desteğini kaldırarak Rus ordusu Kafkas cephesinden çekildi. Silahlanan Er-

meniler Türk ordusundan kaçarak Erivan Bölgesine yerleşmeye başladılar. 

Osmanlı Devleti’nde Türklere karşı yaptıkları katliam ve soykırımı Erivan 

Bölgesi’nde tekrarladılar (Hatemov 2005: 9). 



Özkul, Vermez, Dağlık Karabağ Göçmenlerinin Sosyo-Ekonomik Sorunları

 

 

143 



Bolşevik  İhtilali’nden sonra Sovyetler Birliği döneminde ise taşnak komitesi 

üyeleri, “Bolşevik” oldular. Ermeniler ‘’Bolşevik’’ adı altında Sovyetler Birliği 

Döneminde Azeri Türklerine karşı soykırımı devam ettirdiler. Bu soykırım 

gizli şekilde yapılmakta ve Ermenistan’ın Türklerden tamamen temizlenmesi 

amaçlanmaktaydı. Sovyetler Birliği’nin II. Dünya Savaşına kadar olan dö-

neminde, devlet karşıtı suçlamasıyla birçok Azeri Türkü ölüme mahkûm edil-

di veya Sibirya’ya sürgün edildi.  

Ancak  İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra da Ermenistan’ın Ermenileştirilmesi 

politikası devam ettirilmiştir (Beşiroğlu 2001: 463). Ermenilerin Azerilere 

karşı etnik “temizleme” politikası başarılı bir şekilde uygulanmıştır. Fakat 

Ermeniler bu yıllarda tamamen belirledikleri hedeflere ulaşamamışlardır. Zira 

Ermenilerin nihai hedefi “Türksüz Ermenistan” için Türk nüfusun Ermenis-

tan’dan tam olarak çıkarılmasıdır. Bu ise tehcir ve soykırım politikalarıyla 

gerçekleştirilmeye çalışılmıştır (Muradov 2003: 39).  

Ermenistan’daki Ermenilerin Azerbaycan sınırları içerisindeki kalan Dağlık 

Karabağ’ı kendilerine bağlamak istemeleri sonucunda başlattıkları saldırılarla, 

Azerbaycan hiç istemediği bir çatışmanın içerisine sürüklenmiştir. Bu olaylar 

sonucunda Ermenistan’da yaşayan Azerilere yapılan baskılar ve bu insanla-

rın Ermenistan’dan zorla göç ettirilmeleri için yapılan planlar, Azerbaycan’ın 

sert tepkisine yol açmıştır. Bunun sonucunda beklenildiği gibi Azerbaycan’da 

da Ermenilere karşı baskı ve şiddet düzenlenmiştir.  

Bu olaylar Moskova merkezi yönetimini harekete geçirmiş ve böylece 17 

Ocak’tan itibaren Azerbaycan’a Sovyet askerleri girmeye başlamıştır. 19 Ocak’ta 

bu askerlerin sayısı 24.000 olmuştur. 20 Ocak’ta bu askerler zırhlı araç ve tank-

lar eşliğinde Bakü’ye girmişlerdir (Budak 1996: 111). Bu saldırıların olması için 

adeta Sovyet yöneticiler gereken şartları hazırlamışlardır. Nitekim bu göçmenlere 

dönemin Sovyet yetkilileri yardım etmemişler; hatta bu insanların Azerbaycan’ın 

başkenti Bakü’ye girişleri bile yasaklanmıştır. Bu nedenle göçmenlerin bir kısmı 

en yakındaki büyük şehir olan Sumgayıt’a gitmişler; buradaki bazı kışkırtmalar 

ile Sumgayıt’ta olaylar meydana gelmiştir (Aslanlı 2001: 400). 

Bu gelişmelerden sonra, Azerbaycanlıların gösterdikleri tepkilerin bir ifadesi 

olarak; Sumgayıt ve 20 Ocak olayları meydana gelmiştir. Bu olaylar ise Mos-

kova yönetimini, durdurmak yerine, Azerbaycan’ı yeniden işgal yönünde 

harekete geçirmiştir. Böylece Ruslarla beraber Ermenilerin askeri ve siyasi 

baskısı artarak devam etmiş, fırsattan istifade Azerbaycan’ın birçok bölgesi 

işgal edilmiştir. Bunun sonucunda ise Azerbaycan halkının kolay unutama-

yacağı ve günümüze kadar her sene ulusal matem olarak bilinen 20 Ocak 

1991 olayları yaşanmıştır. Bu olaylar, çatışmaları daha da kışkırtmış ve böy-

lece daha yeni katliamlara zemin hazırlanmıştır. 

Yukarıda da kısaca anlatıldığı gibi Ermenistan’dan Azerilerin göçe zorlanma-

larıyla beraber Azerbaycan'a büyük bir göç başlamıştır. Son olarak Ermenis-




Yüklə 409,33 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   24




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin