GÖz biLİMİ SÖZLÜĞÜ Dr. Ömer Faruk Recep Göz Bilimi Sözlüğü



Yüklə 1,32 Mb.
səhifə13/22
tarix07.01.2017
ölçüsü1,32 Mb.
#5037
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   22

M


Machine, Goldmann-Weekers/ Goldmann-Weekers makinesi: Bkz. Goldmann-Weekers adaptometer.

Macroaneurysm/ makroanevrizma: Büyük anevrizma. Retinal (artery) / retinal (arter) makroanevrizma(sı): Retina arteryollerinin daha çok arteryosklerotik veya hipertansif kişilerde görülen büyük anevrizması.

Macropsia/ makropsi: Cisimlerin olduğundan daha büyük görünmesi hali.

Macula (1)/ maküla: Lökomdan daha az, nebuladan daha fazla olan kornea kesifliği.

Macula (2)/ maküla: Retinanın merkezindeki damarlarla çevrili ve merkezî görmeden sorumlu bölüm. Dragged : Bkz. Macular heterotopia. lutea/ maküla lutea, sarı leke: Retina üzerinde görüntünün en net olarak oluştuğu sarı renk gösteren küçük bölge.

Macular/ maküla _, makülada, maküler: Maküla ile ilgili.

Maculopathy/ makülopati: Maküla hastalığı, maküla bozukluğu. Atrophic / atrofik makülopati: Retina dekolmanı cerrahisinde genellikle koroidal kanama sonucu, subretinal boşlukta yerçekiminin etkisiyle kan birikmesi yüzünden meydana gelen makülopati. Bicycle-wheel / bisiklet tekerleği makülopatisi: Konjenital retinoskiziste radyal dizilen kistik boşlukların oluşturduğu görünüm. Bull’s eye / hedef tahtası merkezi şeklinde makülopati: Genişleyen hiperpigmente bir halka içinde yer alan pigmentsiz bir bölge ile çevrilmiş santral foveolar hiperpigmentasyon. Cellophane / selofan makülopati: Retina ön yüzündeki fibröz bir doku katmanının kırışık bir yüzey oluşturduğu preretinal maküla fibrozisi. Crystalline / kristal makülopati: Kristal şeklinde maküla depozitleri ile karakterize makülopatilerden her biri. Myopic / miyopik makülopati: Yüksek miyopide göz küresinin giderek artan uzayışı sonucu retina ve koroidde meydana gelen dejeneratif değişiklikler. Pigmentary / pigmenter makülopati: Genellikle aşırı kriyoterapi sonucu ortaya çıkan pigment saçılmasıyla karakterize makülopati.

Madarosis/ madarozis: Kirpiklerin kaybı.

Magnification, optical/ optik büyütme: Bir cismin özel cihazlar kullanılarak görüntüsünün büyütülmesi şeklinde az görenlere yardım yöntemi.

Magnifier/ büyüteç: Bakılan cismin büyük görüntüsünü veren, elde tutularak ve cismin üzerine konularak kullanılan bir optik cihaz.

Malingering/ temaruz, simülasyon, hasta görünme: Kişinin kendi isteği ile görme keskinliği veya benzer başka test sonuçlarını düşük çıkarması.

Mammillations, iris/ iris mamilasyonları: İris üzerinde küçük, düzenli aralıklarla yerleşmiş meme başı şeklindeki lezyonlar.

Maneuver, Doll’s head/ taş bebek manevrası: Bkz. Doll’s head test.

Manipulator, lens/ lens manipulatörü: Göz içi yapay lensi uygun şekilde yerleştirmek için kullanılan Y veya T şeklinde âlet.

MAP: Bkz. Motion automated perimetry.

Map, corneal topographical/ korneal topoğrafya haritası: Korneanın, korneal topoğrafya yöntemi ile alınan yüzey profil haritası.

Mapping, corneal/ kornea haritalaması: Bkz. Corneal topography. Scotoma / skotom haritalaması: Görülmeyen kısımların görme alanı tetkiki ile ortaya çıkarılması.

Margin, ciliary/ silier kenar: İrisin silier cisimle bağlantı yaptığı bölüm. Infraorbital / infraorbital kenar: Orbitanın lateral kısımda zigomatik, medial kısımda maksilla tarafından oluşturulan alt kenarı. Lateral (of orbit)/ (orbitanın) lateral kenar(ı): Orbitanın frontal ve zigomatik kemikler tarafından oluşturulan dış kenarı. Medial (of orbit)/ (orbitanın) medial kenar(ı): Orbitanın frontal ve maksiller kemikler tarafından oluşturulan iç kenarı. Orbital s/ orbita kenarları: Orbitanın önde frontal kemik, zigomatik kemik ve maksilla tarafından oluşturulan kenarları. Pupillary / pupiller kenar: İrisin pupillayı çevreleyen kenarı. Sloping s/ meyilli sınırlar: Görme alanı daralmasında sınırların değişken oluşu. Supraorbital / supraorbital kenar: Orbitanın frontal kemik tarafından oluşturulan üst kenarı.

Marker, radial/ radyal işaretleyici: Radyal keratotomide kesi yerlerini işaretlemek için kullanılan âlet.

Mask/ maske: Eski ekzimer lazer cihazlarında özellikle astigmatizmin tedavisi için kullanılan, diyafram şeklindeki kısım.

Maxilla/ maksilla: Bkz. Maxillary bone.

MD/ ortalama sapma: Bkz. Mean deviation.

Mechanism, lacrimal pump/ lakrimal pompa mekanizması: Gözün burun tarafındaki orbiküler kas liflerinin belli bir düzen içinde kasılarak göz yaşını buruna ilettiği mekanizma.

Media, refractive/ kırıcı ortamlar: Kornea, lens, aköz ve vitreustan oluşan gözün ışığı kıran ortamları.

Medulloepithelioma/ medulloepitelyom: Pigmentsiz silier epitelden çıkan, yavaş büyüyen ve lokal invazyon yapan bir tümör.

Megalocornea/ megalokornea: Korneanın normalden büyük olması. Simple / basit megalokornea: Oküler hipertansiyon olmaksızın kornea ve limbusun normalden büyük olması.

Megalopapilla/ megalopapilla: Yatay ve dikey optik disk çaplarının 2,1 mm veya daha fazla olması.

Megalophthalmos, anterior/ anterior megaloftalmus: Korneaya ek olarak lens-iris diyaframı ve silier halkanın da normalden büyük olması.

Meibomitis/ meibomit: Normalde göz yaşı filminin yağ tabakasını oluşturan Meibom bezlerinin iltihabı ve tıkanması.

Melanin/ melanin: Cilt, saç, gözün koroid tabakası, retina pigment epiteli ve beyinde substansya nigra ile bazı tümörlere koyu rengini veren pigment.

Melanocytoma/ melanositom: Melanositlerden oluşan neoplazi veya hamartom; optik disk üzerinde veya komşuluğunda görülen oldukça yoğun pigmentli bir benign tümör; göz küresi üzerinde serbestçe hareket ettirilemeyen, konjenital, siyah renkli, yavaş büyüyen bir konjunktiva lezyonu.

Melanocytosis/ melanositoz: Dokularda çok sayıda melanosit bulunmasıyla karakterize durum. Ocular / oküler melanositoz: Konjenital oküler melanositozların sadece gözü tutan formu. Oculodermal / okülodermal melanositoz: Tek taraflı olarak göz çevresinde trigeminal sinirin birinci ve ikinci dalları tarafından inerve edilen cildi, konjunktiva, sklera, göz kasları, retrobulber yağ dokusu, periost ve yanak mukozasını tutan ve genellikle doğumda bulunan pigmentli lezyon.

Melanoma/ melanom: Melanin hücrelerinden gelişen, kahverengi siyah görünümlü kötü huylu tümör. Choroidal / koroid melanomu: Gözün damar tabakasının pigment üreten hücrelerden oluşan kötü huylu bir tümörü. Mixed cell / karma hücreli melanom: Hem iğ hem de epiteloid hücrelere sahip koroid melanomu. Necrotic / nekrotik melanom: Baskın hücre tipinin tanınmaz durumda olduğu koroid melanomu. Nodular / nodüler melanom: Çevresinde normal cilt bulunan mavi-siyah nodül ile karakterize melanom. Superficial spreading / yüzeysel yayılan melanom: Düzensiz kenarlı ve değişken pigment seviyesi gösteren bir plak ile karakterize cilt melanomu. Tapioca / tapyoka melanoma: Iris yüzeyine yerleşmiş çok sayıda nodülden oluşan melanom.

Melanosis/ melanoz: Aşırı melanin artışı. Conjunctival epithelial / konjunktival epitelyal melanoz: Düz, yama tarzında, kahverengi pigmentasyonun tüm konjunktiva yüzeyine yayıldığı, daha çok koyu tenli kişilerde görülen benign konjunktiva lezyonu. Primary acquired / primer kazanılmış melanoz: Konjunktivanın herhangi bir bölümünü tutabilen, düzensiz, tek veya çok odaklı, düz, kahverengi pigmentasyon alanları ile karakterize bozukluk.

Membrane/ membran, zar: Bazı oluşumların üzerini örten veya vücut boşluklarını çevreleyen ince tabaka. Barkan’s / Barkan membranı: Konjenital glokomda etyolojik önemi olduğu düşünülen, trabeküler ağ üzerindeki ince membran. Basement / bazal membran: Mukoza epiteli altındaki tabaka. Bowman’s / Bowman membranı, Bowman zarı, Bowman tabakası: Kornea epiteli bazal membranının altında ve ondan ayrı homojen kalınlıkta bir katman. Bruch’s / Bruch membranı: Koroidin iç yüzünü örten ve retina pigment epitelini destekleyen ince elastik zar. Choroidal neovascular / koroid neovasküler membranı: Bkz. Choroidal neovascularization. Cyclitic / siklitik membran: Silier cisim ve komşu retinadan gelen ve ön hyaloid yüzeyi boyunca yerleşmiş hücrelerin oluşturduğu, sıklıkla retina dekolmanına neden olan membran. Descemet’s / Descemet membranı: Gebelik esnasında kornea endoteli tarafından salgılanan ve endotel ile stroma arasında yer alan elastik zar. External limiting / dış limitan membran: Retinanın dış nükleer katmanına komşu, içinden rod ve konilerin geçtiği ince ve delikli katman; embriyo nöral tüpünün dış yüzeyini örten zar. Intermuscular / intermusküler membran: Dört rektus kasının kılıflarını birbirine bağlayan oluşum. Internal limiting / iç limitan membran: Retinanın en iç kısmında bulunan sınırlayıcı katman; embriyo nöral tüpünün iç yüzeyini örten zar. Persistent iridopupillary / sebat eden iridopupiller membran: Primer pupiller membranın dejenerasyona uğrayıp kaybolmaması ile pupilla önünde kalan kalıntıları. Primary pupillary / primer pupiller membran: Kornea endoteli oluştuktan sonra kornea ile lens arasında meydana gelen kapiller tabakası. Subretinal / subretinal membran: Retina dış yüzeyinde gelişen membran. True / gerçek membran: İltihabi eksüdanın konjunktiva epitelinin yüzeysel katmanlarına uzanması ile oluşan membran.

Memory, visual/ görsel hafıza: Geçmişte elde edilen görsel bilginin hatırlanıp kullanılması yeteneği. Visual sequential / görsel ardışık hafıza: Sayı, harf veya cisimlerin öğretildiği sıra ile hatırlanması yeteneği.

Meniscus, Kuhnt/ Kuhnt meniski: Bergmeister papillasının kaybolması ile papilla merkezinde gelişen bağ dokusu meniski. Tear / göz yaşı meniski: Bkz. (Precorneal) tear film.

Meridian, cylinder/ silindir meridyeni: Eğri bir optik yüzeyin simetri merkezindeki çizgi. Principal s/ ana meridyenler: Sferosilindir lensin birbirine dik, maksimum ve minimum güce sahip meridyenleri.

Mesh(work), corneoscleral/ korneoskleral ağ: Trabeküler ağın sklera mahmuzundan Schwalbe hattına kadar uzanan orta kısmı. Endothelial / endotelyal ağ: Trabeküler ağın korneoskleral ağı Schlemm kanalının iç duvarında yer alan endotele bağlayan dış kısmı. Juxtacanalicular / jukstakanaliküler ağ: Bkz. Endothelial mesh(work). Trabecular / trabeküler ağ: Ön kamaradaki aközün drenajını sağlayan açı oluşumu. Uveal / üveal ağ: Trabeküler ağın, iris kökünden Schwalbe hattına dek uzanan ipliği andıran ağ gözlerinden meydana gelmiş olan en iç kısmı.

Metamorphopsia/ metamorfopsi: Cisimlerin çarpık görülmesi.

Meter, potential (visual) acuity/ potansiyel görme keskinliği tayin edici: Olgunlaşmamış kataraktın küçük bir bölgesinden standart Snellen eşelinin makülaya yansıtılması ve hastadan harfleri okumasının istenmesi şeklinde yapılan görme keskinliği testi.

Method, Comberg/ Comberg metodu: Göz içi yabancı cisimlerin lokalizasyonu için kullanılan bir düz film metodu. Pleoptic / pleoptik metot: Bkz. Pleoptics.

MEWDS/ multipl çabuk kaybolan beyaz nokta sendromu: Bkz. Multiple evanescent white-dot syndrome.

Microaneurysm/ mikroanevrizma: Retina kapillerinde perisit kaybına bağlı küçük kabarcık oluşumu.

Microcornea/ mikrokornea: Korneanın normalden küçük olması.

Microforceps/ mikro forseps: Genellikle göz içi cerrahilerde kullanılan ve sapı yay olarak görev yapan küçük tutucu âlet (daha çok konjunktiva pensi, dişli pens, bağlama, Utrata ve kolibri gibi isimlerle kullanılır).

Microkeratome/ mikrokeratom: LASİK ve bazı kornea nakli girişimlerinde kornea yüzeyinden flep hazırlamaya yarayan âlet. Laser / lazer mikrokeratom: Belli bir derinlikte küçük kabarcıklar oluşturan güçlendirilmiş ışık enerjisi kullanılarak flep hazırlayan femtosaniye lazer mikrokeratomu. Mechanical / mekanik mikrokeratom: Flep oluşturmak için çok keskin ve ince metal bir bıçağın kullanıldığı mikrokeratom.

Micropannus/ mikropannus: 0,5-2,0 mm uzunluğunda olan pannus.

Microphakia/ mikrofaki: Normalden daha küçük çapa sahip göz merceği.

Microphthalmia/ mikroftalmus: Bkz. Microphthalmus.

Microphthalmos/ mikroftalmus: Bkz. Microphthalmus.

Microphthalmus/ mikroftalmus: Gözlerin normalden küçük oluşu.

Micropsia/ mikropsi: Cisimlerin olduğundan daha küçük görünmesi hali.

Micropuncture, corneal/ korneal mikroponksiyon: Bkz. Anterior stromal puncture.

Microscissors/ mikro makas: Genellikle göz içi cerrahilerde kullanılan, sapı yay olarak görev yapan küçük makas (daha çok Vannas, Tuebingen, Westcott, Barraquer, Wecker gibi özel isimleri ile kullanılır). Vertical / vertikal makas: Vitrektomide kullanılan ve dikey olarak dokuların kesilebildiği küçük makas.

Microscope, specular/ speküler mikroskop: Kornea endotelinin incelenmesinde kullanılan mikroskop.

Microscopy, specular/ speküler mikroskobi: Speküler mikroskop ile kornea endotelinin incelenmesi.

Microspherophakia/ mikrosferofaki: Lensin hem küçük çaplı hem de küresel biçimde bulunması.

Microstrabismus/ mikrostrabismus: Bkz. Microtropia.

Microtropia/ mikrotropya: Çok küçük dereceli şaşılık; 10 PD’den az manifest kayma ve binoküler tek görmenin mevcudiyeti.

Migraine/ migren: Şiddetli nöbetler halinde gelen, çoğunlukla bulantı, kusma ve geçici görme bozukluklarının da eşlik ettiği, başın yarısında hissedilen ağrı. Acephalgic / asefaljik migren: Bkz. Migraine sine migraine. Basilar / baziler migren: Tipik migren aurası sonrası dudaklar ve ekstremitelerde karıncalanma olması ile karakterize migren. Classical / klasik migren: Değişik şekillerde görüntülerin algılandığı bir aurası olan migren. Common / adi migren: Otonomik sinir sistemi disfonksiyonunun eşlik ettiği migren baş ağrısı. Familial hemiplegic / ailevî hemiplejik migren: Migren atağının bitmesine rağmen fokal nörolojik bozuklukların tam düzelmemesi ile karakterize migren. Focal / fokal migren: Migren semptomlarının yanı sıra geçici disfazi ve vücut yarısında duyusal semptomların olduğu migren. sine migraine/ migrensiz migren: Epizodik görme anormalliklerinin olduğu, fakat ağrının meydana gelmediği migren. Ophthalmoplegic / oftalmoplejik migren: Baş ağrısı sonrası tekrarlayıcı üçüncü sinir felcinin meydana geldiği migren. Retinal / retinal migren: Amorozis fugaksa benzer şekilde ani, geçici ve tek taraflı görme kaybının meydana geldiği migren.

Milia/ milia: Kıl foliküllerinden veya sebase bezlerinden köken alan küçük, beyaz, yuvarlak cilt kistleri.

Minitrabeculectomy/ minitrabekülektomi: Trabekülektomiye göre daha küçük skleral kesiden küçük bir skleral tünel ile ön kamaraya girilip panç ile trabeküler bloğun çıkarıldığı ve bu şekilde yara yeri skarlaşmasının azaltılmasının planlandığı bir glokom girişimi.

Miosis/ miyozis: Pupillanın küçülmesi. Senile / senil miyozis: Yaşlanma ile pupillanın küçülmesi.

Miotic/ miyotik: Pupillanın küçülmesine sebep olan.

MIRLEX/ küçük kesili refraktif lens değişimi: Bkz. Microincision refractive lens exchange.

Misdirection, third nerve/ üçüncü sinir yanlış yönelimi: Değişik göz hareketlerine ilginç kapak hareketlerinin eşlik ettiği bozukluk.

MLF/ MLF (medial longitudinal fasikülüs): Bkz. Medial longitudinal fasciculus.

Modification, Meltzer/ Meltzer modifikasyonu: Entropion tedavisinde tarsustan tabanı aşağı üçgen parça çıkarılması girişimi.

Molluscum contagiosum/ molluskum kontagiozum: Viral nedenli, deri üzerinde yaygın küçük yumrular oluşması ile karakterize bir hastalık.

Monochromasia/ monokromazi: Bkz. Achromatopsia.

Monochromatism/ monokromatizm: Bkz. Achromatopsia.

Monocular/ monoküler: Bir gözle ilgili; bir gözü tutan; bir gözü etkileyen; bir gözle bakılan.

Monofixation/ monofiksasyon: Tek gözle yapılan fiksasyon.

Monovision/ monovizyon: Bir gözün yakını, diğer gözün uzağı iyi görecek şekilde düzeltilmesi.

Mosquito: Bkz. Forceps.

Motility, ocular/ oküler motilite: Binoküler görmeyi sağlamak amacıyla gözlerin yapmış olduğu hareketler.

Motor, ocular/ oküler motor: Genel olarak gözün hareketleri ile ilgili.

Movement, conjugate eye/ konjuge göz hareketi: Her iki gözün senkronize ve simetrik biçimde aynı yöne doğru yer değiştirdiği binoküler hareketler. Saccadic / sakkadik hareket: Bkz. Saccade. Smooth pursuit : Bkz. Smooth pursuit.

MPD/ monoküler pupiller mesafe: Bkz. Monocular pupillary distance.

MRD/ kapak kenarı-kornea reflesi mesafesi: Bkz. Margin-reflex distance.

Mucocele/ mukosel: Normal sinüs salgılarının drenajı enfeksiyon, alerji, travma, tümör ya da konjenital daralma nedeniyle engellendiğinde gelişen durum.

Mucopyocele/ mukopiyosel: Enfekte mukosel.

Multifocal/ multifokal, çok odaklı.

Muscle/ kas, adale: Kasılabilme özelliğine sahip liflerden yapılı doku. Agonist / agonist kas: Bir hareketi oluşturan kas. Antagonist / antagonist kas: Agonist kasın zıddı yönde etki gösteren kas. Brücke’s / Brücke kası: Silier kasın longitudinal lifleri. Ciliary / silier kas: Sklera mahmuzundan koroid dış katlarına ve silier uzantılara uzanan, okülomotor sinirden parasempatik inervasyon alan ve lensin şeklini değiştirerek gözün uyum yapmasında rol alan kas; kirpik diplerinde bulunan kas. Corrugator supercilii / korrugatör süpersili kası: Süpersilier kabarıklığın medial ucundan köken alan, kaş bölgesinde cilde yapışan ve fasiel sinirden inervasyon alarak kaşı aşağı ve medial tarafa çeken kas. Cyclovertical / siklovertikal kas: Göze dönme hareketi yaptıran kas, oblik kas. Dilatator : Bkz. Dilator muscle of pupil. Dilator of pupil/ dilatör pupilla kası: Pupilla sfinkterinden silier kenara radyal olarak uzanan, sempatik inervasyonlu, pupillanın genişlemesinde rol alan iris kası. External ocular / göz dışı kas: Bkz. Extraocular muscle. Extraocular / göz dışı kas: Uygun görüşün sağlanması için göze yön veren altı kastan herhangi biri. Extrinsic / göz dışı kas: Bkz. Extraocular muscle. Frontal / frontal kas: Oksipitofrontal kasın kaş ve burun kökündeki cilde yapışan ve kaşın yukarı kaldırılmasında rol alan kısmı. Horizontal s/ horizontal kaslar: Göze abdüksiyon ve addüksiyon hareketi yaptıran kaslar; horizontal rektus kasları. Horner’s / Horner kası: Gözün orbiküler kasının lakrimal kısmı. Inferior oblique / inferior oblik kası, alt oblik kası: Maksillanın orbital düzleminden skleraya uzanan, okülomotor sinirden inervasyon alan ve gözü yukarı ve dışa doğru çeviren kas. Inferior rectus / inferior rektus kası, alt rektus kası: Optik foramen çevresinden sklera alt yüzeyine uzanan, okülomotor sinirden inervasyon alan, gözün addüksiyonu, aşağı ve medial kısma hareketinde rol alan kas. Inferior tarsal / inferior tarsal kas: İnferior rektus kasından alt kapak tarsusuna uzanan, sempatik inervasyonlu ve kapak aralığının açılmasında rol alan kas. Lateral rectus / lateral rektus kası, dış rektus kası: Optik foramenin lateral kenarından sklera lateral kısmına uzanan, abdusent sinirden inervasyon alan ve gözün abdüksiyonunda rol alan kas. Levator (of upper eyelid)/ (üst kapağın) levator kası: Optik foramenin üst kenarından köken alarak üst göz kapağının tarsusuna yapışan, okülomotor sinirden inervasyon alan ve üst göz kapağını kaldırmada rol alan kas. Medial rectus / medial rektus kası, iç rektus kası: Optik foramen kenarından köken alan ve skleranın medial kısmına yapışan, okülomotor sinirden inervasyon alan ve gözün addüksiyonunda rol alan kas. Müller’s / Müller kası: Silier kasın dairesel lifleri, Bkz. Orbital muscle, Superior tarsal muscle. Orbicular (of eyeball) / (gözün) orbiküler kas(ı): Göz kapaklarını çevreleyen, fasiel sinirden inervasyon alan, göz kapaklarını kapatma, alın kırışıklıklarını oluşturma ve lakrimal keseyi sıkıştırmada rol alan oval sfinkter kası. Gözün orbiküler kasının orbital parçası orbitanın medial kısmından başlayıp kapakları çevreledikten sonra aynı yere döner. Palpebral parçası medial kantusta medial palpebral ligamentten lateral kantusa uzanır. Lakrimal parçası posterior lakrimal krestten başlayıp palpebral kısma katılır. Orbital / orbital kas: Orbita periostundan başlayıp inferior orbital fisür fasyasına uzanan, sempatik inervasyonlu ve gözlerin ileri çıkmasında rol alan kas. Procerus / proserus kası: Burun üzerindeki ciltten köken alan, alın cildine yapışan, fasiel sinirden inervasyon alan ve kaşların aşağı hareketinden sorumlu kas. Rectus / rektus kası: Optik foramen kenarından düz olarak gözün sklerasına uzanan dört adet kastan her biri. Riolan’s / Riolan kası: Orbikülaris kasının göz kapağı kenarındaki anatomik olarak farklı bölümü. Sphincter (of pupil)/ sfinkter pupilla kası: İrisin, okülomotor sinirden parasempatik inervasyon alan ve pupillanın küçülmesinde rol alan dairesel kası. Superciliary depressor / süpersilier depresör kası: Gözün orbiküler kasının orbital kısmının kaşa uzanarak aşağı çeken lifleri. Superior oblique / superior oblik kası, üst oblik kası: Optik foramenin üzerinde sfenoidin küçük kanadından skleraya uzanan, troklear sinirden inervasyon alan ve gözü aşağı ve dışa çeviren kas. Superior rectus / superior rektus kası, üst rektus kası: Optik foramenin üst kenarından sklera üst yüzeyine uzanan, okülomotor sinirden inervasyon alan ve gözün addüksiyon, yukarı ve içe bakışlarında rol alan kas. Superior tarsal / superior tarsal kas: Üst kapağın levator kasından üst kapak tarsusuna uzanan, sempatik inervasyonlu ve kapak aralığının açılmasında rol alan düz kas. Synergist s/ sinerjist kaslar: Aynı gözde yer alan ve gözü aynı yöne doğru hareket ettiren kaslar. Vertical s/ vertikal kaslar: Gözlere yukarı ve aşağı bakış hareketi yaptıran kaslar; vertikal rektus kasları. Yoke s/ yöndeş kaslar: Gözleri aynı yöne hareket ettiren ve ayrı ayrı gözlerde bulunan kaslar.

Müllerotomy/ Müllerotomi: Müller kasının insersiyon noktasından ayrıştırılması.

Myasthenia/ miyasteni: Kaslarda güç kaybı ile karakterize durum. gravis/ miyasteni gravis: Asetilkoline duyarlı reseptörlerin otoimmün mekanizma ile tahribi sonucu sinirsel uyarıların kasa gerektiği şekilde iletilememesi, bu nedenle kaslarda çalışma gücünün ileri derecede azalması ile karakterize hastalık.

Mydriasis/ midriyazis: Pupillanın genişlemesi.

Mydriatic/ midriyatik: Pupillanın genişlemesine sebep olan.

Myectomy/ miyektomi: Kasın tümünün veya bir parçasının ameliyatla çıkarılması.

Myoclonus, ocular/ oküler miyoklonus: Orta beyin lezyonları sonucu, genellikle orofarinks ve diyafram çevresindeki senkron ritmik hareketlere eşlik eden vertikal ve ritmik panduler göz hareketleri.

Myokymia/ miyokimi, tik: Kas liflerinin istem dışı seğirme hareketi göstermesi. Superior oblique / superior oblik miyokimisi: Erişkin çağda bir gözde yüksek frekanslı, düşük amplitütlü nistagmus şeklinde intorsiyon ve hipertropya ortaya çıkması.

Myopathy, ocular/ oküler miyopati: Başlangıçta yukarı bakışı tutan, daha sonra tüm göz dışı kaslarını tutan ilerleyici eksternal oftalmoplejilerden her biri. Primary ocular / primer oküler miyopati: Başka bir anormalliğin eşlik etmediği oküler miyopati.

Myope/ miyop: Miyopisi olan kişi.

Myopia/ miyopi: Görüntünün retinanın önüne düşmesi sonucu daha çok uzağı net görememe ile karakterize kırılma kusuru. Acquired / kazanılmış miyopi: Gözdeki patolojik durumlar veya göz cerrahilerinin meydana getirdiği miyopi. Axial / aksiyel miyopi: Gözün ön-arka ekseninin uzun olması nedeniyle ortaya çıkan miyopi. Congenital high / konjenital yüksek miyopi: Doğuştan -10 D veya üzerinde tespit edilen miyopi. Curvature / eğrilik miyopisi: Lens veya korneanın eğiminin yüksek olması nedeniyle ortaya çıkan miyopi. Degenerative / dejeneratif miyopi: Bkz. Myopic maculopathy. Progressive / ilerleyici miyopi: Çok hızlı ilerleyen ve bu ilerlemeye vitreus, koroid ve retina değişikliklerinin eşlik ettiği miyopi.

Myopic/ miyop, miyopik: Miyopi ile ilgili; miyopi gösteren.

Myositis, orbital/ orbital miyozit: İdyopatik enflamatuar orbita hastalığının öncelikle bir ya da birden çok göz dışı kasını tutmuş olduğu bir alt tipi.

Myotomy/ miyotomi: Kasa kesi yapılması; kasın kesilmesi. Marginal / marjinal miyotomi: Göz dışı kasın kenarına etkisinin azaltılması amacıyla kesi yapılması.

Yüklə 1,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   22




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin