The XXXVI International Scientific Symposium "Multidisciplinary Studies of the Turkish World"
The 25
th
of March 2023 ISBN: 978-605-72481-0-7 Eskishehir / Türkiye
---44---
Bir çocuk kitabının konusu, teması, anlatım biçimi ve karakterleri çok önemlidir. Kitabın içeriği
çocuğun ruhsal ihtiyaçlarını karşılamalı, çocuğun dil gelişimine katkı sağlamalı,
sosyal ve duygusal
gelişimlerini desteklemeli, çocuğa kitap sevgisini aşılamalı, ilk edebi ve estetik değerleri vermeli, kitabın
eğlence ve bilgi kaynağı olduğunu öğretebilmeli, çocuğu yaşam gerçeklerine hazırlamalı ve çocuğun hayal
gücüne katkıda bulunmalıdır. Aynı zamanda eser çocuğun gelişim düzeyine uygun olmalıdır.
Bir çocuk
kitabında yazarın aktarmak istediği tema net bir şekilde belli edilmelidir. Çocuğa görelik ilkeleri bağlamında
eserler içerik (tema, konu, karakterler, dil ve anlatım) başlıkları altında incelenecektir. Zamanın azlığı ve sayfa
sınırlılığı nedeniyle çalışmada tasarım (kağıt, sayfa düzeni, resimler) göz ardı edilmiştir.
“Vanilya Kokulu Mektuplar” ve “Aysu” Adlı Eserlerde Karakterler
Çocuk kitaplarında verilmek istenen değerler ve mesajlar büyük çoğunlukla karakterler üzerinden
işlenir. Bu nedenle çocuk kitabındaki karakterler oluşturulurken -özellikle ana karakterlerin- tüm ayrıntıları
düşünülmeli ve dikkat edilmelidir. Çocuğun eserdeki karakterlerle özdeşleşebilmesi
için o kitaptaki
karakterlerin gerçeğe yakın ve kitabın hitap ettiği yaş kitlesine uygun olması beklenir. Çocuk, karakterlerle bir
bağ kurarsa kitap okuma eylemini haz alarak sürdürür ve kitap okumaya teşvik edilmiş olur. Aynı zamanda
kitaptaki karakterlerin sayısı da önemlidir. Kitapta çocuğun ilgisini dağıtacak kadar çok karakter yer
almamalıdır. Eserde yeterli sayıda karakter varsa verilmek istenen mesaj daha net bir şekilde anlatılır ve
böylece çocuğun karakteri örnek alması kolaylaşır.
“Vanilya Kokulu Mektuplar” isimli eserin ana kahramanı on bir yaşındaki Kıymık’tır. Kıymık’ın
annesiyle babası ayrılmıştır ve Kıymık bir süreliğine anneannesinin yanında kalır. “Aysu” adlı eserde ise
anlatıcı kahraman sekiz ila on yaşları arasında olduğu düşünülen bir kız çocuğudur. Aysu da tıpkı Kıymık gibi
büyükannesi ile yaşar. Ancak onun annesi vefat etmiştir, babası ise uzaktadır. Babası çalıştığı için her zaman
yanlarına gelemez. Her iki kahraman da kendi ebeveynleri ile yaşamayan çocuklardır. Anneannesinin
pintiliğinden sıkılan Kıymık onun yanında kalmayı istemezken Aysu’nun böyle bir serzenişi yoktur. Kıymık
istediğini yaptırma noktasında daha çok anneannesi ile çatışırken Aysu daha yumuşak ama daha ısrarcıdır:
“Aysu nƏnƏsinin fikrinin
qƏti olduğunu başa düşdüyündƏn, onun qılığına girmƏyi qƏrara aldı: Can nƏnƏ,
yuxarıdakı otağı elƏ yaxşı düzƏltmişƏm ki. Qonaqlarım olacaq, orada oynayacağıq. NƏ olar, kilimi ver
dƏ!Qurban olum, nƏnƏ!” (Yusifqızı, 2019: 21).
Kıymık gibi Aysu da dürüst, çevresindeki
her şeyi gözlemleyen, her şeye anlam yükleyen, akıllı,
gizemli olayları çözmeye meraklı, kafasına koyduğunu yapan ve hayal gücü çok kuvvetli bir çocuktur. Hatta
o, gökyüzünde her yirmi dört saatte gündüzden bir dakika çalan bir terzi olduğunu düşünür. “Güneş, kış
geceleri daha çok tembellik etsin diye tutmuş bu terziyi” (Ak, 2008: 10) der. Kıymık, gökyüzündeki terziye
ulaşabilmek için çevresindeki herkes adına bir dilekçe yazıp bu dilekçeleri birbirine bağlar,
böylelikle
gökyüzündeki terziye ulaşabileceğine inanır. Aysu ise nenesi ile kırsalda yaşayan ve gerçekçi bakışın ağır
bastığı bir kurgu içinde yer alır. Bahçeli evin çardağını evden getirdiği eşyalarla donatarak komşu evin
çocukları olan Leyla ve FƏerid’i orada ağırlar. Birlikte deniz kıyısına, gezmeye, bisiklet sürmeye giderler.
Ancak bu mekânlarda başlarına gelen her olayın üstesinden kıvrak zekâsı ile Aysu gelir. Bu durum çocuk
gerçekliği açısından çok kabul edilebilir bir durum değildir. Komşudan alınan yumurtaları taşıyan ve
karşılaştıkları köpeği kovalayan, Leyla’nın doğum gününde havuza düşen çocuğu kurtaran ana kahraman olan
Aysu’dan başkası değildir. Ancak Aysu da gizemli olayları çözme konusunda Kıymık kadar meraklıdır. Hatta
komşu çocukları olan Leyla ve FƏrid ile köylerinde bulunan bir su kuyusunun dibinde yaşadığı söylenen
canavarı görmeye giderler (bkz. Yusifqızı, 2019: 63-68).
Sevim Ak’ın “Vanilya Kokulu Mektuplar” adlı eserindeki Kıymık yaratıcı,
hareketli ve her şeyin
sebebini sorgulayan bir kahramandır. Bazen hayallerini gerçekleştirebilmek için çeşitli makineler yapmayı
planlar: “Ah, şöyle bir makine şu günlerde ne çok işime yarar! Düğmesine basacaksın, ağzını açacak. Ağzından
istediğin kağıdı, diyelim ki yazılı ya da ödev kağıdını vereceksin, kağıttaki tüm yanlışları düzeltecek, bir de
çikolata ikram edecek!” (Ak, 2008: 13).
Aysu da Kıymık kadar yerinde duramayan hareketli bir çocuktur. Kırsalda sürekli yürüyerek bir
yerlere gittiği, komşu çocukları ile köyde dolaştığı, nenesine yardım ettiği anlatılır. Ancak Kıymık’a göre daha
dünyaya ait hayaller kurar. Çorba yapmayı öğrenir. Doğum gününde arkadaşına el emeği boyunbağı hediye
eder: “ … Leyla arxaya çevrilib Aysunu gördü. GülƏ-gülƏ onun qarşısına gƏlƏrƏk hƏdiyyƏsini aldı ve
Aysunu öpüb tƏşƏkküretdi. (...) Ətrafdakılar yaxınlaşıb, boyunbağıya baxmağa başladılar. Onlardan bƏzilƏri
onun Aysunun Əl işi olduğuna şübhƏ edirdi” (Yusifqızı, 2019: 71-72).
Genel olarak bakıldığında yaklaşık aynı yaş grubunda olan Kıymık ve Aysu, örnek örnek alınabilecek
birer kahramandır. Yardımsever olmaları, çocuklara yardımseverliği aşılar. Hayal gücünün kuvvetli olması ve
tembellikten hoşlanmaması bu kitabı okuyan çocukları etkileyip, harekete geçirir. Ancak Aysu karakteri ile
toplumsal cinsiyet rollerinin de çocuk okura aşılandığı gözlemlenir. Her iki kahramanın meraklı olması yeni