Cennet : Âl-i İmrân Suresi



Yüklə 3,33 Mb.
səhifə33/36
tarix29.03.2017
ölçüsü3,33 Mb.
#12849
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   36



Türkçe Transcript (*)

Lâ yesme’ûne fîhâ laġven velâ te/śîmâ(n)

Ali Bulaç Meali

Orada, ne 'saçma ve boş bir söz' işitirler, ne günaha sokma.

Edip Yüksel Meali

Orada ne bir saçmalık, ne de günaha sokan bir söz işitmezler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler.

Süleyman Ateş Meali

Orada ne boş bir söz ve ne de günaha sokan bir laf işitirler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ne boş bir laf işitirler orada ne de günaha sokacak bir şey.

Yusuf Ali (English)

Not frivolity will they(5235) hear therein, nor any taint of ill,- *

M. Pickthall (English)

There hear they no vain speaking nor recrimination

Vâkı’a Suresi
26


إِلَّا

yalnızca


قِيلًا

denilir


سَلَامًا

selam


سَلَامًا

selam




Türkçe Transcript (*)

İllâ kîlen selâmen selâmâ(n)

Ali Bulaç Meali

Yalnızca bir söz (işitirler:) 'Selam, selam.'

Edip Yüksel Meali

Sadece, "Selam, selam," derler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Duydukları söz, yalnız "selam", "selam" dır.

Süleyman Ateş Meali

Duydukları söz, yalnız "Selam, selam" dır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sadece "Selam, selam!" denir.

Yusuf Ali (English)

Only the saying,(5236) "Peace! Peace". *

M. Pickthall (English)

(Naught) but the saying: Peace, (and again) Peace.

Vâkı’a Suresi
27


وَأَصْحَابُ

adamları


الْيَمِينِ

sağın


مَا

nedir


أَصْحَابُ

adamları


الْيَمِينِ

sağın




Türkçe Transcript (*)

Ve ashâbu-lyemîni mâ ashâbu-lyemîn(i)

Ali Bulaç Meali

'Ashab-ı Yemin', ne (kutludur o) 'Ashab-ı Yemin.'

Edip Yüksel Meali

Sağ tarafta olanlar sağ tarafta olacaklar!

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Sağın adamları, nedir o sağın adamları!

Süleyman Ateş Meali

Sağın adamları, nedir o sağın adamları!

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Uğur ve mutluluk yâranı. Nedir uğur ve mutluluk yâranı?

Yusuf Ali (English)

The Companions of the Right Hand,- what will be the Companions of the Right Hand?

M. Pickthall (English)

And those on the right hand; what of those on the right hand?

Vâkı’a Suresi
28


فِي

içindedirler



سِدْرٍ

sedir ağaçları



مَخْضُودٍ

dikensiz




Türkçe Transcript (*)

Fî sidrin maḣdûd(in)

Ali Bulaç Meali

Yüklü dalları bükülmüş kiraz (ağaçları),

Edip Yüksel Meali

Dikensiz meyve ağaçları,

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Dalbastı kirazlar,

Süleyman Ateş Meali

(Onlar) Dikensiz kirazlar,

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dikensiz kirazlar,

Yusuf Ali (English)

(They will be) among(5237) Lote-trees without thorns, *

M. Pickthall (English)

Among thornless lote tree

Vâkı’a Suresi
29


وَطَلْحٍ

ve muzlar



مَنْضُودٍ

meyva dizili





Türkçe Transcript (*)

Ve talhin mendûd(in)

Ali Bulaç Meali

Üstüste dizili meyveleri sarkmış muz ağaçları,

Edip Yüksel Meali

Salkımları sarkmış muz ağaçları,

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Meyva dizili muzlar,

Süleyman Ateş Meali

(Kökünden tepesine kadar) meyva dizili muzlar,

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Meyve dizili muz ağaçları,

Yusuf Ali (English)

Among Talh trees(5238) with flowers (or fruits) piled one above another,- *

M. Pickthall (English)

And clustered plantains,

Vâkı’a Suresi
30


وَظِلٍّ

ve gölge(ler)



مَمْدُودٍ

uzamış




Türkçe Transcript (*)

Ve zillin memdûd(in)

Ali Bulaç Meali

Yayılıp-uzanmış gölgeler,

Edip Yüksel Meali

Uzamış gölgeler,

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Uzamış gölgeler,

Süleyman Ateş Meali

Uzamış gölge(ler),

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Uzayan gölgeler,

Yusuf Ali (English)

In shade long-extended,

M. Pickthall (English)

And spreading shade,

Vâkı’a Suresi
31


وَمَاءٍ

ve sular


مَسْكُوبٍ

fışkıran




Türkçe Transcript (*)

Ve mâ-in meskûb(in)

Ali Bulaç Meali

Durmaksızın akan su(lar);

Edip Yüksel Meali

Fışkıran sular,

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Fışkıran sular.

Süleyman Ateş Meali

Fışkıran sular,

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Akıp dökülen sular,

Yusuf Ali (English)

By water flowing constantly,

M. Pickthall (English)

And water gushing,

Vâkı’a Suresi
32


وَفَاكِهَةٍ

ve meyvalar



كَثِيرَةٍ

pek çok




Türkçe Transcript (*)

Ve fâkihetin keśîra(tin)

Ali Bulaç Meali

Ve (daha) birçok meyveler arasında,

Edip Yüksel Meali

Ve bol meyveler içindedirler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Pek çok meyva arasında,

Süleyman Ateş Meali

Pek çok meyva arasında;

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Birçok meyveler arasındadırlar.

Yusuf Ali (English)

And fruit in abundance.

M. Pickthall (English)

And fruit in plenary

Vâkı’a Suresi
33


لَا مَقْطُوعَةٍ

tükenmeyen



وَلَا مَمْنُوعَةٍ

ve yasaklanmayan





Türkçe Transcript (*)

Lâ maktû’atin velâ memnû’a(tin)

Ali Bulaç Meali

Kesilip-eksilmeyen ve yasaklanmayan (meyveler).

Edip Yüksel Meali

Bunlar ne tükenirler, ne de yasak edilirler!

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Tükenmeyen ve yasaklanmayan

Süleyman Ateş Meali

Tükenmeyen ve yasaklanmayan!

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ne tükenir ne yasaklanır.

Yusuf Ali (English)

Whose season is not limited, nor (supply) forbidden,(5239) *

M. Pickthall (English)

Neither out of reach nor yet forbidden,

Vâkı’a Suresi
34


وَفُرُشٍ

ve döşekler (üstündedirler)



مَرْفُوعَةٍ

yükseltilmiş





Türkçe Transcript (*)

Ve furuşin merfû’a(tin)

Ali Bulaç Meali

Yükseklere-kurulmuş döşekler (sedirler).

Edip Yüksel Meali

Ve onlar yükseltilmiş mobilyalar üzerindedirler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler.

Süleyman Ateş Meali

Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yükseğe yerleştirilmiş döşekler içinde.

Yusuf Ali (English)

And on Thrones (of Dignity), raised high.

M. Pickthall (English)

And raised couches,

Vâkı’a Suresi
35


إِنَّا

biz


أَنْشَأْنَاهُنَّ

kadınları inşa' etmişizdir



إِنْشَاءً

(yeni bir) inşa' ile





Türkçe Transcript (*)

İnnâ enşe/nâhunne inşâ-â(n)

Ali Bulaç Meali

Gerçek şu ki, Biz onları yeni bir inşa (yaratma) ile inşa edip-yarattık.

Edip Yüksel Meali

Biz kadınları yeniden biçimlendirdik. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Biz kadınları yeniden inşa ettik (yarattık).

Süleyman Ateş Meali

Biz (oradaki) kadınları da yeniden bir güzel inşa' etmişiz,

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Biz kadınları da güzel bir biçimde yeniden yaratmış,

Yusuf Ali (English)

We have created (their Companions)(5240) of special creation. *

M. Pickthall (English)

Lo! We have created them a (new) creation

Vâkı’a Suresi
36


فَجَعَلْنَاهُنَّ

onları yapmışızdır



أَبْكَارًا

bakireler





Türkçe Transcript (*)

Fece’alnâhunne ebkârâ(n)

Ali Bulaç Meali

Onları hep bakireler olarak kıldık,

Edip Yüksel Meali

Onları, gençleştirdik.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Onları bâkireler yaptık.

Süleyman Ateş Meali

Onları bakireler yapmışızdır. *

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Hepsini bakireler yapmışızdır,

Yusuf Ali (English)

And made them virgin - pure (and undefiled), -

M. Pickthall (English)

And made them virgins

Vâkı’a Suresi
37


عُرُبًا

sevgililer



أَتْرَابًا

hep yaşıt



Yüklə 3,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   36




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin