bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə107/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   103   104   105   106   107   108   109   110   ...   114
vocabularyy
















1955) plane; (isim, fiil)










i.; uçak, düzlem, düz yüzey   f.; düzlemek




Our plane is going to take off at five p.m. (Uçağımız akşam saat beşte kalkacak.)



















1956) planet; (isim)













gezegen
















Our planet has only one satellite. (Gezegenimizin yalnızca bir uydusu var.)



















1957) planning; (isim)










planlama, tasarım













Our planning team is working well. (Planlama takımımız iyi çalışıyor.)



















1958) plant; (fiil, isim)










f.; dikmek,ekmek, kök salmak, ağaçlandırmak     i.; bitki, ot, santral, tesis

All plants need light and water. (Tüm bitkilerin ışık ve suya ihtiyacı vardır.)



















1959) plastic; (isim)













plastik, naylon













This bag is made of plastic. (Bu çanta plastikten yapılmış.)



















1960) plate; (isim)













tabak, levha, plaka













Put my sandwich on a plate. (Benim sandviçimi bir tabağa koy.)



















1961) platform; (isim)










platform, düzlük, yüksekçe yer, peron







Which platform does the train leave from? (Tren hangi perondan kalkıyor?)



















1962) play; (fiil, isim)










f.; oynamak, oynatmak, müzik aleti çalmak, tiyatro oynamak    i.; oyun, gösteri, piyes

Let’s play a different game. (Farklı bir oyun oynayalım.)



















1963) player; (isim)













oyuncu, sporcu, çalgıcı










He is a famous tennis player. (O, ünlü bir tenis oyuncusu.)



















1964) please; (fiil, ünlem)










f.; memnun etmek, keyif vermek, hoşnut etmek    ünl.; lütfen

Be quiet please! (Sessiz olun lütfen)

























1965) pleasure; (isim)










keyif, zevk, memnuniyet










It is pleasure to see you again. (Sizi yeniden görmek bir zevk.)



















1966) plenty; (isim, sıfat, zarf)










i.; bolluk, çokluk    s.; pek çok    zf.; bol bol




We have got plenty of food. (Pek çok yiyeceğimiz var.)



















1967) plot; (isim, fiil)










i.; arsa, hikaye konusu, komplo   f.; komplo kurmak , entrika çevirmek

He accused me of being part of the plot. (Beni komplonun bir parçası olmakla suçladı.)



















1968) plus; (sıfat, isim, edat)










s.; artı  i.; artı işareti   ed.; ve ayrıca







Three plus four is seven. (Üç artı dört yedi yapar.)






















1969) PM; (isim)













öğleden sonra (ös)













The appointment is at 4 p.m.  (Randevu öğleden sonra saat 4’te.)



















1970) pocket; (isim)













cep, oyuk, çukur













She put a piece of paper  in his packet. (Onun cebine bir kağıt parçası koydu.)



















1971) poem; (isim)













şiir
















Can you read us the poem out loud? (Şiiri bize dışından okur musun?)



















1972) poet; (isim)













şair, ozan













In addition to being a poet, he was a politician. (Şair olmasının yanı sıra politikacıydı da.)



















1973) poetry; (isim)













şiir, şiir sanatı











Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   103   104   105   106   107   108   109   110   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin