8
SONUÇ VE ÖNERĠLER
Günümüzde BĠT’de yaĢanan hızlı geliĢim bir yandan hayatı kolaylaĢtıran yeni araçlar
ve iĢ yapma süreçleri sunarken, diğer yandan hayatı zorlaĢtıran pek çok siber
tehdidin oluĢumuna da zemin hazırlamaktadır. Söz konusu siber tehditlerden biri olan
yemlemenin de son yıllarda hızla arttığı ve yeni teknikler ile geliĢtirildiği
görülmektedir.
Bu geliĢme doğrultusunda, çeĢitli bölgesel ve uluslararası kuruluĢların yanı sıra
STKlar da yemlemeyi önlemeye yönelik çeĢitli tedbirler almaktadırlar. Bu kuruluĢların
çalıĢmalarından da yararlanarak ülkemizin de aralarında bulunduğu pek çok geliĢmiĢ
ve geliĢmekte olan yemlemeyle mücadele konusunda çalıĢmalarına devam
etmektedirler.
Yemleme saldırıları, sadece bireysel Ġnternet kullanıcıları ve çoğunluğu finans
sektöründe yer alan kurumları hedef almakla kalmamakta, aynı zamanda ĠSSler
açısından da gerek Ģebeke trafiğini meĢgul etmek, gerekse prestij ve müĢterilerinin
güvenini kaybetmek gibi çeĢitli tehditler taĢımaktadır. Söz konusu tehditlerle baĢa
çıkabilmek için ĠSSler tarafından alınabilecek bazı teknik tedbirler 2006 yılında
APWG ve MAAWG tarafından yayımlanan bir raporda
67
özetlenmektedir. Ülkemizde
de, 10 Kasım 2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik HaberleĢme Kanunu ile kendisine
verilen yetkiye binaen ĠSSlerin faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemekle sorumlu
olan BTK’nın, yapacağı ikincil düzenlemeler ile söz konusu iĢletmecilere yemleme ile
mücadeleye iliĢkin gereken tedbirleri almaları hususunda çeĢitli yükümlülükler
getirebileceği değerlendirilmektedir.
Ayrıca, Ülkemizde internet bankacılığı uygulamalarında kullanılan iki unsurlu kimlik
doğrulama mekanizmasında bulunan unsurlar veya anne kızlık soyadının bazı
harfleri gibi unsurları doğru olarak sunan Ġnternet bankacılığı kullanıcıları, ilgili
bankanın müĢterisi olarak kabul edilerek, yetkisi dâhilinde olan her türlü iĢlemi
yapmasına imkân tanınmaktadır. Sayılan unsurları sağlayan kiĢinin gerçekten o
67
APWG ve MAAWG, 2006, a.g.e.
62
müĢteri olup olmadığı kontrol edilememektedir.
68
Günümüzde bu tür bir kontrolün
yapılmasına imkân veren sınırlı sayıda teknoloji bulunmakla birlikte, ülkemizde,
bunların en önemlilerinden biri olan e-imza teknolojisinin yasal altyapısının 5070
sayılı Elektronik Ġmza Kanunu ile oluĢturulduğu bilinmektedir. Dolayısıyla Ġnternet
bankacılığı dâhil Ġnternet üzerinden sunulan pek çok hizmetin kimlik doğrulama
aĢamasında inkâr edemezliği ve hukuki geçerliliği teminen e-imza teknolojisinin
kullanımında yarar görülmektedir. Ancak, ülkemizde sunulan internet bankacılığı
hizmetlerinde e-
imza teknolojisinin istenen düzeyde kullanılmadığı görülmektedir. Bu
konuda, 2009 yılının Mayıs ayında Basel Bankacılık Denetim Komitesi üyeleri
a
rasına katılan ve Komite tarafından 2003 yılında yayımlanan “Elektronik Bankacılık
için Risk Yönetimi Ġlkeleri”ne paralel bir risk yönetimi yaklaĢımı benimseyen
69
BDDK’nın internet bankacılığı uygulamalarında e-imza kullanımının arttırılmasını
sağlayıcı tedbirleri alabileceği değerlendirilmektedir.
Ayrıca, halen tasarı halinde olan Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda,
TCK’da suç olarak tanımlanmıĢ dolandırıcılık veya hırsızlık fiillerini iĢlemek
maksadıyla,
i
nternet üzerinden hizmet sunan yasal bir kuruluĢa aitmiĢ gibi görünen
bir internet sitesi oluĢturan veya alan adı alan ve internet kullanıcılarına, söz konusu
kuruluĢa aitmiĢ gibi görünen ticari elektronik iletiler gönderme fiilinin de suç olarak
düzenlenmesi ve bu durumda uygulanacak cezaların da yer almasında yarar
görülmektedir.
68
Keser Berber, Leyla,
“Ġnternet Bankacılığında Güvenli Elektronik Ġmza’ya GeçiĢ Zorunluluğu”,
http://www.e-imza.gen.tr/templates/resimler/File/makaleler/Internet_Bankaciliginda_Guvenli_Eimzaya_
Gecis_LKeser.pdf
69
Deregözü, Rıfat, 13 Mart 2008, “Bankacılıkta Bilgi Sistemleri Denetimi – BDDK yaklaĢımı – ve Bilgi
Güvenliği”,http://www.scribd.com/doc/6304621/Bankacilikta-Bilgi-Sistemleri-Denetimi-BDDK-Yaklasimi
(SET: 10.02.2011)
|