GÖZ KAPAĞI
HASTALIKLARI
Yrd.Doç.Dr.Şeyhmus ARI
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi
Göz Hastalıkları Anabilim Dalı
Göz kapakları anatomik olarak
yedi tabakada incelenir
Deri ve deri altı dokular: Göz kapağı derisi
vücudun en ince derisidir, deri altı yağ
dokusu barındırmaz.
Orbikülaris oküli kası: Yedinci kraniyel
sinir tarafından uyarılır. Kontraksiyonu ile
palpebral aralık daralır.
Orbital septum:Üst ve alt orbital rim
üzerindeki periosttan köken alır. Üst
kapakta
levator
aponevrozuna,
alt
kapakta ise kapsülopalpebral fasya ile
birleşir.
Orbital yağ dokusu:Orbital septumun
gerisinde levator aponevrozunun
önündedir.
Retraktör kaslar
Üst kapakta levator ve Müller kasları
Alt kapakta kapsülopalpebral fasya ve alt
tarsal kaslardır.Kontraksiyonları ile
palpebral aralık genişler.
Tarsus: Göz kapaklarının iskeletini
oluşturan bağ dokusu plakalardır.
Üst Tarsus vertikal olarak 10-12 mm,
alt tarsus ise 4 mm kadardır.
Her iki tarsus da 1 mm kalınlıktadır.
Konjonktiva: Göz kapaklarının arka
tabakasını oluşturur.
Orbita septumu
Levator aponörozu
Müller kası
Levator kası
Tars
Alt oblik
Pretarsal orbiküler lifler
Alt kapak retraktörleri
Preseptal orbiküler lifler
Gri çizgi göz kapağına ön ve arka
olmak üzere iki lamele ayırır.
Kirpikler, kıl folikülü, ter bezleri, Zeis
ve Moll bezleri ön lamelde
yer
alırken,
meibomian
bezleri
arka
lamelde yer alır.
Üst göz kapağında 100, alt göz kapağında 50
kadar kirpik vardır.
Meibomian bezleri tarsustan köken alır, üst
kapakta 25, alt kapakta 20 adet bez bulunur.
Göz kapakları kontakt dermatit veya
atopik dermatit gibi çeşitli alerjik
hastalıklarda etkilenebilir.
Ayrıca herpes zoster, herper simpleks,
impetigo,
erizipel
ve
nekrotizan
fasiyitte
sık olarak göz kapağı
tutulumu görülür.
Kontakt dermatit
Herpetik Blefarit
Herpes Zoster Blefariti
Kirpik Bozuklukları
TRİKİAZİS
Kirpiklerin yanlış yönlenmesidir.
Kronik, blefarit, herpes zoster ya da
trahoma bağlı olarak gelişen skara bağlı
ya da kendiliğinden kirpiklerin içe doğru
dönmesidir.
Göz kırpma ile ortaya çıkan rahatsızlık
verici irritasyona neden olur.
Korneada hasara yol açabilir. Tedavide
epilasyon,
elektroliz,
kriyoterapi,
laser
veya cerrahi uygulanabilir.
Oldukça sıktır
Konjenital distiktiazis
–
Meibom bez orifislerinden ya da yakınlarından bir
sıra daha kirpik çıkmasıdır
Edinsel Distiktiazis
–
Kimyasal yanıklar, Stevens Johnson sendromu ve
oküler sikatrisiyel pemfigoid
Madarozis
Kirpiklerin sayısının azalması veya
tamamının kaybolmasıdır. Lokal olabildiği
gibi çeşitli deri ve sistemik hastalıklarla da
birlikte görülebilir.
Poliozis
Kirpik ve kaşların erken lokalize
beyazlamasıdır.Kronik blefarit, vogh-
koyanagi-harada hastalığı veya sempatik
oftalmi ile beraber görülebilir.
Madarozis
–
Lokal
• Kronik blefarit
• İnfiltran tümörler
• Yanıklar
• Radyoterapi
–
Cilt Hastalıkları
• Alopesi
• Psöriazis
–
Sistemik Hastalıklar
• Miksödem
• SLE
• Sifiliz
• Lepramatöz lepra
Blefarit
Blefarit sık görülen bilateral simetrik bir
göz kapağı hastalığıdır.
Başlıca semptomları yanma, fotofobi,
kirpik diplerinde kızarıklık ve
çapaklanmadır.
Üç ana tipi vardır: Ön, arka ve karma.
Ön blefarit
Stafilokkal, seboreik veya karışık tipte
olabilir.
Semptomlar sabahları daha fazladır.
Tedavide
kapak
hijyeni,
antibiyotikli
pomadlar
ile
gerekirse
hafif
steroidli
damlalar ve göz yaşı damlaları kullanılır.
Arka blefarit
Seboreik
meibomian
bez
disfonksiyonu ve meibomianit olmak
üzere iki formda görülür.
Tedavide
sistemik
tetrasiklin(6-12
hafta)
Katılaşmış sebumu yumuşatmak için ılık
kompresler
ve
meibomian
bezlerin
mekanik eksperyonu ile beraber kapak
hijyeni ve gerekirse hafif steroidli damlalar
ve göz yaşı damlaları kullanılır.
Göz Kapağının İyi Huylu
Nodülleri ve Kistleri
Şalazyon:
Meibomius bez ağızlarının
tıkanması ve sebase sekresyonun
bez içinde birikmesi ile gelişen
kronik lipogranülomatöz
enflamasyondur.
Akne rozesealı ve seboreik
dermatitli olgularda sık rastlanır.
Ağrısız bir nodül şeklinde kendini gösterir.
Küçük lezyonlar kendiliğinden iyileşir.
Kalıcı lezyonlarda cerrahi veya steroid
enjeksiyonu uygulanabilir
Sık
tekrarlarda
sistemik
tetrasiklin
değerlidir.
Nüks lezyonların bazal hücreli karsinom
veya
meibomian
bez
karsinomu
ile
karışabilme riski bulunduğundan küretaj
içeriğinin patolojik incelenmesi gereklidir.
Hordeolum (arpacık)
İç hordeolum meibomian bezlerinin
akut stafilokoksik enfeksiyonu sonucu
gelişir.
Hassas bir şişlik olarak bulgu verir.
Akut enfeksiyon sonrası nodül kaldı ise
insizyon ve kürtaj yapılabilir.
Dış hordeolum
Kıl folikülü, Zeis ve Moll bezlerinin
akut stafilokoksik enfeksiyonudur.
Kapak kenarında öne doğru yönelen
küçük ağrılı abse şeklinde belirir.
Çoğu olguda kendiliğinden geriler.
Ciddi
olgularda
sıcak
kompresler,
epilasyon
veya
sistemik
tetrasiklin
kullanılabilir.
Molluscum contagiosum
Poxvirüsün
neden
olduğu
nadir
bir
enfeksiyondur.
İmmün
sistemi
deprese
olgularda
sık
rastlanır.
Tedavi
traşlama,
koterizasyon
veya
kriyoterapidir.
Ksantelezma
Yaşlı
ve
hiperkolesterolemili
olgularda sık ve bilateral olarak
görülen bir lezyondur.
Kolesterol
ve
yağdan
oluşan
kapakların iç kısmına yerleşmiş sarı
derialtı plaklardır.
Tedavide eksizyon veya CO2 laser
kullanılır.
Göz Kapağının İyi Huylu
Tümörleri
Yassı hücreli papillom:
Genellikle erişkinlerde görülür.
Göz kapağının en sık iyi huylu tümörüdür.
Saplı veya sapsız olabilir.
Yüzey görünümü ahududunu andırır.
Tedavisi cerrahi eksizyondur.
Aktinik keratoz:
En sık pre- malign deri lezyonudur.
Tipik olarak uzun süre güneş ışığına
maruz kalmış yaşlı ve açık renk ciltli
kişilerde görülür.
Kabarık
olmayan
keratotik
bir
görünümü vardır.
Biyopsi sonrası eksize edilmelidir.
Kutenöz boynuz (cuteneous horn)
Nadir görülmesine rağmen aktinik
keratoz ve yassı hücreli karsinom ile
birlikte görüldüğü için klinik önemi
vardır.
Ciltten
uzanan
hiperkeratotik
bir
lezyondur.
Biyopsi sonrası eksize edilmelidir.
Piyojenik granülom:
Hızlı büyüyen granülomatöz
hemanjiyomdur.
Travma veya cerrahi sonrası
gelişir.
Tedavisi eksizyondur.
Basit nevüs:
Intradermal
(en
sık),
junctional
veya
compound formları vardır.
Ergenlik sırasında pigmentasyonu artabilir.
Intradermal formun malign potansiyeli
yoktur.
Keratoakantom
Sağlıklı kişilerde görülen nadir hızlı
büyüyen iyi huylu bir tümördür.
Yassı hücreli karsinoma benzer
görünümdedir.
Pembe bir papül olarak büyümeye
başlar, daha sonra kendiliğinden
gerileyerek hiperkeratotik bir nodüle
dönüşür.
Biyopsi sonrası eksizyonu gereklidir
Kapiller hemanjiyom
Üst kapakta ve kadınlarda sık görülür.
Nadiren yüzde de olabilir.
Doğumdan hemen sonra farkedilir.
Basmakla solan kırmızı hafif kabarık bir
lezyondur.
Yaşamın ilk yılında hızlı bir büyüme
gösterdikten sonra gerilemeye başlar.
Yedi yaşında olguların %70’ inde kaybolmuştur.
Mekanik ptozis yaparak ambliyopiye neden
olduğundan takibi ve tedavisi çok önemlidir.
Lezyon içi steroid enjeksiyonuna iyi yanıt verir.
Uygun olgularda cerrahi eksizyon gerekebilir
Porto şarabı lekesi (Nevus flammeus)
İnce duvarlı kapillerlerden oluşan, tek taraflı ve
segmental bir lezyondur.
Sıklıkla yüzde yerleşir.
Basmakla solmayan pembe bir lezyondur.
Yaş arttıkça büyümese de rengi koyulaşır ve
üzerindeki cilt hipertrofik ve kaba bir hal alır.
Olguların %45’ in de aynı tarafta glokom vardır.
Erken
dönemde
erbiyum
laser
ile
tedavi
edilebilir.
Göz Kapağının Malign
Tümörleri
Bazal hücreli karsinom: İnsanda en sık
görülen malign tümördür.
Olguların %90’ ında tümör baş- boyun
bölgesinde yerleşmiştir.
Bunların %10’ unda göz kapağı tutulur.
Tüm malign göz kapağı tümörlerinin
%90’ ı bazal hücreli karsinomdur.
Sıklıkla alt kapağı tutar.
Yavaş büyüyen lokal olarak invaziv
metastaz yapmayan bir özelliği
vardır.
Tipik olarak yaşlılarda saptanır.
Nodüler, nodülo- ülseratif ve
sklerozan olmak üzere üç tipi vardır.
Yassı hücreli karsinom
•
Daha nadir görülen ama daha agresif bir
tümördür.
•
Bölgesel lenf bezlerine metastaz yapabilir.
•
Kendiliğinden (de novo) gelişebildiği gibi
aktinik keratozdan da köken alabilir.
•
Alt kapakta ve kapak marjında yerleşir.
•
Tipik olarak uzun süre güneş ışığına veya
kronik cilt travmasına maruz kalmış yaşlı ve
açık renk ciltli kişilerde görülür.
•
Plakoid, nodüler ve ülseratif formları vardır.
Sebase hücreli karsinom
Yaşlılarda görülen çok nadir bir tümördür.
Sıklıkla üst kapakta yerleşir.
Erken dönemlerde son derece iyi huylu bir
görünümü
olduğunda
tanısal
zorlukları
vardır.
Bundan kaynaklanan tanı ve tedavideki
gecikmelerden
dolayı
%10
mortalitesi
vardır.
Melanom:
Ölümcül bir tümördür ancak göz kapağını
çok nadiren etkiler.
Olguların yarısında pigmentasyon
görülmemesi tanıda zorluk yaratır.
Yüzeyel yayılan, nodüler ve lentigo
maligna formları vardır.
Kaposi sarkomu:
AIDS olgularında görülen vasküler
bir tümördür.
Erken dönemlerde hematom veya
nevüsü andırır.
Radyoterapiye duyarlıdır.
Merkel hücreli karsinom:
Dermisten köken alır ve hızlı büyür.
Yaşlıları etkiler.
Çok malign ve yüksek mortaliteye sahip
bir tümördür.
Tedavisi cerrahidir ancak çoğu olguda
kemoterapi de gereklidir.
Malign göz kapağı tümörlerinin tedavisi
Malign tümörlerin en az 3 mm sağlam
dokuyu da içerecek şekilde tamamen
eksize edilmesi gereklidir.
Tedavinin etkinliği frozen ile teyit
edilmelidir.
Geride kalan cilt defekti küçük ise
direkt
kapatılabilirken,
büyük
defektlerde
flep
veya
greft
gerekli
olacaktır.
Radyoterapi sadece küçük nodüloülseratif
bazal hücreli karsinom ve Kaposi sarkomu
için kullanılabilir.
Kriyoterapi ise küçük ve yüzeyel bazal
hücreli karsinom için geçerli bir alternatif
yöntemdir.
Göz Kapağı Şekil
Bozuklukları
Ektropiyum
Göz kapağının bütün veya bölgesel
olarak eversiyonudur.
En sık görülen formu involüsyonel
formudur.
Ayrıca
Skatrisyel,
paralitik
ve
mekanik formları da vardır.
Involüsyonel ektropiyum tipik olarak
yaşlıların alt kapaklarını etkiler.
Medial ve lateral kantal tendonların
gevşekliği ve horizontal kapak
gevşekliği nedeni ile gelişir.
Epifora ve kronik konjonktivite
neden olur.
Tedavide gevşek olan yapıların tamiri
gereklidir.
Cilt ve cilt altı dokuların skarlaşması
ve kontraktürü göz kapağını globtan
uzaklaştırır
ve
skatrisyel
ektropiyuma neden olur.
Yedinci
sinir
felci
sonucunda
paratitik ektropiyum gelişebilir.
Bu
formda
lagoftalmiye
bağlı
keratopati, epifora, kaş ptozisi ve
alt/üst kapak retraksiyonu vardır.
Göz kapağında yer alan tümörler
veya
ödem
kapak
kenarında
eversiyona neden olarak mekanik
ektropiyuma neden olur.
Bu formların tedavisi altta yatan
nedenin ortadan kaldırılması ve eşlik
eden gevşekliklerin tamiridir.
Entropiyum
Göz kapağının bütün veya bölgesel olarak
inversiyonudur.
Kornea ve konjonktiva ile temas eden
kirpikler nedeni ile oldukça rahatsız edici bir
durumdur.
Uzun süren olgularda korneal ülserasyon ve
pannus gelişimi izlenebilir.
En sık görülen formu involüsyonel
entropiyumdur.
Skatrisyel ve konjenital formları da vardır.
İnvolüsyonel entropiyum sıklıkla alt kapağı
etkiler.
Üst kapağın tarsal plakası daha geniş
olduğundan daha stabildir.
Etiyolojisinde horizontal kapak gevşekliği,
alt kapak retraktör zayıflığı ve preseptal
orbikülaris
kasının
pretarsal
orbikülaris
kasının üzerinden atlaması vardır.
Tedavisi neden olan faktörlerin düzeltilmesi
ile gerçekleştirilir.
Palpebral konjonktivanın
skatrizasyonu kapak marjını globa
doğru çekerek skatrisyel entropiyuma
neden olur.
Trahom, skatrizan konjonktivit veya
kimyasal yanıklar sonrası sık görülür.
Tedavisinde korneanın korunmasının
yanında altta yatan nedenin düzeltilmesi
gereklidir.
Retraktör aponörozunun tarsal plakanın alt
sınırına yapışmasının tam olmaması
konjenital entropiyum nedenidir.
Tüm alt göz kapağı içe döner, alt kapak
kırışıklığı saptanamaz.
Ptozis
Üst göz kapağının anormal düşük
pozisyonuna ptozis adı verilir.
Ptozis şu şekilde sınıflandırılabilir
Nörojenik:
Edinsel veya doğumsal bir inervasyonel
defekt sonucu gelişir.
Nedenleri arasında 3.kraniyel sinir felci ve
Horner sendromu sayılabilir.
Basit Kongenital ptozis.
Miyojenik
Levator kasına ait miyopati veya
uyarıların nöromusküler kavşaktaki
yetersiz iletimine bağlı gelişir.
Myasteni gravis, miyotonik distrofi,
oküler
miyopati,
blefarofimozis
sendromunda görülür.
Aponörotik
Levator aponevrozunda yaşa veya cerrahi
travmaya
bağlı
gelişen
ayrılma
ve
zayıflamaların sonucunda gelişir.
Levator kası normal olmasına rağmen
ürettiği güç kapağa iletilememektedir.
Mekanik
Dermatoşalazis,
Kapak ödemi,
Ön orbital lezyonlar ,
Büyük kapak tümörlerine bağlı
olarak gelişebilir.
KAŞ PTOZİSİ
Tanıda ptozisin başlama yaşı öğrenilerek
edinsel veya doğumsal ptozis ayırımı
yapılabilir.
Ptozis
ile
beraber
görülen
sistemik
hastalıklara
ait
bulgular
(çift
görme,
yorgunluk
ile
ptozisde
artış)
ısrarla
sorulmalıdır.
Ayırıcı tanıda psödoptozis ekarte
edilmelidir.
Mikroftalmi, enoftalmi ve yapay göze
bağlı azalmış vertikal palpebral
açıklık, diğer gözde kapak
retraksiyonu, aynı tarafta hipotropya,
kaş ptozisi ve dermatoşalazis varlığı
psödoptozis nedenleridir.
Ptozisin
düzeltilmesi
öncesinde
yapılması
gerekli ölçümler şu şekildedir:
a)Marjin- refle mesafesi: Üst kapak marjı ile
pupil ışık reflesi arasındaki mesafedir. Normali
4- 4.5 mmdir.
b)Vertikal fissür yüksekliği: Üst ve alt
kapaklar arasındaki mesafedir. Normalde üst
kapak üst limbusun 2mm altında yer alır. Alt
kapak ise alt limbusun 1mm üzerine kadar
çıkar.
Normali erkeklerde 7- 10mm, kadınlarda ise 8-
12 mmdir.
Üst kapak hareketi
Levator
fonksiyonunun
bir
göstergesidir.
Zorlu
aşağı
ve
yukarı
bakışlar
arasındaki mesafedir.
Normali 15mm ve üzeridir.
5- 11 mm arası orta düzey, 4 mm altı
ise
ileri
düzey
azalmış
levator
fonksiyonuna işaret eder.
Üst kapak kıvrımı
Aşağı bakış sırasında kapak marjı ile kapak
kıvrımı arasındaki vertikal mesafedir.
Konjenital
ptozisli
olguda
üst
kapak
kıvrımının
olmaması
kötü
levator
fonksiyonunu gösterirken, daha yukarıda
yerleşmiş kıvrım aponörotik defekti işaret
eder.
Muayene sırasında ptozisin yorgunlukla
artması,
oküler
hareket
defektleri
ile
beraber görülmesi, çene hareketleri ile
ptozis
miktarının
değişmesine
dikkat
edilmelidir.
Ptozisin tedavisi levator fonksiyonuna göre
şekillendirilmektedir.
Eğer levator fonksiyonu 10mm’ den fazla
ve ptozis 2mm’ den az ise tarsusun üst
sınırı ile beraber Müller kasının alt
sınırının ve konjonktivanın eksizyonu
(Fasanella- Servat operasyonu) yeterli
olacaktır.
Levator fonksiyonunun 5mm’ den
fazla olduğu durumlarda ptozis
miktarı ve levator fonksiyonuna göre
ayarlanan oranlarda levator
rezeksiyonu yapılmaktadır.
Levator fonksiyonunun yetersiz olduğu
durumlarda (<4mm) tarsusun absorbe
olmayan materyallerle (tercihen otojen
fasya lata) ile frontalis kasına asılması
operasyonu gerçekleştirilmektedir
Diğer Edinsel ve Doğumsal
Kapak Bozuklukları
Dermataşalazis: Sık görülen ve yaşlıları
etkileyen bilateral bir durumdur.
Göz kapakları torbamsı görünümdedir, göz
kapağı derisi gevşektir ve kapak kıvrımı
belirsizdir.
Blefaroplasti ile tedavi edilir.
Blefaroşalazis:
Nadir görülen, her iki üst kapakta
tekrarlayan ağrısız ödem atakları ile
karakterizedir.
Ataklar kendiliğinden düzelir.
Ergenlik çağında başlar ve zaman
içerisinde atakların sıklığı azalır.
Ciddi olgularda üst göz kapak cildi
sigara kağıdı kıvamındadır.
Kapak retraksiyonu
Üst kapak marjı limbus hizasına geldiğinde
veya geçtiğinde kapak retraksiyonundan
söz edilebilir.
Doğumsal
olabileceği
gibi
nörojenik,
mekanik veya tiroid hastalıklarına bağlı
olabilir.
Telekantus
Anormal uzun iç kantal tendonlara bağlı
olarak iç kantuslar arasındaki mesafenin
artmasıdır.
Hipertelorizm (orbitaların birbirinden ayrı
olması) ile karışabilir.
Kapak kolobomu
Tek veya çift taraflı olabilir.
Tam veya parsiyel katı tutabilir.
Üst kapakta iç – orta kapak bileşim
yerinde, alt kapakta ise orta- dış kapak
bileşim yerindedir.
Dostları ilə paylaş: |