Diyette protein kısıtlaması ve kan basıncı kontrolü.
biyolojik değerlilikte olması gerekmektedir (29).
Nefrotik sendromda protein kısıtlamasının faydalı
olup olmadığı net değildir. Hayvan deneylerinde
protein kısıtlaması ile proteinüri miktarı (olasılıkla
azalmış intraglomerüler basınca bağlı) ve karaciğer
protein üretimi azalmaktadır. Net sonuç olarak serum
albumin düzeyi değişmemektedir (32,33). Yine hayvan
deneylerinde protein kısıtlamasına rağmen
malnütrisyon gelişmediği gösterilmiştir (34). Genel
durumu iyi ve hastalığı durağan dönemde olan
hastalarda idrarda atılan her 1 gr/gün protein için 1-1.5
gr ilave yapmak ve yeterli kalori alımını gözetmek
üzere 0.6 gr/kg/gün'e kadar protein kısıtlamasının
güvenli olduğu söylenebilir (35). Ancak ağır
proteinürisi olan (10-15 gr/gün) ve altta yatan hastalığı
aktif ve katabolik süreçte olan hastalarda ise aynı
güvenlik söz konusu olmayabilir.
Son dönem böbrek yetmezlikli hastalar ise,
muhtemelen hastalığın doğasından gelen iştahsızlığa
bağlı olarak, müdahale edilmese de kendiliğinden
protein kısıtlı diyet almaktadırlar. Kreatinin kleransı 25
ml/dk olan hastalarda günlük protein alımının 0.5-0.7
gr/kg/gün'e kadar düştüğü gösterilmiştir (36). Bu
hastalarda protein kısıtlaması dikkatle uygulanması
gereken bir yaklaşımdır. MDRD (22) çalışması da
bunu destekler niteliktedir. Protein kısıtlamasının ilk 2-
3 yıl için güvenli olsa bile bazı nütrisyonel
parametrelerde kötüleşmeye yolaçtığı görülmektedir.
Kronik böbrek yetmezliğine giden hastalarda
protein kısıtlamasının faydası ile ilgili veriler
çelişkilidir. Diabetik ve kronik glomerülopatili
hastalarda yapılan çalışmalar diyet modifikasyonu ile
hastaların yaklaşık %75'inde GFR'de azalmanın
yavaşladığı ve hatta durduğu, bu etkinin başlangıç GFR
15 ml/dk olan bazı hastalarda bile ortaya çıkabildiğini
göstermiştir (37-39). Buna karşıt olarak ise daha büyük
ve kontrollü bir çalışmada GFR'de ilk iki yıl içerisinde
bir miktar düzelme olsa bile bunun anlamlı düzeylerde
olmadığı görülmüştür (40). Şu ana kadar yapılmış olan
en geniş analiz olan MDRD'de (22) ise protein
kısıtlamasının yıllık 1.1 ml/dk kadar düşük bir fayda
sağladığı, hatta protein kısıtlanan hastalarda ilk dört ay
içerisinde, muhtemelen azalan glomerül içi basınca
bağlı olarak, ciddi GFR düşüşleri olduğu gösterilmiştir.
Yine de çalışmaya katılan hastaların başlangıç ortalama
GFR değerleri (39 ml/dk) göz önüne alındığında, yıllık
1 ml/dak'lık bir kazancın bile diyaliz tedavisine
başlamayı 3-4 yıl kadar geciktirip, hayat kalitesini
yükselteceği gözden kaçırılmamalıdır. MDRD
çalışmasının, ele alınan hastaların %40'nı oluşturduğu,
beş ayrı çalışmanın verilerini değerlendiren bir
metaanaliz çalışmalasında, 1413 hasta 18-36 ay süre ile
izlenmiş ve protein kısıtlamasının ölüm ve böbrek
yetmezliği gelişiminde 0,67lik bir rölatif riske
yolaçtığını göstermiştir (41). 24 ayrı çalışma ve 4167
hastanın alındığı bir başka metaanaliz çalışması ile
protein kısıtlamasının glomerüler filtrasyon hızındaki
azalmayı 0,53 ml/dk kadar iyileştirdiğini ortaya
koymuştur. Bu etki diabetik hastalarda diabetik
olmayanlara göre daha fazla gözükmektedir (42).
Her ne kadar kesin olmasa da genel kanı, özellikle
diabetik hastalarda, 0.6 gr/kg/gün'e kadar protein
kısıtlaması yapılan ve alınan proteinin yüksek biyolojik
verimlilikte olmasına özen gösterilen diyet
modifikasyonlarının, diyaliz başlangıcını geciktirdiği
ve hayat kalitesini iyileştirdiği yönündedir.
Dostları ilə paylaş: