şeyden paçayı sıyırmasını b l rd , yetenekler nden b r de buydu:
sıyrılmak.
Güven veren b r yd kocam. Çoğu k mse olayların onun anlattığı
g b yaşandığına nanmıştır, eks ğ ya da fazlası olab l r; örneğ n, b r
k c nayet, b rkaç güzel n baştan çıkarması, b r k tepegöz. Bazen
ben b le nanmıştım ona.
Düzenbaz ve yalancı olduğunun farkındaydım,
ancak ben de
h lelerle kandıracağı, yalanlarını bende de deneyeceğ h ç aklıma
gelmem şt . Ona bağlı kalmamış mıydım? Başka türlü davranmak
ç n ben ayartan -dahası zorlayan-onca nedene rağmen onu
beklem ş, beklem ş ve beklem şt m, değ l m ya?
Pek sonunda,
resm anlatım nanılır bulunduktan sonra ben ne elde etm şt m? Ders
çıkarılan b r efsane… Başka kadınları dövmek ç n kullanılan b r
sopa. Neden onlar da ben m g b güven l r, özver l , düşüncel
davranan b r olamıyorlardı? Şarkıcıların, pl k bükücüler n d ller ne
doladıkları d ze de buydu.
Ben örnek almayın,
d ye haykırmak
ster m kulağınızın
d b nde - evet, s z n kulaklarınızın! Ne k
bağırmaya çalışırken ses m baykuştan farksız.
El mde puçları vardı elbette, kocamın kaypaklığından, h noğlu
h nl ğ nden, kurnazlığından -nasıl desem?- v cdansızlığından
kuşkulanıyordum, ama görmezl kten geld m. D l m tuttum; ağzımı
açsam b le ona övgüler düzmekle kaldım. Kafa tutmadım, olmadık
sorular sormadım, ötes n kurcalamadım. O günlerde mutlu sonlar
sterd m, mutlu sonlara ulaşmanın en y yolu doğru kapıları k l tl
tutmak ve c nler geld ğ nde uykuya dalmaktır.
Gelgelel m bell başlı olaylar yaşandıktan
ve olup b tenler esk
tantanasını y t rd kten sonra arkamdan gülenler n çok olduğunu
anladım - nasıl da dalga geç yor, hakkımda fıkralar anlatıyorlardı,
k m hoş k m p s fıkralar; ben b r masala dönüştürmüşlerd , hatta
masallara, ama bunlar ş tmek stemeyeceğ m türden masallardı.
Kend hakkında ler ger konuşulan lafların bütün dünyayı dolaştığı
b r kadın ne yapab l r? Kend n savunmaya kalkarsa suçlu durumuna
düşer. Ben de bu nedenle b raz daha bekled m.
Ş md herkes n soluğu tükend ğ ne göre, artık masal anlatma sırası
bende. Bunu kend me borçluyum. Bunun ç n canımı d ş me taktım:
masalcılık alçak b r sanat. Yaşlı kadınlar meraklıdır buna, gezg n
d lenc ler, kör şarkıcılar, h zmetç ler, çocuklar - kısacası boş zamanı
olanlar. Esk den ozan rolüne soyunmaya kalksaydım, herkes gülerd
bana -kurnazlıkta soyluluk taslamaktan
daha gülünç b r şey yoktur-
ama artık herkes n ne ded ğ k m n umurunda? Halkın görüşü ayaklar
alımda: karanlıklar, yankılar ülkes ne gömüldü.
Çekt ğ m güçlük ses m duyuracak ağzım olmaması. Kend m fade
edemem, s z n dünyanızda, bedenler n, d ller n ve parmakların
dünyasında buna olanak yok; zaten bana kulak veren de pek yok ya,
ırmağın s z n taraftak yakasında. Tuhaf fısıltılar, t z sesler
duyanlarınızın sözler m sazları hışırdatan rüzgârla, alacakaranlıkta
uçan yarasalarla, kötü düşlerle karıştırması şten b le olmaz.
Y ne de hamurumda her zaman kararlı davranmak var. Sabır,
derlerd bana. B r ş sonuna kadar götürmey sever m ben.
Dostları ilə paylaş: