Penelopia



Yüklə 0,55 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/29
tarix20.11.2023
ölçüsü0,55 Mb.
#165568
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   29
Penelopia - Margaret Atwood

Su d renmez. Su akar. El n ç ne daldırdığında, sen okşadığını
h sseders n. Su kaskatı duvara benzemez, geçmene engel olmaz.
Ne k su hep yolunda akar, h çb r şey ona karşı koyamaz. Su
sabırlıdır. Damlayan su taşı deler, geçer. Unutma yavrucuğum. B r
yarın su sen n, aklından çıkarma bunu. B r engel aşamazsan,
çevres nden dolaş

Su öyle yapar.


Törenler ve düğün ertes nde b ld k z faf odasına doğru meşaleler,
p s şakalar ve naralar eşl ğ nde gel n alayı düzenlen rd . Yatak
çelenklerle süslen r, eş ğe ç çekler döşen r, arınma suları dökülürdü.
Hem gel n dehşete kapılıp kaçmasın, hem de arkadaşları çığlıklarını
duyduğunda onu kurtarmak üzere çer ye akın etmes nler d ye
kapıda b r bekç dururdu. Tüm bunlar oyunun b r parçasıydı: gel n n
kaçırıldığı ve evl l ğ n amacının ırza geçmeye onay anlamına geld ğ
anlayışıyla 
kurgulanmış 
b r 
oyun 
oynanmalıydı. 
Yarışma
düzenlenmel , düşman ayaklar altında ez lm ş, canı alınmış g b tavır
takınmalıydı. Kan dökülmel yd .
Kapı kapanır kapanmaz Odysseus ben el mden tutup yatağın
kenarına oturttu. “Sana anlatılanların heps n s l aklından,” d ye
fısıldadı. “Canını yakmayacağım ya da çok acı duymayacaksın. Ama
canın yanmış g b yapman k m z n de yararına. Sen n zek b r kız
olduğunu söyled ler. B rkaç çığlık atab l r m s n, ne ders n? Onları
hoşnut etmeye yetecekt r bu kadarı -dışarıdalar, kulakları kapıda- o
zaman b z rahat bırakırlar, b z de dost olma fırsatı buluruz.”
İkna ustası olarak büyük sırlarından b r buydu şte Odysseus’un -
karşısındak n ortak b r düşmanları olduğuna ve onu yenmek ç n
güçler n b rleşt rmeler gerekt ğ ne nandırırdı. Ona kulak veren
hemen herkes şb rl ğ ne, kend başarısı uğruna dolap çev rmeye
razı edeb l rd . Anlatılanlar doğru, k mse bu konuda onun el ne su
dökemezd . Üstel k har ka b r ses vardı, boğuk ve gür. İsted ğ n
yer ne get rm şt m elbette.
Az sonra Odysseus’un ş b tt kten sonra sırtını dönüp horlamaya
başlayan erkeklerden olmadığını anlayacaktım. Hoş, erkekler n böyle
alışkanlıkları olduğundan haberdar değ ld m elbet, böyle b r deney m
yaşamamıştım k ; ama ded m ya, h zmetç ler çok şey söylem şlerd
bana. Hayır, Odysseus konuşmak st yordu, y b r h kayec
olduğundan onu can kulağıyla d nled m. Gal ba en çok bu yanıma
değer verm şt ; öyküler n anlayıp beğenmem hoşuna g tm şt .
Kadınlarda sık görülmed k b r yetenekt r.
Kalçasında boylamasına uzayan yara z n görme fırsatım olmuştu,
o zaman bana o yaranın h kâyes n anlatmaya koyuldu. Daha önce
de bel rtm şt m, Odysseus’un dedes Autolykos’tu, tanrı Hermes’ n
oğlu olduğunu dd a ederd . Bu sözler n anlamı, onun usta b r hırsız,


üçkâğıtçı ve yalancı olduğu ve böyle şlerde tal h n n yaver g tt ğ
demek olab l rd .
Autolykos Odysseus’un anası, dolayısıyla artık kaynanam, Ithaka
Kralı Laertes le evlenen Ant kle a’nın babasıydı. Ortalıkta Ant kle a
hakkında karalayıcı sözler dolaşırdı -S syphos’un onu baştan
çıkardığı, Odysseus’un gerçek babasının o olduğu söylen rd - fakat
bana h ç de nandırıcı gelmem şt , Ant kle a’yı k m baştan çıkarmak
stes n? B r gem pruvasını baştan çıkarmaktan farksız olurdu bu.
Neyse, bırakalım ş md l k bu öykü öyle kalsın.
S syphos h lebaz b r adam olarak b l n rd , ölümü b le k kere
aldatmıştı: b r nde, Kral Hades’ n eller ne, b r türlü açmaya
yanaşmadığı kelepçeler takarak kandırmış, d ğer nde de gerekt ğ
g b gömülmed ğ n söyleyerek Persephone’n n onu yeraltı
ülkes nden çıkmasına z n vermes n sağlamıştı, bu nedenle Styx
Irmağının 
ölüler 
yakasına 
a t 
olmamıştı. 
Ant kle a’nın
sadakats zl ğ yle lg l söylenenler n doğru olduğunu kabul edersek,
Odysseus un a le ağacının başlıca k dalında da kurnaz ve töres z
yaşayan k mseler bulunduğunu söyleyeb l r z.
Bu öykünün gerçekl ğ b r yana, ona adını veren dedes Autolykos
doğumunda kend s ne söz ver len armağanları alması ç n
Odysseus’u Pamassus Dağına çağırmıştı. Odysseus oraya g tm ş,
z yaret sırasında Autolykos’un oğullarıyla b rl kte yaban domuzu
avına çıkmıştı, şte o avda et n kapan azgın b r yaban domuzu
açmıştı o yarayı kalçasında.
Odysseus h kâyey anlatırken takındığı tutum bu kadarla kalmadığı
zlen m uyandırmıştı bende. Yaban domuzu neden ötek lere değ l de
Odysseus’a saldırmıştı acaba? Yaban domuzunun nerede
saklandığını b l yorlar mıydı, hayvanı tuzağa mı düşürmüşlerd ?
Odysseus’un öleceğ m hesaplanmıştı, böylece üçkâğıtçı Autolykos
ona borçlu olduğu armağanları vermekten kurtulacak mıydı? Belk .
Böyle düşünmek hoşuma g tt . Kocamla ortak b r yanımız
olduğunu düşünmek güzeld : k m z de gençl ğ m zde a le üyeler
tarafından yok ed lmek stenm şt k. Heps nden öneml s , b rb r m ze
kenetlenmem z ve başkalarına güvenmeden önce düşünmem z
gerekt ğ ortaya çıkıyordu.


Yara z yle lg l anlattıklarına karşılık ben de kend başımdan
geçenler , boğulmak üzereyken ördekler tarafından kurtarıldığımı
anlattım Odysseus’a. lg s n çekt , bana sorular sordu, duygudaşlık
da gösterm şt - s z d nleyen b r nden bekleyeb leceğ n z
davranışlardı bunlar. “Zavallı ördekç ğ m ben m,” ded okşayarak.
“Tasalanma sen. Sen n g b değerl b r kızı asla okyanusa atmam
ben.” Bunları duyunca gözyaşlarımı tutamadım, sonra da düğün
geces ne yaraşır b ç mde sak nleşt m.
Gün ağardığında Odysseus”la dost olmuştuk b le, tıpkı söz verd ğ
g b . Ya da şöyle söyleyey m: Ben ona karşı yakınlık duymaya
başlamıştım -dahası bu duygulara sevg ve tutku da karışmıştı-
Odysseus da duygularımın karşılıklı olduğu zlen m ver yordu. Aynı
kapıya çıkmazdı elbet.
B rkaç gün geçt kten sonra Odysseus çey z m de alarak ben
İthaka’ya götürmey tasarladığından söz ett . Babamın h ç hoşuna
g tmed bu, esk gelenekler n uygulanmasını, yen ed nd ğ m z
servet m zle b rl kte k m z n de el n n altında olmasını st yordu. Ama
Tyndareos Amca b z destekled , ne de olsa damadı Helena’nın
kocası güçlü Menelaos’tu, İkar os da ger adım atmak zorunda kaldı.
Arabamız yola çıktığında babamın arkamızdan koşup, kalmam ç n
yalvardığını, Odysseus’un da onunla b rl kte İthaka’ya g tmek m ,
yoksa babamla kalmak mı sted ğ m sorduğu kulağınıza gelm şt r.
Verd ğ m yanıtın yaşmağımı örtmek olduğunu, kocamı sted ğ m d le
get remeyecek kadar ffetl olduğumu, bu erdem m anımsatması ç n
heykel m d kt kler söylen r.
Söyled kler nde gerçekl k payı yok değ l. Ancak yaşmağımı
nd rmem n neden güldüğümü g zlemekt , öz kızını den ze atmış b r
babanın aynı kızının arkasından koşarak “Ben mle kal!” d ye d l
dökmes gülünes b r sahneyd .
İç mden kalmak gelm yordu. B r an önce Sparta sarayından
uzaklaşmaya bakıyordum o sırada. Orada pek mutlu sayılmazdım,
yepyen b r yaşamdı özled ğ m.



Yüklə 0,55 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   29




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin