“Bunları mı istiyorsunuz?”
“Hayır.”
“Ama çekmecede başka bir şey yok ki….”
Noirtier gözlerini sözlüğe çevirmişti. Valentine hemen sözlüğü açtı. Noirtier “gizli” sözcüğüne gelince
onu durdurdu; sonra da kapıya doğru baktı.
“Barois’yı çağırmamı mı istiyorsunuz?”
“Evet,” dedi yaşlı adam.
Bu sırada Villefort iyice sabırsızlanmaya başlamıştı. Franz da olup bitenlerin şaşkınlığı içindeydi.
“Barois,” dedi Valentine içeri gelen yaşlı uşağa, “büyükbabam benden çekmecesini açmamı istedi.
Ama sanırım sadece senin bildiğin
gizli bir çekmece daha var, büyükbabam onu açmanı istiyor.”
Barois soran gözlerle Noirtier’ye baktı. Noirtier ‘evet’ anlamında başını salladı. Yaşlı uşak söyleneni
yaptı ve orta çekmeceyi yerinden oynatarak altında duran kâğıtları çıkarttı.
“Kâğıtları Bay d’Epinay’e mi vereyim efendim?” diye sordu uşak.
“Evet,” dedi Noirtier.
Franz şaşırmış bir halde, uşağın uzattığı kâğıtları alarak yüksek sesle okumaya başladı. Belgelerde,
Franz’ın babası General Quesnel’in ölümüyle ilgili bilgiler vardı. 1815 yılında Paris’teki Bonaparte
taraftarları generali kendi saflarına çekmeğe çalışmışlar, general krala sadık kalmayı
yeğleyerek bunu
reddetmişti. Ancak general, Bonaparte taraftarlarını yakından tanıdığı için, bu konuda konuşmama yemini
vermişti. Daha sonra general bir toplantıda derneğin başkanına aşağılayıcı birtakım sözler ettiğinden
aralarında bir düello olmuş ve dernek başkanı kolundan yara alırken, general ölmüştü.
Franz, babasının ölümüyle ilgili bu gizli bilgileri okumayı bitirdikten sonra Bay Noirtier’ye döndü. Bu
sırada yakında kopacak fırtınayı sezen Bay Villefort öfkeli bakışlarla yaşlı adama durmasını söylemeye
çalışıyordu.
“Bu korkunç olayın ayrıntılarından haberdar olduğunuza göre bayım,”
dedi Franz, “cinayeti işleyenenin
kim olduğunu da biliyor olmalısınız.”
Ne yapacağını şaşırmış olan Villefort kapıya yöneldi. Valentine de olayın nereye varacağını sezmişti,
çünkü büyükbabasının kolundaki yara izlerini görmüştü. O da şaşkınlık içinde bir iki adım geriledi.
“Yalvarırım,” dedi Villefort, “bu olayı daha fazla uzatmanın gereği yok. Babamın katili tanıdığını hiç
sanmıyorum, adını bilse bile bizlere söyleyecek durumda olmadığını siz de görüyorsunuz.”
“Rica ederim!” dedi Franz. “Bu kâğıtları okurken tek umudum, sonunda babamın
katilinin kim olduğunu
öğrenebilmekti. Lütfen Bay Noirtier, bize onun adını söylemeye çalışın.”
Noirtier sözlüğü işaret etti. Franz hemen sözlüğü alarak yaşlı adamın yanına gitti. Yaşlı adam “B”
harfine geldiğinde onu durdurdu. Franz teker teker sözcükleri taramaya başladı. Bay Noirtier “ben”
sözcüğünü işaret etti.
“Siz mi?” diye bağırdı Franz.
“Evet,” diye başını salladı Noirtier.
Franz dehşet içinde sandalyeye çöktü. Villefort kapıyı açıp uçarcasına dışarı kaçtı, yoksa öfkesinden
yaşlı adamı boğacaktı.