Gerila'nin El Kitabi Bè serok jiyan Nabe derleyen : azad badiki



Yüklə 0,76 Mb.
səhifə5/17
tarix09.02.2017
ölçüsü0,76 Mb.
#8232
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   17

Solunum Mekanizmasi:

Akcigerin kendi yapisinda adale dokusu olmadigindan kendiliginden genisleyip kuculmeleri mumkun degildir. Ancak Akcigerlerin icinde bulunduklari gogus kafesi kaburgalar arasi kalir ve diyaframlar sayesinde genisler ve daralir. Akcigerlerde bu genisleyip daralmaya eslik eder. Gogus kafesi icinde Akcigerler asili duran bir fanusa benzetilebilir. (sekil 1)

Fanusun tabanini hareketli diyaframa yapar. Kaburgalar gogus kafesinin seklini tayin eder. Gogus boslugunun disariya olan tek acikligi ana soluk yolu olan ‘trakea’ iledir. Hava giris-cikisi sadece trakea ile olur. Diyaframa vd. gogus duvari kaslari kasildiginda, fanusun ic hacmi artar, bu hafif bir vakumun olusmasina neden olur. Normalde gogus icindeki hava basinci disaridaki hava basindan biraz dusuktur. Diyafram ve kaburgalar arasi kaslarin kasilmasi gogus boslugunu genisletir. Gogus ici basinci biraz daha duser. Boylece disaridaki hava, agiz+burun ve tarakea yoluyla akcigerlere dalar. Disaridaki hava basinci ise icerideki basinca esitlendiginden hava girisi durur. (Soluk alma durdu.) Diyafram vd. kaslar gevsediginde gogus ici basinci artar ve icerideki hava disari itilir. (soluk verme.) Solunumun aktif kismi nefes almadir. Kaslarin kasilmasi bu donemdedir. Enerji bu sirada harcanir. Nefes verme kaslar gevsediginde kendiliginden pasif olarak gerceklesir.

NORMALDE GOGUS BOSLUGUNA SADECE BIR GIRIS OLDUGUNU UNUTMAMAK ONEMLIDIR. BU GIRIS ‘TRAKEA’DIR. BASKA BIR ACIKLIK VARSA HAVA GOGUS BOSLUGUNA DOLAR FAKAT AKCIGERLERE GIREMEZ. AKCIGERLER ILE GOGUS DUVARI ARASINDA TOPLANIR VE AKCIGERLERE BASKI YAPAR!

Nefes Almanin Kontrolu:

Nefes almayi beyin kontrol eder. Bu isin merkezi beyin sapindadir. Daha cok O gerektiginde beyin sapi gonderdigi emirlerle solunumu hizlandirir. Nefes alma tomateikdir. Ancak kismen kontrol edilebilir. Yani nefesimizi tutmak istedigimizde beyinden gelen otomatik uyarilari bir muddet durdurabiliriz. Ayni sekilde daha hizli veya derin nefes almak istedigimizde bunu gecici bir sure yapabiliriz. Fakat beyin atardamar kanindaki O ve CO miktarlarini surekli takip eder. Bu miktarlar fazlaca degisirse beyin kontrolu derhal alir ve dengeleri kurmak icin gerekli duzenlemeleri yaptirir. Nefesin hizini ve derinligini ayarlar. Solunumda esas uyarici faktor atardamar kanindaki CO miktaridir. kan CO duzeyindeki kucuk artislar bile solunumu hizlandirir. CO dusmeleri ise solunumu yavaslatir. Diger yandan beyin atardamardaki kan O’nine karsi da hassastir. Bu hassasiyet CO’te olandan daha fazladir. Kan O’deki azalma veya artmalar solunumun artmasi veya azalmasina neden olur.



TEMEL DESTEK TEDAVI (TDT)

TDT, solunum durmasi, kalb durmasi veya her ikisinin birden vukuunda mekanik arac gerec veya yardim olmadan rahatsizligi tedavi edebilme isidir. Suni solunum ve dolasim saglama yontemidir. Basari, solunum veya kalb (dolasim) durmasini derhal taniyip tedaviye acilen baslamaya baglidir. TDT’nin uygulanmasinda zaman cok onemlidir. Tani ve tedavi zamana karsi yurutulur. Eger O kesilirse kalbte saniyeler icinde duzensiz atimlar gelisir. Beyinde O eksikliginde uc-bes dakika icinde geri donusu olmayan tehlikeli hasarlar ortaya cikar. O’nin atmosferden alinip hucrelere iletilmesini saglayan iki temel fonksiyon, soluk alma ve kan dolasimidir. Nefeslenme ise atmosfer havasi (O) akcigerlere girer cikar. (O)’nin kana, (CO)’nin hava gecisi akcigerlerde meydana gelir. (O) hucrelere tasinirken (CO) de disari atilir. Ve kalb kani vucudun uzak hucrelerine pompalayarak ulastirir. Hava yolu, nefes alma veya dolasimdaki herhangi bir kusurun faturasi agir odenir; olum! Temel Destek Tedavisi (TDT), solunum ve kalp-dolasim sisteminde yetmezlige yol acip hayati tehlikeye sokacak herhangi bir durumun tedavisidir. Karmasik aletler kullanilmadan yapilan acil tedavidir.



Temel Destek Tedavisi’nin gerektigi durumlar:

1- Hava yolu tikanmasi

2- Solunumun durmasi

3- Dolasimin durmasi (Kalbin...)

Solunum veya dolasimin olmadigi veyahut yetersiz oldugu hemen belirlenmeli ve saniyeler icinde gerekli destek uygulamalara gecilmelidir. (sekil 2) Eger sadece solunum yoksa veya yetersiz ise hava yolunu sunî solunuma belki de gerek kalmadan acmak yeterli olabilecektir. Genellikle hava yolunun temizlenmesi normal nefes almayi saglayacaktir. Eger kalb fonksiyonlari iyi degilse veya yoksa, sunî solunumla birlikte sunî dolasim (kalb masaji) calismasina da baslamak gereklidir. Eger solunum kalbden once durmussa, Akcigerde yasami dakikalarca devam ettirecek miktarda (O) vardir. Fakat once kalb durdu ise, kalbe ve beyne (O)’li kan pompalanamadigi icir gitmez. Kalb (O)’li kan ile beslenemez ise, calisma duzeni, ritmi bozulur ve beyne yeterince kan pompalanamaz. Beyin 4-6 dakika O’siz kalinca, kalici hasarlar gelismeye baslar. 6 dakikadan sonra hasar kesindir. Bu nedenledir ki, TDT’nin uygulamasinda ivedilik onemlidir.

Ilk Degerlendirme:

Daha evvelki bolumde anlatildigi uzere ilk degerlendirme yapilir: Hava yolunun acikligi, solunumun niteligi, dolasimin niteligi ve suur duzeyi degerlendirilir. Hasta veya yaralinin TDT’ye ihtiyaci olup olmadigi anlasilir. Genel olarak sunî solunum veya dolasim uygulamak gereken her hastanin suuru kapalidir.



Pozisyon:

Sunî solunum veya kalb masajini uygulayabilmek icin, hastanin mutlaka sert bir zeminde ve yatar pozisyonda olmasi gerekir. Eger hasta buzulmus ise veya yuzustu ise, hastayi uygun pozisyona cevirmek gerekir. Hasta, bas, boyun ve sirti bir butun olarak yuvarlanarak cevrilir. Yatar pozisyonda bacaklarin 30 derece kadar yukari kaldirilmasi kalbe kan donusumunu kolaylastirir. Ve haricî kalb masaji gerekirse, sunî dolasima katkisi olur. Hasta uygun pozisyona getirilirken omurga yaralanmalarinin olumsuz sonuclari icin dikkatle hareket edilmelidir. Takiben hastanin nakli icin hazirliklar yapilirken TDT’ye de baslanir.



Eriskinde Hava Yolunun Acilmasi:

TDT’nin etkili olabilmesi icin hava yolunun derhal acilmasi gerekir. Hava yolu acik olmadan sunî solunum mumkun degildir. suuru bulanik veya kapali hastada hava yolu tikanmasinin en sik nedeni bogaz ve dil kaslarindaki gevseme sonucu asagiya dogru sarkan dilin hava yolunu tikamasidir. Takma disler, kan pihtilari, kusmuk, tukuruk, yiyecek parcalari veya baska yabanci cisimlerde tikanmaya neden olabilirler. Gevseyen bogaz ve dilin hava yolunu tikamasina mani olmak ve tikanikligi varsa gidermek icin cesitli manevralar sunlardir:

a-Basin arkaya bukulup, cenenin kaldirilmasi

b- Alt cenenin one cekilmesi

b/1-Alt cene kuvvetle one cikilir.

b/2-Bas arkayla dogru cekilir.

b/3-Nefes almayi kolaylastirmak icin basparmaklar ile alt dudaklar asagiya cekilir.

(Boyun omurlari yaralanmasindan suphelenildiginde bu manevra ile bas dogal pozisyona, oynatilmadan cene one cekilip agiz acilarak da uygulanabilir.)



Eriskinlerde Sunî Solunum:

Tekniklerden biri ile acilir acilmaz hasta kendiliginden (spontan) solumaya baslayabilir. Yapilacak ikinci is kisinin soluyup solumadigini anlamaya calismaktir. Kulak hasta agzina 3-4 cm. kadar yaklastirilir. Yuz, gogus ve karin hareketleri gozlenir. (sekil 3) Solunum olmadigi kanaatine varilirsa, derhal sunî solunum baslatilir.



1-Agizdan agiza Sunî Solunum:

Bas bukulup cene kaldirilarak hava yolu acilir. Basi geriye bastirarak el burnu sikarak kapatilir. Diger el, ceneyi tutar. Basparmakla dudak cekilerek agiz acik tutulur. Solunum yaptiracak olan, derin bir nefes alir. Agzi ile hastanin agzini tamamiyla kapatir ve nefesini verir. Sonra agzini ceker ve verdigi havanin kendi halinde bosalmasi beklenir. Ayni sekilde gogsun solunumla hareket edip etmedigine bakar. Bu islemi yaparken kisi hastanin yaninda durur. (Basucunda degil.)



2-Agizdan Buruna Solunum:

onerildigi haller;

-Hastanin agzi acilamiyorsa...

-Yuzdeki ciddî yaralanmalar nedeni ile hastanin agzindan solutulmasi mumkun degilse...

-Hastanin disleri olmadigi icin agiz ile agiz tam olarak kapatilamiyorsa...

[Not: Sunî solunum, genellikle uflenen havanin mideye giderek orada da birikerek siskinlige sebeb olur. Solunum icin asiri basincla hava uflenmesi veya hava yolunun tikali olmasi nedeni ile olusur bu. Hafif olmasi onemsenmese de, ileri derecede gerginlik ve sisme sunî solunum ve kalp masaji esnasinda kusulup soluk yollarina, Akciger dolmasina neden olur. Ayrica diyafragmayi yukari iterek akcigerlerin yeterince esnemelerine engel olur. Buna mani olmak icin, uflenen hava birden ve cok siddetli verilmemeli, daha yavas periyodik ve dusuk basincla uflenmelidir. Bu hal olustu ise derhal giderilmeli; bu amacla hasta yan cevrilmeli ve gobek ile kaburgalarin arasina bastirilmali... Hava ile birlikte mideden kusmukta gelir; gelen kusmugun agiz boslugunda kalan kismi temizlenmeli ve solunuma oylece devam edilmelidir.]



Eriskinlerde Yabanci Cisimlere Bagli Hava Yolu Tikanmalari:

Eriskinde yabanci cisme bagli ani tikanma genellikle yemeklerde olur. cocukta ise, yerken veya oynarken olabilir. Tikanmanin derhal taninmasi, tedavi icin elzemdir.



a- suuru acik hasta: Yemekte kisi aniden, konusamaz, oksuremez, (bogazina sarilir), ve yuzu morarir. Zorlanarak solmaya calisir. “Boguluyor musun?” seklindeki soruya isaretle cevap verelibir. Eger tikanma kisa surede giderilmez ise, akcigerde kapali kalan havadaki (O) kisa surede biter; kalb ve beyinde hasarlar gelisir. suur kapanir ve olum!!!

b- suuru Kapali Hastada: Hasta, suuru kapali bulunur. Sebep birden fazla olabilir. Solunum yoksa derhal standart solutma ve hava yolunu acma uygulamalari yapilir. Yol acilmiyorsa tikanma (yabanci cisimle) dusunulebilir.

ust hava yolu tikanmalarinin giderilmesinde iki usul vardir:

a- Heimlich manevrasi (Karindan itme)...

b- Parmaklarla temizleme ve cikarma...

Heimlich Manevrasi: Yabanci cisim cikarilana dek 6-10 kez uygulanir. Hasta oturur veya ayakta iken;

1- Hasta beline (gobek hizasinin biraz ustune) arkasindan durarak eller dolanir.

2- Bir yumruk diger elle kavranir. Yumrugun bas parmagi gobek ustune kaburgalarin altina yerlestirilir.

3- Yumruk iyice yerlestirilip, yukariya dogru guclu ve hizli bir sekilde 6-10 kez itilir.



Hasta sirt ustu yatiyorsa;

1- Hastanin kalca veya bacaklari ustune ata biner gibi binilir.

2- Bir avuc, hastanin gobek ustu, kaburga altina konur, digeri onun uzerine yerlestirilir.

3- Ellerle hasta yukari itilerek, karina bastirilir. Bu isi 6-10 kez yapilir. (sekil 4)



Yabanci Cismin cikarilmasi: Hava yolunu tikayan madde agizda ise veya oyle dusunuluyorsa, mudahaleci bunu dikkatle cikarmalidir. Heimlich manevrasi, cismin yerini degistirebilir, fakat cikmasini saglayamayabilir.

Uygulama:

- capraz parmak veya dili-ceneyi kaldirma yontemi ile hastanin agzi acik tutulur.

- Diger elin isaret parmagi hastanin yanaklarindan bogazina kadar, temizler sekilde dolastirilir.

- Varsa herhangi bir yabanci cisim, parmak ucu ile agiza cekilir.

- Cisim tutulabilecek bir mesafeye ve yere geldiginde tutularak cikartilir.

Parmak kullanirken, cismi solunum yolunda daha otelere itmemeye ozen gostermelidir. (sekil 14)



Kismî Hava Yolu Tikanmasi:

Bazen hava yolu kismen tikanir. Hasta bir miktar fakat zorlayarak solur. Heimlich manevrasi, bu tur tikanmalarda yetersiz kalir. Yukaridaki teknik, madde daha da itilip yolu tam tikayabileceginden tehlikelidir. Bu durumda, hava yolu solunumun en rahat oldugu pozisyonda ve yavasca tutulur. Hastaya mumkunse saf (O) solutulur ve kisi hastaneye ulastirilir.



DOLASIM SISTEMI

Bolumun amaci; kanin vucutta nasil dolastigini ogretmek, dolasim sisteminin birimlerini (unitelerini) tanitmak, nabiz ile kan basincini ogreterek sokta kan basincinin degisikliklerinin neler oldugunu bildirmektir. Dolasim sistemi, merkezinde aktif kalbin yeraldigi, kalbden cikan ve giderek kuculen atardamarlar ile, kalbe donen ve giderek buyuyen toplardamarlardan meydana gelir. Kalbden atilan (itilen) kanin atardamarlar vasitasiyla ile doku ve hucrelere ulasmasini takiben toplardamarlar vasitasiyla tekrar kalbe donmesine dolasim denir. Dolasimin maksadi kan yolu ile hucre ve dokulara gerekli oksijen ve enerjiyi goturmek, hucre ve dokularda olusmus zararli atiklari, CO2’ yi uzaklastirarak atilmasini saglamaktir. Organizmada iki tur dolasimdan sozedilir. Ilki “pulmoner dolasim-kucuk dolasim”; cesitli metabolik atiklar ve CO ile kirlenmis kanin kalp tarafindan Akcigere sevkedilip temizlendikten sonra tekrar kalbe geri dondugu dolasimdir ki ozetle, kalbe gelen CO2 ile kan akcigere gonderilip temizlenir ve tekrar kalbe geri doner. Digeri, “sistematik-buyuk dolasim”dir. Burada akcigerlerden gelen CO2’ den temizlenmis O2 bakimindan zengin kan, tum vucuda pompalanir ve sistemlerin calismasi saglanir. Dolasim sistemi tum elemanlari ile tamamiyla kapali bir sistemdir. Dolasim sisteminin kanin hucre duzeyinde dolasimini ve madde alisverisini saglayan en ince damarlardan olusan kismi “kopiller sistem” , sistemin nihai can alici bolgesidir. Doku ve hucrelerin varlik ve isleyislerini idame ettiren karmasik tum hadiseler bu duzeyde gerceklesir. Sistem bir sekilde islemez hale gelirse bu nihai canalici faaliyet gerceklesemez yahut aksar ki hayatî oneme haizdir.



DOLASIM SISTEMI ELEMANLARI:

K A N

Sivi olan kismi plazma ile sekilli olan elemanlar olan kan hucrelerinden meydana gelir. Plazma kan hucrelerini, besin maddelerini ve daha bircok maddeyi barindirir. Hucreler baslica uc cesittir: Kirmizi kan hucreleri olan eritrositler, ayni zamanda kana rengini de verir. Lokositler, beyaz kan hureleri olarak bilinir ve vucudun enfeksiyonlara karsi savunmasini saglarlar; asker hucrelerdir. Trombositler ise, pihtilasmayi temin eden temel yapilardandir. Kanama atardamarlarda ise, kan fiskirir tarzda (kalbin her pompalayisinda) akar ve O ‘den zengin oldugu icin rengi parlak-acik kirmizidir. Toplardamar kanamalari ise devamli akma seklinde olup CO ‘den zengin olusu nedeniyle rengi de daha koyu-mattir. Kopiller kanamalari ise, sizinti seklindedir.



K A L B:

Yetiskinde, kisinin yaklasik kendi yumrugu iriliginde, ici bolmelerden olusmus kastan yapili bir organdir. Atrium (kulakcik) ve ventrikul (karincik) denen dort bolmesi vardir. Kalb, bir cift pompa gibi calisir. Kalbin sag tarafi toplardamarlar yolu ile gelen kani atardamarlari ile akcigerlere pompalar ve CO2‘ den arindirilip O2‘ lendirilmesini saglar. O2 ‘lenmis kan bu sefer akcigerden kalbin sol yanina gelir toplanir, oradan da buyuk atardamarlar arayiciligi ile (Aorta) tum vucuda pompalanir. Kalbin odalari arasinda kanin donmesine mani olan, kanin bir yonde hareketini saglayan kapaklar vardir. Bunlar, uyumlu olarak , kimi acilarak kimi kapanarak calisir ve dolasim idame ettirilir. Kalb kani dakikada ortalama 60-80 defa pompalar. Boylece vucut kaninin tamami (5-6 lt.) 1 dk. icinde tum vucudu dolasmis olur. Kalb kasi ozelligi olan bir dokudur. O2‘ sizlige hassasiyeti yuksektir. Kendini besleyen damarlarin tikanmasiyla daralmasi cok tehlikeli olur. (Kalp krizi= kalb kasinin olmesi) calismasi istegimize bagli degildir; otonomdur.



ATARDAMARLAR=ARTERLER

Aorta denilen ana atardamar kalbi terkettikten sonra vucut kisimlarina dagilmak uzere giderek daha kucuk parcalara bolunur. Bolune bolune nihayet ince damarli kopiller damarlar (mikroskopiktirler) meydana gelir. Kopiller damarlar vasitasiyla artik kan tek tek hucreler arasinda dolasacak hale gelir. Ve surekli sozu edilen gaz vd. madde alisverislerinin gerceklesmesi mumkun olur.



TOPLARDAMARLAR: VENLER

Hucre ve dokulara ulasan kan, toplardamarlar vasitasiyla CO2‘ den arindirilmak ve yeniden sisteme pompalanmak uzere kalbe geri doner. Venler arayiciliyla toplanan kan kalbin sag yarisina gelir ve buradan temizlenmek uzere Akcigere pompalanir.



NABIZ VE KAN BASINCI:

Daha once anlatildigi uzere muhtelif nabiz noktalarindan hissedilebilen nabiz, kanin kalbin sol tarafindan sisteme (dolasima) pompalanmasi ile meydana gelir. Nabiz, buyukce arterlerin deriye yakin olduklari noktalardan kolaylikla hissedilebilir. (onceki bahislerden nabiz noktalarini hatirlayin!)

Nabiz hizi, dakikadaki atim sayisini sayarak tesbit edilir. Yetiskinde bu sayi 60-80 atim /dk.’dir. cocuklarda-bebeklerde ise 80-100 atim/dk.’dir.

KAN BASINCI:

Kanin arterlerden gecerken arter duvarlarinda olusturdugu basinctir. Basinci meydana getiren kalbin pomba gucudur. Kalb kasildiginda (kalbin sol yani) icindeki kani atardamarlara bosaltir. Buna sistol denir. Kasilma bitip kalp gevsediginde ise kanla dolar ki bu devreye de diastol denir. Kan basinci bahsi edilen bu her iki durumda olculur ve Sistolik/Diastolik basinc diye ifade edilir. Her iki olcum bir defada yapilir. olcum icin ozel bu alet kullanilir. (Sgigmonametre-Tansiyon aleti) olcum mmHg. ile birimlendirilir.



ornek: 120 / 80 mm Hg

sistolik/Diastolik/ brim

Halk arasinda sistolik basinc buyuk, diastolik basinc kucuk tansiyon diye bilinir. Rakam ifadeleri yuzde degil onda ifadeler olarak zikredilir. 120/80 yerine 12-8 gibi... Kan basincinin normal eriskin degeri 120/80 mmHg.dir. Her ikisi icin ust sinir 160/90 mmHg. kabul edilir. Diastolik basinc, atardamarlarin devamli maruz kaldigi basinc oldugundan ozellikle yuksek basinc oldugunda, yuksek tansiyon (Hipertansiyon) hastalarindaki seviyesi onemlidir. (Hipertansiyon kalp ve damarlarin maruz kaldigi devamli zorlanmanin adidir ve yipraticidir.) Kan basincini bircok faktor etkiler. Kanin hacmi, atardamarlarin durumu (gevsek veya kasik olmalari; gevsek damarlarin capi genistir, kasili olanlarin ise dardir. Genis cap daha buyuk bir hacmi, dar cap daha kucuk bir hacmi anlatir.), kan basincinin kasilabilme kapasitesi (kalp-damar hastaliklarinda, kalp yeterince kasilamayabilir. Yeterince guc uretemez ve kani yeterince pompalayamaz.) arterlerin elastikiyeti. Venlerdeki basinc daha dusuktur. Bu sayede kanin kalbe donusu kolaylasir, mumkun olur. Normalde damarlarin tumu (eriskinde) varolan ortalama 5-6lt. kan ile doludur. Damarlar normal devirlerde ne tam kasili ne de tam gevsektir. (Damarlar kasilip gevseyebilirler. Boylelikle caplari daralir veya genisler. Kan basincinin normal olarak idamesinde bu onemli bir mekanizmadir.) Damarlarin genisligi (caplari) mevcut kan miktarina vesair bircok faktore binaen sinir sisteminin kontrolundedir. Normal kan basincinin kaybolmasi kanin her organa yeterince gidememesi demektir. Oysa organ ve dokularin varliklarini surdurebilmeleri icin kana (O ve gidaya) ihtiyaclari vardir. Bu sebeple mevcut bircok karmasik yol ile kan basinci olagan olmayan zaman ve durumlarda sabit tutulmaya calisilir. (Misal: damarlar daralir, ic hacimleri azalir. onceden 5lt. iken yeten kan, 4lt. oldugunda da ayni basinc kurunmaya alisilir.) Kan basincini bircok sebep degistirebilir. Fakat herhalukarda sonuc aynidir. Dokular O ve enerji alamaz, atiklarindan da kurtulamaz. Bu durum hucre organlarinin olumunu getirir. Kan basincinin yeterli olamamasi sonucu hucre ve organlarin yeterli kanlanamamasi ve metabolizmalarini devam ettirememeleri haline sOK denir. Sebepleri cok degisken olabilirse de sonuclar sokta hep aynidir. Hasta az miktarda kan kaybettiginde, arterler, venler ve kalp otomatik olarak dusuk hacime kendilerini ayarlar. Ayarlama butun dolasim sisteminde uygun basinci saglamak ve her organa perfuzyon-yeterli kanlanma/dolasim saglayabilmektir. Kan kaybindan sonra, ayarlama hizla, dakikalar icinde olur. Damarlar kasilarak, azalan kan hacminin dolduracagi damar yatagi hacmini azaltirlar. Kalp, kanin etkili olarak dolasabilmesi icin daha hizli atar. Nabiz ve kan basinci arasindaki ters iliski (kan basinci duserken nabiz sayisi artar) sokta hemen her zaman gorulur. Eger kan kaybi cok fazla ise ayarlama olamaz ve hasta soka girer. Arter ve venlerin genisligindeki degisikligi duvarlarindaki kaslar saglar. Kan hacmi, sicak, korku, soguk, yaralanma veya infeksiyon gibi degisikliklere cevap olarak bu kaslar kasilir veya gevser. Kasilip gevseme arter veya venin capinda degisiklige yol acar. Bu kaslar pompa gorevini yapmaz, sadece damarlarin capini, boylece hacimlerini degistirir. Devamli olarak yeni duruma ayarlanma olayi otonom sinir sisteminin kontrolundedir. Eger arter veya venin kaslari kasilirsa, capi kuculur ve sistemde daha az sivi tutulur. Eger kaslar gevserse damar genisler ve sistemde daha fazla miktarda kan tutulur. Damarlarin asiri genislemesi olan normal kan hacminin doldurulamayacagi genislikte bir sistem olusturur. Bu durumda sok gelisir. Perfuzyon bozulacagindan organlar tehlikeye girer.

TEMEL DESTEK TEDAVISI: SUNI DOLASIM-KALB MASAJI

Bolumun amaci; kalb durmasini tariflemek ve nedenlerini belirlemek, eriskinde suni dolasim tekniklerini anlatmaktir. Kalb durmasi; kalbin etkili ve yeterli kan akimi saglayamamasi sonucunu dogurur. Bu durumda buyuk arterler bile (el bilegi, boyun) nabiz alinamaz. Kalb durmasi dort ayri tarzda olabilir.

1- Kalbde herhangi bir elektrik veya kas aktivitesi yoktur. Kalb atmaz. Nabiz alinamaz. Kalbin elektrik aktivitesinin kaydedildigi elektrokardiyogramda aktivite tesbit edilemez. (EKG’de...) Bu durum olabileceklerin en kotusu olup, diger uc form da nihayetinde bu noktaya varabilir.

2- Kalbin kani pompalayan bolumlerinde; ritmik olmayan, duzensiz, birbiriyle ilgisiz ve tam olmayan titremeye benzer kas kasilmalari olur. Bu bir cesit aritmi’dir. (ritim bozuklugu) Neticede kalbin durmasina yol acar. Tam kasilmalar olmadigi icin, kalb kan pompalayamaz. Bu durum kalbi besleyen damarlarin daralmalari sonucu kalbin kendisinin yeterince beslenememesi sonucu olusabilir.

3- Kalp hizinin normalin ustunde olmasi; bu da baska bir tip ritm bozuklugudur. Kalp oyle hizli carpar ki, atimlar arasinda kalbin yeniden kan ile dolmasi icin yeterli zaman kalmaz. Devam etmesi halinde dolasimin bozulmasi sonucu ne tum diger doku ve hucreler ne de kalb yeterince kanlanamaz. O ve enerji acligi ortaya cikar. Bu kalbin calismasini daha da bozar. (2. forma girit)

4- EKG’de kalp calismasi ve hizi normal olarak gozlenir. Fakat nabiz hissedilmez ve kan basinci yeterli seviyede de degildir. Kalp krizi, asiri kan kaybi gibi bir cok sebep bu sonucu dogurabilir. Sonuca goturen nedenler yavas yavas gelisebilir. Sonucun ortaya cikisi ve neticelenmesi ise ani olur. Bu sebeble nedenlerin ciddiye alinarak derhal bertaraf edilmeleri gerekir. (ornek: Asiri kan kaybi varsa, derhal durdurulur, takiben kayiplar yerine konulmaya calisilir.) Yukarida bahsedilen her dort durumda da suni dolasim-kalb masaji gereklidir.



YETISKINDE KALP MASAJI:

Kalp durmasinda beynin kanlanmasi da durdugundan, hemen her zaman suur kaybi vardir. Solunum durmasi veya havayolu tikanmalarindan sonra suur kaybi gelisene kadar bir sure gecer. Hastanin suurunu degerlendirdikten, gerekirse hastayi cevirdikten, hastanin solunumunu degerlendirdikten (gerekiyorsa) havayolunu acip suni solunuma basladiktan sonra dolasim da degerlendirilir. Nabiz noktalarindan (el bilegi, boyun) nabiz kontrolu yapilir. Alinamiyorsa, aletli veya aletsiz (kulak goguse dayanarak) kalbin calisip calismadigi anlasilmaya calisilir. Solunumun varolup olmamasina gore suni solunumla birlikte veya tek basina kalb masaji baslatilir.



HARICI KALP MASAJI:

Kalb, goguste sternum (iman tahtasi) ve omurga arasinda yer alir. Sternumun alt ucuna uygulanacak ritmik basinc, kalbin sternum ile omurga arasinda sikisarak kani dolayli olarak pompalamasini boylece de suni bir dolasimi saglamis olur. Hastaya masaj uygulanabilmesi icin hastanin duz ve sert bir yuzeyde yatiyor olmasi gerekir. Yatakta ise hasta, hemen yere-zemine indirilmelidir. Haricî masaj geciktirilemez ve her zaman suni solunumla birlikte yapilir.



Tek Kisinin Uygulayacagi Masaj: Masaji uygulayacak olan eger yalniz ise, once hastayi uygun bir zemine yerlestirir. Sonra bir dizi hastanin basi, digeri gogsunun ust kismi hizasinda olacak bicimde hastanin yanina diz coker. Bir elinin ayasini sternumun alt kismina yerlestirir, sonra diger elin ayasi ilkinin uzerine gelecek sekilde yerlestirir. Basinc asagi dogru ve dik olarak uygulanir; ve sternum asagi dogru 5-6 cm. bastirilir. Dirsekler duz tutulurken uygulayicinin hafifce dogrulmasi basincin omuzlardan duz olarak uygulanmasini saglar. Asagiya dogru dik basinc bir dinlenme donemini gerektiren bir baski yapar. Baski-dinlenmenin en az yarisi kadar sure baskiya ayrilmalidir. Hareketler duzgun, ritmik ve kesintisiz olmalidir. Kisa kesik kesik basmalar kesinlikle yeterli kan akimi saglayamaz. Dinlenme sirasinda uygulayici elini sternumdan kaldirmamalidir. Fakat basinc sternumu eski yerine getirecek sekilde tamamen kaldirilir. Baski ve dinlenme mutlaka ritmik olmalidir. Baski teknigi onemlidir. cunku, iyi uygulandiginda bile bazi riskleri vardir. (Kaburga kiriklari, karaciger yirtilmalari, dalak yirtilmasi veya sternum kiriklari olusabilir.) Olmalari tamamen engellenemezse bile iyi bir teknik uygulama ile en aza indirilebilirler. Uygulayici yalniz ise, suni solunum icin masaja ara vermesi de gerekir. Uygulayici her 15 basmadan sonra 2 solunum yaptirir. Toplam baski sayisi dakikada 80-100 civarinda olacak sekilde ayarlanmaya calisilir. (Normal kalp atimi hizi kadar.)

Yüklə 0,76 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   17




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin