Emir Timur ve Yönetim İlkeleri



Yüklə 353,14 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə5/7
tarix16.05.2023
ölçüsü353,14 Kb.
#113750
1   2   3   4   5   6   7
Emir Timur ve Y netim lkeleri[#414307]-456083

Şimdi bunların gönüllerini avlayıp kendime bağlamak için söz 
konusu dört emiri kenara çağırarak onları kendime devlet 


Meltem DELEN
154
ortağı kıldım. Bunlar da kesin söz vererek beni inandırdılar. 
Sonra emirlerden tereddütleri olanları birer birer çağırıp her 
biriyle özel olarak konuştum. Bunlardan dünya malına düşkün 
açgözlülerini mal ve eşya verip imrendirdim. Makam ve rütbeye 
göz koyan görev hayranlarını emrimdeki bölgelere vali olarak 
atadım. Bunların her birine birer muhafız tayin ettim…
Eşya yetmeyenlere vaade bulunarak onları ümitlendirdim. 
Tüm askerlerimi korku ve ümit arasında tuttum. Güler yüz ve 
tatlı sözle hepsinin gönlünü kendime bağladım. Bir hizmet ede-
ni, on hizmet etmiş görüp kalplerini sevindirdim böylece birlik 
ve beraberliğe gelerek hepsinin gönlü bana bağlandı.
Burada kullanılan “gönül avlamak ve gönlünü bağlamak” gibi bir takım 
ifadeler kulağa farklı gelse de aslında son derece önemli ve yerindedir. 
Bu ifadeler bir asker için fazla duygusal lakin bir önder için çok önem-
lidir. Çünkü önderler akla değil, duygulara hitap ederler ve insanları bu 
şekilde kendilerine bağlarlar. Emirleri, kendi safına çekmek için devlet 
ortağı kılma yaklaşımı saltanatının ilk yıllarında izlediği bir yöntemdir, 
zira devlet yönetimine ilişkin prensiplerini incelediğimizde göreceğimiz 
üzere iktidarında herhangi bir ortaklığı, devlet yönetiminde ikiliği hiçbir 
şekilde kabul etmemektedir. Diğer taraftan çevresindekileri çok iyi tanı-
dığı ve onlara tabiatlarına uygun davrandığı da görülmektedir. 
Sanıldığının aksine hiçbir zaman despot bir yönetici olmamış, kimseyi gö-
nülsüz bir işe koşmamış, mutlaka onları ikna edip gönüllerini kazanmıştır. 
Uzun bir sefer dönüşü hemen yeni bir sefere gitmesi gereken bir vakitte 
sipahilere yeni sefere katılıp katılmamaları konusunda bile serbestlik ta-
nımıştır (Şakirov, Aslan, 2010, 63). Hint seferi kararı alırken de emirleri-
nin görüşlerini aldıktan sonra, kararını uygun bulmayanlara gönlü kırılsa 
dahi, hiddetlenerek ani kararlar vermemiş, sonunda fikir birliği oluşun-
ca artık gölünde bir kırgınlık kalmadığını belirtmiştir. Bu olayda hiddetli 
davranmamasının bir başka nedenini de kendisi şöyle açıklamaktadır: “…
Lakin onlar kendimce filizlendirilen fidanlardı. Yolup atmayı istemeyerek 
yine de onlara yumuşak davrandım” (Şakirov, Aslan, 2010, 60-61). Bu da 
yine bir önder için kadrosunu yetiştirmenin ne kadar önemli olduğu ve 
eğitimleri için harcanan emek düşünüldüğünde, yaşanan birkaç sorunda 
hemen gözden çıkarılmamaları gerektiğine dikkat çekmektedir. Kadro-


Emir Timur ve Yönetim İlkeleri
155
suna verdiği önem ve onlara adaletli muamele etme yaklaşımı, bir başka 
ifadesinde şu şekilde yer almaktadır (Kocaoğlu, 2011, 73-74):
Hükümdarlar birini bir memuriyete naspettikten sonra onu nü-
fusundan mahrum etmemelidir. O makama çıkardıkları adamı 
devirmekten kaçınmalıdırlar. Liyakati teslim edilen bir adam 
hakarete layık değildir. Eğer bu adaletsizliği yapmışlarsa bunu 
o adamı iki misli yüksek bir makama yükseltmek ve hakkında 
cömertlik göstermek ile tamir etmelidirler. Çünkü o adam kal-
binde kin saklayarak intikam almayı düşünür durursa hüküm-
dar için hiç iyi olmaz. Fakat bir bende
2
 kalbinde efendisi için 
iyilik ve saygı beslerse efendisi daima fayda görür.
Bu ifade memuriyette bulunanların mutlak bir dokunulmazlığı olduğu 
yönünde bir yanılgı yaratmamalıdır. Zira Timur, devlet görevinde bulu-
nan ya da yakın kadrosundaki kişileri seçme konusunda oldukça ihtiyatlı 
davranan ve pek çok ilkeyi gözeten bir hükümdardır. Özellikle devlet yö-
netiminde vezirlerin önemine dikkat çekmiş, bazı hallerde devletin beka-
sı açısından vezirlerin hükümdardan daha etkili olabileceğini belirtmiştir 
(Şakirov, Aslan, 2010, 86). Ayrıca yönetimde bulunan yakın kadronun da 
kalben, aklen ve fikren birbirine tamamen bağlı olması gerekliliğini şu 
sözleriyle ifade etmiştir; “Doğuştan mümtaz, ihtiyat ve dirayetiyle meş-
hur 313 adama bağlı idim. Bunlar birbirine o kadar bağlı idiler ki sanki 
hepsi tek bir adamdı. Plan ve projeleri, harekâtı ve icraatları birdi.” (Ko-
caoğlu, 2011, 82). Bugün tam olarak paylaşılmış bir misyon ve vizyonun 
ne kadar önemli ve kurumların başarısında ne kadar belirleyici olduğu 
bilinmektedir. 
Timur’un kalabalık bir meclisi olmasına karşın, hiçbir zaman bir ikinci 
adam ya da gözdesi olmamıştır. Bu onu pek çok önderden farklı kılmakta-
dır. Geniş bir kadrosu vardır ama herhangi biri diğerinden daha önemli ya 
da daha ön planda değildir. Böylelikle kontrol de her zaman onun elinde 
olmuştur (Lamb, 2009, 117). Diğer taraftan Timur, yönetilmesi oldukça 
güç olan bir topluluğu idare ediyordu. Tatarlar özgürlüklerine çok düş-
kün, çoğu zaman başına buyruk, disiplinden çok hoşlanmayan, en ufak bir 
huzursuzlukta topluluktan ayrılıp kendi başlarına hareket edebilen kim-
selerdi. Fakat Timur zekâsı ve sağlam iradesi ile bu adamları kendisine 
2
Maiyet, ast.


Meltem DELEN
156
bağlamış ve bir idare altında tutabilmiştir. Adamları onun için; “Dosdoğ-
ru hüküm veriyor, doğru adam; iyilik sahibi, cömert adam” demekteydi 
(Lamb, 2009, 123).
Timur Tüzükâtında; “Hiç kimseye öz haddinin dışına ayak basmasına izin 
vermedim.” derken, liyakate ve herkesi uygun olduğu pozisyonlarda de-
ğerlendirmenin önemine dikkat çekmektedir (Şakirov, Aslan, 2010, 116). 
Çevresindekileri çok iyi gözlemleyen, kişilikleri, yetenekleri, zaafları ve 
hırslarını şaşmaz bir şekilde belirleyebilen Timur, bu kimselerin bulun-
dukları makamlarda memnuniyetlerini sağlayarak, başka makamlar için 
istekli olmalarını da engelleyebilmiştir (Kocaoğlu, 2011, 29-30).

Yüklə 353,14 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin