bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə22/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   114
vocabularyy






I will celebrate the christmas with my family. (Noel’i ailemle kutlayacağım.)



















408) celebration; (isim)










kutlama, şölen, tören










We have a birthday celebration today. (Bugün doğum günü kutlaması yapıyoruz.)



















409) celebrity; (isim)










ünlü kişi,  şöhret













He become a celebrity after this movie. (Bu filmden sonra ünlü oldu.)



















410) cell; (isim)













hücre , göz, küçük oda










Cells are the smallest building stone of the body. (Hücreler vücudun en küçük yapı taşıdır.)



















411) center; (fiil, isim)










f.; ortalamak   i.; merkez, orta










I have an appoinment in beauty center. (Güzellik merkezinde randevum var.)



















412) central; (sıfat,isim)










s.; merkezi,orta   i.; telefon santrali







The bank has a central branch office in New York. (Banka’nın New York’da merkezi bir şubesi var.)



















413) century; (isim)













yüzyıl, asır













The construction of the mosque dates back to 6th century. (Bu caminin inşası 6.yy a dayanıyor.)



















414) CEO; (isim)













ceo (icra kurulu başkanı)










She was nominated to ceo reward. (Ceo ödülüne aday göterildi.)



















415) ceremony; (isim)










tören, merasim













The president gave a speech in the opening ceremony. (Başkan açılış töreninde konuşma yaptı.)



















416) certain; (sıfat)













kesin, belirli, mutlak










He has his own certain thoughts. (Onun kendi mutlak görüşleri vardır.)



















417) certainly; (zarf)













kesinlikle, elbette













I am certainly coming this store again. (Bu mağazaya kesinlikle tekrar geliyorum.)



















418) chain; (isim, fiil)










i.; zincir f.; zincire vurmak










The dog broke his chain and run away. (Köpek zincirini kırdı ve kaçtı.)



















419) chair; (isim, fiil)










i.; sandalye, koltuk   f.; başkanlık etmek







Pull out a chair and sit with us. (Bir sandalye çek ve bizimle otur.)



















420) chairman; (isim)










başkan, toplantı başkanı










I will introduce you with our founding chairman of our company. (Sizi şirketimizin kurucu başkanı ile tanıştıracağım.)



















421) challenge; (isim, fiil)










i.; zorlu iş, meydan okuma   f.; meydan okumak ,kafa tutmak

I accept your challange, let’s play. (Meydan okumanı kabul ediyorum, haydi oynayalım.)



















422) chamber; (isim)










oda, hazne,













Lock the chamber before you leave. (Çıkmadan önce odayı kilitle.)



















423) champion; (isim, sıfat)










şampiyon ,   s.; en iyi, şampiyon







I know the champion boxer Rocky. (Şampiyon boksör Rocky’i tanıyorum)



















424) championship; (isim)










şampiyona, şampiyonluk










She will compete on the world championship. (Dünya şampiyonasında yarışacak.)



















425) chance; (isim, fiil)










i.; şans, fırsat   f.; şans eseri olmak







Please, give me another chance. (Lütfen bana bir şans daha ver.)



















426) change; (fiil, isim)










f.; değiştirmek, değişmek    i.; değişim, değişiklik

Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin