bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə13/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   114
vocabularyy


These two different approaches are basically very similar.( Bu iki farklı yaklaşım esasen çok benzer.)



















242) basis; (isim)













kök, temel, taban, altyapı










The basis of a good relationship is mutual trust. (İyi bir ilişkinin temeli karşılıklı güvendir.)



















243) basket; (isim, fiil)










i.; sepet, basketbol potası, küfe   f.; sepetlemek




The basket is full of apples. (Sepet elmalarla dolu.)






















244) basketball; (isim)










basketbol, basketbol topu










He was playing basketball in high school.

























245) bathroom; (isim)










banyo, tuvalet













Can I use your bathroom? (Banyonuzu kullanabilir miyim?)



















246) battery; (isim)













batarya, pil, akü













We need a battery for the car. (Araba için yeni bir akü lazım.)



























































































247) battle; (isim, fiil)










i.; savaş, muharebe    f.;  savaşmak, mücadele etmek

Thousand of people were killed at the battle. (Savaşta binlerce insan öldürüldü.)



















248) be; (fiil)













olmak, mevcut olmak










I wasn’t at school yesterday. (Dün okulda yoktum.)






















249) beach; (isim, fiil)










i.; kumsal, sahil, plaj     f.; karaya çekmek







Our summerhouse is very close to the beach. (Yazlık evimiz sahile çok yakın.)



















250) bean; (isim)













fasulye,barbunya, tohum, tane,kahve vb çekirdeği, kafa

She is cooking beans for dinner. (Akşam yemeği için fasulye pişiriyor.)



















252) bear; (fiil, isim)










tahammül etmek, dayanmak, katlanmak, taşımak

i.; ayı

She talks all the time, I can’t bear anymore. (Sürekli konuşuyor, artık katlanamıyorum.)



















253) beat; (isim, fiil)










i.; ritim, vurma sesi, darbe, çarpma     f.; yenmek, dövmek, atmak çarpmak, vurma

He beat me at the chess tournament. (Satranç turnuvasında beni yendi.)



















254) beautiful; (sıfat)










güzel, zarif, hoş













My mom is the most beautiful woman on earth. (Annem dünyadaki en güzel kadın.)



















255) beauty; (isim)













güzellik, güzel kişi , güzel şey










I don’t use the beauty products. (Güzellik malzemesi kullanmıyorum.)



















256) because; (sıfat)













çünkü, nedeniyle , dolayı, -dığı için







I won’t meet him because I don’t like him. (Onunla görüşmeyeceğim çünkü ondan hoşlanmıyorum.



















257) become; (fiil)













olmak, haline gelmek










She become a finance manager at a private bank .( Özel bir bankada finans müdürü oldu.)



















258) bed; ,(isim, fiil)










i.; yatak, döşek, tarh    f.; yatırmak, yatak yapmak




This bed is very comfortable. I will buy this. (Bu yatak çok rahat. Bunu alacağım.)



















259) bedroom; (isim)










yatak odası













The bedroom of the house was very large. (Evin yatak odası oldukça büyüktü.)



















260) beer; (isim)













bira








Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin