Guney Kafkasya Mil Bozkrlarnda Neolitik - Renkli Bir Mozaik (1)
101 Güney Kafkasya Mil Bozkırlarında Neolitik Çağ: Renkli Bir Mozaik - Barbara Helwing ve Tevekkül Aliyev özellikle koyuna, sonra sığır ve az sayıda domuza dayalıdır; kemiklerin yalnızca küçük bir kısmı
av hayvanlarına ve balıklara aittir. Hayvanlar, büyüklükleri bakımından, halihazırda evcilleştiril-
miş sürülerin Güney Kafkasya’ya getirildiğini, yerelde evcilleştirmenin söz konusu olmadığını
düşündürmektedir. Kesim yaşı, hayvan yetiştiriciliğinin esas olarak et için yapıldığını akla ge-
tirmektedir. Ana av hayvanları, tipik bozkır hayvanlarından olan ceylan ile mevsimsel avlanan
göçmen kuş mezgeldektir.
45 <0}
Sonuç Mil Bozkırları Neolitiğine ait bulguları bir araya getirdiğimiz bu kısa genel bakışla hem tek
tek yerleşmelerin zengin çeşitliliğiyle farklılıklarına hem de belirli zanaat gelenekleriyle yaşam
biçimlerinin olası kökenlerine ışık tutmaya çalıştık. Mil Bozkırları yerleşmelerinde, ilk olarak
Bereketli Hilâl’de geliştirilmiş unsurlarla yerel geleneklerin sürekliliğine işaret eden göstergeler
bir arada bulunur: bir yandan, indirgenmiş bir evcil hayvan ve bitki topluluğu, yerleşik hayat
kavramı, çanak çömlek üretimi ve sembolik düşünce ürünü heykelcikler, güneydeki bölgelerden
yayılmış etkilerin kanıtıdır. Devasa Kamiltepe platformu eşsiz/özgün bir yapıdır fakat kerpiç ya-
pılar İran Neolitiğinden de bilinmektedir. Öte yandan, yeraltı binaları ve hendek sistemleriyle,
Mil Bozkırları yerleşmelerinin son derece özgün mimarisinin daha eski prototiplerine Zagros
veya Toros bölgelerinde rastlanmaz; dilgisel üretime ve baskı yöntemiyle yongalamaya dayalı taş
teknolojisi ise Epi-Paleolitik İran ve Hazar havzasında köklü geleneklerdir.
Mil Bozkırları Neolitiğinin betimlenmesi, bu gelenekleri, yuvarlak yapıları ve tek renk
plastik bezekli çanak çömlekleriyle daha iyi bilinen Şulaveri-Şomutepe ve Aknaşen topluluklarının
Neolitiğinden ayırmaya da olanak sağlar. Bu yerleşmelerin yaklaşık MÖ 6000’e tarihlenen en es-
kilerinden bazılarında bulunmuş, egzotik niteliği açıkça anlaşılan seramikler, Mezopotamya Çanak
Çömlekli Neolitiğinin Samarra ve Hassuna gelenekleriyle bağlantılıdır; Nahçıvan’da yer alan Kül-
tepe I yerleşmesi de Halaf çanak çömleğinin kuzeyde ulaştığı en uç nokta olarak bilinir. Mil Bozkır-
ları yerleşmeleri ise aksine İran platosunun etkilerinin izlerini taşır. Açıktır ki; Güney Kafkasya’da,
obsidyen dolaşımının ortaya koyduğu üzere, uzun bir döneme yayılan aralıklı temasların ardından,
ancak MÖ 6000 civarında başlamış olan Neolitik yerleşimler, bölgesel mimari ve zanaat gelenekleri
ağlarından örülü, mozaiği andıran bir yapının yansıttığı çeşitli geleneklerden esinlenmiştir.
Güney Kafkasya, bereketli vadileri tarım toprağı olarak kullanmaya başlayıp büyük ola-
sılıkla Küçük Kafkasların yüksek vadilerine dek ilerleyen Neolitik yerleşimcilere zengin toprak-
lar sunuyordu. Bereketli Hilâl’den getirilmiş az miktardaki evcilleştirilmiş tür, burada toplanan
kabuklu yemiş ve asma üzümü gibi yabani meyvelerle zenginleştirilmiştir. Tahıl yetiştiriciliği,
gemik buğdayının, olasılıkla Hazar Denizi’nin batı kıyısında yerel yabani buğdayanasıyla (ae-
gilops) melezlenmesine yol açmış, dört ve altı sıralı yeni buğday türleri ortaya çıkmıştır. Mil
Bozkırlarındaki yerleşmeler, kısa ömürlü ve konumları hızla değişen nitelikteydi. Bu yer değiş-
tirmelerin dinamiklerini ve zamanlamasını anlamaktan halen uzak olmamıza rağmen, ekip biçme
döngülerinin ya da yakma tarımının ortaya çıkardığı gereksinimlerle ilişkilendirilmesi, gelecekte
araştırılmak üzere akla yatkın bir varsayım ortaya atabilir. Hızla gelişen Mil Bozkırları Neolitiği,
MÖ 6. binyılın büyük kısmı boyunca varlığını sürdürmüş ve yaklaşık MÖ 5300’te, görüldüğü
kadarıyla arkasında belirgin bir ardıl bırakmaksızın yok olmuştur.
45 Benecke, “Exploitation of Animal Resources.”
Takme Dergi ic.indd 101
Takme Dergi ic.indd 101
1.03.2022 14:37
1.03.2022 14:37